|
- Her second film is considered a milestone in the history of cinema.
- İkinci filmi sinema tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.
- Copenhagen is a historic milestone.
- Kopenhag tarihi bir dönüm noktasıdır.
- Even the Seville Summit, which was supposed to be a milestone in combating illegal immigration, was a flop.
- Yasadışı göçle mücadelede bir dönüm noktası olması beklenen Sevilla Zirvesi bile fiyaskoyla sonuçlandı.
- For the EU to undertake its first military operation is a truly significant and historic milestone.
- AB'nin ilk askeri operasyonunu üstlenmesi gerçekten önemli ve tarihi bir dönüm noktasıdır.
- We are now witnessing another milestone in the return to peace for future generations.
- Şimdi gelecek nesiller için barışa dönüşte bir başka dönüm noktasına tanıklık ediyoruz.
- Parliament has now reached a major milestone in its consideration of this proposal.
- Parlamento şimdi bu teklifi değerlendirirken önemli bir dönüm noktasına ulaşmıştır.
- This agreement is a milestone in our relations.
- Bu anlaşma ilişkilerimizde bir dönüm noktasıdır.
- The adoption of the "Television without Frontiers" directive was a milestone in Community legislation.
- "Sınır Tanımayan Televizyon" direktifinin kabul edilmesi Topluluk mevzuatında bir dönüm noktası olmuştur.
- That is a milestone, and we keenly await the first evaluation report.
- Bu bir dönüm noktasıdır ve ilk değerlendirme raporunu merakla bekliyoruz.
- The presence of China and Taiwan at the WTO was also a significant milestone.
- Çin ve Tayvan'ın DTÖ'deki varlığı da önemli bir dönüm noktasıydı.
- We have arrived at a crucial milestone in the history of Europe.
- Avrupa tarihinde çok önemli bir dönüm noktasına gelmiş bulunuyoruz.
- Only then will this directive really be a milestone in environmental and consumer protection.
- Ancak o zaman bu direktif çevre ve tüketicinin korunmasında gerçekten bir dönüm noktası olacaktır.
- We welcome the historic milestone represented by the establishment of the Convention.
- Sözleşme'nin kuruluşunun temsil ettiği tarihi dönüm noktasını memnuniyetle karşılıyoruz.
- Only then will this directive really be a milestone in environmental and consumer protection.
- Ancak o zaman bu direktif, çevre ve tüketicinin korunmasında gerçekten bir dönüm noktası olacaktır.
- It does mark something of a milestone for me, and I hope for the Parliament.
- Bu benim için bir dönüm noktasıdır ve umarım Parlamento için de öyle olur.
- You talk about a crowning achievement, a historical decision, a milestone.
- Taçlandırılmış bir başarıdan, tarihi bir karardan, bir dönüm noktasından bahsettiniz.
- We welcome the historic milestone represented by the establishment of the Convention.
- Sözleşme'nin kurulmasıyla temsil edilen tarihi dönüm noktasını memnuniyetle karşılıyoruz.
- That's a great milestone.
- Bu büyük bir dönüm noktası.
- That day was an important milestone in our project.
- O gün projemizde önemli bir dönüm noktasıydı.
Show More (16)
|
