|
- Tom is older than I.
- Tom benden daha yaşlı.
- It's impossible for someone to be older than his mother, unless he has a time machine.
- Bir zaman makinesi olmadığı sürece, birinin annesinden daha yaşlı olması imkansızdır.
- Tom told me he wasn't much older than Mary.
- Tom bana Mary'den çok daha yaşlı olmadığını söyledi.
- Tom is much older than Mary.
- Tom Mary'den çok daha yaşlıdır.
- He's older than you think.
- O düşündüğünden daha yaşlı.
- You're a lot older than I am.
- Sen benden çok daha yaşlısın.
- They are older than Tom.
- Tom'dan daha yaşlılar.
- Tom is older than he looks.
- Tom göründüğünden daha yaşlıdır.
- Tom is older than I am.
- Tom benden daha yaşlıdır.
- I'm older than you.
- Senden daha yaşlıyım.
- Tom is older than your father.
- Tom babandan daha yaşlı.
- Tom and Mary are older than you.
- Tom ve Mary senden daha yaşlılar.
- Sami is much older than Layla.
- Sami, Layla'dan çok daha yaşlı.
- Tom and I are older than Mary.
- Tom ve ben Mary'den daha yaşlıyız.
- Tom is older than his wife.
- Tom karısından daha yaşlı.
- Her parents are older than ours.
- Onun anne babası bizimkinden daha yaşlı.
- Tom is older than all of us.
- Tom hepimizden daha yaşlı.
- Tom is much older than me.
- Tom benden çok daha yaşlı.
- Tom is older than he says he is.
- Tom olduğunu söylediğinden daha yaşlı.
- He's older than you think.
- Düşündüğünden daha yaşlı.
- My cousin is a little older than I am.
- Kuzenim benden biraz daha yaşlıdır.
- Tom looks a lot older than Mary.
- Tom Mary'den çok daha yaşlı görünüyor.
- She looks young, but as a matter of fact she is older than you are.
- Genç görünüyor ama aslında senden daha yaşlı.
- He can't be older than me.
- O, benden daha yaşlı olamaz.
- You're a lot older than I am, aren't you?
- Benden çok daha yaşlısın, değil mi?
- Tom's girlfriend is older than mine.
- Tom'un kız arkadaşı benden daha yaşlı.
- He's two years older than Mary is.
- O, Mary'den iki yıl daha yaşlı.
- Did you know Tom was older than Mary?
- Tom'un Mary'den daha yaşlı olduğunu biliyor muydunuz?
- John's older than I thought.
- John düşündüğümden daha yaşlı.
- Am I older than you?
- Ben senden daha yaşlı mıyım?
- Tom is not much older than me.
- Tom benden çok daha yaşlı değil.
- I'm older than you think I am.
- Düşündüğünden daha yaşlıyım.
- Ken is older than Seiko.
- Ken, Seiko'dan daha yaşlı.
- He's a bit older than me.
- Benden biraz daha yaşlı.
- He's older than me.
- O benden daha yaşlı.
- This tree is older than that car.
- Bu ağaç, o arabadan daha yaşlı.
- I'm older than you are.
- Ben senden daha yaşlıyım.
- Your parents are older than mine.
- Ebeveynlerin benimkilerden daha yaşlı.
- I'm older than you.
- Sizden daha yaşlıyım.
- I am yet older than he is.
- Ben ondan daha yaşlıyım.
- Tom and Mary are both older than John.
- Hem Tom hem de Mary John'dan daha yaşlılar.
- I'm probably much older than you think I am.
- Muhtemelen sizin sandığınızdan daha yaşlıyım.
- Tom is probably older than you think he is.
- Tom muhtemelen senin düşündüğünden daha yaşlıdır.
- Tom is a little older than me.
- Tom benden biraz daha yaşlı.
- So many people are much older than you.
- Pek çok kişi sizden daha yaşlıdır.
- Tom is older than you probably think he is.
- Tom muhtemelen düşündüğünden daha yaşlı.
- Mary is older than me.
- Mary benden daha yaşlı.
- That woman is much older than I am.
- O kadın benden çok daha yaşlı.
- Your parents are older than mine.
- Senin ailen benimkinden daha yaşlı.
- They're older than you.
- Onlar senden daha yaşlı.
- I'm older than you are.
- Senden daha yaşlıyım.
- Tom is probably a bit older than Mary.
- Tom muhtemelen Mary'den biraz daha yaşlı.
- Tom is older than Mary's father.
- Tom Mary'nin babasından daha yaşlı.
- Tom looks older than his younger brother.
- Tom küçük kardeşinden daha yaşlı görünüyor.
