|
- There are nineteen cars parked in the street.
- Sokakta park edilmiş on dokuz araba var.
- Nineteen states voted in the elections of 1816.
- On dokuz eyalet 1816 seçimlerinde oy kullandı.
- A storm turns into a hurricane when the wind speed reaches a hundred nineteen kilometers an hour.
- Rüzgar hızı saatte yüz on dokuz kilometreye ulaştığında fırtına kasırgaya dönüşür.
- I was married when I was nineteen.
- On dokuz yaşındayken evlenmiştim.
- It's amazing that he won the championship at the age of nineteen.
- On dokuz yaşında şampiyonluğu kazanması şaşırtıcı.
- When he arrived in Boston, Tom was nineteen.
- Boston'a vardığında Tom on dokuz yaşındaydı.
- When he arrived in Boston, Tom was nineteen.
- Tom Boston'a geldiğinde on dokuz yaşındaydı.
- There were nineteen graduates for the batch of Spanish class.
- İspanyolca sınıfından on dokuz kişi mezun oldu.
- I got married when I was nineteen.
- On dokuz yaşındayken evlendim.
- Tom married his first wife when he was nineteen.
- Tom on dokuz yaşındayken ilk karısıyla evlendi.
- A storm turns into a hurricane when the wind speed goes over a hundred nineteen kilometers an hour.
- Rüzgar hızı saatte yüz on dokuz kilometreyi geçtiğinde fırtına kasırgaya dönüşür.
- He took her virginity when she was just nineteen.
- O sadece on dokuz yaşındayken onun bekaretini aldı.
- Tom married his first wife when he was nineteen.
- Tom ilk karısıyla on dokuz yaşındayken evlendi.
- He took her virginity when she was just nineteen.
- Çocuk henüz on dokuz yaşındayken kızın bekaretini aldı.
- I am nineteen years old.
- On dokuz yaşındayım.
- Nineteen states voted in the elections of 1816.
- On dokuz devlet 1816 seçimlerinde oy kullandı.
- I am nineteen years old.
- Ben on dokuz yaşındayım.
- I was married when I was nineteen.
- Ben on dokuz yaşındayken evlendim.
- It's amazing that he won the championship at the age of nineteen.
- Onun on dokuz yaşındayken şampiyon olması şaşırtıcı.
- I have been smoking since I was nineteen.
- On dokuz yaşımdan beri sigara içiyorum.
- I got married when I was nineteen.
- Ben on dokuz yaşındayken evlendim.
- The captain went to sea when he was nineteen.
- Kaptan on dokuz yaşındayken denize açıldı.
- Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
- On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
Show More (20)
|