| 1 |
mentioned |
bahsedilen |
adj. |
|
- It seems to me that the fundamental human rights mentioned are protected.
- Bana öyle geliyor ki, bahsedilen temel insan hakları korunmaktadır.
- It is not only the North Sea and the other areas mentioned that will be affected.
- Etkilenecek olan sadece Kuzey Denizi ve bahsedilen diğer alanlar değildir.
- Of the four names mentioned, for example, two at least would be considered to be generally used as first names.
- Örneğin, bahsedilen dört isimden en az ikisinin genel olarak ilk isim olarak kullanıldığı düşünülebilir.
- Another series of problems mentioned concerned international aid and the forthcoming Johannesburg Summit.
- Bahsedilen bir diğer sorun dizisi ise uluslararası yardım ve yaklaşan Johannesburg Zirvesi ile ilgilidir.
- Despite this, some positive results have been achieved which have been mentioned in this debate.
- Buna rağmen, bu tartışmada bahsedilen bazı olumlu sonuçlar elde edilmiştir.
- I shall just comment on two things that were mentioned.
- Ben sadece bahsedilen iki şey hakkında yorum yapacağım.
- I do not want to go through the details already mentioned again point by point.
- Daha önce bahsedilen detayları tekrar tek tek ele almak istemiyorum.
- I cannot close my eyes to these recurring tragedies that have been mentioned.
- Bahsedilen bu tekrar eden trajedilere gözlerimi kapatamam.
- In the specific case mentioned, what is happening is as follows.
- Bahsedilen özel durumda olan şey şu şekildedir.
- The intention of the proposal is to remove the problems mentioned earlier.
- Teklifin amacı daha önce bahsedilen sorunları ortadan kaldırmaktır.
- The policy areas mentioned are only the means of achieving those objectives.
- Bahsedilen politika alanları sadece bu hedeflere ulaşmanın araçlarıdır.
- Europe's share of the figure of EUR 8 billion per year mentioned earlier is available.
- Daha önce bahsedilen yıllık 8 milyar Euro'luk rakamda Avrupa'nın payı mevcuttur.
- We also have to think of strengthened cooperation mechanisms which have been mentioned here.
- Ayrıca burada bahsedilen güçlendirilmiş işbirliği mekanizmalarını da düşünmek zorundayız.
- The books that are mentioned previously were all written by foreign writers.
- Daha önce bahsedilen kitapların hepsi yabancı yazarlar tarafından yazılmıştı.
- The books that are mentioned previously were all written by foreign writers.
- Daha önce bahsedilen kitapların tamamı yabancı yazarlar tarafından yazılmıştır.
- The libelous column can still be read on the website of the previously mentioned newspaper.
- İftira niteliğindeki sütun hâlâ önceden bahsedilen gazetenin internet sitesinde okunabilir.
- The libelous column can still be read on the website of the previously mentioned newspaper.
- İftira içeren köşe yazısı, daha önce bahsedilen gazetenin web sitesinde hala okunabilir.
- Think of yourself as the owner of the company mentioned.
- Kendinizi bahsedilen şirketin sahibi olarak düşünün.
Show More (15)
|
| 2 |
mentioned |
bahsedilmiş |
adj. |
|
- The imports of food, of meat from other countries, have already been mentioned.
- Diğer ülkelerden gıda ve et ithalatından daha önce bahsedilmişti.
- The cases of France, Portugal, Germany and Greece have already been mentioned here.
- Fransa, Portekiz, Almanya ve Yunanistan örneklerinden burada daha önce bahsedilmişti.
- The position of Syria has already been mentioned.
- Suriye'nin konumundan daha önce bahsedilmişti.
- It has already been mentioned here that the need for information is growing.
- Burada bilgiye olan ihtiyacın arttığından daha önce bahsedilmişti.
- One of these has already been mentioned.
- Bunlardan birinden daha önce bahsedilmişti.
- The figure of 31 million tonnes in 1990 has been mentioned.
- 1990 yılında 31 milyon ton rakamından bahsedilmişti.
- The key phrase 'level playing field' was mentioned by an earlier speaker.
- Daha önceki bir konuşmacı tarafından 'eşit oyun alanı' anahtar ifadesinden bahsedilmişti.
- The imports of food, of meat from other countries, have already been mentioned.
- Diğer ülkelerden yapılan gıda ve et ithalatından daha önce bahsedilmişti.
- The truly dramatic situation of Argentina has been mentioned.
- Arjantin'in gerçekten üzüntü verici olan durumundan bahsedilmişti.
- Lithuania and Slovakia were specifically mentioned by the Council last week.
- Litvanya ve Slovakya'dan geçen hafta Konsey tarafından özellikle bahsedilmiştir.
- This has also been mentioned once already today.
- Bu konudan bugün de bir kez bahsedilmişti.
- That has already been mentioned too.
- Bundan da daha önce bahsedilmişti.
- Tom was also mentioned in the book.
- Kitapta Tom'dan da bahsedilmişti.
Show More (10)
|
| 3 |
mentioned |
adı geçen |
adj. |
|
- Tom was also mentioned in the book.
- Kitapta Tom'un da adı geçiyordu.
Show More (-2)
|
