Tureng - lazy - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	lazy	tembel	adj.
	The coach admonished the players for being lazy. Koç oyuncuları tembel oldukları için uyardı. My husband is lazy. Benim kocam tembeldir. He's lazy and dishonest. O tembel ve sahtekar. It's a myth that poor people are lazy. Yoksul insanların tembel olduğu bir efsanedir. In other words, he is lazy. Başka bir deyişle, o tembel. Tom is a lazy kid. Tom tembel bir çocuk. He is lazy by nature. Doğuştan tembeldir. I love lazy Sundays. Tembel pazar günlerini seviyorum. As far as I know, he isn't lazy. Bildiğim kadarıyla, o tembel değildir. So far as I know, he is not lazy. Bildiğim kadarıyla tembel değil. Tom was very lazy when he was a teenager. Tom ergenken çok tembeldi. Tom is a lazy fellow. Tom tembel bir adamdır. I love lazy Sundays. Tembel pazar günlerini severim. Tom used to be lazy. Tom eskiden tembeldi. Did you just call me lazy? Demin bana tembel mi dedin sen? Tom and Mary are both lazy, aren't they? Tom ve Mary tembeller, değil mi? He is lazy. Tembeldir. Tom isn't as lazy as he used to be. Tom eskisi kadar tembel değil. Tom is a lazy student. Tom tembel bir öğrencidir. Tom is as lazy as ever. Tom her zamanki gibi tembel. I think you're lazy. Bence tembelsin. They would think the person is modest or lazy. Bu kişinin mütevazı ya da tembel olduğunu düşünürlerdi. Tom is lazy, isn't he? Tom tembel, değil mi? Tom's very lazy. Tom çok tembel. I'm too lazy to do that. Bunu yapmak için çok tembelim. During the morning I feel very lazy, I don't want to do anything. Sabahleyin kendimi çok tembel hissediyorum, hiçbir şey yapmak istemiyorum. The quick brown fox jumps over a lazy dog. Hızlı kahverengi tilki, tembel bir köpeğin üzerinden atlar. They're just lazy. Sadece tembeller. Tom wasn't lazy. Tom tembel değildi. For one thing he is lazy, for another he drinks. Birincisi tembel, ikincisi içki içiyor. On one hand he is kind, but on the other hand he is lazy. Bir taraftan o iyi biri, diğer yandan tembel. Tom is quite lazy. Tom oldukça tembel. I am lazy. Tembelim. He is rude, lazy, a runaway. Kaba, tembel ve kaçak. In the first place, he's a lazy boy. Her şeyden önce, o tembel bir çocuk. I was scolded by my mother for being lazy. Tembel olduğum için annem tarafından azarlandım. He isn't a lazy child. Tembel bir çocuk değil. I hope people don't think I'm lazy. Umarım insanlar tembel olduğumu düşünmez. Tom was very lazy when he was a teenager. Tom gençken çok tembeldi. You seem to be extremely lazy. Son derece tembel görünüyorsun. You're so lazy. Çok tembelsin. I'm very lazy. Çok tembelim. Tom is kind of lazy. Tom biraz tembel. He admonished his son for being lazy. O oğlunu tembel olduğu için uyardı. He is a lazy fellow. Tembel bir adam. Tom is such a lazy guy. Tom çok tembel bir adam. In the mornings I'm very lazy and don't want to do anything. Sabahları çok tembelim ve hiçbir şey yapmak istemiyorum. Tom didn't seem to be as lazy as Mary seemed to be. Tom, Mary'nin göründüğü kadar tembel görünmüyordu. My father advised me not to be lazy. Babam bana tembel olmamamı öğütledi. You're a lazy student. Sen tembel bir öğrencisin. As far as I know he is not lazy. Bildiğim kadarıyla tembel biri değil. She's lazy. O tembeldir. Tom is lazy, but Mary isn't. Tom tembel ama Mary değil. Tom is a lazy bum. Tom tembel bir serseridir. My father advised me not to be lazy. Babam tembel olmamamı tavsiye etti. Tom is incredibly lazy. Tom inanılmaz tembel. Tom isn't a lazy child. Tom tembel bir çocuk değil. You are lazy! Sen tembelsin! All the workers who are lazy must be fired. Tembel olan tüm işçiler kovulmalıdır. The lazy man frequently neglects his duties. Tembel adam sık sık görevlerini ihmal eder. Tom is too lazy to cook. Tom yemek pişirmek için çok tembel. He tends to be lazy. Tembel olma eğilimindedir. In the mornings I'm very lazy and don't want to do anything. Sabahları çok tembel oluyorum ve hiçbir şey yapmak istemiyorum. You really are lazy, aren't you? Gerçekten