The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Inglés	Turco
1	library	kütüphane	n.
	His personal library included a vast collection of classic literature. Adamın kişisel kütüphanesi geniş bir klasik edebiyat koleksiyonu içeriyordu. I was very impressed with the library. Kütüphaneden çok etkilendim. She had a large library in her home. Evinde büyük bir kütüphanesi vardı. He swiftly sped out of the library. Hızla kütüphaneden çıktı. We gather around a conference table in the library. Kütüphanede bir konferans masasının etrafında toplanıyoruz. The Abraham Lincoln Presidential Library and Museum is just 4 miles away. Abraham Lincoln Başkanlık Kütüphanesi ve Müzesi sadece 6,4 km uzaklıktadır. The Man Under the Library showed me how to do it myself. Kütüphanenin Altındaki Adam bana bunu nasıl yapacağımı gösterdi. Can I make photocopies at the Library? Kütüphanede fotokopi çektirebilir miyim? Instead of buying books, borrow them from the library. Kitap satın almak yerine kütüphaneden ödünç alın. Instead of buying books, try borrowing them from the library. Kitap satın almak yerine kütüphaneden ödünç almayı deneyin. The audio library contains over 2 million free digital audio files. Ses kütüphanesi 2 milyondan fazla ücretsiz dijital ses dosyası içerir. Can I make photocopies in the library? Kütüphanede fotokopi çektirebilir miyim? I went to the Library on Saturday. Cumartesi günü kütüphaneye gittim. If you like reading, it’s a good idea to create a reading corner with a completely personalized library. Okumayı seviyorsanız, tamamen kişiselleştirilmiş bir kütüphaneye sahip bir okuma köşesi oluşturmak iyi bir fikirdir. I went to the library on Saturday morning. Cumartesi sabahı kütüphaneye gittim. We must not speak loudly in the library. Kütüphanede yüksek sesle konuşmamalıyız. What are the advantages of using the library? Kütüphaneyi kullanmanın avantajları nelerdir? Let him see me in the library, I prayed. Beni kütüphanede görsün, diye dua ettim. Limited library, which is why it’s not the best. Sınırlı kütüphane, bu yüzden en iyisi değil. The most significant part of the current library is its building. Mevcut kütüphanenin en önemli kısmı binasıdır. The National Library of Wales is within the same distance. Galler Ulusal Kütüphanesi de aynı mesafededir. Evan Williams prefers to build a physical library. Evan Williams fiziksel bir kütüphane oluşturmayı tercih ediyor. Get books from the library instead of buying them. Kitapları satın almak yerine kütüphaneden alın. The new library is, of course, of a much more modest level though. Yeni kütüphane elbette çok daha mütevazı bir seviyede. Going to the library has never been so much fun! Kütüphaneye gitmek hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı! What books would you like to see in the library? Kütüphanede hangi kitapları görmek istersiniz? What do you think you're doing in the library? Kütüphanede ne yaptığını sanıyorsun? The Library was very important to us. Kütüphane bizim için çok önemliydi. The New York Botanical Garden’s Mertz Library holds the world’s largest collection of botanical books and materials. New York Botanik Bahçesi'nin Mertz Kütüphanesi, dünyanın en büyük botanik kitap ve materyal koleksiyonuna sahiptir. The numerical analysis library BNCpack can be compiled with MPFR. Sayısal analiz kütüphanesi BNCpack MPFR ile derlenebilir. He worked on a Coq library UniMath using univalent ideas. Tek değerlikli fikirleri kullanarak bir Coq kütüphanesi UniMath üzerinde çalıştı. How can the library itself contribute to public relations? Kütüphanenin kendisi halkla ilişkilere nasıl katkıda bulunabilir? The PlayStation Now library continues to grow. PlayStation Now kütüphanesi büyümeye devam ediyor. Do you love spending time at the library? Kütüphanede vakit geçirmeyi seviyor musunuz? After the march, the practitioners held a rally in front of the State Library. Yürüyüşün ardından uygulayıcılar Devlet Kütüphanesi önünde bir miting düzenlediler. The Limited Lifetime Warranty of each product can be found in the technical library. Her ürünün Sınırlı Ömür Boyu Garantisi teknik kütüphanede bulunabilir. The London Library is the world’s largest independent library. Londra Kütüphanesi dünyanın en büyük bağımsız kütüphanesidir. This library adds about 20k to the file size. Bu kütüphane dosya boyutuna yaklaşık 20k ekler. Guests can relax in the library or spend time in the garden. Konuklar kütüphanede dinlenebilir veya bahçede vakit geçirebilirler. The library will be open to all. Kütüphane herkese açık olacak. A lion walks into the library one day. Bir gün kütüphaneye bir aslan girer. According to the Pet Place library, half of the dogs that contract the distemper disease die. Pet Place kütüphanesine göre distemper hastalığına yakalanan köpeklerin yarısı ölüyor. This library can be safely deleted from your computer. Bu kütüphane bilgisayarınızdan güvenle silinebilir. This part of the library is closed to the public. Kütüphanenin bu kısmı halka kapalıdır. This resource must be used in the library. Bu kaynak kütüphanede kullanılmalıdır. Harris and Klebold killed themselves in the library. Harris ve Klebold kütüphanede kendilerini öldürdüler. The Library will be closed on Sunday 25 June. Kütüphane 25 Haziran Pazar günü kapalı olacaktır. Pepperdine is home to the American Arbitration Association Library and Information Center Collection. Pepperdine, Amerikan Tahkim Derneği Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Hausdorff's library was sold by his son-in-law and sole heir, Arthur König. Hausdorff'un kütüphanesi, damadı ve tek varisi Arthur König tarafından satıldı. The London Library is the world's largest independent library. Londra Kütüphanesi dünyanın en büyük bağımsız kütüphanesidir. Using the Library is quick and simple. Kütüphaneyi kullanmak hızlı ve basittir. Please switch off your cell phone before entering the library. Lütfen kütüphaneye girmeden önce cep telefonunuzu kapatınız. He gave her books to the library. Kitaplarını kütüphaneye verdi. He goes to the library to read books. Kitap okumak için kütüphaneye gider. Russian State Library was founded in July 1862 as a free public library. Rusya Devlet Kütüphanesi, Temmuz 1862'de ücretsiz bir halk kütüphanesi olarak kuruldu. He has a library full of books. Kitaplarla dolu bir kütüphanesi var. The Main Library is a real treasure of the University. Ana Kütüphane, Üniversitenin gerçek bir hazinesidir. He is reading a book in the library. Kütüphanede kitap okuyor. Part of the National Library of Medicine collection. Ulusal Tıp Kütüphanesi koleksiyonunun bir parçası. How big is this casino’s slots library? Bu kumarhanenin slot kütüphanesi ne kadar büyük? We have a comprehensive sound FX library. Kapsamlı bir ses FX kütüphanemiz var. I want to live in a library. Bir kütüphanede yaşamak istiyorum. Are you a member of any library? Herhangi bir kütüphaneye üye misiniz? Book selections will be different for each library. Kitap seçimleri her kütüphane için farklı olacaktır. I was raised in a home with a large library. Büyük bir kütüphanesi olan bir evde büyüdüm. Each of these tours is entirely free and focuses on a different aspect of the library. Bu turların her biri tamamen ücretsizdir ve kütüphanenin farklı bir yönüne odaklanmaktadır. Can I use the library after graduation? Mezun olduktan sonra kütüphaneyi kullanabilir miyim? Can I use the Library after I graduate? Mezun olduktan sonra Kütüphaneyi kullanabilir miyim? Clementine is a modern music player and library organiser. Clementine modern bir müzik çalar ve kütüphane düzenleyicisidir. It has a large and comprehensive standard library. Geniş ve kapsamlı bir standart kütüphaneye sahiptir. It is like a library or a public park. Bir kütüphane ya da halka açık bir park gibidir. The bedroom can be combined with a library or office. Yatak odası bir kütüphane veya ofis ile birleştirilebilir. The Bodleian Library is one of the oldest libraries in the world. Bodleian Kütüphanesi dünyanın en eski kütüphanelerinden biridir. The results were published in The Cochrane Library. Sonuçlar Cochrane Kütüphanesi'nde yayınlandı. How can I add stories to my Sweek library? Sweek kütüphaneme nasıl hikaye ekleyebilirim? The audio library contains over 2 million free digital audio. Ses kütüphanesi 2 milyondan fazla ücretsiz dijital ses içerir. The same thing goes for the library. Aynı şey kütüphane için de geçerli. The school is bigger than the library. Okul kütüphaneden daha büyüktür. How deep is this library of seeds? Bu tohum kütüphanesi ne kadar derin? The Carnegie Library of Pittsburg is one such library. Pittsburg Carnegie Kütüphanesi böyle bir kütüphanedir. Don’t necessarily think of the home library as a separate room dedicated entirely to books and reading. Ev kütüphanesini tamamen kitaplara ve okumaya ayrılmış ayrı bir oda olarak düşünmeyin. What type of scanner is used in the library? Kütüphanede ne tür tarayıcı kullanılıyor? Which license is best for a given library is a matter of strategy, and it depends on the details of the situation. Belirli bir kütüphane için hangi lisansın en iyi olduğu bir strateji meselesidir ve durumun ayrıntılarına bağlıdır. Who can be members of the library? Kütüphaneye kimler üye olabilir? Do not forget to visit the great library and the opera. Büyük kütüphaneyi ve operayı ziyaret etmeyi unutmayın. Don't use a cell phone in the library. Kütüphanede cep telefonu kullanmayın. Do You Want to Support the Library? Kütüphaneye Destek Olmak İster misiniz? What have you learned at the library? Kütüphanede neler öğrendiniz? The State Library of the Republic of Uzbekistan was founded in 1870 as the Tashkent Public Library. Özbekistan Cumhuriyeti Devlet Kütüphanesi 1870 yılında Taşkent Halk Kütüphanesi olarak kurulmuştur. How did these factors influence the design and creation of the New Library? Bu faktörler Yeni Kütüphanenin tasarımını ve oluşturulmasını nasıl etkiledi? It has to be in everyone's gaming library. Herkesin oyun kütüphanesinde bulunmalı. How do we act at the library? Kütüphanede nasıl davranmalıyız? It is still one of the most widely used library classification systems in the world. Halen dünyada en yaygın kullanılan kütüphane