|
- One could imagine that it might be possible to be a socially excluded millionaire.
- Sosyal olarak dışlanmış bir milyoner olmanın mümkün olabileceği düşünülebilir.
- Some grandmothers bake pies - and some of them trade to be millionaires.
- Bazı büyükanneler turta pişiriyor, bazıları ise milyoner olmak için borsada işlem yapıyor.
- Some grandmothers bake pies - and some of them trade to be millionaires.
- Bazı anneanneler turta pişirir; bazıları da milyoner olmak için ticaret yapar.
- Mary wants to marry a millionaire.
- Mary bir milyonerle evlenmek istiyor.
- I wish I were a millionaire.
- Keşke bir milyoner olsam.
- I'm not a millionaire.
- Ben bir milyoner değilim.
- Tom is a billionaire, not a millionaire.
- Tom milyoner değil milyarderdir.
- You aren't a millionaire yet, are you?
- Henüz bir milyoner değilsin, değil mi?
- I wonder what it would be like to be a millionaire.
- Milyoner olmanın nasıl bir şey olduğunu merak ediyorum.
- I'm going to be a millionaire.
- Milyoner olacağım.
- The millionaire lived in complete isolation from the outside world.
- Milyoner dış dünyadan tamamen tecrit edildi.
- The millionaire lived in complete isolation from the outside world.
- Milyoner dış dünyadan tamamen izole bir şekilde yaşıyordu.
- Sami dated the daugther of a millionaire.
- Sami bir milyonerin kızıyla çıktı.
- I'm going to be a millionaire.
- Ben bir milyoner olacağım.
- We should be millionaires.
- Milyoner olmalıyız.
- The millionaire insisted on acquiring the masterpiece no matter how much it cost.
- Milyoner, ne kadara mal olursa olsun başyapıtı almakta ısrar etti.
- We dream of being millionaires.
- Milyoner olmayı hayal ediyoruz.
- There are about 460,000 millionaires in Tokyo.
- Tokyo'da yaklaşık 460.000 milyoner vardır.
- Everyone who worked on that project became a millionaire.
- O projede çalışan herkes milyoner oldu.
- You aren't a millionaire, are you?
- Sen bir milyoner değilsin, değil mi?
- Tom wishes he were a millionaire.
- Tom milyoner olmayı diledi.
- Many of Tom's clients are millionaires.
- Tom'un müşterilerinin çoğu milyonerdir.
- It is said that he is a millionaire.
- Onun bir milyoner olduğu söyleniyor.
- If you create a popular app, you could become a millionaire overnight.
- Eğer popüler bir uygulama yaratırsan, bir gecede milyoner olabilirsin.
- The millionaire insisted on acquiring the masterpiece no matter how much it cost.
- Maliyeti ne kadar olursa olsun, milyoner, şaheseri alma konusunda ısrar etti.
- He lives as if he were a millionaire.
- Sanki bir milyoner gibi yaşıyor.
- Tom isn't a millionaire.
- Tom bir milyoner değil.
- You're not a millionaire yet, are you?
- Henüz bir milyoner değilsin, değil mi?
- They think I'm a millionaire.
- Onlar bir milyoner olduğumu düşünüyor.
- Mary wants to marry a millionaire.
- Mary bir milyonerle evlenmek ister.
- I'd like to be a millionaire.
- Milyoner olmak isterim.
- His father was a millionaire.
- Onun babası bir milyonerdi.
- He looks like a millionaire.
- O, milyonere benziyor.
- He lives as if he were a millionaire.
- Sanki bir milyonermiş gibi yaşıyor.
- They think I'm a millionaire.
- Benim milyoner olduğumu düşünüyorlar.
- I'd like to be a millionaire.
- Milyoner olmak isterdim.
- Tom is a billionaire, not a millionaire.
- Tom bir milyarder, milyoner değil.
- There are about 1 million millionaires in Germany.
- Almanya'da yaklaşık 1 milyon milyoner var.
- You don't look like a millionaire.
- Milyonere benzemiyorsun.
- If only my uncles were millionaires!
- Keşke amcalarım milyoner olsaydı!
- Tom wishes he were a millionaire.
- Tom bir milyoner olmayı diliyor.
- I'm not a millionaire.
- Ben milyoner değilim.
- The millionaire intended to purchase the masterpiece regardless of cost.
- Milyoner, ne kadar olursa olsun başyapıtı satın almaya niyetliydi.
- She wants to marry a millionaire.
- O bir milyonerle evlenmek istiyor.
- It is said that he is a millionaire.
- Milyoner olduğu söyleniyor.
- Tom isn't a millionaire yet.
- Tom henüz bir milyoner değil.
- Tom is a millionaire several times over.
- Tom birkaç kez milyoner olmuştur.
- You're not a millionaire yet, are you?
- Henüz milyoner değilsin, değil mi?
- You're not really a millionaire, are you?
- Gerçekten de milyoner değilsin, değil mi?
