Tureng - most important - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	most important	en önemli	adj.
	The most important point here is that the true cost of supplying all energy is reflected in its price. Buradaki en önemli nokta, tüm enerji tedarikinin gerçek maliyetinin fiyatına yansıtılmasıdır. For me, as for many others, the most important ethical issue is about reducing human suffering. Benim için, diğer pek çok kişi için olduğu gibi, en önemli etik mesele insanların acılarını azaltmaktır. The most important of these concerns penalties. Bunlardan en önemlisi cezalarla ilgilidir. Trade marks are the most important and most efficient way of protecting intellectual property. Ticari markalar fikri mülkiyetin korunmasının en önemli ve en etkili yoludur. The most important thing, therefore, is to bring about sensible cooperation. Dolayısıyla en önemli şey, mantıklı bir işbirliğinin tesis edilmesidir. It starts with the most important news. En önemli haberle başlıyor. This discussion is probably one of the most important that we will have before enlargement. Bu tartışma muhtemelen genişlemeden önce yapacağımız en önemli tartışmalardan biri olacaktır. It is one of the most important texts to pass through the European Parliament. Avrupa Parlamentosundan geçen en önemli metinlerden biridir. Training is the most important factor when it comes to employing people. Eğitim, insan istihdamı söz konusu olduğunda en önemli faktördür. The proposal that we are discussing today is one of the most important and most sensitive aspects of this system. Bugün görüşmekte olduğumuz teklif, bu sistemin en önemli ve en hassas yönlerinden biridir. That is probably the most important feature of the monitoring directive. Bu muhtemelen izleme direktifinin en önemli özelliğidir. Enlargement is the most important matter we are facing at this time. Genişleme şu anda karşı karşıya olduğumuz en önemli konudur. That means that the Lisbon process is the most important thing in this connection. Bu da Lizbon sürecinin bu bağlamda en önemli şey olduğu anlamına gelmektedir. The discharge procedure is one of the most important rights and duties of the European Parliament. İbra prosedürü Avrupa Parlamentosu'nun en önemli hak ve görevlerinden biridir. The most important tool in Europe to achieve the 3% target is companies and in particular SMEs. Avrupa'da %3 hedefine ulaşmak için en önemli araç şirketler ve özellikle de KOBİ'lerdir. The most important element of the Commission's proposal is the proposal for a new framework directive on mining waste. Komisyonun teklifinin en önemli unsuru, maden atıklarına ilişkin yeni bir çerçeve yönerge teklifidir. That is one of the most important consumer policy concerns in this sector. Bu sektördeki en önemli tüketici politikası endişelerinden biri de budur. My speech will focus on what we believe to be the most important aspects. Konuşmam, en önemli olduğuna inandığımız hususlara odaklanacak. The EU is Canada's second most important trading partner after the United States. AB, ABD'den sonra Kanada'nın en önemli ikinci ticaret ortağıdır. Enlargement is the most important European project of our time. Genişleme günümüzün en önemli Avrupa projesidir. But the most important criterion must be that this framework legislation is practicable. Ancak en önemli kriter, bu çerçeve mevzuatın uygulanabilir olmasıdır. I want now to list some of our most important demands. Şimdi en önemli taleplerimizden bazılarını sıralamak istiyorum. In Sweden and Finland, forestry is the most important industry economically and cannot be a European matter. Ormancılık, İsveç ve Finlandiya'da ekonomik açıdan en önemli sektör olsa da bir Avrupa meselesi olamaz. The most important aspect of this situation is the revision of the financial perspective. Bu durumun en önemli yönü ise finansal perspektifin revize edilmesidir. We should prioritise the most important items of expenditure. En önemli harcama kalemlerine öncelik vermeliyiz. The most important aspect for territorial development is still support for SMEs. Bölgesel kalkınma için en önemli husus hala KOBİ'lerin desteklenmesidir. The most important question is the nature of the role that Europe wishes to play in this matter. En önemli soru, Avrupa'nın bu konuda oynamak istediği rolün niteliğidir. My speech will focus on what we believe to be the most important aspects. Konuşmamda en önemli olduğuna inandığımız hususlara odaklanacağım. We need to focus on the most important goals, and we need to take care of implementation and results. En önemli hedeflere odaklanmalı, uygulama ve sonuçlarla ilgilenmeliyiz. This was probably the most important political decision most us have ever been involved in making. Bu muhtemelen birçoğumuzun bugüne kadar aldığı en önemli siyasi karardı. The most important amendment in this area concerns how we should deal with the cement and chalk industry. Bu alandaki en önemli değişiklik, çimento ve tebeşir endüstrisini nasıl ele almamız gerektiğiyle ilgilidir. It is difficult to say what is most important. Neyin en önemli olduğunu söylemek zordur. But the most important issue here today is transparency. Ancak bugün burada en önemli konu şeffaflıktır. Women are the most important actors in the cause of peace. Kadınlar barış davasının en önemli aktörleridir. So what are the most important considerations? Peki en önemli hususlar nelerdir? Yes, you will possibly achieve your goal, but at what cost to this most important industry? Evet, muhtemelen hedefinize ulaşacaksınız ancak bu en önemli sektöre ne pahasına? The fall of the Berlin Wall and the reunification of Europe constitute the most important issue in my political work. Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Avrupa'nın yeniden birleşmesi siyasi çalışmalarımdaki en önemli konuyu oluşturuyor. Global warming is the most important question. Küresel ısınma en önemli sorudur. I would like to again go over the three points that I see as being the most important. En önemli gördüğüm üç noktanın üzerinden tekrar geçmek istiyorum. I have already addressed in my introductory statement the most important ones contained in the two resolutions. Giriş konuşmamda iki kararda yer alan en önemli hususlara zaten değinmiştim. Firstly, I should like to mention some of my most important arguments. İlk olarak, en önemli argümanlarımdan bazılarına değinmek istiyorum. It is one of the most important debates we need to have. Bu, yapmamız gereken en önemli tartışmalardan biridir. That is the most important thing. En önemli şey budur. This directive is one of the EU's most important pieces of legislation. Bu direktif AB'nin en önemli mevzuatlarından biridir. So, here too, we must find a new approach and make the sector our first and most important policy adviser. Bu durumda, sektörümüzü ilk ve en