|
- A Siemens' can be a lamp, a washing machine or a nuclear power station.
- Bir Siemens lamba, çamaşır makinesi ya da nükleer enerji santrali olabilir.
- The lamp is hanging from the ceiling.
- Lamba tavanda asılı.
- This lamp is powered by a solar panel.
- Bu lamba güneş paneliyle çalışıyor.
- She switched a lamp off.
- O bir lambayı söndürdü.
- I turned the lamp off and fell asleep.
- Lambayı kapatıp uykuya daldım.
- I turned on the lamp.
- Lambayı açtım.
- The lamp hung from the ceiling.
- Lamba, tavana asılmıştı.
- Please turn the lamp off before you go to bed.
- Yatmadan önce lambayı kapat lütfen.
- Tom broke the lamp.
- Tom lambayı kırdı.
- I turned off the lamp and went to sleep.
- Lambayı kapadım ve uyudum.
- We should get a new lamp.
- Yeni bir lamba almalıyız.
- She switched a lamp off.
- Bir lambayı kapattı.
- The lamp is grey.
- Lamba gri.
- We should buy that lamp.
- O lambayı almalıyız.
- Aladdin found a magic lamp.
- Aladdin sihirli bir lamba buldu.
- There is a lamp on the ceiling.
- Tavanda bir lamba var.
- I unplugged the lamp.
- Lambanın fişini çektim.
- I'm replacing the lamp.
- Lambayı değiştiriyorum.
- I'm sorry I broke your antique lamp.
- Antika lambanı kırdığım için üzgünüm.
- I turned off the lamp and went to sleep.
- Lambayı kapattım ve uyudum.
- Tom unplugged the lamp.
- Tom lambanın fişini çekti.
- I turned on a lamp.
- Bir lamba yaktım.
- This is the first time I've ever switched on this lamp.
- Bu lambayı ilk kez açıyorum.
- Tom switched off the lamp.
- Tom lambayı kapattı.
- Tom turned on the small lamp on his bedside table.
- Tom komodinin üstündeki küçük lambayı açtı.
- Did you break the lamp, Tom?
- Lambayı kırdın mı, Tom?
- The red lamp lights up in case of danger.
- Tehlike anında kırmızı lamba yanar.
- Is that a new lamp?
- O yeni bir lamba mı?
- This lamp sends out a powerful beam.
- Bu lamba güçlü bir ışın gönderiyor.
- The lamp is connected to a timer.
- Lamba bir zamanlayıcıya bağlı.
- Can you fix my lamp?
- Lambamı tamir edebilir misin?
- I'm sorry I broke your antique lamp.
- Antika lambanı kırdığım için özür dilerim.
- Tom turned on the table lamp.
- Tom masa lambasını yaktı.
- Tom turned off the lamp.
- Tom lambayı kapattı.
- What was there under the lamp?
- Lambanın altında ne vardı?
- I knocked over that lamp.
- O lambayı devirdim.
- She dusted off an old lamp.
- O eski bir lambanın tozunu aldı.
- Tom turned off the lamp.
- Tom lambayı söndürdü.
- Tom turned off his bedside lamp.
- Tom başucu lambasını kapattı.
- How much does that lamp cost?
- Bu lamba ne kadara mal olur?
- Not every lamp is magic.
- Her lamba sihirli değildir.
- We need a new lamp.
- Yeni bir lambaya ihtiyacımız var.
- I turned on a lamp.
- Lambayı yaktım.
- Aladdin found a magic lamp.
- Alaaddin sihirli bir lamba buldu.
- The old lamp gave a dim light.
- Eski lamba loş bir ışık verir.
- Tom turned on the lamp.
- Tom lambayı yaktı.
- There is a lamp on the ceiling.
- Tavanda bir lamba vardır.
- Tom dusted off the old lamp.
- Tom eski lambanın tozunu aldı.
- How much does that lamp cost?
- O lamba kaç para eder?
- Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin harika bir lamba bulmuş.
- Tom switched the lamp off.
- Tom lambayı kapattı.
- Touch the base of the lamp once to turn it on and twice to turn it off.
- Lambayı açmak için tabanına bir kez, kapatmak içinse iki kez dokunun.
- Tom helped Mary fix the broken lamp.
- Tom, Mary'nin kırık lambayı onarmasına yardımcı oldu.
- Tom closed the book and turned off the lamp.
- Tom kitabı kapattı ve lambayı söndürdü.
- The old lamp gave a dim light.
- Eski lamba loş ışık verdi.
- Tom hung the lamp on a tree limb.
- Tom lambayı bir ağacın dalına astı.
- Tom turned on a lamp.
- Tom lambayı yaktı.
- Tom dusted off the old lamp.
