1 |
lean on |
yaslanmak |
v. |
|
- If we want to lean on the WTO, we ourselves must act according to the rules set by the WTO.
- DTÖ'ye yaslanmak istiyorsak kendimiz de DTÖ tarafından belirlenen kurallara göre hareket etmeliyiz.
- Don't lean on door!
- Kapıya yaslanmayın!
- He leaned on the counter.
- Tezgaha yaslandı.
- Tom leaned on the window-sill.
- Tom pencere pervazına yaslandı.
- Tom leaned on his cane.
- Tom bastonuna yaslandı.
- Tom was leaning on a cane.
- Tom bir bastona yaslanmıştı.
- Tom leaned on the table.
- Tom masaya yaslandı.
- He leaned on his elbows.
- Dirseklerine yaslandı.
- Lean on me.
- Bana yaslanın.
- Tom was leaning on the back of the chair.
- Tom sandalyenin arkasına yaslanmıştı.
- Don't lean on my desk.
- Masama yaslanma.
- Don't lean on my desk.
- Masama yaslanmayın.
- The old man leaned on his staff.
- Yaşlı adam bastonuna yaslandı.
- He has a strong shoulder for you to lean on.
- Yaslanabileceğin güçlü bir omzu var.
- He leaned on his elbows.
- Dirseklerinin üzerine yaslandı.
- Don't lean on my chair.
- Sandalyeme yaslanma.
- Tom was leaning on the fence.
- Tom çitlere yaslanmıştı.
- Tom leaned on the counter.
- Tom tezgaha yaslandı.
Show More (15)
|
2 |
lean on |
dayanmak |
v. |
|
- Tom leaned on the table.
- Tom masaya dayandı.
- Don't lean on my desk.
- Masama dayanma.
- Tom doesn't have anyone to lean on.
- Tom'un dayanacağı hiç kimsesi yok.
- Don't lean on my desk.
- Masama dayanmayın.
- He's leaning on a cane.
- Bir bastona dayanıyor.
- Tom didn't have anyone to lean on.
- Tom'un dayanacak kimsesi yoktu.
- He leaned on the counter.
- O, tezgahın üzerine dayandı.
- Tom didn't have anyone to lean on.
- Tom'un dayanacak hiç kimsesi yoktu.
- Tom was leaning on the back of the chair.
- Tom sandalyenin arkasına dayanıyordu.
- Tom was leaning on a cane.
- Tom bir bastona dayanıyordu.
Show More (7)
|
3 |
lean on |
güvenmek |
v. |
|
- Tom is a guy you can lean on.
- Tom, güvenebileceğin bir adam.
- You can lean on me.
- Bana güvenebilirsin.
- Tom didn't have anyone to lean on.
- Tom'un güvenebileceği kimsesi yoktu.
- Tom is a guy you can lean on.
- Tom güvenebileceğin bir adamdır.
Show More (1)
|