önemli politika danışmanımız yapmak için yeni bir yaklaşım bulmamız gerekiyor. Now I wish to focus on the report's most important conclusions. Şimdi raporun en önemli sonuçlarına odaklanmak istiyorum. The new Article 7a, on the quality of environmental information, is one of the most important amendments. Çevresel bilgilerin kalitesine ilişkin yeni Madde 7a en önemli değişikliklerden biridir. The most important thing to remember is that public services are not under threat from GATS. Unutulmaması gereken en önemli husus, kamu hizmetlerinin Hizmet Ticareti Genel Anlaşması tehdidi altında olmadığıdır. This is, indeed, one of the most important aims of this proposal. Gerçekten de bu teklifin en önemli amaçlarından biri budur. However, safety remains the most important ingredient in our food. Bununla birlikte, güvenlik gıdalarımızdaki en önemli bileşen olmaya devam etmektedir. These are, I believe, the three most important issues that are at stake here. Bence burada söz konusu olan en önemli üç mesele bunlardır. The most important industrial nations, the Group of 8, have decided not to set aside any extra funding either. En önemli sanayi ülkeleri olan 8'ler Grubu da herhangi bir ilave fon ayırmamaya karar verdi. The most important concerns OTC derivatives, the use of which the Commission opposed from the start. Bunlardan en önemlisi, Komisyonun başından beri kullanımına karşı çıktığı tezgah üstü türevlerle ilgilidir. The most important points are. En önemli noktalar şunlardır. Legal certainty is actually the most important thing in the European Union. Yasal kesinlik aslında Avrupa Birliği'ndeki en önemli şeydir. This concludes the most important changes to our Rules of Procedure. Bu, İç Tüzüğümüzde yapılan en önemli değişikliklerin sonucudur. Allow me to start with the most important demand. En önemli taleple başlamama izin verin. We also need cooperation on energy; that is the toughest sort of cooperation and the most important. Enerji konusunda da iş birliğine ihtiyacımız var; bu en zor ve en önemli işbirliği türüdür. I still see the table of allergenic ingredients as the most important element in this directive. Ben hala alerjen maddeler tablosunu bu yönergedeki en önemli unsur olarak görüyorum. That is probably the most important feature of the monitoring directive. İzleme direktifinin muhtemelen en önemli özelliği budur. Equality in sport is, in my view, the most important aspect of this report. Bana göre, sporda eşitlik bu raporun en önemli yönüdür. The most important subject for discussion in this context is the climate. Bu bağlamda tartışılması gereken en önemli konu iklimdir. The most important laws on women are those making up what is known as civil law. Kadınlarla ilgili en önemli yasalar medeni hukuk olarak bilinen yasaları oluşturmaktadır. Therefore, this scourge cannot but become one of our most important targets over the next few years. Dolayısıyla bu bela önümüzdeki birkaç yıl içinde en önemli hedeflerimizden biri haline gelecektir. It has adopted many chapters of enlargement, but it has to be said that the most important part is yet to be done. Genişlemenin pek çok faslını kabul etti, ancak en önemli kısmının henüz yapılmadığını söylemek gerekir. It is the most important means of communication between people. İnsanlar arasındaki en önemli iletişim aracıdır. Fighting terrorism is surely the most important objective in the world today. Terörizmle mücadele şüphesiz bugün dünyanın en önemli hedefidir. We are entirely agreed that the most important political priority is EU enlargement. En önemli siyasi önceliğin AB genişlemesi olduğu konusunda tamamen hemfikiriz. What is the most important aspect of this discussion? Bu tartışmanın en önemli yönü nedir? This is one of the most important aspects. Bu en önemli hususlardan biridir. Thirdly, the most important contribution to democracy and to the 'ownership' of European policies is clarity. Üçüncü olarak demokrasiye ve Avrupa politikalarının "sahiplenilmesine" en önemli katkı açıklıktır. The most important is naturally the question of the European works council. Doğal olarak en önemlisi Avrupa çalışma konseyi meselesidir. What is most important, however, is that open coordination should become a Community process. Ancak en önemlisi, açık koordinasyonun bir Topluluk süreci haline gelmesidir. That is the most important aspect of the resolution we are to vote on. Oylayacağımız kararın en önemli yönü de budur. Another of the most important aspects of the work of this committee relates to the control of imports. Bu komitenin çalışmalarının en önemli yönlerinden bir diğeri de ithalatın kontrolü ile ilgilidir. I wish to comment on the most important amendments before the House. Meclis'in önündeki en önemli değişiklikler hakkında yorum yapmak istiyorum. As such, the medium-sized and small businesses are the most important economic factor in the European economy. Bu nedenle orta ölçekli ve küçük işletmeler Avrupa ekonomisindeki en önemli ekonomik faktördür. Human rights are the most important foundation stone of European cooperation. İnsan hakları Avrupa işbirliğinin en önemli temel taşıdır. The Irish Box is one of the most important nursery and spawning grounds in European waters. Irish Box, Avrupa sularındaki en önemli yavrulama ve yumurtlama alanlarından biridir. It is difficult to say what is most important. En önemlisinin ne olduğunu söylemek zordur. Of these, the two sides of industry are perhaps the most important of all. Bunlar arasında endüstrinin iki tarafı belki de en önemlisidir. Let us resolve this contradiction, which is the most important thing for us to do today. Bugün yapmamız gereken en önemli şey olan bu çelişkiyi çözelim. I would like to make a few general comments on the most important issues which have been raised here today, however. Ancak bugün burada gündeme getirilen en önemli konular hakkında birkaç genel yorum yapmak istiyorum. In my opinion, the most important of these are the simplification and clarification of the system. Bana göre bunlardan en önemlisi sistemin basitleştirilmesi ve netleştirilmesidir. Today we are holding the most important vote of this legislative period. Bugün bu yasama döneminin en önemli oylamasını gerçekleştiriyoruz. It is precisely the most important Mercosur States that have far-reaching political problems. Geniş kapsamlı siyasi sorunlara sahip olanlar tam da en önemli Mercosur Devletleridir. Operational compatibility has been set up as the most important objective, and standardisation is part of the solution. Operasyonel uyumluluk en önemli hedef olarak belirlenmiştir ve standardizasyon çözümün bir parçasıdır. We are one of Nepal's most important partners and can therefore bring our full influence to bear as an honest broker. Nepal'in en önemli ortaklarından biriyiz ve bu nedenle dürüst