|
- Secondly, neither partner may be married or in another non-marital partnership.
- İkinci olarak, eşlerden hiçbiri evli ya da evlilik dışı başka bir birliktelik içinde olamaz.
- These three elements - in my judgement - should move forward in parallel and neither one of them should hijack another.
- Benim görüşüme göre bu üç unsur paralel olarak ilerlemeli ve hiçbiri diğerinin önüne geçmemelidir.
- More employment laws like the atypical workers' directive will secure neither.
- Atipik işçiler yönetmeliği gibi daha fazla istihdam yasası hiçbirini güvence altına almayacaktır.
- More employment laws like the atypical workers' directive will secure neither.
- Atipik işçiler yönergesi gibi daha fazla istihdam yasası hiçbirini güvence altına almayacaktır.
- Neither side would give up.
- Hiçbir taraf vazgeçmedi.
- Neither is true.
- Hiçbiri doğru değil.
- Neither driver was hurt.
- Hiçbir sürücü yaralanmadı.
- We searched for the two boys everywhere, but neither could be found.
- İki erkek çocuğu her yerde aradık ama hiçbiri bulunamadı.
- Neither was right.
- Hiçbiri doğru değildi.
- Neither was wearing a lifejacket.
- Hiçbiri can yeleği giymiyordu.
- He said that neither one of his parents had ever been here.
- Ebeveynlerinden hiçbirinin buraya hiç gelmediğini söyledi.
- Neither victim has been identified.
- Hiçbir kurbanın kimliği tespit edilmedi.
- Neither defendant was found guilty.
- Hiçbir sanık suçlu bulunmadı.
- Neither will happen.
- Hiçbiri olmayacak.
- I tried twice, but neither try worked.
- İki kez denedim fakat hiçbiri işe yaramadı.
- Neither was true.
- Hiçbiri doğru değildi.
- Neither decision was a surprise.
- Hiçbir karar bir sürpriz değildi.
- Tom said that neither one of his parents had ever been to Boston.
- Tom ebeveynlerinden hiçbirinin Boston'da bulunmadığını söyledi.
Show More (15)
|