sınıflandırma sistemlerinden biridir. It is like a library or a public park. Bir kütüphane ya da halka açık bir park gibi. Library officers have their own user name and password. Kütüphane görevlilerinin kendilerine ait kullanıcı adı ve şifreleri vardır. The church will serve as a library. Kilise kütüphane olarak hizmet verecek. It might not be the GNU library. GNU kütüphanesi olmayabilir. Its library of pedagogical methodology material is unique in Hungary. Pedagojik metodoloji materyali kütüphanesi Macaristan'da benzersizdir. Can I make Photocopies in the Library? Kütüphanede fotokopi çektirebilir miyim? It's actually a virtual version of a real library. Aslında gerçek bir kütüphanenin sanal bir versiyonu. This motel is within close proximity of San Luis Obispo County Library and San Luis Obispo Superior Court. Bu motel San Luis Obispo County Kütüphanesi ve San Luis Obispo Yüksek Mahkemesi yakınındadır. She spent most of her childhood at the library. Çocukluğunun çoğunu kütüphanede geçirdi. I went to the library again today. Bugün yine kütüphaneye gittim. I went to the library and researched. Kütüphaneye gittim, araştırdım. I went to the library last week. Geçen hafta kütüphaneye gittim. All we need to do is to load the library that we want to use. Tek yapmamız gereken kullanmak istediğimiz kütüphaneyi yüklemek. Every NCFU student has full access to all the library resources. Her NCFU öğrencisi tüm kütüphane kaynaklarına tam erişime sahiptir. For example, part of a spacious bedroom may be reserved for an office, library or dressing room. Örneğin, geniş bir yatak odasının bir kısmı ofis, kütüphane veya giyinme odası için ayrılabilir. From then on, I went to the library every day. O günden sonra her gün kütüphaneye gittim. Go to the library once a month. Ayda bir kez kütüphaneye gidin. I didn’t know you were working at a library. Kütüphanede çalıştığını bilmiyordum. I left my new pair of gloves in the library. Yeni eldivenlerimi kütüphanede bıraktım. I like the door of the library. Kütüphanenin kapısını seviyorum. I am currently working in a library. Şu anda bir kütüphanede çalışıyorum. I cannot remember the last time I was at the library. En son ne zaman kütüphaneye gittiğimi hatırlamıyorum. I couldn’t find it at the library either. Kütüphanede de bulamadım. I didn't purchase it, I borrowed it from the library. Satın almadım, kütüphaneden ödünç aldım. I discovered that the library is the real school. Kütüphanenin gerçek okul olduğunu keşfettim. I don't remember the last time I went to the library! Kütüphaneye en son ne zaman gittiğimi hatırlamıyorum! I fell in love with the library. Kütüphaneye aşık oldum. I have a friend waiting for me in front of the library. Kütüphanenin önünde beni bekleyen bir arkadaşım var. I have a house with a beautiful library. Güzel bir kütüphanesi olan bir evim var. I immediately got it from the library. Hemen kütüphaneden aldım. I need to go to the library too. Benim de kütüphaneye gitmem gerekiyor. I need to go to the library, too. Benim de kütüphaneye gitmem gerekiyor. I usually go to the library after school. Okuldan sonra genellikle kütüphaneye giderim. I returned the book to the library. Kitabı kütüphaneye iade ettim. Look for information in your local library and on reliable websites. Yerel kütüphanenizde ve güvenilir web sitelerinde bilgi arayın. Look on city websites for library clerk openings. Kütüphane memuru açılışları için şehir web sitelerine bakın. May I use the Library after graduation? Mezun olduktan sonra Kütüphaneyi kullanabilir miyim? My house is north of the library. Evim kütüphanenin kuzeyinde. MobX is an alternative library for managing the state of an application. MobX, bir uygulamanın durumunu yönetmek için alternatif bir kütüphanedir. My school had a big library with an old collection. Okulumun eski bir koleksiyona sahip büyük bir kütüphanesi vardı. Now I wanna give you some information about the library. Şimdi size kütüphane hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. One day a lion walks into the library. Bir gün kütüphaneye bir aslan girer. One day, a lion walks into the library. Bir gün kütüphaneye bir aslan girer. Our library has an area of 12.500 m2 and a seating capacity of 1627 people. Kütüphanemiz 12.500 m2 alana ve 1627 kişilik oturma kapasitesine sahiptir. Our library does not serve external users. Kütüphanemiz dış kullanıcılara hizmet vermemektedir. The King Abdulaziz Library is only a 10-minute walk. Kral Abdülaziz Kütüphanesi sadece 10 dakikalık yürüme mesafesindedir. The library currently has around 20,000 registered readers. Kütüphanenin şu anda yaklaşık 20.000 kayıtlı okuyucusu bulunmaktadır. The library entrance is on the South side of the building. Kütüphane girişi binanın güney tarafındadır. The Library facilitates investigative work by students. Kütüphane, öğrencilerin araştırma çalışmalarını kolaylaştırır. The library houses one of Iran's largest collections of precious manuscripts. Kütüphane, İran'ın en büyük değerli el yazmaları koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. The Library is a quiet study space. Kütüphane sessiz bir çalışma alanıdır. The library is a quiet study zone. Kütüphane sessiz bir çalışma alanıdır. The library is open six days per week. Kütüphane haftanın altı günü açıktır. The library is open every day of the week. Kütüphane haftanın her günü açıktır. The library is open to all students. Kütüphane tüm öğrencilere açıktır. The library is so important to me. Kütüphane benim için çok önemli. The library is the heart of a school. Kütüphane bir okulun kalbidir. The library is the most valuable and important unit of a university campus. Kütüphane bir üniversite kampüsünün en değerli ve önemli birimidir. The library is very important to me. Kütüphane benim için çok önemli. The library opened in May of 2016. Kütüphane Mayıs 2016'da açıldı. The Vatican Library is one of the largest and secret libraries on the planet. Vatikan Kütüphanesi gezegendeki en büyük ve gizli kütüphanelerden biridir. Then it was changed into the library. Daha sonra kütüphaneye dönüştürüldü. There are not enough books in the library. Kütüphanede yeterli kitap yok. There aren’t enough books in the library. Kütüphanede yeterli kitap yok. There is a library too in the museum. Müzede bir de kütüphane bulunmaktadır. There is no one in the library. Kütüphanede kimse yok. There is no one reading in the library. Kütüphanede kitap okuyan kimse yok. There were 120 thousand books in its library. Kütüphanesinde 120 bin kitap vardı. There's a hidden door in the library. Kütüphanede gizli bir kapı var. These are the books which I borrowed from the library. Bunlar kütüphaneden ödünç aldığım kitaplar. This book must be in everyone’s library. Bu kitap herkesin kütüphanesinde bulunmalı. These files can be edited and deleted from the library. Bu dosyalar kütüphaneden düzenlenebilir ve silinebilir. This 4-star hotel is within close proximity of Palafoxiana Library and Bello Museum. Bu 4 yıldızlı otel Palafoxiana Kütüphanesi ve Bello Müzesi yakınındadır. This book should be in everyone’s library. Bu kitap herkesin kütüphanesinde bulunmalı. This can be done by replacing the native library. Bu, yerel kütüphaneyi değiştirerek yapılabilir. This hotel is within close proximity of Mykonos Cathedral and Mykonos Library. Bu otel Mikonos Katedrali ve Mikonos Kütüphanesi yakınındadır. This hotel is within close proximity of Park Road Park and Billy Graham Library. Bu otel Park Road Park ve Billy Graham Kütüphanesi yakınındadır. This hotel is within close proximity of Virginia Beach Central Library and Mount Trashmore Park. Bu otel Virginia Beach Merkez Kütüphanesi ve Mount Trashmore Parkı yakınındadır. We go to the library every week. Her hafta kütüphaneye gideriz. Who can be the members of the Library? Kütüphaneye kimler üye olabilir? You can download this library from here. Bu kütüphaneyi buradan indirebilirsiniz. You can enjoy a drink at the bar or relax in the small library. Barda bir içkinin tadını çıkarabilir veya küçük kütüphanede dinlenebilirsiniz. You can make a small library or just a place to relax. Küçük bir kütüphane ya da sadece dinlenebileceğiniz bir yer yapabilirsiniz. You can pick it up from the library today! Bugün kütüphaneden alabilirsiniz! You can get additional shapes from its library and import them into your main page. Kütüphanesinden ek şekiller alabilir ve bunları ana sayfanıza aktarabilirsiniz. You must not speak in the library. Kütüphanede konuşmamalısınız. You'll also have access to UEA's 800,000-volume library. Ayrıca UEA'nın 800.000 ciltlik kütüphanesine de erişebileceksiniz. The Vatican Library is one of the largest and most secretive libraries on the planet. Vatikan Kütüphanesi gezegendeki en büyük ve en gizli kütüphanelerden biridir. How many books are in the world's biggest library? Dünyanın en büyük kütüphanesinde kaç kitap var? How may I check my library account? Kütüphane hesabımı nasıl kontrol edebilirim? The first Roma library in the Balkans opened on Friday (May 7th) in Novi Sad. Balkanlar'ın ilk Roman kütüphanesi 7 Mayıs Cuma günü Novi Sad'da açıldı. Will you come to the library with me? Benimle kütüphaneye gelir misin? Later it was transformed into a library. Daha sonra kütüphaneye dönüştürüldü. The Danish Royal Library is the largest library among the Nordic countries. Danimarka Kraliyet Kütüphanesi, İskandinav ülkeleri arasındaki en büyük kütüphanedir. The King Abdulaziz Library is only a 10-minute walk away. Kral Abdülaziz Kütüphanesi sadece 10 dakikalık yürüme mesafesindedir. Yesterday, I spent the entire day at the Library. Dün bütün günümü kütüphanede geçirdim. I am going to the library tomorrow. Yarın kütüphaneye gidiyorum. However, you can create a common library. Ancak, ortak bir kütüphane oluşturabilirsiniz. I can’t remember the last time I went to the library. En son ne zaman kütüphaneye gittiğimi hatırlamıyorum. If you don't finish that book before the library closes, you will have to check it out. Kütüphane kapanmadan önce o kitabı bitirmezseniz, ödünç almak zorunda kalacaksınız. What books did you check out from the library this week? Bu hafta kütüphaneden hangi kitapları ödünç aldınız? Surprisingly, her story