bir arabulucu olarak tüm etkimizi ortaya koyabiliriz. Allow me to mention the most important amendment which, in important respects, alters the whole proposal. İzninizle, önemli açılardan tüm teklifi değiştiren en önemli değişiklikten bahsetmek istiyorum. That is what is most important. En önemli şey de budur. It also takes account of the most important amendments at first reading. Ayrıca ilk okumada en önemli değişiklikleri de dikkate alır. The energy sector is the most important area in which we are investing, yet it is also typified by an inherent paradox. Enerji sektörü yatırım yaptığımız en önemli alan olmakla birlikte aynı zamanda bir paradoksu da içinde barındırıyor. It is, therefore, with some justification that competition policy is one of the most important policies. Bu nedenle rekabet politikasının en önemli politikalardan biri olduğunu söylemek haklı bir gerekçeye dayanmaktadır. The most important criterion in the European Union is not that of nationality but that of a person's place of residence. Avrupa Birliği'nde en önemli kriter vatandaşlık değil, kişinin ikamet ettiği yerdir. This is, indeed, one of the most important aims of this proposal. Bu, gerçekten de bu teklifin en önemli amaçlarından biridir. The enlargement of the EU is the most important task of the Danish Presidency. AB'nin genişlemesi Danimarka Dönem Başkanlığı'nın en önemli görevidir. The Convention is what is most important in connection with the Europe of the future. Geleceğin Avrupa'sı ile ilgili olarak en önemli şey Sözleşme'dir. That is our most important task, and we must begin preparing for it as early as in the 2003 Budget. Bu bizim en önemli görevimizdir ve bunun için 2003 Bütçesinde olduğu gibi erken bir tarihte hazırlanmaya başlamalıyız. However, the most important thing is for the Office to perform its task of implementing existing legislation well. Bununla birlikte, en önemli şey Ofis'in mevcut mevzuatı uygulama görevini iyi bir şekilde yerine getirmesidir. These are, I believe, the three most important issues that are at stake here. Sanırım burada söz konusu olan en önemli üç husus bunlardır. I shall single out the points I think are most important. En önemli olduğunu düşündüğüm noktaları tek tek ele alacağım. We must not forget that a safe journey is the most important right of any passenger. Unutmamalıyız ki güvenli bir yolculuk her yolcunun en önemli hakkıdır. Within it, the environment is in our view the most important aspect. Bu çerçevede, çevre bizim görüşümüze göre en önemli unsurdur. The most important convention in the history of the world, it has the most ratifications. Dünya tarihinin en önemli sözleşmesi, en çok onaya sahip sözleşmesi. It is generally recognised that the most important step is the radical reduction in all greenhouse gases. En önemli adımın tüm sera gazlarının radikal bir şekilde azaltılması olduğu genel olarak kabul edilmektedir. In this sense, energy is a major tool, maybe even the most important tool. Bu anlamda enerji önemli bir araçtır, hatta belki de en önemli araçtır. In my view, strengthening its administrative capacity is the most important priority. Bana göre, idari kapasitenin güçlendirilmesi en önemli önceliktir. The most important renewable energy source is hydroelectric power. En önemli yenilenebilir enerji kaynağı hidroelektrik enerjidir. In conclusion, the most important and effective weapon we have is the Association Agreement. Sonuç olarak, elimizdeki en önemli ve etkili silah Ortaklık Anlaşmasıdır. Egypt is one of our most important partners in the Mediterranean area. Mısır, Akdeniz bölgesindeki en önemli ortaklarımızdan biridir. It is therefore our most important task to ensure that the aid is transparent. Bu nedenle yardımların şeffaf olmasını sağlamak bizim en önemli görevimizdir. The most important amendment in this area concerns how we should deal with the cement and chalk industry. Bu alandaki en önemli değişiklik, çimento ve tebeşir endüstrisiyle nasıl başa çıkmamız gerektiğiyle ilgilidir. It is one of the most important agreements we have ever concluded with any country. Bu, bugüne kadar herhangi bir ülkeyle imzaladığımız en önemli anlaşmalardan biridir. That is what I believe to be the most important thing in the long term. Uzun vadede en önemli şeyin bu olduğuna inanıyorum. The transatlantic link in my view is our most important relationship. Transatlantik bağlantı bana göre en önemli ilişkimizdir. Secondly, tourism will soon be the European Union's most important service industry. İkinci olarak turizm yakında Avrupa Birliği'nin en önemli hizmet sektörü olacaktır. I voted in favour of this report, but I am disappointed that some of the most important aspects were rejected. Bu rapor lehinde oy kullandım, ancak en önemli hususlardan bazılarının reddedilmesi beni hayal kırıklığına uğrattı. What then are the most important points on which a majority of the committee has so far been able to agree? O halde, komitenin çoğunluğunun şu ana kadar üzerinde mutabık kalabildiği en önemli noktalar nelerdir? However, the most important thing is for the Office to perform its task of implementing existing legislation well. Ancak en önemli şey, Ofis'in mevcut mevzuatı uygulama görevini iyi bir şekilde yerine getirmesidir. That is the greatest and most important challenge. Bu en büyük ve en önemli zorluktur. The most important foundation for a successful counterstrike this time will be effective international solidarity. Bu kez başarılı bir karşı saldırının en önemli temeli etkili bir uluslararası dayanışma olacaktır. On behalf of Commission Patten, I would like to pick out the most important points to come out of the summit. Komisyon Patten adına zirveden çıkan en önemli noktaları seçmek istiyorum. That is the most important thing. Bu en önemli şeydir. Over the next few decades, Russia will be Europe's most important energy supply partner. Önümüzdeki birkaç on yıl boyunca Rusya, Avrupa'nın en önemli enerji tedarik ortağı olacaktır. Naturally, the most important term of employment, pay, must be addressed. Doğal olarak istihdamın en önemli şartı olan ücret konusu ele alınmalıdır. Treated waste water is one of the most important tools for protecting our water and human health. Arıtılmış atık su, suyumuzu ve insan sağlığını korumak için en önemli araçlardan biridir. However, in my view the most important question is missing. Ancak bana göre en önemli soru eksik. The most important of these is the granting of permits for aircraft crew in the European Union. Bunlardan en önemlisi Avrupa Birliği'nde uçak mürettebatı için izinlerin verilmesidir. Secondly, tourism will soon be the European Union's most important service industry. İkinci olarak, turizm yakında Avrupa Birliği'nin en önemli hizmet sektörü olacaktır. Human rights are the most important foundation