tembelsin, değil mi? All the workers who are lazy must be fired. Tembel çalışanların hepsi işten atılmalı. A lazy man always finds excuses. Tembel bir adam her zaman mazeret bulur. Tom never was lazy. Tom asla tembel değildi. I'm not lazy. Ben tembel değilim. As far as I know he is not lazy. Bildiğim kadarıyla, o tembel değil. Tom is incredibly lazy. Tom inanılmaz derecede tembel. I'm too lazy to wake up at six o'clock in the morning. Sabah altıda uyanamayacak kadar tembelim. He is not as lazy a student as you think. O senin düşündüğün gibi tembel bir öğrenci değil. They're lazy. Tembeller. He's lazy and vain. Tembel ve kibirli biri. A lot of people are lazy. Birçok insan tembeldir. He was fired on the grounds that he was lazy. Tembel olduğu gerekçesiyle kovuldu. You're lazy, aren't you? Tembelsin, değil mi? Tom is a lazy dog. Tom tembel bir köpek. When the sun goes down in the west, the lazy man works the best. Güneş batıdan battığında, tembel adam en iyi şekilde çalışacak. You're a lazy guy. Sen tembel bir adamsın. They're lazy people. Onlar tembel insanlardır. He is inclined to be lazy. Tembel olmaya meyilli. I hope people don't think I'm lazy. Umarım insanlar tembel olduğumu düşünmezler. He is inclined to be lazy. Tembel olmaya eğimlidir. He is lazy. O tembeldir. Tom is a lazy man. Tom tembel bir adam. Tom isn't as lazy as you think he is. Tom sandığınız kadar tembel değil. You seem lazy. Tembel görünüyorsun. You really are lazy, aren't you? Sen gerçekten tembelsin, değil mi? Tom is a very lazy boy. Tom çok tembel bir çocuktur. Don't be so lazy. Bu kadar tembel olma. My husband is lazy. Kocam tembeldir. I was scolded by my mother for being lazy. Tembel olduğum için annemden azar yedim. He is such a lazy fellow. O çok tembel bir adam. Tom is just a lazy good-for-nothing. Tom sadece tembel bir işe yaramaz. I'm quite lazy. Oldukça tembelimdir. How lazy you are! Çok tembelsin! I think Tom is lazy. Tom'un tembel olduğunu düşünüyorum. I know that I'm lazy. Tembel olduğumu biliyorum. It's a myth that poor people are lazy. Fakir insanların tembel olduğu bir mittir. Tom never was lazy. Tom hiç tembel olmadı. I'm not trying to be lazy. Tembel olmaya çalışmıyorum. So far as I know, he is not lazy. Bildiğim kadarıyla, o tembel değil. Tom is a lazy boy. Tom tembel bir çocuktur. Tom is a lazy student. Tom tembel bir öğrenci. Lazy people have no chance of success. Tembel insanların başarı şansı yoktur. He is a very lazy boy. O çok tembel bir çocuk. Tom called me lazy. Tom bana tembel dedi. As far as I know, he isn't lazy. Bildiğim kadarıyla tembel değil. He was scolded by his teacher for being lazy. Tembel olduğu için öğretmeni tarafından azarlandı. Tom is a lazy boy. Tom tembel bir çocuk. Do not steal, do not lie, do not be lazy. Hırsızlık yapma, yalan söyleme, tembel olma. Humans are lazy. İnsanlar tembel. Tom is not a lazy child. Tom tembel bir çocuk değil. Is Tom lazy? Tom tembel mi? Fred is a lazy fellow. Fred tembel bir adam. The apprentice is lazy. Çırak tembel. Tom is no longer a lazy child. Tom artık tembel bir çocuk değil. His son is lazy and good for nothing. Oğlu tembel ve hiçbir işe yaramıyor. People used to call me lazy, but now all of a sudden I'm a responsible citizen. İnsanlar bana tembel derdi, ama şimdi birdenbire sorumlu bir vatandaş oldum. She's lazy. O tembel. Tom scolded his son for being lazy. Tom tembel olduğu için oğlunu azarladı. The quick brown fox didn't jump over the lazy dog. Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlamadı. This student is lazy. Bu öğrenci tembeldir. In the first place, he's a lazy boy. İlk olarak, o tembel bir oğlan. How lazy can you be? Ne kadar tembel olabilirsin? I'm not lazy. Tembel değilim. Tom is just lazy. Tom sadece tembel. He admonished his son for being lazy. Oğlunu tembel olduğu için uyardı. He is not as lazy a student as you think. Düşündüğünüz kadar tembel bir öğrenci değil. Tom is very lazy. Tom çok tembel. Get back to work, you lazy bum! İşinin başına dön, seni tembel serseri! You're a lazy kid. Sen tembel bir çocuksun. He is a lazy fellow. O, tembel bir adamdır. Tom is lazy. Tom tembel. Tom is quite lazy, isn't he? Tom oldukça tembel, değil mi? He is a very good friend, yet a little lazy. O çok iyi bir arkadaş ama biraz tembel. Humans are naturally lazy. İnsanlar doğal olarak tembeldir. He is a lazy student. Tembel bir öğrencidir. I'm too lazy to wake up at six o'clock in the morning. Sabahleyin saat altıda uyanamayacak kadar tembelim. I'm not as lazy as Tom is. Tom kadar tembel değilim. These rich kids are lazy. Bu zengin çocuklar tembeldirler. He is such a lazy fellow. O, çok tembel bir heriftir. He scolded me for being lazy. Tembel olduğum için beni azarladı. Humans are naturally lazy. İnsanlar doğal olarak tembeldirler. Why are my students lazy? Neden benim öğrencilerim tembel? He regrets having been lazy. Tembel olduğu için pişman. The quick brown fox jumps over the lazy dog. Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerinden atlar. During the morning I feel very lazy, I don't want to do anything. Sabahları kendimi çok tembel hissediyorum, hiçbir şey yapmak istemiyorum. I'm too lazy to do my homework. Ödevimi yapamayacak kadar tembelim. Tom is a lazy kid, isn't he? Tom tembel bir çocuk, değil mi? This guy is so lazy! Bu adam çok tembel! I am really lazy. Ben gerçekten tembelim. Tom and Mary are both lazy, aren't they? Tom ve Mary'nin ikisi de tembel, değil mi? I am too lazy. Çok tembelim. The cat is lazy. Kedi tembeldir. You seem lazy. Sen tembel görünüyorsun. Tom said I was lazy. Tom tembel olduğumu söyledi. The quick brown fox didn't jump over the lazy dog. Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerinden atlamadı. You seem to be extremely lazy. Çok tembel görünüyorsun. I used to be lazy. Eskiden tembeldim. Beth was asked by her lazy boyfriend to do his history homework. Beth'ten tembel erkek arkadaşı ondan tarih ödevini yapmasını istemişti. Tom is lazy. Tom tembeldir. I used to be lazy. Ben eskiden tembeldim. Tom is a very lazy boy. Tom çok tembel bir çocuk. How lazy you are! Ne kadar tembelsin! Tom is very lazy, isn't he? Tom çok tembel, değil mi? In the first place, he's a lazy boy. Her şeyden önce, tembel bir çocuk. He's lazy. O tembeldir. He is very hard on lazy people. O tembel insanlara karşı çok serttir. She doesn't have a lazy bone in her body. Vücudunda tembel olan bir kemik bile yok. He is a lazy student. O tembel bir öğrenci. The intern is lazy. Stajyer tembel. Tom and Mary are lazy. Tom ve Mary tembel. The quick brown fox jumped over the lazy brown dog. Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı. Tom's son is as lazy as his father was. Tom'un oğlu da babası kadar tembel. On one hand he is kind, but on the other hand he is lazy. Bir yandan nazik ama diğer yandan tembel. She reproached me for being lazy. O, tembel olduğum için beni ayıpladı. Tom is quite lazy. Tom oldukça tembeldir. I'm very lazy. Ben çok tembelim. A lazy man always finds excuses. Tembel bir adam her zaman bahaneler bulur. Humans are lazy. İnsanlar tembeldir. Tom isn't lazy. Tom tembel değildir. You are so lazy! Çok tembelsin! Tom is extremely lazy. Tom son derece tembel. I tend to be lazy. Tembel olmaya meyilliyim. Tomorrow, tomorrow, anything but today, is what all lazy people say. "Yarın, yarın, bugünden başka ne gün olursa olsun", tüm tembel insanların söylediği şeydir. Tom used to be lazy. Tom tembeldi. If he wasn't lazy, he might be rich by now. Eğer tembel olmasaydı, şimdiye kadar zengin olabilirdi. For one thing he is lazy, for another he drinks. Öncelikle o tembeldir, diğer taraftan içki içer. He is as lazy as ever. O her zamanki kadar tembel. There's no chance of success for lazy people. Tembel insanlar için başarı şansı yoktur. I was scolded by my mother for being lazy. Tembel olduğum için annemden azar işittim. Tom is lazy and spoiled. Tom tembel ve şımarık. In the first place, he's a lazy boy. Öncelikle, o tembel bir çocuk. He is not a lazy child. O tembel bir