- I used to dream about being a millionaire.
- Bir milyoner olmanın hayalini kurardım.
- Everyone who worked on that project became a millionaire.
- Bu projede çalışan herkes milyoner oldu.
- You're not a millionaire.
- Sen bir milyoner değilsin.
- He was born poor, but died a millionaire.
- Fakir doğdu ama milyoner olarak öldü.
- She wants to marry a millionaire.
- Bir milyonerle evlenmek istiyor.
- Tom is a millionaire.
- Tom bir milyoner.
- Tom said you're a millionaire.
- Tom senin milyoner olduğunu söyledi.
- We should be millionaires.
- Milyoner olmamız gerekir.
- I wonder what it would be like to be a millionaire.
- Bir milyoner olmanın nasıl bir şey olacağını merak ediyorum.
- You dream of becoming a millionaire.
- Sen bir milyoner olmayı hayal ediyorsun.
- You're not a millionaire, are you?
- Milyoner değilsin, değil mi?
- The millionaire began life as a poor boy.
- Milyoner, fakir bir çocuk olarak hayata başladı.
- I used to dream about being a millionaire.
- Milyoner olmayı hayal ederdim.
- Who doesn't want to be a millionaire?
- Kim bir milyoner olmak istemez?
- His goal is to become a millionaire.
- Onun amacı, bir milyoner olmak.
- His goal is to become a millionaire.
- Amacı milyoner olmak.
- Tom was a self-made millionaire.
- Tom kendi çabasıyla milyoner oldu.
- I'm not yet a millionaire.
- Henüz bir milyoner değilim.
- Who doesn't want to be a millionaire?
- Kim milyoner olmak istemez ki?
- There are about 460,000 millionaires in Tokyo.
- Tokyo'da yaklaşık 460,000 milyoner var.
- He wants to become a millionaire overnight.
- Bir gecede milyoner olmak istiyor.
- You're not a millionaire yet.
- Henüz bir milyoner değilsin.
- His father was a millionaire.
- Babası bir milyonerdi.
- I'm not yet a millionaire.
- Henüz milyoner değilim.
- There are about 1 million millionaires in Germany.
- Almanya'da yaklaşık 1.000.000 tane milyoner vardır.
- You're not a millionaire, are you?
- Sen bir milyoner değilsin, değil mi?
- Many of Tom's clients are millionaires.
- Tom'un müşterilerinin çoğu milyoner.
- Tom isn't a millionaire.
- Tom milyoner değil.
- He looks like a millionaire.
- Bir milyonere benziyor.
- We're not millionaires.
- Biz milyoner değiliz.
- You're not really a millionaire, are you?
- Gerçekten milyoner değilsin, değil mi?
- You're not a millionaire.
- Milyoner değilsin.
- I wish I were a millionaire.
- Keşke milyoner olsaydım.
- Tom dreams of becoming a millionaire.
- Tom bir milyoner olmayı hayal ediyor.
- You aren't a millionaire yet, are you?
- Henüz milyoner değilsin, değil mi?
- Tom was a self-made millionaire.
- Tom kendi kendini yetiştirmiş bir milyonerdi.
- The millionaire began life as a poor boy.
- Milyoner, hayata fakir bir çocuk olarak başladı.
- The millionaire intended to purchase the masterpiece regardless of cost.
- Milyoner, maliyeti ne olursa olsun başyapıtı satın almaya niyetlendi.
- You dream of becoming a millionaire.
- Milyoner olmayı hayal ediyorsun.
- There are many more yuan millionaires in the world than euro millionaires.
- Dünyada Euro milyonerlerinden çok daha fazla yuan milyoneri var.
- We dream of being millionaires.
- Milyoner olmanın hayalini kurarız.
- Tom looks like a millionaire.
- Tom bir milyoner gibi görünüyor.
- There are many more yuan millionaires in the world than euro millionaires.
- Dünyada avro milyonerlerinden daha çok yuan milyonerleri var.
- Do you know how many millionaires live in Boston?
- Boston'da kaç milyoner yaşıyor biliyor musun?
- They spent their lives in a rural area with no opportunities, but now they're millionaires.
- Hayatlarını hiçbir fırsatı olmayan kırsal bir bölgede geçirdiler ama şimdi milyonerler.
- He looks like a millionaire.
- Milyoner gibi görünüyor.
- Tom said you're a millionaire.
- Tom senin bir milyoner olduğunu söyledi.
- He was born poor, but died a millionaire.
- O fakir doğdu ama bir milyoner olarak öldü.
- He was a millionaire a long time ago.
- Uzun zaman önce bir milyonerdi.
- Tom dreams of becoming a millionaire.
- Tom milyoner olmayı hayal ediyor.
- You aren't a millionaire, are you?
- Milyoner değilsin, değil mi?
- He was a millionaire a long time ago.
- O, çok uzun zaman önce bir milyonerdi.
Show More (98)
|