stone for European cooperation. İnsan hakları Avrupa işbirliğinin en önemli temel taşıdır. Next, I should like to move on to my most important point. Son olarak en önemli noktama geçmek istiyorum. The most important thing, therefore, is to bring about sensible cooperation. Dolayısıyla en önemli şey, mantıklı bir işbirliğini hayata geçirmektir. The most important exception to general human progress is the inability to prevent violent conflicts. Genel insani ilerlemenin en önemli istisnası, şiddetli çatışmaların önlenememesidir. The most important thing was that we avoided possibly having to resort to the conciliation procedure. En önemli şey, uzlaşma prosedürüne başvurmak zorunda kalmaktan kaçınmış olmamızdı. One of the committee's most important tasks will be to set up a list of herbal substances. Komitenin en önemli görevlerinden biri bitkisel maddelerin bir listesini oluşturmak olacaktır. Allow me now to refer to the most important issues in our overall endeavour. Şimdi genel çabalarımızdaki en önemli konulara değinmeme izin verin. For me, in any case, this is also one of the most important points. Benim için her halükarda en önemli noktalardan biri de budur. The first and the most important is the issue of producer liability. Bunlardan ilki ve en önemlisi üreticinin sorumluluğu konusudur. In Sweden and Finland, forestry is the most important industry economically and cannot be a European matter. İsveç ve Finlandiya'da ormancılık ekonomik açıdan en önemli sektördür ve bir Avrupa meselesi olamaz. The most important details of the outcome of conciliation are those that relate to exceptional circumstances. Uzlaşma sonucunun en önemli ayrıntıları istisnai durumlarla ilgili olanlardır. This is probably the most important point in the whole report. Bu muhtemelen tüm rapordaki en önemli noktadır. The most important convention in the history of the world, it has the most ratifications. Dünya tarihinin en önemli sözleşmesi, aynı zamanda en çok onaya sahip sözleşmedir. Of these, the two sides of industry are perhaps the most important of all. Bunlar arasında, sanayinin iki cephesi belki de en önemlileridir. This last point is unfortunately the most important for us to resolve before we take on our real task in Asia. Bu son nokta ne yazık ki Asya'daki gerçek görevimizi üstlenmeden önce çözmemiz gereken en önemli noktadır. For the most part, these women die when they have their most important responsibilities in society. Çoğunlukla bu kadınlar toplumdaki en önemli sorumluluklarını yerine getirirken ölmektedirler. Not least is this in the interests of our most important partner, the United States of America. En azından en önemli ortağımız olan Amerika Birleşik Devletleri'nin çıkarları açısından. The most important information is not there. En önemli bilgiler orada yok. One of the most important elements of our new system is the prohibition of use of the location clause. Yeni sistemimizin en önemli unsurlarından biri de konum klozunun kullanımının yasaklanmasıdır. This new protocol with Mauritania is now the Union's most important protocol with a third country. Moritanya ile yapılan bu yeni protokol şu anda Birliğin üçüncü bir ülkeyle yaptığı en önemli protokoldür. Today we have before us reports that are among the most important this week. Bugün önümüzde bu haftanın en önemlileri arasında yer alan raporlar var. The euro will come into circulation in 89 days, and it is already the second most important currency in the world. Euro 89 gün içinde tedavüle girecek ve şimdiden dünyanın en önemli ikinci para birimi haline geldi. I believe the revision of the premiums is one of the most important points. Primlerin revize edilmesinin en önemli noktalardan biri olduğuna inanıyorum. I believe that, of all that we have achieved, this is the most important. Başardıklarımız arasında en önemlisinin bu olduğuna inanıyorum. Islam is the second most important religion in the European Union today. İslam bugün Avrupa Birliği'ndeki en önemli ikinci dindir. As I see it, that is absolutely the most important outcome of the conciliation. Gördüğüm kadarıyla, bu kesinlikle uzlaşmanın en önemli sonucudur. The common goal of conserving stocks for future generations remains the most important objective of the CFP. Stokların gelecek nesiller için korunması ortak hedefi OBP'nin en önemli hedefi olmaya devam etmektedir. The Irish Box is one of the most important nursery and spawning grounds in European waters. İrlanda'nın biyolojik olarak hassas alanı, Avrupa sularındaki en önemli yavrulama ve yumurtlama alanlarından biridir. It took account of the most important amendments adopted, which improved our initial proposal. İlk teklifimizi geliştiren en önemli değişiklikleri dikkate almıştır. Allow me to mention just a few of the most important areas including, of course, enlargement. Tabii ki genişleme de dahil olmak üzere en önemli alanlardan sadece birkaçından bahsetmeme izin verin. This is what I find most important. Bu benim en önemli bulduğum şeydir. The most important issue for us in this context is the One China policy. Bu bağlamda bizim için en önemli konu Tek Çin politikasıdır. Money is needed if that is to be done, but money is not the most important thing. Eğer bu yapılacaksa paraya ihtiyaç vardır, ancak para en önemli şey değildir. I think that this is what is most important. Bence en önemli husus budur. Small steps are often, in practice, the most important ones. Küçük adımlar çoğu zaman pratikte en önemli adımlardır. Foreign policy is one of the most important areas in which we really need strong European cooperation. Dış politika, güçlü bir Avrupa işbirliğine gerçekten ihtiyaç duyduğumuz en önemli alanlardan biridir. Indonesia is one of the most important countries in the ASEAN area. Endonezya ASEAN bölgesindeki en önemli ülkelerden biridir. The past year has also seen continued dialogue with the most important actors involved in the Northern Dimension. Geçtiğimiz yıl ayrıca Kuzey Boyutunda yer alan en önemli aktörlerle diyaloğun devam ettiği bir yıl olmuştur. One of the most important reasons is that stocks of several species are at a critical level. Bunun en önemli nedenlerinden biri de birçok türe ait rezervlerin kritik düzeyde olmasıdır. I would like to again go over the three points that I see as being the most important. Ben en önemli gördüğüm üç noktanın üzerinden tekrar geçmek istiyorum. That is the most important issue for humanity and the EU combined. İnsanlık ve AB için en önemli mesele budur. What I consider most important is the fact that the framework conditions have been created for this Authority. En önemli gördüğüm husus, bu Kurum için çerçeve koşulların yaratılmış olmasıdır. It took account of the most important amendments adopted, which improved our initial proposal. İlk teklifimizi geliştiren