checks out, she really was at the library until midnight last night. Şaşırtıcı bir şekilde, hikayesi doğru çıktı, gerçekten de dün gece yarısına kadar kütüphanedeymiş. I just wanted to check out the lending library. Ödünç kitap veren kütüphaneye bakmak istedim. We went to the local library to check out some books. Bazı kitaplara bakmak için yerel kütüphaneye gittik. Tom likes to go to the library. Tom kütüphaneye gitmekten hoşlanıyor. They have access to the library. Kütüphaneye erişimleri var. Tom wanted Mary to wait for him at the library. Tom Mary'nin onu kütüphanede beklemesini istedi. Tom wanted Mary to wait for him at the library. Tom, Mary'nin onu kütüphanede beklemesini istedi. Tom likes going to the library. Tom kütüphaneye gitmekten hoşlanır. The new library is nicer than the old library. Yeni kütüphane eskisinden daha güzel. Tom likes to go to the library. Tom kütüphaneye gitmeyi seviyor. The new library is nicer than the old library. Yeni kütüphane eski kütüphaneden daha güzel. You can borrow these books from the library for a week. Bu kitapları bir haftalığına kütüphaneden ödünç alabilirsin. You can borrow these books from the library for a week. Bu kitapları kütüphaneden bir haftalığına ödünç alabilirsin. When was it you last borrowed books from the library? En son ne zaman kütüphaneden ödünç kitap aldın? When was it you last borrowed books from the library? Kütüphaneden en son ne zaman kitap ödünç aldın? I saw Tom in the library yesterday. Dün kütüphanede Tom'u gördüm. That famous poet planned on killing himself in his library. O ünlü şair kütüphanesinde kendini öldürmeyi planlanmış. Tom borrowed some books from the library to read over the weekend. Tom hafta sonu boyunca okumak için kütüphaneden bazı kitaplar ödünç aldı. Could you please tell me where the closest library is? Lütfen bana en yakın kütüphanenin nerede olduğunu söyler misiniz? How far is it to the library from here? Buradan kütüphaneye ne kadar var? There are a lot of students in the library. Kütüphanede bir sürü öğrenci var. Are you at the library? Kütüphanede misiniz? Are you in the library? Kütüphanede misin? Do you ever study in the library? Hiç kütüphanede çalışır mısın? Do you sometimes study in the library? Ara sıra kütüphanede ders çalışıyor musun? Do you sometimes study in the library? Bazen kütüphanede ders çalışır mısın? Do you sometimes study in the library? Ara sıra kütüphanede ders çalışır mısın? Have you ever had a nap at the library? Hiç kütüphanede kestirdin mi? I go to the library at least once a week. Haftada en az bir kez kütüphaneye giderim. Can you tell me the way to the library? Kütüphaneye giden yolu bana söyleyebilir misiniz? She is reading a book in the library. Kütüphanede bir kitap okuyor. See you tomorrow at the library. Yarın kütüphanede görüşürüz. See you tomorrow in the library. Yarın kütüphanede görüşürüz. Tom checked three books out from the library. Tom kütüphaneden üç kitap aldı. Can you tell me how to get to the library? Kütüphaneye nasıl gideceğimi söyleyebilir misin? Sami found an interesting book at the local library. Sami yerel kütüphanede ilginç bir kitap buldu. It is a five-minute walk to the library. Kütüphane beş dakikalık yürüyüş mesafesinde. That famous poet planned on killing himself in his library. O ünlü şair kütüphanesinde kendini öldürmeyi planlıyordu. That poet attempted suicide in their library. O şair, kütüphanesinde intihar girişiminde bulunmuş. That poet attempted suicide in their library. O şair kütüphanesinde intihara teşebbüs etti. There are more than 50,000 books in this library. Bu kütüphanede 50.000'den fazla kitap var. Tom checked three books out from the library. Tom kütüphaneden üç tane kitap aldı. I have a friend waiting for me in front of the library. Kütüphanenin önünde beni bekleyen bir arkadaşım var. There are always many people in the library. Kütüphanede her zaman birçok insan vardır. I spent the entire weekend in the library studying. Tüm hafta sonunu kütüphanede çalışarak geçirdim. Could you please tell me where the closest library is? Bana en yakın kütüphanenin nerede olduğunu söyler misiniz? I go to the library every other day. Gün aşırı kütüphaneye giderim. Tom borrowed some books from the library to read over the weekend. Tom hafta sonu okumak için kütüphaneden birkaç kitap ödünç aldı. There's a bank about a hundred metres from the library. Kütüphaneden yaklaşık yüz metre uzakta bir banka var. They said that these books were stolen from a library. Onlar bu kitapların bir kütüphaneden çalındığını söylediler. They said that these books were stolen from a library. Bu kitapların bir kütüphaneden çalındığını söylediler. Tom checked out three books from the library. Tom kütüphaneden üç tane kitap aldı. Tom checked out three books from the library. Tom kütüphaneden üç kitap aldı. I go to the library every other day. İki günde bir kütüphaneye giderim. Tom wants to meet you in the library. Tom seninle kütüphanede buluşmak istiyor. Tom was surprised to see Mary in the library. Tom kütüphanede Mary'yi gördüğüne şaşırmıştı. Tom was surprised to see Mary in the library. Tom, Mary'yi kütüphanede görünce şaşırdı. Tomorrow, I'm going to study at the library. Yarın kütüphanede ders çalışacağım. We have a lot of children's books in the library. Kütüphanede çok sayıda çocuk kitabımız var. We have a lot of children's books in the library. Kütüphanede bir sürü çocuk kitabımız var. We have a lot of English books in the library. Kütüphanede bir sürü İngilizce kitabımız var. We have a lot of English books in the library. Kütüphanede çok sayıda İngilizce kitabımız var. Dan managed the financial matters of the library. Dan kütüphanenin mali işlerini yönetti. Students should make use of the books in the library. Öğrenciler kütüphanedeki kitaplardan yararlanmalıdır. There are nine girls and three boys in the library. Kütüphanede dokuz kız ve üç erkek var. All students have access to the library. Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var. I saw Tom talking with Mary in front of the library. Kütüphanenin önünde Tom'un Mary ile konuştuğunu gördüm. Do you have a copy of the Quran in your library? Kütüphanenizde Kuran'ın bir kopyası var mı? Don't forget to return the book to the library. Kitabı kütüphaneye iade etmeyi unutma. I've been working at the library since January. Ocak ayından beri kütüphanede çalışıyorum. There are nine girls and three boys in the library. Kütüphanede dokuz kız ve üç oğlan var. All students have access to the library. Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi vardır. She studies in the library after school. O, okuldan sonra kütüphanede çalışır. I'm going to leave the library at six-thirty. Altı buçukta kütüphaneden ayrılacağım. Every town in America has a library. Amerika'da her kasabanın bir kütüphanesi vardır. She studies in the library after school. Okuldan sonra kütüphanede ders çalışıyor. There are students in the library. Kütüphanede öğrenciler var. There aren't any books in French in the library. Kütüphanede hiç Fransızca kitap yok. I'm going to leave the library at six-thirty. Kütüphaneden altı buçukta çıkacağım. I borrowed them from the town library. Onları şehir kütüphanesinden ödünç aldım. I thought you were going to the library this afternoon. Bu öğleden sonra kütüphaneye gideceğini sanıyordum. Tom lives next to a library. Tom bir kütüphanenin yanında yaşıyor. A library is the best resource for books. Bir kütüphane kitaplar için en iyi kaynaktır. If you need books, make the most of the books in the library. Kitaplara ihtiyacınız varsa, kütüphanedeki kitaplardan en iyi şekilde yararlanın. The universal library contains every book ever written. Evrensel kütüphane şimdiye kadar yazılmış her kitabı içerir. There is a library at the back of that tall building. O yüksek binanın arkasında bir kütüphane var. There is a library in every city in America. Amerika'da her şehirde bir kütüphane vardır. There is a library in every city in America. Amerika'daki her şehirde bir kütüphane var. There is a library in every city in the United States. Birleşik Devletler'deki her şehirde bir kütüphane var. There is a library in every city in the United States. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki her şehirde bir kütüphane vardır. I've been working at the library since January. Ben Ocak ayından beri kütüphanede çalışıyorum. Students should make use of the books in the library. Öğrenciler kütüphanedeki kitaplardan yararlanmalıdırlar. Tom returned the book to the library. Tom kitabı kütüphaneye iade etti. The computer is in the library. Bilgisayar kütüphanededir. If you need books, make the most of the books in the library. Eğer kitaplara ihtiyacın olursa, kütüphanedeki kitaplardan azami derecede yararlan. Tom lived next to a library. Tom bir kütüphanenin yanında yaşıyordu. I'll see you at the library tomorrow. Yarın kütüphanede görüşürüz. I would rather sit reading in the library than go home. Eve gitmektense kütüphanede oturup kitap okumayı tercih ederim. The computer is in the library. Bilgisayar kütüphanede. There are always many people in the library. Kütüphanede her zaman bir sürü insan olur. Tom returned the books that he borrowed from the library. Tom kütüphaneden ödünç aldığı kitapları geri verdi. When was the last time you borrowed books from the library? En son ne zaman kütüphaneden kitap ödünç aldın? When was the last time you borrowed books from the library? Kütüphaneden en son ne zaman kitap ödünç aldınız? You'll find that book in the historical section of the library. Bu kitabı kütüphanenin tarihle ilgili bölümünde bulabilirsin. You may make use of his library. Onun kütüphanesinden yararlanabilirsin. Tom told me he checked out a book about Boston from the local library. Tom bana yerel kütüphaneden Boston hakkında bir kitap aldığını söyledi. It's a small library. Bu küçük bir kütüphane. Tom returned the book to the library. Tom kitabı kütüphaneye geri verdi. Tom was in the library with us yesterday afternoon. Tom dün öğleden sonra bizimle kütüphanedeydi. Be silent in the library, boys. Gençler, kütüphanede sessiz olun. It's a small library. Küçük bir kütüphane. I used to go to that library to study. Çalışmak için o kütüphaneye