|
- Tom made a necklace for Mary.
- Tom, Mary için bir kolye yaptı.
- Does Tom know who gave you that necklace?
- Tom o kolyeyi sana kimin verdiğini biliyor mu?
- Tom sold Mary's necklace for a very low price.
- Tom, Mary'nin kolyesini çok düşük bir fiyatla sattı.
- Tom wanted to buy a necklace for Mary.
- Tom, Mary için bir kolye almak istedi.
- I like your necklace.
- Kolyeni seviyorum.
- Does Tom know who you got that necklace from?
- Tom senin o kolyeyi kimden aldığını biliyor mu?
- It wasn't Tom who gave Mary that necklace.
- Mary'e o kolyeyi veren Tom değildi.
- It was Tom who stole Mary's necklace.
- Mary'nin kolyesini çalan Tom'du.
- That's a lovely necklace.
- Çok güzel bir kolye.
- It wasn't Tom who gave Mary that necklace.
- Mary'ye o kolyeyi veren Tom değildi.
- Mary took off her necklace.
- Mary kolyesini çıkarmış.
- I want to buy a necklace for Mary.
- Mary için bir kolye almak istiyorum.
- Tom wants to buy a necklace for Mary.
- Tom Mary için bir kolye satın almak istiyor.
- I borrowed a necklace to wear to the banquet tonight.
- Bu gece ziyafette takmak için bir kolye ödünç aldım.
- Tom gave Mary a necklace.
- Tom Mary'ye bir kolye verdi.
- There's no doubt Tom is the one who stole Mary's necklace.
- Mary'nin kolyesini çalan kişinin Tom olduğuna şüphe yok.
- That's a pretty necklace.
- Hoş bir kolye.
- Tom bought Mary an expensive necklace.
- Tom Mary'ye pahalı bir kolye aldı.
- Tom admitted that he had stolen the Mary's necklace.
- Tom, Mary'nin kolyesini çaldığını itiraf etti.
- Hoping to cheer up his wife, he bought her a pearl necklace.
- Karısını neşelendirmek umuduyla ona inci bir kolye aldı.
- Tom found the necklace Mary said she'd lost.
- Tom, Mary'nin kaybettiğini söylediği kolyeyi buldu.
- There's no doubt that Tom is the one who stole Mary's necklace.
- Şüphe yok ki, Mary'nin kolyesini çalan kişi Tom.
- She was caught red-handed trying to steal a necklace.
- Bir kolye çalmaya çalışırken suçüstü yakalandı.
- He wants to buy a pearl necklace for his wife.
- Karısı için inci bir kolye almak istiyor.
- We bought her a necklace.
- Ona bir kolye aldık.
- I want to buy a necklace for Mary.
- Mary'ye bir kolye almak istiyorum.
- I want to buy a silver necklace.
- Gümüş bir kolye almak istiyorum.
- Does Tom know who you got that necklace from?
- Tom, o kolyeyi kimden aldığını biliyor mu?
- Mary took her necklace off.
- Mary kolyesini çıkardı.
- I like that necklace.
- Bu kolyeyi sevdim.
- She fastened the clasp of her necklace.
- Kolyesinin tokasını bağladı.
- Tom bought Mary an expensive necklace.
- Tom, Mary'e pahalı bir kolye aldı.
- I'm looking for a silver necklace.
- Gümüş bir kolye arıyorum.
- Tom hid the necklace that he'd stolen from Mary.
- Tom, Mary'den çaldığı kolyeyi sakladı.
- Tom told me that he wanted to buy a necklace for Mary.
- Tom bana Mary için bir kolye almak istediğini söyledi.
- It was a fake diamond necklace.
- Bu, sahte elmastan bir kolyeydi.
- Tom is the only person who could have stolen Mary's necklace.
- Tom Mary'nin kolyesini çalmış olabilecek tek kişidir.
- That's a beautiful necklace.
- Güzel bir kolye.
- I like that necklace.
- O kolyeyi seviyorum.
- This is the same necklace that I lost yesterday.
- Bu, dün kaybettiğim kolyenin aynısı.
- Tom didn't think it would be appropriate for John to give Mary a pearl necklace.
- Tom, John'un Mary'ye inci bir kolye vermesinin uygun olmayacağını düşündü.
- The necklace looks great on you.
- Kolye sana çok yakışmış.
- Tom wondered if Mary would wear the necklace he had given her to the party.
- Tom, Mary'nin ona verdiği kolyeyi partide takıp takmayacağını merak ediyordu.
- I like your necklace.
- Kolyeni beğendim.
- This necklace of Jane's is a gift from her grandmother.
- Jane'in bu kolyesi, büyükannesinden bir hediye.
- She was caught red-handed trying to steal a necklace.
- O bir kolyeyi çalmaya çalışırken suçüstü yakalandı.
- Tom admitted that he had stolen the Mary's necklace.
- Tom Mary'nin kolyesini çaldığını itiraf etti.
- My mother gave me a pearl necklace.
- Annem bana inci bir kolye verdi.
- Tom found the necklace Mary had lost.
- Tom, Mary'nin kaybettiği kolyeyi buldu.
- Thank you for the necklace.
- Kolye için teşekkür ederim.
- I borrowed a necklace to wear to the banquet tonight.
- Bu geceki ziyafette takmak için bir kolye ödünç aldım.
- This necklace is a family heirloom.
- Bu kolye bir aile yadigârı.
- Tom could never afford to buy such an expensive necklace.
- Tom bu kadar pahalı bir kolyeyi asla alamazdı.
- I found the missing piece of your necklace.
- Kolyenizin kayıp parçasını buldum.
- Tom bought a necklace for Mary.
- Tom Mary için bir kolye aldı.
- Tom bought Mary a diamond necklace.