en önemli değişiklikler kabul edildi. Women are no longer expected to leave the most important decisions to men. Kadınlardan artık en önemli kararları erkeklere bırakmaları beklenmiyor. First and most important is the issue of poverty in Mexico. Birincisi ve en önemlisi Meksika'daki yoksulluk meselesidir. So far, the most important privatisation has involved the banking and oil sectors. Şimdiye kadar, en önemli özelleştirmeler bankacılık ve petrol sektörlerinde olmuştur. Knowledge and information are the most important factors in a democracy and an economy. Bilgi ve enformasyon, demokrasinin ve ekonominin en önemli unsurlarıdır. Within it, the environment is in our view the most important aspect. Bunun içinde çevre bizim görüşümüze göre en önemli unsurdur. For me, this is one of the two most important conclusions. Benim için en önemli iki sonuçtan biri budur. Qualitative and quantitative objectives, and timetables, must be set for the most important environmental problems. En önemli çevre sorunları için niteliksel ve niceliksel hedefler ve zaman çizelgeleri belirlenmelidir. Anyway, it is one of the most important things in life we are dealing with here. Her neyse, burada ele aldığımız konu hayattaki en önemli konulardan biridir. I would now like to say a brief word on the most important topics of the debate. Şimdi tartışmanın en önemli konuları hakkında kısa bir söz söylemek istiyorum. We are living through one of the most important periods in modern European history. Modern Avrupa tarihinin en önemli dönemlerinden birini yaşıyoruz. The EU, as one of the most important regions from all these points of view, clearly has a special responsibility. Tüm bu açılardan bakıldığında en önemli bölgelerden biri olan AB'nin özel bir sorumluluğu olduğu açıktır. That is one of the most important tasks for future work on the budget. Bu, bütçe üzerinde gelecekte yapılacak çalışmalar için en önemli görevlerden biridir. In this sense, energy is a major tool, maybe even the most important tool. Bu anlamda enerji önemli bir araçtır hatta belki de en önemli araçtır. The protection of biodiversity is one of our most important, but also one of our most difficult, tasks. Biyoçeşitliliğin korunması en önemli ama aynı zamanda en zor görevlerimizden biridir. The most important sectors are the transport, tourism, financial and telecommunications service sectors. En önemli sektörler ulaşım, turizm, finans ve telekomünikasyon hizmet sektörleridir. We want to be really involved in defining the most important themes. En önemli konuların tanımlanmasında gerçekten yer almak istiyoruz. Enlargement will be the most important item on the agenda of the European Council meeting in Copenhagen. Genişleme, Kopenhag'daki Avrupa Konseyi toplantısının en önemli gündem maddesi olacaktır. The principle of equal rights for all is one of the most important cornerstones of our society. Herkes için eşit haklar ilkesi toplumumuzun en önemli temel taşlarından biridir. It has adopted many chapters of enlargement, but it has to be said that the most important part is yet to be done. Genişlemenin pek çok faslı kabul edilmiştir, ancak en önemli kısmının henüz yapılmadığını söylemek gerekir. Agriculture was one of the most important areas raised by China in the negotiations. Tarım, Çin tarafından müzakerelerde gündeme getirilen en önemli alanlardan biriydi. The most important objection is that it would not ensure consumers' ability to make an informed choice. En önemli itiraz, tüketicilerin bilinçli bir seçim yapabilmelerini sağlamayacağı yönündedir. This directive is one of the EU's most important pieces of legislation. Bu direktif AB'nin en önemli mevzuat parçalarından biridir. One of the most important points is, of course, tax rates. En önemli noktalardan biri elbette vergi oranlarıdır. Money is needed if that is to be done, but money is not the most important thing. Eğer bu yapılacaksa paraya ihtiyaç vardır ancak para en önemli şey değildir. The most important increases in PSE were observed for cereals, sugar and beef. PSE'deki en önemli artışlar hububat, şeker ve sığır etinde gözlenmiştir. What is most important is that the recommendation that then has to be given should be based on the report's conclusions. En önemlisi, daha sonra verilecek tavsiyenin raporun sonuçlarına dayanması gerektiğidir. This is the most important political question but nevertheless, fisheries policy must also be reformed. Bu en önemli siyasi sorundur ancak yine de balıkçılık politikasının da reforme edilmesi gerekmektedir. I believe that responsible and aware behaviour on the part of consumers is the most important thing of all. Tüketicilerin sorumlu ve bilinçli davranmasının en önemli şey olduğuna inanıyorum. It is generally recognised that the most important step is the radical reduction in all greenhouse gases. Genel olarak en önemli adımın tüm sera gazlarının radikal bir şekilde azaltılması olduğu kabul edilmektedir. The first and most important is the impact of competition policy on consumers. Bunlardan ilki ve en önemlisi rekabet politikasının tüketiciler üzerindeki etkisidir. This is one of the most important things in the globalisation phenomenon as a whole. Bu, bir bütün olarak küreselleşme olgusundaki en önemli şeylerden biridir. The most important aspect for territorial development is still support for SMEs. Bölgesel kalkınma için en önemli husus hala KOBİ'lere yönelik destektir. Everyone in this Chamber knows that energy efficiency is the most important component of energy policy. Bu Meclisteki herkes enerji verimliliğinin enerji politikasının en önemli bileşeni olduğunu biliyor. I think that this is what is most important. En önemli şeyin bu olduğunu düşünüyorum. Re-use may be important, but is not the most important solution. Yeniden kullanım önemli olabilir, ancak en önemli çözüm değildir. Enlargement is the EU's absolutely most important priority. Genişleme AB'nin kesinlikle en önemli önceliğidir. I should like here to state some of the most important principles. Burada en önemli ilkelerden bazılarını belirtmek isterim. Therefore, we must also take on the role of the most important player when it comes to pushing development forward. Bu nedenle, kalkınmanın ileriye götürülmesi söz konusu olduğunda en önemli oyuncu rolünü de üstlenmeliyiz. This concludes the most important changes to our Rules of Procedure. Usul Kurallarımızda yapılan en önemli değişiklikler burada sona ermektedir. One of the most important reasons is that stocks of several species are at a critical level. Bunun en önemli nedenlerinden biri, çeşitli türlerin rezervlerinin kritik bir seviyede olmasıdır. That is perhaps the most important message to have come out of the New Delhi conference. Bu belki de Yeni Delhi konferansından çıkan en önemli mesajdır. I think that one of the