massive - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
massive büyük adj.
  • His first single was a massive hit.
  • Çıkardığı ilk teklisi büyük bir hit olmuştur.
  • Indonesia is a massive country, both in terms of population and area.
  • Endonezya hem nüfus hem de yüzölçümü açısından büyük bir ülkedir.
  • This, of course, puts us in a massive dilemma.
  • Bu elbette bizi büyük bir ikileme sokuyor.
Show More (72)
massive çok büyük adj.
  • Nowadays, flying is a massive business; there is no doubt about it.
  • Günümüzde uçmak çok büyük bir iş; buna hiç şüphe yok.
  • That is a massive amount.
  • Bu çok büyük bir miktar.
  • Nowadays flying is a massive business; there is no doubt about it.
  • Günümüzde uçmak çok büyük bir iş; buna hiç şüphe yok.
Show More (5)
massive muazzam adj.
  • There was a massive increase in admissions this year.
  • Bu yıl kabullerde muazzam bir artış oldu.
  • The European Union is a massive provider of development assistance.
  • Avrupa Birliği kalkınma yardımları konusunda muazzam bir tedarikçidir.
  • Indeed, over the next ten years, employment in this industry is set to increase by a massive 15%.
  • Gerçekten de önümüzdeki on yıl içerisinde bu sektördeki istihdamın %15 gibi muazzam bir oranda artması öngörülmektedir.
Show More (4)
massive kocaman adj.
  • Mate, I had this whole massive bedroom to myself.
  • Dostum, bu kocaman yatak odası bana aitti.
  • Mate, I had this whole massive bedroom to myself.
  • Dostum, kendime ait kocaman bir yatak odam vardı.
  • Tom is a massive twat.
  • Tom kocaman bir amcık.
Show More (2)
massive büyük çapta adj.
  • The European Union is also distributing massive humanitarian aid both within and outside Afghanistan.
  • Avrupa Birliği de hem Afganistan içinde hem de dışında büyük çaplı insani yardım dağıtıyor.
  • We all know that the attacks on Iraq are already underway on a massive scale in the no-fly zones in the country.
  • Hepimiz Irak'a yönelik saldırıların ülkedeki uçuşa yasak bölgelerde büyük çapta devam ettiğini biliyoruz.
  • The aftermath has seen troops mobilised on a massive scale and weapons systems massed in a threatening manner.
  • Saldırı sonrasında askerler büyük çapta harekete geçirilmiş ve silah sistemleri tehditkar bir şekilde yığılmıştır.
Show More (0)
massive devasa adj.
  • The building was supported by massive columns.
  • Bina devasa sütunlarla destekleniyordu.
Show More (-2)
massive kitlesel adj.
  • These agreements are suspended if massive and systematic human rights violations take place.
  • Bu anlaşmalar, kitlesel ve sistematik insan hakları ihlallerinin gerçekleşmesi halinde askıya alınır.
Show More (-2)