| 1 |
loosen |
gevşetmek |
v. |
|
- After the Christmas dinner, Mr. Owens loosened his belt.
- Noel yemeğinden sonra Bay Owens kemerini gevşetti.
- Finally, the Human Resources department has loosened the strict dress code.
- İnsan Kaynakları departmanı nihayet katı kıyafet kurallarını gevşetti.
- A few glasses of wine can loosen the tongue.
- Birkaç kadeh şarap dili gevşetebilir.
- Loosen the bottle cap to prevent pressure buildup.
- Basınç oluşumunu önlemek için şişenin kapağını gevşetin.
- Tom loosened his belt.
- Tom kemerini gevşetti.
- Tom loosened his collar.
- Tom yakasını gevşetti.
- To loosen a screw, turn it to the left.
- Bir vidayı gevşetmek için sola çevirin.
- Tom loosened his grip.
- Tom tutuşunu gevşetti.
- Loosen the bandage a little.
- Bandajı biraz gevşetin.
- Loosen the bandage a little.
- Bandajı biraz gevşet.
- Loosen your tie.
- Kravatını gevşet.
- Tom loosened his tie and poured himself a drink.
- Tom kravatını gevşetti ve kendine bir içki doldurdu.
- Tom loosened his tie.
- Tom kravatını gevşetti.
- To loosen a screw, turn it to the left.
- Bir vidayı gevşetmek için, sola çevirin.
- Tom loosened the knot on his tie.
- Tom kravatındaki düğümü gevşetti.
Show More (13)
|
| 2 |
loosen |
gevşemek |
v. |
|
- Normal screws when turned clockwise will tighten and when turned anti-clockwise will loosen.
- Normal vidalar saat yönünde çevrildiğinde sıkılır, saat yönünün tersine çevrildiğinde gevşer.
- Tom needs to loosen up a little.
- Tom biraz gevşemeli.
- I like to do a few exercises to loosen up before I run.
- Koşmadan önce gevşemek için birkaç egzersiz yapmayı severim.
- Tom has got to loosen up a little.
- Tom biraz gevşemeli.
- Why don't you loosen up?
- Neden gevşemiyorsun?
- You need to loosen up and have some fun.
- Gevşemeli ve biraz eğlenmelisin.
- You need to loosen up a little.
- Biraz gevşemelisin.
- You need to loosen up a little.
- Biraz gevşemen lazım.
- Normal screws when turned clockwise will tighten and when turned anti-clockwise will loosen.
- Normal vidalar saat yönünde döndürülünce sıkılır, saat yönünün tersine doğru döndürülünce de gevşer.
- You should loosen up.
- Gevşemelisin.
- You need to loosen up and have some fun.
- Biraz gevşemelisin ve eğlenmelisin.
Show More (8)
|
| 3 |
loosen |
serbest bırakmak |
v. |
|
- Finally, the Human Resources department has loosened the strict dress code.
- İnsan Kaynakları departmanı nihayet katı kıyafet kurallarını serbestleştirdi.
Show More (-2)
|
| 4 |
loosen |
çözmek |
v. |
|
- Tom loosened the knot on his tie.
- Tom kravatının düğümünü çözdü.
Show More (-2)
|