most important points arising in this context is the involvement of the trade. Bu bağlamda ortaya çıkan en önemli noktalardan birinin ticaretin katılımı olduğunu düşünüyorum. Safety is the most important, to have more space. Daha fazla alana sahip olmak için güvenlik en önemlisidir. Security is the most important issue to Israel. Güvenlik, İsrailliler için en önemli konu. For any teacher, the first year is the most important. Her öğretmen için ilk yıl en önemlisidir. In other words, start with the most important first. Başka bir deyişle, önce en önemlisinden başlayın. In other words, start with the most important first. Başka bir deyişle, önce en önemli olanla başlayın. Internet marketing is the most important element in blogging. İnternet pazarlamacılığı blog yazarlığının en önemli unsuru. Internet marketing is the most important element in blogging. İnternet pazarlaması blog yazmanın en önemli unsurudur. The moment you become a parent, child safety becomes one of the most important issues on the planet. Anne-baba olduğunuz andan itibaren çocuğunuzun güvenliği yeryüzünün en önemli konularından biri hâline gelir. One of the most important elements of this plan is our Program for Developing the Aviation Industry. Bu planın en önemli unsurlarından biri de Havacılık Sanayisini Geliştirme Programımızdır. Our website is our most important sales and marketing channel. Web sitemiz en önemli satış ve pazarlama kanalımızdır. The most important part was its powerful strength. En önemli kısmı onun kudretli gücüydü. To truly know yourself is the most important skill you can possess. Kendinizi gerçekten tanımak, sahip olabileceğiniz en önemli beceridir. The most important part was its powerful strength. En önemli kısmı da kudretli gücüydü. In other words, start with the most important first. Diğer bir deyişle, önce en önemli olanla başlayın. This shall be our first and most important task for the year. Bu, bu yılki ilk ve en önemli görevimiz olacak. The most important of these were co-operatives aimed at marketing farm products. Bunlardan en önemlileri tarım ürünlerini pazarlamayı amaçlayan kooperatiflerdi. The web browser is arguably the most important program on your computer. Web tarayıcısı tartışmasız bilgisayarınızdaki en önemli programdır. The most important of these were co-operatives aimed at marketing farm products. Bunlardan en önemlisi çiftlik ürünlerini pazarlamayı amaçlayan kooperatiflerdir. Security is the most important issue to Israel. Güvenlik İsrail için en önemli konudur. Safety is the most important, to have more space. Daha fazla yere sahip olmak için güvenlik en önemli şeydir. You want them to see the most important thing first. Önce en önemli şeyi görmelerini istiyorsunuz. You want them to see the most important thing first. Önce en önemli şeyi görmelerini istersiniz. For any teacher, the first year is the most important. Her öğretmen için ilk yıl en önemli yıldır. The most important of these were co-operatives aimed at marketing farm products. Bunların en önemlileri, çiftlik ürünlerini pazarlamak için kurulmuş olan kooperatiflerdir. The moment you become a parent, child safety becomes one of the most important issues on the planet. Ebeveyn olduğunuz an, çocuk güvenliği dünyadaki en önemli konulardan biri haline gelir. Security is the most important issue to Israel. İsrail için en önemli konu güvenliktir. Safety is the most important, to have more space. Daha fazla alana sahip olmak için güvenlik en önemli şey. Our website is our most important sales and marketing channel. İnternet sitemiz bizim en önemli satış ve pazarlama kanalımız. One of the most important elements of this plan is our Program for Developing the Aviation Industry. Bu planın en önemli unsurlarından biri de Havacılık Endüstrisini Geliştirme Programımızdır. One of the most important elements of this plan is our Program for Developing the Aviation Industry. Bu planın en önemli unsurlarından biri Havacılık Sanayii Geliştirme Programımız. The moment you become a parent, child safety becomes one of the most important issues on the planet. Ebeveyn olduğunuz anda, çocuk güvenliği dünyadaki en önemli konulardan biri haline gelir. My mother is, without a doubt, the most important. Annem şüphesiz en önemlidir. Tokyo is Japan's most important and modern city. Tokyo Japonya'nın en önemli ve modern şehridir. The most important people in my life are my wife, my son, and my parents in that order. Hayatımdaki en önemli insanlar sırayla karım, oğlum ve anne ile babamdır. Discipline is the most important part of success. Disiplin başarının en önemli parçasıdır. What's the most important lesson life has taught you? Hayatın size öğrettiği en önemli ders nedir? A painter's eyes are his most important tools. Bir ressamın gözleri onun en önemli araçlarıdır. What's the most important to be doing now? Şu anda yapılması gereken en önemli şey nedir? The rights of the individual are the most important rights in a free society. Bireyin hakları özgür bir toplumdaki en önemli haklardır. He's one of the most important figures in modern literature. Modern edebiyatın en önemli isimlerinden biridir. Communication is the most important aspect of a language. İletişim bir dilin en önemli özelliğidir. First Contact became the most important turning point in human history. İlk Temas insanlık tarihinin en önemli dönüm noktası oldu. He signs the most important documents. En önemli belgeleri imzalıyor. That men do not learn very much from the lessons of history is the most important of all the lessons that history has to teach. İnsanların tarihten çok fazla ders çıkarmaması, tarihin öğretmesi gereken tüm derslerin en önemlisidir. Israel has become one of the most important high-tech centers in the world. İsrail, dünyadaki en önemli yüksek teknoloji merkezlerinden biri haline gelmiştir. One of the most important things you have to do right now is to carry out the plan. Şu anda yapmak zorunda olduğun en önemli şey planı uygulamaktır. You're the most important person in my life. Sen hayatımdaki en önemli insansın. The sun is our most important source of energy. Güneş bizim en önemli enerji kaynağımız. Tom was about to make the most important phone call of his life. Tom hayatının en önemli telefon görüşmesini yapmak üzereydi. She signs the most important documents. En önemli belgeleri o imzalıyor. Cotton ranks among the world's most important crops. Pamuk dünyanın en önemli ürünleri arasında yer almaktadır. The most important thing in the Olympics is not to win but to participate. Olimpiyatlarda en önemli şey kazanmak değil, katılmak. The family is the most important unit in society. Aile toplumdaki en önemli birimdir. The most important thing in life is having enough money. Hayatta en önemli şey yeterli paraya sahip olmaktır. Language is the most