giderdim. You may use her library. Onun kütüphanesini kullanabilirsiniz. A woman is reading a book in the library. Bir kadın kütüphanede kitap okuyor. I was surprised to learn that the library had only about four thousand books. Kütüphanede sadece dört bin kitap olduğunu öğrenince şaşırdım. Shall we meet at the library? Kütüphanede buluşalım mı? Tom asked Mary to wait for him in front of the library. Tom, Mary'den onu kütüphanenin önünde beklemesini istedi. It's a room large enough for a library. Bir kütüphane için yeterince büyük bir oda. The library is next to the bus stop. Kütüphane, otobüs durağının yanında. The new library has been under construction since last year. Yeni kütüphane, geçen yıldan beri yapım aşamasında. It's a huge library. Bu çok büyük bir kütüphane. It's a huge library. Kocaman bir kütüphane. Tom must've gone to the library. Tom kütüphaneye gitmiş olmalı. At this library, you can borrow up to three books at a time. Bu kütüphanede bir seferde en fazla üç kitap ödünç alabilirsiniz. I've read all the books in Tom's library. Tom'un kütüphanesindeki bütün kitapları okudum. She is reading a book in the library. Kütüphanede kitap okuyor. Tom has gone to the library. Tom kütüphaneye gitti. Tom is going back to the library. Tom kütüphaneye geri dönüyor. Tom likes going to the library. Tom kütüphaneye gitmeyi seviyor. The library was empty. Kütüphane boştu. It is one thing to own a library; It is quite another to use it wisely. Bir kütüphaneye sahip olmak başka bir şey, onu akıllıca kullanmak çok daha başka bir şey. Can you tell me how to get to the library? Bana kütüphaneye nasıl gideceğimi söyleyebilir misin? Sami found a copy of the Quran in the church library. Sami kilise kütüphanesinde Kuran'ın bir nüshasını buldu. Sami found a copy of the Quran in the church library. Sami kilise kütüphanesinde Kur'an'ın bir kopyasını buldu. The library is eighty years old. Kütüphane 80 yıllıktır. The library is eighty years old. Kütüphane seksen yaşında. The library is in the center of the city. Kütüphane şehrin merkezinde. The library is in the middle of the city. Kütüphane şehrin ortasında. The library is in the middle of the city. Kütüphane şehrin tam ortasındadır. The library is in the middle of town. Kütüphane şehrin ortasında. There are a lot of books in the library. Kütüphanede birçok kitap var. There are a lot of books in the library. Kütüphanede çok fazla kitap var. There are a lot of English books in this library. Bu kütüphanede bir sürü İngilizce kitap var. There are a lot of English books in this library. Bu kütüphanede çok sayıda İngilizce kitap var. There are a lot of French books in the library. Kütüphanede bir sürü Fransızca kitap var. There are a lot of students in the library. Kütüphanede çok öğrenci var. Tom told me he found an interesting book about Boston at the local library. Tom bana yerel kütüphanede Boston hakkında ilginç bir kitap bulduğunu söyledi. There are a great many books in this library. Bu kütüphanede çok fazla kitap var. Tom told Mary to meet him at the library. Tom, Mary'ye onunla kütüphanede buluşmasını söyledi. You'll find the book in the library. Kitabı kütüphanede bulacaksınız. Sami found a copy of the Quran in the church library. Sami kilise kütüphanesinde bir Kuran nüshası buldu. How much time are you planning on being at the library? Kütüphanede ne kadar zaman geçirmeyi planlıyorsun? Tom asked Mary to wait for him in front of the library. Tom Mary'den onu kütüphanenin önünde beklemesini istedi. No one reads in the library. Hiç kimse kütüphanede okumuyor. Tom met Mary in front of the library. Tom kütüphanenin önünde Mary ile karşılaştı. No one reads in the library. Kimse kütüphanede kitap okumuyor. We live near a big library. Biz büyük bir kütüphanenin yakınında yaşıyoruz. We live near a big library. Büyük bir kütüphanenin yakınında yaşıyoruz. Reading is prohibited in this library. Bu kütüphanede okumak yasaktır. This book belongs to the library. Bu kitap kütüphaneye ait. Tom dropped Mary off at the library. Tom, Mary'yi kütüphaneye bıraktı. I returned the book to the library. Kitabı kütüphaneye iade ettim. I saw Tom and Mary go into the library. Tom ve Mary'yi kütüphaneye girerken gördüm. I seldom go to a library. Nadiren bir kütüphaneye giderim. I seldom go to a library. Nadiren kütüphaneye giderim. I seldom go to the library. Nadiren kütüphaneye giderim. I seldom go to the library. Kütüphaneye nadiren giderim. There's a bank about a hundred metres from the library. Kütüphaneye yaklaşık yüz metre uzaklıkta bir banka var. They have access to the library. Onların kütüphaneye giriş izinleri var. Tom and Mary were sitting on the steps in front of the library. Tom ve Mary kütüphanenin önündeki basamaklarda oturuyorlardı. I saw Tom in the library yesterday. Tom'u dün kütüphanede gördüm. Are you at the library? Kütüphanede misin? Students have access to the library. Öğrencilerin kütüphaneye erişimi vardır. Tom and Mary live near the library. Tom ve Mary kütüphanenin yakınında yaşıyorlar. Be silent in the library, boys. Kütüphanede sessiz olun çocuklar. Are there any English magazines in this library? Bu kütüphanede hiç İngilizce dergi var mı? How many books are in your library? Kütüphanende kaç tane kitap var? The library obtained many new books. Kütüphane birçok yeni kitap aldı. Mary spends most of her time at the library. Mary zamanının çoğunu kütüphanede harcar. She went to the library. Kütüphaneye gitti. Students have access to the library. Öğrencilerin kütüphaneye erişimleri var. There was a crowd of students waiting in front of the library. Kütüphanenin önünde bekleyen bir öğrenci kalabalığı vardı. There were some men eating their lunches under the trees in front of the library. Kütüphanenin önündeki ağaçların altında öğle yemeklerini yiyen bazı adamlar vardı. Tom and Mary broke into the restricted section of the library. Tom ve Mary kütüphanenin kısıtlanmış bölümüne girdiler. Tom and Mary broke into the restricted section of the library. Tom ve Mary kütüphanenin yasak bölümüne girdiler. I don't need to add these books to my library. Bu kitapları kütüphaneme eklememe gerek yok. There was a crowd of students waiting in front of the library. Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı. I study at the library. Kütüphanede çalışıyorum. He often goes to the library by car. Kütüphaneye sık sık araba ile gider. The library will be closing in ten minutes. Kütüphane on dakika içinde kapanacak. There are many trees growing in front of the library. Kütüphanenin önünde büyüyen birçok ağaç var. I spent the entire weekend studying in the library. Tüm hafta sonunu kütüphanede çalışarak geçirdim. I stole this book from the library. Bu kitabı kütüphaneden çaldım. I spent the entire weekend in the library studying. Bütün hafta sonunu kütüphanede ders çalışarak geçirdim. She took the book back to the library. Kitabı kütüphaneye geri götürdü. She went to the library. O, kütüphaneye gitti. Do you borrow books from this library? Bu kütüphaneden kitap ödünç alıyor musun? He goes to the library to read books. Kitap okumak için kütüphaneye gider. Did you want to go to the library yesterday? Dün kütüphaneye gitmek istedin mi? These books can be borrowed from the library for one week. Bu kitaplar kütüphaneden bir haftalığına ödünç alınabilir. I saw Tom come out of the library. Tom'u kütüphaneden çıkarken gördüm. Friends come back to the library to study. Arkadaşlar ders çalışmak için kütüphaneye gelirler. The library is pretty small. Kütüphane oldukça küçük. The library is to the left. Kütüphane soldadır. The library is to the left. Kütüphane sol tarafta. The library is upstairs. Kütüphane üst katta. The library is wrapped in almost complete silence. Kütüphane neredeyse tam bir sessizliğe büründü. They're in the library. Kütüphanedeler. I saw Tom come out of the library. Tom'un kütüphaneden çıktığını gördüm. Did you have to go to the library yesterday? Dün kütüphaneye gitmen mi gerekiyordu? They're in the library. Onlar kütüphanedeler. Tom and Mary are in the library. Tom ve Mary kütüphanedeler. I spent all day in the library. Bütün günü kütüphanede geçirdim. There is an anteroom adjoining the library. Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var. Do you borrow books from this library? Bu kütüphaneden kitap ödünç alıyor musunuz? The library is wrapped in almost complete silence. Kütüphane neredeyse tamamen sessizliğe bürünmüş durumda. There are many trees growing in front of the library. Kütüphanenin önünde büyüyen bir sürü ağaç var. I have to take these books back to the library. Bu kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım. I make it a rule to read books in the library on Saturday. Cumartesileri kütüphanede kitap okumayı bir kural haline getirdim. I have a large library on American literature. Amerikan edebiyatı üzerine geniş bir kütüphanem var. I live near the library. Kütüphaneye yakın oturuyorum. Both Tom and Mary were in the library. Hem Tom hem de Mary kütüphanedeydi. I met Tom in the library on Monday. Tom'la pazartesi günü kütüphanede tanıştım. I met Tom in the library on Monday. Pazartesi günü kütüphanede Tom'la buluştum. I met Tom in the library yesterday. Dün kütüphanede Tom'la karşılaştım. She returned a book to the library. Kütüphaneye bir kitap iade etti. I must return some books to the library. Bazı kitapları kütüphaneye iade etmem gerekiyor. She returned the book to the library. Kitabı kütüphaneye iade etti. She returned the book to the library. O, kitabı kütüphaneye iade etti. I must return some books to the library. Bazı kitapları kütüphaneye iade etmeliyim. The Haskell Free Library and Opera House was built on the border between Canada and the United States. Haskell Özgür Kütüphanesi ve Opera Binası Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki sınırda inşa edildi. I need to get to a library. Bir kütüphaneye gitmem gerekiyor. Our university has a good library. Üniversitemizin iyi bir kütüphanesi var. I met Tom in the library yesterday. Tom'la dün kütüphanede tanıştım. I moved to a new house last week, and I studied in the library yesterday. Geçen hafta yeni bir eve taşındım ve dün kütüphanede ders çalıştım. I saw Bill in the library