The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Inglés	Turco
1	mindful	dikkatli	adj.
	We are very mindful, Minister, of the practical side. İşin pratik yönü konusunda çok dikkatliyiz Sayın Bakan. Be mindful and make changes in the future. Dikkatli olun ve gelecekte değişiklikler yapın. Be mindful and realistic in your expectations. Beklentilerinizde dikkatli ve gerçekçi olun. Mindful eating is the practice of paying attention to all aspects of your food and the process of eating. Dikkatli yeme, yemeğinizin tüm yönlerine ve yeme sürecine dikkat etme uygulamasıdır. Mindful listening can help you build better relationships with your loved ones. Dikkatli dinleme, sevdiklerinizle daha iyi ilişkiler kurmanıza yardımcı olabilir. Mindful movement and meditation could be such an add-on. Dikkatli hareket ve meditasyon böyle bir eklenti olabilir. This is done by simply going for a mindful walk in the forest. Bu sadece ormanda dikkatli bir yürüyüşe çıkarak yapılır. When it comes to becoming more mindful in life, it all starts with your vision. Hayatta daha dikkatli olmaya gelince, her şey vizyonunuzla başlar. Yoga is about being present and mindful. Yoga, mevcut ve dikkatli olmakla ilgilidir. Béla takes his son to school every day, because he is a mindful father. Béla oğlunu her gün okula götürür, çünkü o dikkatli bir baba. Béla takes his son to school every day, because he is a mindful father. Béla oğlunu her gün okula götürüyor, çünkü o dikkatli bir baba. I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake. Dikkatli değildim ve kazara yanlış otobüse bindim. Show More (9)
2	mindful	dikkat eden	adj.
	I'm very mindful of that. Buna çok dikkat ediyorum. Show More (-2)