important invention of the man. Dil insanın en önemli buluşudur. Israel has become one of the most important high-tech centers in the world. İsrail dünyanın en önemli yüksek teknoloji merkezlerinden biri haline geldi. What's the most important in life? Hayatta en önemli şey nedir? Layla's virginity was one of the most important things she had. Leyla'nın bekâreti sahip olduğu en önemli şeylerden biriydi. His most important adviser was Henry Kissinger. En önemli danışmanı Henry Kissinger'dı. Language is one of the most important ways of communication. Dil, iletişimin en önemli yollarından biridir. That day, the most important invention of humanity was born. O gün, insanlığın en önemli icadı doğdu. One of the most important parts of game design is the graphical user interface, or GUI for short. Oyun tasarımının en önemli bölümlerinden biri de kısaca grafik kullanıcı arayüzü veya GUI'dir. Communication is the most important aspect of a language. İletişim bir dilin en önemli yönüdür. You're the most important person in my life. Sen hayatımdaki en önemli kişisin. Babur, Humayun, Akbar, Jahangir, Shah Jahan and Aurangzeb are considered the most important Mughal emperors. Babür, Hümayun, Ekber, Cihangir, Şah Cihan ve Aurangzeb en önemli Babür imparatorları olarak düşünülmektedir. That's the most important thing in the world. Bu, dünyada en önemli şey. The most important thing is that you understand me. En önemli şey beni anlamanız. The two most important people in the meeting are Tom and Mary. Toplantıdaki en önemli iki insan Tom ve Mary'ydi. What is the most important tool ever invented? Şimdiye kadar icat edilmiş en önemli alet hangisidir? Tokyo is Japan's most important and modern city. Tokyo Japonya'nın en önemli ve modern şehri. Language is one of the most important inventions of mankind. Dil insanlığın en önemli buluşlarından biridir. Health is the most important thing. Sağlık en önemli şeydir. Madrid is the capital of Spain and its most important city. Madrid İspanya'nın başkenti ve en önemli şehridir. I'll repeat the most important ideas. En önemli fikirleri tekrar edeceğim. One of the most important parts of game design is the graphical user interface, or GUI for short. Oyun tasarımının en önemli parçalarından biri grafiksel kullanıcı arayüzü ya da kısaca GUI'dir. The most important thing is the ability to think for yourself. En önemli şey kendin için düşünebilme yeteneğidir. Preparing a room for painting is the most important step in the process. Boya için bir odayı hazırlama süreçte en önemli adımdır. Preparing a room for painting is the most important step in the process. Bir odayı boyamaya hazırlamak süreçteki en önemli adımdır. That's the most important thing. Bu en önemli şey. That's the most important thing to do at this time. Şu anda yapılması gereken en önemli şey bu. The rights of the individual are the most important rights in a free society. Bireyin hakları özgür bir toplumda en önemli haklardır. That's what's most important. Bu en önemli şey. He's one of the most important figures in modern literature. O, modern edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. Language is one of the most important inventions of mankind. Dil, insanoğlunun en önemli icatlarından biridir. That's the most important thing. En önemli şey bu. What's the most important lesson life has taught you? Hayatın sana öğrettiği en önemli ders nedir? The beginning is the most important part of the work. Başlangıç işin en önemli kısmıdır. One of this country's most important products is coffee. Bu ülkenin en önemli ürünlerinden biri kahvedir. The two most important people in the meeting are Tom and Mary. Toplantıdaki en önemli iki kişi Tom ve Mary. The Catholic Church was the most important thing in Fadil's life. Katolik Kilisesi Fadıl'ın hayatındaki en önemli şeydi. You're the most important thing in my life. Sen benim hayatımdaki en önemli şeysin. What's the most important part of a good education? İyi bir eğitimin en önemli parçası nedir? What does he consider to be the most important point? En önemli nokta olarak neyi görüyor? The most important things are often the ones that are hardest to talk about. En önemli şeyler çoğunlukla hakkında konuşması en zor olan şeylerdir. Don't ignore the most important question. En önemli soruyu göz ardı etme. That's the most important part. En önemli kısım bu. The most important book to learn a foreign language is, naturally, a dictionary. Yabancı dil öğrenmek için en önemli kitap, doğal olarak, bir sözlüktür. One of the most important things you have to do right now is to carry out the plan. Şu anda yapmanız gereken en önemli şeylerden biri planı uygulamak. The most important thing to do now is for us to remain calm. Şimdi yapacak en önemli şey sakin kalmamızdır. That's the most important thing in the world. Dünyadaki en önemli şey budur. What's the most important to be doing now? Şimdi yapılacak en önemli şey ne? Language is the most important invention of the man. Dil, insanoğlunun en önemli icadıdır. You are the most important person in my life. Sen hayatımdaki en önemli insansın. The most important thing is not to give up. En önemli şey pes etmemek. A painter's eyes are his most important tools. Bir ressamın gözleri onun en önemli aletleridir. Layla made the most important decision of her life. Leyla hayatının en önemli kararını verdi. Japan's most important opponent was China. Japonya'nın en önemli rakibi Çin'di. His most important adviser was Henry Kissinger. Onun en önemli danışmanı Henry Kissinger'di. The sun is our most important source of energy. Güneş en önemli enerji kaynağımızdır. The service sector is the most important one in the economy. Hizmet sektörü ekonomideki en önemli sektör. Terrorism is the most important factor in the division of a country and the creation of autonomous regions. Terörizm bir ülkenin bölünmesinde ve özerk bölgeler oluşturulmasında en önemli faktördür. My mother is, without a doubt, the most important. Annem, şüphesiz, en önemlisidir. The service sector is the most important one in the economy. Hizmet sektörü, ekonomide en önemli olanıdır. That's the most important thing to remember. Hatırlanması gereken en önemli şey bu. In general, communication between doctors and their patients is the most important part of medical treatment. Genel olarak, doktorlar ve hastaları arasındaki iletişim tıbbi tedavinin en önemli kısmıdır. Babur, Humayun, Akbar, Jahangir, Shah Jahan and Aurangzeb are considered the most important Mughal emperors. Babür, Humayun, Akbar, Cihangir, Şah Cihan ve Aurangzeb en önemli Babür imparatorları olarak kabul edilir. I'll repeat the most important ideas. En önemli fikirleri tekrarlayacağım. The most important attractions of the Åland Islands are the friendly people and the beautiful scenery. Åland Adaları'nın