1 |
lifeguard |
cankurtaran |
n. |
|
- The vigilant lifeguard rescued the amateur swimmer.
- Tetikte cankurtaran amatör yüzücüyü kurtardı.
- I became jealous when I saw my spouse checking the lifeguard out.
- Eşimin cankurtaranı süzdüğünü görünce kıskandım.
- Tom and Mary are lifeguards.
- Tom ve Mary cankurtaranlar.
- He's a lifeguard.
- O bir cankurtaran.
- I was tempted to go swimming even though the lifeguard was not yet on duty.
- Cankurtaran henüz iş başında olmasa da yüzmeye gitmek için can atıyordum.
- We're lifeguards.
- Cankurtaranız.
- Tom is a lifeguard at the local swimming pool.
- Tom yerel yüzme havuzunda cankurtarandır.
- Tom is a lifeguard.
- Tom bir cankurtaran.
- Tom doesn't want to get into the water until the lifeguard goes on duty.
- Tom cankurtaran göreve başlayana kadar suya girmek istemiyor.
- There's no lifeguard on duty.
- Görevli cankurtaran yok.
- Tom is a lifeguard at the local swimming pool.
- Tom yerel bir yüzme havuzunda bir cankurtaran.
- Mary is a lifeguard.
- Mary bir cankurtarandır.
- Tom was a lifeguard last summer.
- Tom geçen yaz bir cankurtarandı.
- The lifeguard is ever ready to help others.
- Cankurtaran başkalarına yardım etmeye her zaman hazırdır.
- Mary is dating one of the lifeguards.
- Mary cankurtaranlardan biriyle çıkıyor.
- Tom and I are lifeguards.
- Tom ve ben cankurtaranız.
- Lifeguards are not yet on duty.
- Cankurtaranlar henüz görevde değil.
- Tom and Mary are lifeguards.
- Tom ve Mary cankurtaran.
- Lifeguards are now on duty.
- Cankurtaranlar şu anda görev başında.
- She's a lifeguard.
- O bir cankurtaran.
- The lifeguards are here to protect us.
- Cankurtaranlar bizi korumak için burada.
- I was tempted to go swimming even though the lifeguard was not yet on duty.
- Cankurtaran henüz görevde olmamasına rağmen canım yüzmeye gitmek istedi.
- Lifeguards are very brave.
- Cankurtaranlar çok cesurdur.
- Tom was a lifeguard last summer.
- Tom geçen yaz cankurtarandı.
- Is there a lifeguard posted at the pool?
- Havuzda görevli bir cankurtaran var mı?
- I'm a lifeguard.
- Ben bir cankurtaranım.
- She's a lifeguard.
- O cankurtaran.
Show More (24)
|
2 |
lifeguard |
cankurtaran olarak çalışmak |
v. |
|
- Tom worked as a lifeguard during the summer.
- Tom yaz boyunca cankurtaran olarak çalıştı.
- Tom worked as a lifeguard during the summer.
- Tom yaz boyunca bir cankurtaran olarak çalıştı.
- Tom worked as a lifeguard last summer.
- Tom geçen yaz cankurtaran olarak çalıştı.
Show More (0)
|