çocuk değil. You're so lazy. Sen çok tembelsin. Tom said that Mary was lazy. Tom, Mary'nin tembel olduğunu söyledi. We're lazy. Biz tembeliz. I am lazy. Ben tembelim. Tomorrow, tomorrow, anything but today, is what all lazy people say. "Yarın da yarın, bugün olmasın da ne zaman olursa olsun." der bütün tembel insalar. He is as lazy as ever. Her zamanki gibi tembel. She scolded her son for being lazy. Tembel olduğu için oğlunu azarladı. The cat is lazy. Kedi tembel. Tom tends to be lazy. Tom tembel olma eğilimindedir. I think Tom is lazy. Bence Tom tembel. Either he doesn't know how to wash the dishes or he is just lazy. O, ya bulaşıkları yıkamayı bilmiyor ya da sadece tembel . They're lazy. Onlar tembel. Tom is kind of lazy, isn't he? Tom biraz tembel, değil mi? The quick brown fox jumps over a lazy dog. Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerinden atlar. He is never lazy. O asla tembel değildir. Either he doesn't know how to wash the dishes or he is just lazy. Ya bulaşıkları yıkamayı bilmiyor ya da çok tembel. He was fired on the grounds that he was lazy. O tembel olduğu gerekçesiyle kovuldu. I was annoyed with the boy for being lazy. Tembel olduğu için oğlana kızmıştım. Tom doesn't seem to be as lazy as Mary seems to be. Tom, Mary kadar tembel görünmüyor. Tom's very lazy. Tom çok tembeldir. Tom admitted that he was lazy. Tom tembel olduğunu itiraf etti. Get back to work, you lazy bum! İşe geri dön, seni tembel serseri! I'm quite lazy. Ben oldukça tembelim. I'm not trying to be lazy. Ben tembel olmaya çalışmıyorum. There's no chance of success for lazy people. Tembel insanların başarı şansı yoktur. These rich kids are lazy. Bu zengin çocuklar tembel. Don't be lazy! Tembel olmayın! Tom told me that he thought Mary was lazy. Tom bana Mary'nin tembel olduğunu düşündüğünü söyledi. I am really lazy. Gerçekten tembelim. What a lazy teacher! Ne tembel bir öğretmen! This boy is lazy. Bu çocuk tembel. Tom wasn't a lazy child. Tom tembel bir çocuk değildi. Tom is a lazy boy. Tom tembel bir oğlandır. I think you're lazy. Senin tembel olduğunu düşünüyorum. John had been lazy before he met you. John seninle tanışmadan önce tembeldi. Tom said he thought I was lazy. Tom tembel olduğumu düşündüğünü söyledi. They're lazy people. Onlar tembel insanlar. The lazy man frequently neglects his duties. Tembel adam, görevlerini sık sık ihmal ediyor. He is very hard on lazy people. Tembel insanlara karşı çok serttir. I know that Tom is lazy. Tom'un tembel olduğunu biliyorum. Tom is a lazy bum. Tom tembel bir serseri. A lot of people are lazy. Birçok insan tembel. This morning, I was very lazy and didn't go out. Bu sabah çok tembeldim ve dışarı çıkmadım. Tom scolded his son for being lazy. Tom oğlunu tembel olduğu için azarladı. He's lazy. O tembel. Why are my students lazy? Öğrencilerim neden tembel? How lazy can you be? Ne kadar tembel olabilirsiniz? The quick brown fox jumped over the lazy brown dog. Hızlı kahverengi tilki, tembel kahverengi köpeğin üzerinden atlamış. He scolded me for being lazy. O, tembel olduğum için beni azarladı. He's greedy and lazy. O açgözlü ve tembel. This student is lazy. Bu öğrenci tembel. He was scolded by his teacher for being lazy. Tembel olduğu için öğretmeninden azar yedi. Tom is too lazy to do that. Tom bunu yapmak için çok tembel. Did you just call me lazy? Az önce bana tembel mi dedin? He regrets having been lazy. Tembel olduğu için pişmanlık duyuyor. I'm just lazy. Ben tembelim işte. I know some of you think Tom is lazy. Bazılarınızın Tom'un tembel olduğunu düşündüğünü biliyorum. I was annoyed with the boy for being lazy. Tembel olduğu için çocuğa kızdım. You're lazy. Sen tembelsin. I'm lazy. Ben tembelim. Show More (253)
2	lazy	boş	adj.
	Tyler misses his lazy days in the summer. Tyler, yazın geçirdiği boş günleri özlüyor. Show More (-2)
3	lazy	üşengeç	adj.
	Beth was asked by her lazy boyfriend to do his history homework. Üşengeç erkek arkadaşı Beth'ten tarih ödevini yapmasını istedi. Show More (-2)