yesterday. Dün kütüphanede Bill'i gördüm. She has 3,500 books in her library and many of them are first editions. Kütüphanesinde 3.500 kitap var ve bunların çoğu ilk baskı. It's very easy to become a member in this library. Bu kütüphanede bir üye olmak çok kolay. Tom spent several hours in the library. Tom kütüphanede birkaç saat harcadı. Were you at the library yesterday afternoon? Dün öğleden sonra kütüphanede miydin? You'll find the book in the library. Kitabı kütüphanede bulacaksın. Many a student studies at the library. Kütüphanede çok sayıda öğrenci çalışır. Many a student studies at the library. Birçok öğrenci kütüphanede ders çalışıyor. The student is reading at the library. Öğrenci kütüphanede kitap okuyor. Tom spent several hours in the library. Tom kütüphanede birkaç saat geçirdi. I need to get to a library. Kütüphaneye gitmem lazım. Mary likes to study in the library. Mary kütüphanede çalışmayı seviyor. The student is reading at the library. Öğrenci kütüphanede okuyor. You'll find the book in the library. Kitabı kütüphanede bulabilirsin. Mary likes to study in the library. Mary kütüphanede ders çalışmayı seviyor. You'll find the book in the library. Kitabı kütüphanede bulabilirsiniz. I remember returning the book to the library. Kitabı kütüphaneye iade ettiğimi hatırlıyorum. There are a great many books in this library. Bu kütüphanede çok sayıda kitap var. Tom told Mary to meet him at the library. Tom Mary'ye onunla kütüphanede buluşmasını söyledi. Mary spends most of her time at the library. Mary de zamanının çoğunu kütüphanede geçiriyor. I saw Bill in the library yesterday. Dün Bill'i kütüphanede gördüm. He often goes to the library by car. Genellikle kütüphaneye arabayla gider. The library near my house is now open only three days a week due to budget cutbacks. Evimin yakınındaki kütüphane bütçe kesintileri nedeniyle artık haftada sadece üç gün açık. A reminder from the library has arrived. Kütüphaneden bir hatırlatma geldi. Does your school have a library? Okulunun kütüphanesi var mı? Does your school have a library? Okulunuzun kütüphanesi var mı? The Haskell Free Library and Opera House was built on the border between Canada and the United States. Haskell Ücretsiz Kütüphane ve Opera Binası, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki sınırında inşa edilmiştir. I'll go to the library tomorrow. Yarın kütüphaneye gideceğim. I'll go to the library with you tomorrow. Yarın seninle kütüphaneye gideceğim. At this library, you can borrow up to three books at a time. Bu kütüphaneden bir defada en çok üç kitap ödünç alabilirsiniz. I got lost trying to find the library. Kütüphaneyi bulmaya çalışırken kayboldum. The library is closed on Sundays. Kütüphane pazar günleri kapalı. I want to borrow a book from that library, but they only lend books to members. O kütüphaneden bir kitap ödünç almak istiyorum fakat onlar sadece üyelere ödünç kitap veriyorlar. Last Sunday, Mary and I went to the library together. Geçen Pazar, Mary ve ben birlikte kütüphaneye gittik. My friend came to the library to study. Arkadaşım çalışmak için kütüphaneye geldi. Tom didn't see anyone in the library. Tom kütüphanede kimseyi görmedi. I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it. Bir kütüphane gördüğümde keşke zamanım olsa da oraya gidip içindeki her şeyi okuyana kadar kalsam diye düşünmeden edemiyorum. I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it. Bir kütüphane gördüğümde keşke zamanım olsaydı da gidip içindeki her şeyi okuyana kadar kalsaydım diye düşünmeden edemiyorum. I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it. Bir kütüphane görüp de oraya gidip içindeki her şeyi okuyana kadar kalacak zamanım olmasını dilemeden asla edemem. At the end of this street is a library. Bu caddenin sonunda bir kütüphane var. At the end of this street is a library. Bu sokağın sonunda bir kütüphane var. Every town in America has a library. Amerika'da her kasabada bir kütüphane bulunmaktadır. Every town in America has a library. Amerika'daki her kasabada bir kütüphane bulunur. Every town in America has a library. Amerika'daki her kasabada bir kütüphane vardır. Excuse me, where is the library? Afedersiniz, kütüphane nerede? Excuse me, where is the library? Affedersiniz, kütüphane nerede? Does the school have a library? Okulda kütüphane var mı? Excuse me, but where is the library? Affedersiniz ama kütüphane nerede? How far away is the library? Kütüphane ne kadar uzakta? He is studying in the library now. O, şimdi kütüphanede çalışıyor. He is studying in the library now. Şimdi kütüphanede ders çalışıyor. He was sitting in the library when I saw him. Onu gördüğümde kütüphanede oturuyordu. I have been working in the library since January. Ocak ayından beri kütüphanede çalışıyorum. I met Tom in the library. Tom ile kütüphanede karşılaştım. I met Tom in the library. Tom'la kütüphanede tanıştım. I only study in the library. Ben sadece kütüphanede çalışıyorum. I met him at the library. Onunla kütüphanede tanıştım. I met them at the library. Onunla kütüphanede karşılaştım. I only study in the library. Yalnızca kütüphanede çalışırım. I ran into Tom at the library. Kütüphanede Tom'a rastladım. I ran into your mother in the library. Kütüphanede annene rastladım. I saw John at the library. Kütüphanede John'u gördüm. I saw John at the library. John'u kütüphanede gördüm. I saw Tom and Mary at the library. Tom ve Mary'yi kütüphanede gördüm. I saw Tom at the library. Ben Tom'u kütüphanede gördüm. I saw Tom at the library. Tom'u kütüphanede gördüm. I saw Tom last night in the library. Tom'u dün gece kütüphanede gördüm. I saw Tom last night in the library. Dün gece Tom'u kütüphanede gördüm. I spent all afternoon in the library. Bütün öğleden sonrayı kütüphanede geçirdim. I spent all day in the library. Bütün günümü kütüphanede geçirdim. I spent the entire weekend studying in the library. Tüm hafta sonunu kütüphanede ders çalışarak geçirdim. I study at the library. Ben kütüphanede çalışıyorum. Every day, my brother borrows a new book from the library. Kardeşim her gün kütüphaneden yeni bir kitap ödünç alıyor. Find me a good book from the library. Bana kütüphaneden iyi bir kitap bulun. Every day, my brother borrows a new book from the library. Her gün, erkek kardeşim kütüphaneden yeni bir kitap ödünç alır. Find me a good book from the library. Bana kütüphaneden iyi bir kitap bul. He just came back from the library. Kütüphaneden yeni geldi. He still hasn't returned the book he borrowed from the library. Kütüphaneden ödünç aldığı kitabı hala geri vermedi. I borrow books from the library. Kütüphaneden kitap ödünç alırım. I borrow books from the library. Kütüphaneden ödünç kitap alıyorum. I borrowed the book from this library. Kitabı bu kütüphaneden ödünç aldım. I borrowed three books from the library. Kütüphaneden üç kitap ödünç aldım. I didn't take any books from the library. Kütüphaneden hiç kitap almadım. I often borrow books from the library. Kütüphaneden sık sık kitap ödünç alırım. Her library has 3,500 books and includes many first editions. Kütüphanesinde 3,500 kitap var ve birçoğu ilk baskı. He is in his library. Kütüphanesinde. He is in his library. O, kütüphanesindedir. I borrow books from the city library. Kitapları şehir kütüphanesinden ödünç alırım. I borrow books from the city library. Şehir kütüphanesinden ödünç kitap alıyorum. I borrowed them from the town library. Onları kasaba kütüphanesinden ödünç aldım. All the citizens of the city have access to the city library. Şehirdeki tüm vatandaşların şehir kütüphanesine erişimi vardır. I have access to his library. Kütüphanesine erişimim var. Dan received funds from local foundations to improve his old library. Dan eski kütüphanesini iyileştirmek için yerel vakıflardan fon aldı. He sometimes forgets to take books back to the library. O bazen kitapları kütüphaneye geri götürmeyi unutur. He sometimes forgets to take books back to the library. Bazen kitapları kütüphaneye geri götürmeyi unutuyor. He went to the library. O, kütüphaneye gitti. I dropped Tom off at the library. Tom'u kütüphaneye bıraktım. I have access to this library. Bu kütüphaneye erişim imkânım var. He went to the library. Kütüphaneye gitti. He would often go to the library. Çoğunlukla kütüphaneye giderdi. I have access to this library. Bu kütüphaneye giriş iznim var. He would often go to the library. Sıklıkla kütüphaneye giderdi. I have to return some books to the library. Bazı kitapları kütüphaneye iade etmem gerekiyor. I have to return this book to the library. Bu kitabı kütüphaneye iade etmek zorundayım. I have to return this book to the library. Bu kitabı kütüphaneye geri götürmeliyim. The library is closing. Kütüphane kapanıyor. The library is on the 4th floor. Kütüphane 4. kattadır. The library is now under construction. Kütüphane şu anda inşaat halinde. The library is on the 4th floor. Kütüphane 4. katta. The library is on the right. Kütüphane sağdadır. The National Library is undoubtedly one of the points of interest. Ulusal Kütüphane şüphesiz ilgi çekici noktalardan biri. The library is next to the bus stop. Kütüphane otobüs durağının yanında. The library is on the second floor. Kütüphane ikinci katta. The library is open to all students. Kütüphane tüm öğrencilere açıktır. The library is on the right. Kütüphane sağ tarafta. I would rather sit reading in the library than go home. Eve gitmektense kütüphanede oturup okumayı tercih ederim. The famous poet attempted to commit suicide in his library. Ünlü şair kütüphanesinde intihara teşebbüs etti. I've read all the books in Tom's library. Tom'un kütüphanesindeki tüm kitapları okudum. In a library, you have to be quiet. Kütüphanede sessiz olmalısın. I very seldom study in the library. Kütüphanede çok nadiren çalışıyorum. I very seldom study in the library. Kütüphanede çok nadir ders çalışırım. I'll be in the library. Kütüphanede olacağım. I'll join you in the library. Kütüphanede size katılacağım. I'll meet her at the library. Onunla kütüphanede buluşacağım. I'll meet him at the library. Onunla kütüphanede buluşacağım. I'll meet Tom at the library. Tom'la kütüphanede buluşacağım. I'll meet them at the library. Onlarla kütüphanede buluşacağım. It's annoying