- Tom eski lambaların tozunu aldı.
- We should get a new lamp.
- Yeni bir lamba almamız gerekir.
- Tom switched off the lamp.
- Tom lambayı söndürdü.
- Is that a new lamp?
- Bu yeni bir lamba mı?
- The red lamp lights up in case of danger.
- Kırmızı lamba tehlike halinde yanar.
- The lamp fell into the tub.
- Lamba, küvete düştü.
- Tom hung the lamp on a tree limb.
- Tom lambayı bir ağaç dalına astı.
- Tom turned off his desk lamp and sat in the dark thinking about what he should do.
- Tom masa lambasını kapattı ve karanlıkta oturup ne yapması gerektiğini düşündü.
- Please turn the lamp off before you go to bed.
- Lütfen yatmadan önce lambayı kapatın.
- Edison invented the electric lamp.
- Edison elektrik lambasını icat etmiştir.
- I bought an ancient lamp.
- Eski bir lamba aldım.
- Tom turned on the small lamp on his bedside table.
- Tom yatağının başucundaki küçük lambayı yaktı.
- Quick, turn off the lamp, I want to hide in the darkness.
- Çabuk, lambayı söndür, karanlıkta saklanmak istiyorum.
- The lamp was swinging back and forth.
- Lamba ileri geri sallanıyordu.
- He knows how to switch on the lamp.
- Lambayı nasıl açacağını biliyor.
- Tom switched the lamp off.
- Tom lambayı söndürdü.
- The lamp was suspended from the branch of a tree.
- Lamba bir ağacın dalına asılmıştı.
- The lamp fell into the tub.
- Lamba küvetin içine düştü.
- Tom turned on the table lamp.
- Tom masa lambasını açtı.
- The lamp needs to be filled with oil.
- Lambanın yağla doldurulması gerekiyor.
- There's no danger of this lamp setting fire to the curtains.
- Bu lambanın perdeleri yakma tehlikesi yok.
- Don't let him switch on the lamp.
- Onun lambayı açmasına izin verme.
- Did you break the lamp?
- Lambayı sen mi kırdın?
- He hung a lamp from the ceiling.
- O, tavandan bir lamba astı.
- The lamp is grey.
- Lamba gridir.
- Above the table is a lamp.
- Masanın üstünde bir lamba var.
- The lamp went out.
- Lamba söndü.
- It's a pretty expensive lamp.
- Oldukça pahalı bir lamba.
- Quick, turn off the lamp, I want to hide in the darkness.
- Çabuk, lambayı kapat, karanlıkta saklanmak istiyorum.
- Can you fix my lamp?
- Lambamı onarabilir misin?
- Tom turned off the lamp on the nightstand.
- Tom komodinin üzerindeki lambayı kapattı.
- The light of the lamp glimmered in the fog.
- Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
- That lamp looks nice.
- Şu lamba güzel görünüyor.
- Tom helped Mary fix the broken lamp.
- Tom, Mary'nin kırık lambayı tamir etmesine yardım etti.
- Tom turned off his desk lamp.
- Tom masa lambasını kapattı.
- I need a lamp.
- Bir lambaya ihtiyacım var.
- The lamp needs to be filled with oil.
- Lamba yağ ile doldurulmalı.
- Did you break the lamp, Tom?
- Lambayı sen mi kırdın, Tom?
- She dusted off an old lamp.
- Eski bir lambanın tozunu aldı.
- Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin harika bir lamba buldu.
- The light of the lamp glimmered in the fog.
- Lambanın ışığı sisin içinde parıldadı.
- He hung a lamp from the ceiling.
- Tavana bir lamba asmış.
- Did you break the lamp?
- Lambayı kırdın mı?
- Not every lamp is magic.
- Her lamba büyülü değildir.
- This lamp sends out a powerful beam.
- Bu lamba güçlü bir ışın gönderir.
- He knows how to switch on the lamp.
- O, lambayı nasıl açacağını biliyor.
- Don't let him switch on the lamp.
- Lambayı açmasına izin verme.
- Sami hit Layla with a lamp.
- Sami, Layla'ya lambayla vurdu.
- Tom closed the book and turned off the lamp.
- Tom kitabı kapatıp lambayı söndürdü.
- The lamp was still burning.
- Lamba hala yanıyordu.
- There was a lamp hanging above the table.
- Masanın üzerinde asılı bir lamba vardı.
- It's a pretty expensive lamp.
- Bu oldukça pahalı bir lamba.
- That lamp looks nice.
- Bu lamba güzel görünüyor.
- Tom turned on a lamp.
- Tom bir lambayı açtı.
- I turned the lamp off and fell asleep.
- Lambayı kapattım ve uykuya daldım.
Show More (109)
|