Tureng - look on - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	look on	bakmak	v.
	This is where everyone will be looking on that World Day and we must come up with a European answer to that problem. Dünya Günü'nde herkesin bakacağı yer burası ve bu soruna Avrupalı bir yanıt bulmalıyız. We really have to look on them as responsible adults and we must not, under any circumstances, treat them like children. Onlara gerçekten sorumlu yetişkinler olarak bakmalıyız ve hiçbir koşulda onlara çocuk gibi davranmamalıyız. Dib, check out how huge your head looks on TV. Dib, kafanın televizyonda ne kadar büyük göründüğüne bak. Dib, check out how huge your head looks on TV. Dib, baksana kafan televizyonda ne büyük görünüyor. I recommend you look on the top shelf. En üst rafa bakmanı tavsiye ederim. She looked on his decision as a grave mistake. O, kararına ciddi bir hata olarak baktı. She has a tendency to look on the dark side of things. Olaylara karanlık tarafından bakma eğilimi var. Look on the bright side. İyi tarafından bak. She looks on him as her master. Ona efendisi olarak baktı. Let's look on the positive side. Olumlu tarafından bakalım. He just looked on with his arms folded. Kollarını kavuşturup öylece baktı. She has a tendency to look on the dark side of things. Onun işlere karanlık tarafından bakma eğilimi var. Look on the bright side of things. Olaylara iyi tarafından bak. Look on the bright side of things. Konuya iyi tarafından bak. I recommend you look on the top shelf. Üst rafa bakmanı öneriyorum. Always look on the bright side of life. Her zaman hayata iyi tarafından bak. Everyone looked on me as a leader. Herkes bana bir lider olarak baktı. Look on their wall. Onların duvarına bak. From the look on his face, he is in a bad mood now. Yüzündeki ifadeye bakılırsa, şu anda kötü bir ruh hali içinde. Look on their wall. Duvarlarına bak. Everybody had looked on him as a good-for-nothing. Herkes ona bir serseri olarak bakmıştı. Always look on the bright side of life. Hayatın hep iyi tarafından bak. Show More (19)
2	look on	izlemek	v.
	So far, the international community has looked on passively. Şimdiye kadar uluslararası toplum pasif bir şekilde izledi. Unfortunately Europe is looking on indecisively and passively. Ne yazık ki Avrupa kararsız ve pasif bir şekilde izliyor. It is as if the whole world is looking on helplessly. Sanki tüm dünya çaresizce izliyor gibi. He just looked on with his arms folded. Kolları bağlı şekilde sadece izledi. The others played, but Tom just looked on. Diğerleri oynadı ama Tom sadece izledi. Show More (2)