to hear people talking loudly in a library. Kütüphanede yüksek sesle konuşan insanları duymak sinir bozucu. Meet me at the library. Benimle kütüphanede buluş. I'll meet Tom in the library. Kütüphanede Tom'la buluşacağım. I'll meet Tom in the library. Tom'la kütüphanede buluşacağım. I'll meet you at the library. Seninle kütüphanede buluşacağım. I'm going to study in the library. Kütüphanede çalışacağım. I'm going to study in the library. Kütüphanede ders çalışacağım. I'm studying in the library. Kütüphanede çalışıyorum. I'm studying in the library. Kütüphanede ders çalışıyorum. I want to borrow a book from that library, but they only lend books to members. O kütüphaneden bir kitap ödünç almak istiyorum ama sadece üyelere ödünç veriyorlar. If I can get a book from the library, it saves me from having to buy it in the bookshop. Kütüphaneden bir kitap alabilirsem, beni kitapçıdan satın almak zorunda kalmaktan kurtarır. Mary returned the book that she had borrowed from the library. Mary kütüphaneden ödünç aldığı kitabı iade etti. She had a book stolen from the library. Kütüphaneden bir kitap çaldırdı. She had a book stolen from the library. Kütüphaneden çalınmış olan bir kitabı vardı. She had a book stolen from the library. Kütüphaneden bir kitabı çalındı. I was in the library. Kütüphanedeydim. I was at the library. Kütüphanedeydim. Several guys I recognized from school were standing in front of the library. Okuldan tanıdığım birkaç herif kütüphanenin önünde duruyordu. Several guys that I recognized from school were standing in front of the library. Okuldan tanıdığım birkaç kişi kütüphanenin önünde duruyordu. The city library has a special department for blind people. Şehir kütüphanesinde körler için özel bir bölüm var. I'm at the library. Ben kütüphanedeyim. I'm at the library. Kütüphanedeyim. I'm in the library. Ben kütüphanedeyim. I'm in the library. Kütüphanedeyim. Our library is on the third floor. Kütüphanemiz üçüncü katta. In the middle of the library there was a table completely covered with magazines. Kütüphanenin ortasında tamamen dergilerle kaplı bir masa vardı. Tell Tom where the library is. Kütüphanenin nerede olduğunu Tom'a söyle. Tell Tom where the library is. Tom'a kütüphanenin nerede olduğunu söyle. Let's meet in front of the library. Kütüphanenin önünde buluşalım. My house is north of the library. Evim kütüphanenin kuzeyinde. Several guys I recognized from school were standing in front of the library. Okuldan tanıdığım birkaç kişi kütüphanenin önünde duruyordu. Is the university's library open now? Üniversite kütüphanesi şimdi açık mı? Is the university's library open now? Üniversitenin kütüphanesi şu an açık mı? My father's little library consisted chiefly of books on polemic divinity, most of which I read. Babamın küçük kütüphanesi çoğunlukla polemik ilahiyat kitaplarından oluşuyordu ve ben bunların çoğunu okudum. The British Library is one of the world's largest libraries. İngiliz Kütüphanesi dünyanın en büyük kütüphanelerinden biridir. The German State Library is one of the biggest libraries of Europe. Alman Devlet Kütüphanesi Avrupa'nın en büyük kütüphanelerinden biridir. Let's get to the library before it closes. Kapanmadan önce kütüphaneye gidelim. My friend came to the library to study. Arkadaşım ders çalışmak için kütüphaneye geldi. My friend comes to the library to study. Arkadaşım çalışmak için kütüphaneye geliyor. My friend goes to the library to study. Arkadaşım çalışmak için kütüphaneye gider. My friend goes to the library to study. Arkadaşım ders çalışmak için kütüphaneye gidiyor. My friend comes to the library to study. Arkadaşım ders çalışmak için kütüphaneye gelir. She goes to the library every other day. Gün aşırı kütüphaneye gider. She goes to the library every other day. İki günde bir kütüphaneye gidiyor. Taninna goes to the library and studies every day. Taninna her gün kütüphaneye gidip çalışır. Taninna goes to the library and studies every day. Taninna her gün kütüphaneye gider ve ders çalışır. I'm not going to the library, but I can take you as far as the station. Kütüphaneye gitmiyorum ama seni istasyona kadar götürebilirim. It's very easy to become a member in this library. Bu kütüphaneye üye olmak çok kolay. On Monday I have to take back the books to the library. Pazartesi günü kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım. She took the book back to the library. O, kitabı kütüphaneye geri götürdü. It is one thing to own a library; It is quite another to use it wisely. Bir kütüphaneye sahip olmak başka bir şeydir; onu akıllıca kullanmak bambaşka bir şeydir. I went to the library. Kütüphaneye gittim. If you have finished reading the book, return it to the library. Kitabı okumayı bitirdiysen kütüphaneye iade et. If you have finished reading the book, return it to the library. Eğer kitabı okumayı bitirdiyseniz, kütüphaneye iade edin. I'm going to walk to the library. Kütüphaneye doğru yürüyeceğim. I'm going to walk to the library. Kütüphaneye yürüyeceğim. It is a five-minute walk to the library. Kütüphaneye yürüyerek beş dakikada ulaşabilirsiniz. I've already returned the books to the library. Kitapları çoktan kütüphaneye iade ettim. Several students came to the library. Birkaç öğrenci kütüphaneye geldi. She likes going to the library. Kütüphaneye gitmeyi seviyor. She returned a book to the library. O, kütüphaneye bir kitap iade etti. She likes going to the library. Kütüphaneye gitmeyi sever. Tom and Mary entered the library at the same time. Tom ve Mary aynı zamanda kütüphaneye girdi. Tom and Mary entered the library at the same time. Tom ve Mary aynı anda kütüphaneye girdiler. Tom often goes to the library on Saturdays. Tom cumartesi günleri genellikle kütüphaneye gider. Tom often goes to the library on Saturdays. Tom cumartesi günleri sık sık kütüphaneye gider. Tom went to the library to study. Tom ders çalışmak için kütüphaneye gitti. They borrow books from the teachers' library. Öğretmenler kütüphanesinden kitap ödünç alıyorlar. To find the answer to this question, I went to the city library. Bu sorunun yanıtını bulmak için kent kütüphanesine gittim. To find the answer to this question, I went to the city library. Bu sorunun cevabını bulmak için şehir kütüphanesine gittim. Tom gave all his books to the city library. Tom tüm kitaplarını şehir kütüphanesine verdi. The teacher suggested that we go to the library to study. Öğretmen ders çalışmak için kütüphaneye gitmemizi önerdi. Tom gave all his books to the city library. Tom bütün kitaplarını şehir kütüphanesine verdi. They named the library after me. Onlar kütüphaneye benim adımı verdiler. They named the library after me. Kütüphaneye benim adımı vermişler. Tom goes to the library at least once a month. Tom en az ayda bir kütüphaneye gider. Tom goes to the library at least once a month. Tom ayda en az bir kez kütüphaneye gider. Tom goes to the library three times a week. Tom haftada üç kez kütüphaneye gider. Tom goes to the library three times a week. Tom haftada üç kez kütüphaneye gidiyor. Tom went to the library to study. Tom kütüphaneye ders çalışmaya gitti. We went to the library together. Birlikte kütüphaneye gittik. We went to the library together. Kütüphaneye birlikte gitmiştik. We'd better visit the library now. Şimdi kütüphaneye gitsek iyi olur. There is an anteroom adjoining the library. Kütüphaneye bitişik bir antre var. They furnished the library with many books. Kütüphaneyi bir sürü kitapla donattılar. When do you want to go to the library? Kütüphaneye ne zaman gitmek istiyorsun? When do you want to go to the library? Kütüphaneye ne zaman gitmek istersin? When did you say you'd be going to the library? Kütüphaneye ne zaman gideceğini söylemiştin? They furnished the library with many books. Kütüphaneyi birçok kitapla donattılar. They furnished the library with new books. Kütüphaneyi yeni kitaplarla donattılar. They were renovating the library in 2013. 2013'te kütüphaneyi yeniliyorlardı. We'd better visit the library now. Kütüphaneyi şimdi ziyaret etsek iyi olur. Today, I was supposed to study at the library but I woke up around 12 o'clock. Bugün kütüphanede ders çalışmam gerekiyordu ama saat 12 civarında uyandım. Tom and I ran into each other in the library on Monday. Tom ve ben pazartesi günü kütüphanede birbirimize rastladık. Tom and I ran into each other in the library on Monday. Tom ve ben pazartesi günü kütüphanede karşılaştık. Tom is in the library reading a book. Tom kütüphanede kitap okuyor. Tom is studying in the library now. Tom şu anda kütüphanede ders çalışıyor. Tom spends hours in the library studying. Tom saatlerini kütüphanede ders çalışarak geçirir. Tom was studying French in the library the last time that I saw him. Tom'u son gördüğümde kütüphanede Fransızca çalışıyordu. Were they in the library yesterday? Onlar dün kütüphanede miydiler? Were they in the library yesterday? Dün kütüphanede miydiler? Were you at the library last night? Dün gece kütüphanede miydin? We waited for Tom at the library for thirty minutes, but he never showed up. Tom'u kütüphanede otuz dakika bekledik ama o hiç gelmedi. Tom is now studying in the library. Tom şu anda kütüphanede ders çalışıyor. Tom is reading a book in the library. Tom kütüphanede bir kitap okuyor. Tom is reading a book in the library. Tom kütüphanede kitap okuyor. Tom is studying in the library. Tom kütüphanede çalışıyor. Tom is studying in the library. Tom kütüphanede ders çalışıyor. Tom likes to study in the library. Tom kütüphanede çalışmayı seviyor. Tom likes to study in the library. Tom kütüphanede ders çalışmayı seviyor. Tom may be at the library. Tom kütüphanede olabilir. Tom saw Mary sitting by herself in the library. Tom Mary'yi kütüphanede tek başına otururken gördü. Tom should still be in the library. Tom hâlâ kütüphanede olmalı. Tom should still be in the library. Tom hala kütüphanede olmalıydı. Tom spends most of his time in the library. Tom zamanının çoğunu kütüphanede harcar. Tom spends most of his time in the library. Tom zamanının çoğunu kütüphanede geçiriyor. Tom is in the library, isn't he? Tom kütüphanede, değil mi? Tom is still at the library, isn't he? Tom hâlâ kütüphanede, değil mi? Tom is still at the library, isn't he? Tom