- Tom Mary'e elmas bir kolye aldı.
- This necklace is so beautiful that I'd like to buy in for my wife.
- Bu kolye o kadar güzel ki eşime almak istiyorum.
- I gave my sister a pearl necklace on her birthday.
- Kız kardeşime doğum gününde inci bir kolye hediye ettim.
- Do you know who gave Mary that necklace?
- Mary'ye o kolyeyi kimin verdiğini biliyor musun?
- That's a lovely necklace.
- O güzel bir kolye.
- Tom has bought a necklace for his fiancée, Mary.
- Tom nişanlısı Mary için bir kolye satın aldı.
- That's a beautiful necklace.
- O güzel bir kolye.
- That's a pretty necklace.
- Güzel bir kolye.
- She hid a necklace.
- O bir kolye sakladı.
- I've lost or broken all my necklaces.
- Bütün kolyelerimi kaybettim ya da kırdım.
- Tom sold the necklace to Mary for a very low price.
- Tom kolyeyi Mary'ye çok düşük bir fiyata sattı.
- Tom gave Mary a necklace.
- Tom, Mary'ye bir kolye hediye etti.
- Tom is the only person who could have stolen Mary's necklace.
- Tom, Mary'nin kolyesini çalabilecek tek kişidir.
- Tom bought Mary a diamond necklace.
- Tom, Mary'ye elmas bir kolye satın aldı.
- This necklace of Jane's is a gift from her grandmother.
- Jane'in kolyesi, onun büyük annesinden bir hediyedir.
- Check out this necklace.
- Şu kolyeye baksanıza.
- Tom sold Mary's necklace for a very low price.
- Tom, Mary'nin kolyesini çok düşük bir fiyata sattı.
- Tom bought a pearl necklace for Mary.
- Tom, Mary için inci bir kolye aldı.
- We bought her a necklace.
- Biz ona bir kolye satın aldık.
- Tom probably won't even notice Mary's new necklace.
- Tom muhtemelen Mary'nin yeni kolyesini fark etmeyecek bile.
- She tried to persuade him to buy her a pearl necklace.
- Kendisine inci bir kolye alması için onu ikna etmeye çalıştı.
- Tom wants to buy a necklace for Mary.
- Tom, Mary için bir kolye almak istiyor.
- He pulled the necklace from his pocket.
- Cebinden kolyeyi çıkardı.
- Check out this necklace.
- Şu kolyeye bir bak.
- Your necklace is beautiful.
- Senin kolyen güzel.
- The necklace is cheap at a hundred dollars.
- Kolye yüz dolar gibi ucuz bir fiyata satılıyor.
- Tom found the necklace that Mary had lost.
- Tom, Mary'nin kaybettiği kolyeyi buldu.
- Tom bought a necklace for Mary.
- Tom, Mary'ye bir kolye aldı.
- Maybe Tom was the one who stole Mary's necklace.
- Belki de Mary'nin kolyesini çalan Tom'dur.
- You need several wizards to enchant the necklace.
- Kolyeyi büyülemek için birkaç büyücüye ihtiyacınız var.
- Tom bought Mary a pearl necklace.
- Tom, Mary'ye inci bir kolye aldı.
- My grandma gave me this necklace.
- Büyükannem bana bu kolyeyi verdi.
- Tom found Mary's necklace under the sofa.
- Tom, Mary'nin kolyesini kanepenin altında buldu.
- Maybe Tom was the one who stole Mary's necklace.
- Belki Mary'nin kolyesini çalan kişi Tom'du.
- This necklace is made of jade.
- Bu kolye yeşim taşından yapılmış.
- Do you know who gave that necklace to Mary?
- Mary'ye o kolyeyi kimin verdiğini biliyor musun?
- What proof do you have that Tom was the one who stole your mother's necklace?
- Annenin kolyesini Tom'un çaldığına dair elinde ne kanıt var?
- The necklace looks great on you.
- Kolye senin üzerinde harika görünüyor.
- She hid a necklace.
- Bir kolye sakladı.
- Thank you for the necklace.
- Kolye için teşekkürler.
- My grandma gave me this necklace.
- Bu kolyeyi bana büyükannem vermişti.
- I found the missing piece of your necklace.
- Kolyenin kayıp parçasını buldum.
- Isn't this the same necklace that Aunt Clara wears?
- Bu Clara Teyze'nin taktığı kolyenin aynısı değil mi?
- Do you know who gave that necklace to Mary?
- O kolyeyi Mary'ye kim verdi biliyor musun?
- Mary took off her necklace.
- Mary kolyesini çıkardı.
- Tom wondered if Mary would wear the necklace he had given her to the party.
- Tom parti için ona verdiği kolyeyi Mary'nin takıp takmayacağını merak ediyordu.
- You need several wizards to enchant the necklace.
- Kolyeyi büyülemek için birkaç sihirbaza ihtiyacın var.
- Tom stole the necklace.
- Tom kolyeyi çaldı.
- There's no doubt that Tom is the one who stole Mary's necklace.
- Mary'nin kolyesini Tom'un çaldığına hiç şüphe yok.
- Your necklace is beautiful.
- Kolyen çok güzel.
- Tom pulled out some necklaces from his bag and told Mary to choose the one she liked.
- Tom çantasından birkaç kolye çıkardı ve Mary'ye beğendiğini seçmesini söyledi.
- There's no doubt Tom is the one who stole Mary's necklace.
- Hiç şüphesiz, Tom, Mary'nin kolyesini çalan kişi.
- This necklace is so beautiful that I'd like to buy in for my wife.
- Bu kolye o kadar güzel ki, karım için satın almak istiyorum.
- Isn't this the same necklace that Aunt Clara wears?
- Bu kolye Clara halanın taktığı kolyenin aynısı değil mi?
Show More (106)
|