en önemli cazibe kaynakları, dost canlısı insanları ve güzel manzarasıdır. The Catholic Church was the most important thing in Fadil's life. Katolik kilisesi, Fadıl'ın hayatındaki en önemli şeydi. That's what's most important. En önemli şey bu. In general, communication between doctors and their patients is the most important part of medical treatment. Genel olarak, doktorlar ve hastaları arasındaki iletişim tıbbi tedavinin en önemli parçasıdır. The most important things are often the ones that are hardest to talk about. En önemli şeyler genellikle hakkında konuşulması en zor olanlardır. Dad says the most important thing is that I'm alive. Babam en önemli şeyin benim hayatta olmam olduğunu söylüyor. The most important sex organ is the brain. En önemli cinsel organ beyindir. Safety is the most important thing. Güvenlik en önemli şeydir. You're the most important woman in the whole world. Sen tüm dünyadaki en önemli kadınsın. The most important thing you can do now is to remain calm. Şimdi yapabileceğin en önemli şey sakin kalmaktır. Layla's virginity was one of the most important things she had. Leyla'nın bekareti onun sahip olduğu en önemli şeylerden biriydi. The most important thing in the Olympics is not to win but to participate. Olimpiyatlarda en önemli şey kazanmak değil ama katılmaktır. Stay in touch with the most important people in your life. Hayatınızdaki en önemli insanlarla iletişimde kalın. What you want is the most important thing. Ne istediğin en önemli şey. The most important thing in life is having a lot of money. Hayattaki en önemli şey çok paraya sahip olmaktır. That's what's most important. İşte en önemlisi bu. That's the most important reason. En önemli sebep bu. The family is the most important unit in society. Aile, toplumdaki en önemli birimdir. I think breakfast is the most important meal of the day. Bence kahvaltı günün en önemli öğünüdür. You are the most important person in my life. Hayatımda en önemli kişi sizsiniz. Dad says the most important thing is that I'm alive. Babam, hayatta olmamın en önemli şey olduğunu söylüyor. The most important thing is not to give up. En önemli şey vazgeçmemektir. She signs the most important documents. O en önemli belgeleri imzalar. What does Tom consider to be the most important point? Tom en önemli noktanın ne olduğunu düşünüyor? Coffee is one of this country's most important products. Kahve bu ülkenin en önemli ürünlerinden biridir. Most important of all a clock has to be accurate. Bir saatin en önemli özelliği doğru olmasıdır. Your happiness is the most important thing in the world to me. Senin mutluluğun benim için dünyadaki en önemli şey. The most important thing in life is to be yourself. Hayatta en önemli şey kendiniz olmaktır. You're the most important woman in the whole world. Sen dünyadaki en önemli kadınsın. Most important is that you think for yourself. En önemlisi de kendiniz için düşünmenizdir. The most important figure of mathematics of the nineteenth century is, undoubtedly, Gauss. On dokuzuncu yüzyıl matematiğinin en önemli ismi şüphesiz Gauss'tur. Breakfast is the most important meal of the day. Kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Hungary closed its most important train station. Macaristan en önemli tren istasyonunu kapattı. Language is one of the most important ways of communication. Dil, en önemli iletişim yollarından biridir. What is most important in life differs from person to person. Hayatta neyin en önemli olduğu kişiden kişiye değişir. What does he consider to be the most important point? En önemli gördüğü nokta hangisi? Paying attention to what you are doing is one of the most important keys to success. Ne yaptığına dikkat etmek başarının en önemli anahtarlarından biridir. The most important feature of all games is that they are governed by rules. Bütün oyunların en önemli özelliği kurallarla yönetilmesidir. The first sentence is the most important sentence of the book. İlk cümle kitabın en önemli cümlesidir. That's the most important reason. O en önemli nedendir. The most important thing is that you understand me. En önemli şey beni anlaman. The most important thing you can do now is to remain calm. Şu anda yapabileceğiniz en önemli şey sakin olmak. The most important people in my life are my wife, my son, and my parents in that order. Hayatımdaki en önemli insanlar sırasıyla eşim, oğlum ve ebeveynlerimdir. The beginning is the most important part of the work. Başlangıç, işin en önemli kısmıdır. What is the most important tool ever invented? Bugüne kadar icat edilmiş en önemli araç nedir? Layla made the most important decision of her life. Layla hayatının en önemli kararını verdi. What's the most important in life? Hayattaki en önemli şey nedir? Cotton ranks among the world's most important crops. Pamuk, dünyanın en önemli ürünleri arasında yer almaktadır. The most important sex organ is the brain. En önemli seks organı beyindir. This time, when he went into the hospital, he finally understood that one's health is really the most important thing of all. Bu kez hastaneye gittiğinde, sonunda insanın sağlığının gerçekten en önemli şey olduğunu anladı. The most important thing in life is having enough money. Hayattaki en önemli şey yeterli paraya sahip olmaktır. The most important book to learn a foreign language is, naturally, a dictionary. Bir yabancı dili öğrenmek için en önemli kitap, doğal olarak, bir sözlüktür. Well, make sure to remember the most important words. En önemli kelimeleri hatırladığınızdan emin olun. Discipline is the most important part of success. Başarının en önemli parçası disiplindir. It goes without saying that health is most important. Sağlığın en önemli şey olduğunu söylemeye gerek yok. That day, the most important invention of humanity was born. O gün, insanlığın en önemli buluşu doğdu. Coffee is one of this country's most important products. Kahve, bu ülkenin en önemli ürünlerinden biridir. That's the most important thing I've learned from you. Senden öğrendiğim en önemli şey bu. What you want is the most important thing. İstediğin şey en önemli şeydir. He signs the most important documents. O en önemli dökümanları imzalar. Tom was about to make the most important phone call of his life. Tom yaşamının en önemli telefon görüşmesini yapmak üzereydi. The first sentence is the most important sentence of the book. İlk cümle, kitabının en önemli cümlesidir. Stay in touch with the most important people in your life. Hayatınızdaki en önemli insanlarla irtibatta kalın. Don't ignore the most important question. En önemli soruyu görmezden gelme. The most important thing to do now is for us to remain calm. Şu anda yapmamız gereken en önemli şey sakin kalmak. Easter is the most important Christian holiday. Paskalya en önemli Hıristiyan bayramıdır. Show More (394)