hala kütüphanede, değil mi? Tom is still in the library, isn't he? Tom hala kütüphanede, değil mi? Tom is still in the library, isn't he? Tom hâlâ kütüphanede, değil mi? Tom is at the library now. Tom şimdi kütüphanede. Tom is at the library now. Tom şu anda kütüphanede. Tom is at the library right now. Tom şu anda kütüphanede. Tom and Mary are in the library. Tom ve Mary kütüphanede. Tom is in the library. Tom kütüphanede. The silence in the library was disturbed by the ringing of a cell phone. Kütüphanedeki sessizlik bir cep telefonunun çalmasıyla bozuldu. This is the largest dictionary there is in this library. Bu kütüphanedeki en büyük sözlük bu. Tom read every book in the library. Tom kütüphanedeki bütün kitapları okudu. Tom read every book in the library. Tom kütüphanedeki her kitabı okuyor. We're in a library. Kütüphanedeyiz. This is the latest acquisition to my library. Kütüphaneme en son eklenen kitap bu. There are bean bags in our library. Kütüphanemizde armut koltuklar var. The silence of the library provided the perfect enviroment for studying. Kütüphanenin sessizliği ders çalışmak için mükemmel bir ortam sağlıyordu. The silence of the library provided the perfect environment for studying. Kütüphanenin sessizliği ders çalışmak için mükemmel bir ortam sağlıyordu. The tree in front of the library was struck by lightning. Kütüphanenin önündeki ağaca yıldırım çarptı. This library has a large collection of Chinese books. Bu kütüphanenin büyük bir Çince kitap koleksiyonu var. This part of the library is closed to the public. Kütüphanenin bu bölümü halka kapalıdır. This section of the library is closed to the public. Kütüphanenin bu kısmı halka kapalıdır. This section of the library is closed to the public. Kütüphanenin bu bölümü halka kapalıdır. Tom got out in front of the library and waited while Mary went to park the car. Tom kütüphanenin önünde indi ve Mary arabayı park etmeye giderken bekledi. Tom waited for Mary in front of the library all morning. Tom bütün sabah kütüphanenin önünde Mary'yi bekledi. This portion of the library is off-limits to the public. Kütüphanenin bu kısmı halka kapalı. Tom waited for Mary in front of the library all morning. Tom bütün sabah Mary'yi kütüphanenin önünde bekledi. Tom was waiting for Mary in front of the library all morning. Tom bütün sabah kütüphanenin önünde Mary'yi bekledi. The woman stands before the library. Kadın kütüphanenin önünde duruyor. The women are in front of a library. Kadınlar bir kütüphanenin önünde. We live near the large library. Büyük kütüphanenin yakınında oturuyoruz. We live near the large library. Geniş kütüphanenin yakınında yaşıyoruz. We were supposed to meet in front of the library. Kütüphanenin önünde buluşmamız gerekiyordu. We were supposed to meet in front of the library. Kütüphanenin önünde buluşacaktık. The Vatican Library is one of the oldest libraries in the world. Vatikan Kütüphanesi dünyanın en eski kütüphanelerinden biridir. The Vatican Library is one of the oldest libraries in the world. Vatikan Kütüphanesi dünyadaki en eski kütüphanelerden biridir. The school has a library. Okulun kütüphanesi var. The school has a library. Okulun bir kütüphanesi var. You might meet Tom if you go to the library. Kütüphane giderseniz Tom'la karşılaşabilirsiniz. Where is the library? Kütüphane nerede? Where's the library? Kütüphane nerede? Where's the nearest library? En yakın kütüphane nerede? Where's the nearest library? En yakın kütüphane nerededir? Yes, I met her in the library yesterday. Evet, dün kütüphanede ona rastladım. Yes, I met her in the library yesterday. Evet, dün onunla kütüphanede karşılaştım. You might find Tom in the library, but I doubt it. Tom'u kütüphanede bulabilirsiniz, ama pek sanmam. You might find Tom in the library, but I doubt it. Tom'u kütüphanede bulabilirsin, ama bundan şüpheliyim. You might want to try studying in the library. Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin. You might want to try studying in the library. Kütüphanede ders çalışmayı deneyebilirsin. You ought to be quiet in a library. Bir kütüphanede sessiz olmalısın. You ought to be quiet in a library. Kütüphanede sessiz olmalısın. Would you mind taking this book back to the library? Bu kitabı kütüphaneye geri götürür müsün? Tom promised to meet Mary in front of the library. Tom, Mary ile kütüphanenin önünde buluşacağına söz verdi. My brother borrows a new book from the library every day. Kardeşim her gün kütüphaneden yeni bir kitap ödünç alıyor. My brother takes a new book out of the library every day. Kardeşim her gün kütüphaneden yeni bir kitap alıyor. Tom read every book in his school's library. Tom okul kütüphanesindeki tüm kitapları okudu. They borrow books from the teachers' library. Öğretmenlerin kütüphanesinden ödünç kitap alıyorlar. Tom and Mary met at the library. Tom ve Mary kütüphanede tanıştılar. Does the school have a library? Okulun kütüphanesi var mı? I'll go to the library tomorrow. Ben yarın kütüphaneye gideceğim. Did you have to go to the library yesterday? Dün kütüphaneye gitmek zorunda mıydın? He often drives to the library. Sık sık kütüphaneye arabayla gider. My brother borrows a new book from the library every day. Erkek kardeşim her gün kütüphaneden yeni bir kitap ödünç alır. He often drives to the library. Genellikle kütüphaneye arabayla gider. Tom and Mary met at the library. Tom ve Mary kütüphanede tanıştı. I am finished reading all of the books in this library. Bu kütüphanedeki tüm kitapları okumayı bitirdim. What're you all doing in the library? Hepiniz kütüphanede ne yapıyorsunuz? This library contains books specifically for blind children. Bu kütüphane, özellikle kör çocuklar için kitaplar içerir. We'll see each other tomorrow in the library. Yarın kütüphanede görüşürüz. How much time do you spend in the library? Kütüphanede ne kadar zaman harcarsın? Dan threatened to burn the library. Dan kütüphaneyi yakmakla tehdit etti. Tom and Mary bumped into each other yesterday afternoon in the library. Tom ve Mary dün öğleden sonra kütüphanede karşılaştılar. He ran to his mother in the library. Kütüphanedeki annesine koştu. He has a fine library of books on art. Sanat üzerine kitaplardan oluşan güzel bir kütüphanesi var. Tom read every book in his school's library. Tom okulunun kütüphanesindeki bütün kitapları okudu. When are you going to the library? Kütüphaneye ne zaman gidiyorsun? When did you say you would be going to the library? Kütüphaneye gideceğini ne zaman söyledin? I'll go to the library tomorrow, too. Ben de yarın kütüphaneye gideceğim. Tom has quite a library. Tom'un büyük bir kütüphanesi var. There are a lot of books in our school's library. Okulumuzun kütüphanesinde bir sürü kitap var. When are you going to the library? Kütüphaneye ne zaman gideceksin? Tom and Mary are studying together in the library. Tom ve Mary kütüphanede birlikte ders çalışıyorlar. He is in the library. Kütüphanede. I'll go to the library tomorrow, too. Yarın ben de kütüphaneye gideceğim. We're in a library. Bir kütüphanedeyiz. Tom has read every book in his school's library. Tom okulunun kütüphanesinde bulunan her kitabı okudu. Tom has read every book in his school's library. Tom okul kütüphanesindeki tüm kitapları okudu. This library has no books that are not in English. Bu kütüphanede İngilizce olmayan hiçbir kitap yok. This library has no non-English books. Bu kütüphanede İngilizce olmayan kitap yok. How many books are in your library? Kütüphanenizde kaç kitap var? See you tomorrow at the library! Yarın kütüphanede görüşürüz! In a library, you have to be quiet. Bir kütüphanede sessiz olmak zorundasınız. This library has over 50,000 volumes. Bu kütüphanede elli binden fazla kaynak var. They were alone in the library. Kütüphanede yalnızdılar. This is the best dictionary there is in the library. Kütüphanede bulunan en iyi sözlük bu. This is the best dictionary there is in the library. Bu, kütüphanede olan en iyi sözlük. Tom and I studied together in the library. Tom ve ben kütüphanede birlikte çalıştık. Tomorrow, I'll take the books to the library. Yarın, kitapları kütüphaneye götüreceğim. We're all going back to the library. Hepimiz kütüphaneye geri gidiyoruz. We're all going back to the library. Hepimiz kütüphaneye geri dönüyoruz. This library has over 50,000 volumes. Bu kütüphanede 50.000'den fazla kitap var. Tom and I studied together in the library. Tom ve ben kütüphanede birlikte çalışırdık. Tom and Mary are studying together in the library. Tom ve Mary birlikte kütüphanede çalışıyorlar. Tom was at the library. Tom kütüphanedeydi. How much time do you spend in the library? Kütüphanede ne kadar zaman geçiriyorsun? At the library. Kütüphanede. He is in the library. O kütüphanede. He has a fine library of books on art. Sanat üzerine kitapları olan hoş bir kütüphanesi var. You're not allowed to carry food into the library. Kütüphaneye yiyecek taşımanıza izin verilmiyor. I saw Tom talking with Mary in front of the library. Tom'u kütüphanenin önünde Mary ile konuşurken gördüm. Talking in the library is not allowed. Kütüphanede konuşmak yasaktır. Tell me what you know about what happened at the library this afternoon. Bana bu öğleden sonra kütüphanede ne olduğu hakkında ne bildiğini söyle. Tell me what you know about what happened at the library this afternoon. Bu öğleden sonra kütüphanede olanlar hakkında ne biliyorsan anlat. This library has a large collection of Chinese books. Bu kütüphanede Çince kitaplardan oluşan geniş bir koleksiyon var. There is no one reading in the library. Kütüphanede okuyan kimse yok. The library has many books. Kütüphanede çok kitap var. Do you have a copy of the Quran in your library? Kütüphanenizde Kur'an'ın bir kopyası var mı? The library keeps only one of each book. Kütüphanede her kitaptan sadece bir tane var. Tom wanted Mary to drive John to the library. Tom Mary'nin John'u kütüphaneye götürmesini istedi. Tom wanted Mary to drive John to the library. Tom, Mary'den John'u kütüphaneye götürmesini istedi. There's a hidden door in the library. Kütüphanede gizli bir kapı var. Tom went into the library. Tom kütüphaneye gitti. Tom went to the library. Tom kütüphaneye gitti. Tomorrow, I'll take the books to the library. Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim. The library is closed on Sundays. Kütüphane pazar günleri kapalıdır. I met them at the library. Onlarla kütüphanede tanıştım. I just saw Tom in front of the library. Tom'u kütüphanenin önünde gördüm. This library contains books specifically for blind children. Bu kütüphanede özellikle kör çocuklar için kitaplar var. I met Tom at the library. Tom'la kütüphanede tanıştım. I live near the library. Kütüphanenin yakınında yaşıyorum. There is a library in our city. Şehrimizde bir kütüphane var. Every student is allowed to visit the library. Her öğrenci kütüphaneyi ziyaret edebilir. There is a library in our city. Şehrimizde bir kütüphane vardır. Did you take the book back to the library? Kitabı kütüphaneye geri götürdün mü? If you are going to the library this afternoon, would you please return two books for me whilst you are there? Bu öğleden sonra kütüphaneye gidersen, lütfen oradayken benim için iki kitabı iade eder misin? We studied together in the library. Biz kütüphanede birlikte çalıştık. We studied together in the library. Kütüphanede birlikte çalışmıştık. Tom promised to meet Mary in front of the library. Tom Mary'yi kütüphanenin önünde karşılayacağına söz verdi. I met him at the library. Onunla kütüphanede karşılaştım. Did you remember to go to the library? Kütüphaneye gitmeyi hatırladın mı? Tom parked in one of the empty spaces in front of the library. Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine park etti. He claimed that he had returned the book to the library. Kitabı kütüphaneye iade ettiğini iddia ediyordu. He claimed that he had returned the book to the library. Kitabı kütüphaneye iade ettiğini iddia etti. He has gone to the library. Kütüphaneye gitti. If you are going to the library this afternoon, would you please return two books for me? Eğer bu öğleden sonra kütüphaneye gidecekseniz, lütfen benim için iki kitap iade eder misiniz? Don't forget to return the book to the library. Kitabı kütüphaneye geri vermeyi unutma. Every student has access to the library. Her öğrencinin kütüphaneye erişimi vardır. If you are going to the library this afternoon, would you please return two books for me whilst you are there? Bu öğleden sonra kütüphaneye gidersen, gitmişken benim için iki kitabı iade eder misin? Tom noticed Mary's car parked in front of the library. Tom, Mary'nin arabasının kütüphanenin önüne park ettiğini fark etti. Mike got back from the library at five. Mike kütüphaneden beşte döndü. Can you tell me the way to the library? Kütüphaneye giden yolu söyleyebilir misiniz? Mike came back from the library at five. Mike kütüphaneden beşte döndü. Tom met Mary in front of the library. Tom, Mary ile kütüphanenin önünde buluştu. Tom noticed Mary's car parked in front of the library. Tom kütüphanenin önünde park edilmiş olan Mary'nin arabasını fark etti. We must not speak in the library. Kütüphanede konuşmamalıyız. I would go to the library if I had a car to get there. Arabam olsaydı kütüphaneye giderdim. You might meet Tom if you go to the library. Kütüphaneye gidersen Tom'la tanışabilirsin. You might meet him if you go to the library. Kütüphaneye gidersen onunla karşılaşabilirsin. We are in a library. Kütüphanedeyiz. You might meet him if you go to the library. Kütüphaneye gidersen onunla tanışabilirsin. I found a secret passage in the library. Kütüphanede gizli bir geçit buldum. I left my gloves in the library. Eldivenlerimi kütüphanede unutmuşum. I left my gloves in the library. Eldivenlerimi kütüphanede bıraktım. I met her at the library. Onunla kütüphanede karşılaştım. I met her at the library. Kütüphanede tanıştım. We are in a library. Biz kütüphanedeyiz. How far is it to the library from here? Kütüphane buradan ne kadar uzakta? Dan assisted Linda at the library. Dan kütüphanede Linda'ya yardım etti. I went to the library to read books. Kitap okumak için kütüphaneye gittim. You may use her library. Onun kütüphanesini kullanabilirsin. I used to go to that library to study. Eskiden ders çalışmak için o kütüphaneye giderdim. You may use his library. Onun kütüphanesini kullanabilirsin. Have you ever read the old prophecy on the library window? Kütüphane penceresindeki eski kehaneti okudun mu? Have you ever read the old prophecy on the library window? Kütüphane penceresindeki eski kehaneti hiç okudun mu? I went to the library to read a book. Ben bir kitap okumak için kütüphaneye gittim. We were both in the library. İkimiz de kütüphanedeydik. I went to the library to read a book. Kitap okumak için kütüphaneye gittim. When did you say you'd be going to the library? Kütüphaneye gideceğini ne zaman söyledin? How about studying together in the library? Kütüphanede birlikte ders çalışmaya ne dersin? There is no one reading in the library. Kütüphanede kitap okuyan kimse yok. Dan received funds from local foundations to improve his old library. Dan, eski kütüphanesini iyileştirmek için yerel vakıflardan fon aldı. I thought you were going to the library this afternoon. Senin öğleden sonra kütüphaneye gideceğini sanıyordum. Tom walked into the library. Tom kütüphaneye girdi. I have to go to the library with Tom. Tom'la kütüphaneye gitmeliyim. I have to return this book to the library today. Bu kitabı bugün kütüphaneye iade etmem lâzım. I have to return this book to the library today. Bu kitabı bugün kütüphaneye iade etmem gerekiyor. I have to return this book to the library today. Bu kitabı kütüphaneye iade etmek zorundayım. I have to take the book back to the library today. Bugün kitabı kütüphaneye geri götürmek zorundayım. How long do you intend to spend at the library? Kütüphanede ne kadar kalmaya niyetlisin? Tom wanted to meet you in the library. Tom seninle kütüphanede buluşmak istedi. How about studying together in the library? Kütüphanede birlikte çalışmaya ne dersin? How long do you intend to spend at the library? Kütüphanede ne kadar kalmayı düşünüyorsun? I have to take the book back to the library today. Kitabı bugün kütüphaneye geri götürmeliyim. Show More (863)
2	library	kitaplık	n.
	The mansion's library was filled with leather-bound volumes. Malikanenin kitaplığı deri ciltli kitaplarla doluydu. IRM protection is applied to files at the list or library level. IRM koruması, liste veya kitaplık düzeyindeki dosyalara uygulanır. Learn to share a list or library with your team. Bir listeyi veya kitaplığı ekibinizle paylaşmayı öğrenin. The administrator of the SharePoint site can help you select the correct library. SharePoint sitesinin yöneticisi doğru kitaplığı seçmenize yardımcı olabilir. The assets in a library are called library items. Bir kitaplıktaki varlıklara kitaplık öğeleri denir. To use these features, see the Mouse and Keyboard library reference pages. Bu özellikleri kullanmak için Fare ve Klavye kitaplığı referans sayfalarına bakın. Columns help you create meaningful views of the items in a list or library. Sütunlar, bir liste veya kitaplıktaki öğelerin anlamlı görünümlerini oluşturmanıza yardımcı olur. Create an information management policy for a list or library. Bir liste veya kitaplık için bilgi yönetimi ilkesi oluşturun. Open the list or library from the Quick Launch bar. Hızlı Başlat çubuğundan listeyi veya kitaplığı açın. The Cervisia library could not be loaded. Cervisia kitaplığı yüklenemedi. How does versioning work in a list or library? Bir liste veya kitaplıkta sürüm oluşturma nasıl çalışır? How does versioning work in a list or library? Bir listede veya kitaplıkta sürüm oluşturma nasıl çalışır? Each symbol instance is linked to the symbol in the Symbols panel or to a symbols library. Her sembol örneği, Semboller panelindeki sembole veya bir sembol kitaplığına bağlanır. For example, when you open a library, you’ll see one or more files. Örneğin, bir kitaplığı açtığınızda bir veya daha fazla dosya görürsünüz. For example, when you open a library, you'll see one or more files. Örneğin, bir kitaplığı açtığınızda bir veya daha fazla dosya görürsünüz. Go to the list or library for which you want to configure IRM. IRM'yi yapılandırmak istediğiniz listeye veya kitaplığa gidin. Open the Library panel in Adobe Muse. Adobe Muse'da Kitaplık panelini açın. Open the list or library from which you want to create a new SharePoint group. Yeni bir SharePoint grubu oluşturmak istediğiniz listeyi veya kitaplığı açın. Open the list or library in which the workflow runs. İş akışının çalıştığı listeyi veya kitaplığı açın. Open the list or library in which you want to create a new SharePoint group. Yeni bir SharePoint grubu oluşturmak istediğiniz listeyi veya kitaplığı açın. Open the list or library on which you want to remove user permissions. Kullanıcı izinlerini kaldırmak istediğiniz listeyi veya kitaplığı açın. The library identifier does not represent a valid library. Kitaplık tanımlayıcısı geçerli bir kitaplığı temsil etmiyor. The Web Part automatically displays the data contained in the list or library that you created. Web Bölümü, oluşturduğunuz liste veya kitaplıkta bulunan verileri otomatik olarak görüntüler. Watch this short video to learn about customizing permissions for a specific library on your site. Sitenizdeki belirli bir kitaplığın izinlerini özelleştirme hakkında bilgi edinmek için bu kısa videoyu izleyin. You can set up an alert for a list, library, folder, file, or list item. Bir liste, kitaplık, klasör, dosya veya liste öğesi için uyarı ayarlayabilirsiniz. Dreamweaver opens a new window, similar to the Document window, for editing the library item. Dreamweaver, kitaplık öğesini düzenlemek için Belge penceresine benzer yeni bir pencere açar. With the proper permissions, you can declare most list or library items as records. Uygun izinlerle çoğu liste veya kitaplık öğesini kayıt olarak bildirebilirsiniz. I have access to his library. Benim onun kitaplığına erişimim var. Show More (25)
3	library	(yer olarak) kütüphane	n.
	She spent hours studying in the university library. Üniversite kütüphanesinde saatlerce ders çalışırdı. Show More (-2)
4	library	kitap seti	n.
	The Harry Potter series was released as a library of seven books. Harry Potter serisi yedi kitaptan oluşan bir kitap seti olarak yayımlanmıştır. Show More (-2)