- Mary's boyfriend is older than she is.
- Mary'nin erkek arkadaşı ondan daha yaşlı.
- He is much older than Ken.
- O, Ken'den çok daha yaşlı.
- Tom is older than Mary's father.
- Tom, Mary'nin babasından daha yaşlı.
- Tom's parents are older than Mary's parents.
- Tom'un ailesi Mary'nin ailesinden daha yaşlı.
- Tom is older than we all.
- Tom hepimizden daha yaşlı.
- My aunt is older than my mother.
- Teyzem annemden daha yaşlıdır.
- They might be older than us.
- Bizden daha yaşlı olabilirler.
- Tom is much older than I am, isn't he?
- Tom benden çok daha yaşlı, değil mi?
- Didn't you know Tom was older than Mary?
- Tom'un Mary'den daha yaşlı olduğunu bilmiyor muydunuz?
- He is even older than his wife.
- Karısından bile daha yaşlı.
- I'm not much older than he is.
- Ondan çok daha yaşlı değilim.
- I'm much older than you think I am.
- Sandığından çok daha yaşlıyım.
- Tom is older than I am, isn't he?
- Tom benden daha yaşlı, değil mi?
- Tom is only a few years older than me.
- Tom benden sadece birkaç yaş daha yaşlı.
- His parents are older than mine.
- Onun anne babası benimkinden daha yaşlı.
- Mom is older than Dad.
- Annem babamdan daha yaşlı.
- Tom isn't much older than we are.
- Tom bizden çok daha yaşlı değil.
- Tom is a bit older than me.
- Tom benden biraz daha yaşlı.
- She's older than you think.
- Düşündüğünden daha yaşlı.
- He is older than I am.
- Benden daha yaşlı.
- I'm older than he is.
- Ben ondan daha yaşlıyım.
- Sami was a lot older than us.
- Sami bizden çok daha yaşlıydı.
- Tom lied about his age, so Mary thought he was much older than he really was.
- Tom yaşı hakkında yalan söyledi, bu yüzden Mary onun gerçekte olduğundan çok daha yaşlı olduğunu düşündü.
- They're older than her.
- Ondan daha yaşlılar.
- He is much older than he looks.
- Göründüğünden çok daha yaşlı.
- Tom is much older than Mary.
- Tom, Mary'den çok daha yaşlı.
- I'm older than Tom.
- Ben Tom'dan daha yaşlıyım.
- He's older than your father!
- O senin babandan daha yaşlı!
- Tom doesn't know whether Mary is younger or older than he is.
- Tom Mary'nin ondan daha genç mi daha yaşlı mı olduğunu bilmez.
- Aren't you older than Tom?
- Sen Tom'dan daha yaşlı değil misin?
- You're older than I thought you were.
- Düşündüğümden daha yaşlıymışsın.
- I think Tom might be older than me.
- Tom'un benden daha yaşlı olabileceğini düşünüyorum.
- Tom is much older than Mary, isn't he?
- Tom Mary'den daha yaşlı, değil mi?
- He is a bit older than me.
- Benden biraz daha yaşlı.
- Tom is older than his wife's father.
- Tom karısının babasından daha yaşlı.
- I'm older than you, so of course I know better.
- Ben senden daha yaşlıyım bu nedenle tabii ki daha iyi bilirim.
- I'm older than you think I am.
- Olduğumu düşündüğünden daha yaşlıyım.
- Tom is older than his wife.
- Tom eşinden daha yaşlı.
- Tom is much older than Mary, isn't he?
- Tom, Mary'den çok daha yaşlı, değil mi?
- John is two years older than me.
- John benden iki yıl daha yaşlıdır.
- Tom looks quite a bit older than Mary.
- Tom, Mary'den biraz daha yaşlı görünüyor.
- She's older than you think.
- O, senin düşündüğünden daha yaşlı.
- You know I'm older than you are.
- Senden daha yaşlı olduğumu biliyorsun.
- They're older than Tom.
- Onlar Tom'dan daha yaşlı.
- Mary seems older than fifty.
- Mary ellisinden daha yaşlı görünüyor.
- Tom is lot older than Mary.
- Tom, Mary'den çok daha yaşlı.
- I'm older than you think.
- Düşündüğünden daha yaşlıyım.
- I'm much older than you are.
- Ben senden çok daha yaşlıyım.
- Mary's boyfriend is older than her father.
- Mary'nin erkek arkadaşı babasından daha yaşlı.
- He is older than Jane by two years.
- O, Jane'den iki yıl daha yaşlı.
- Tom is older than the rest of us.
- Tom geriye kalanımızdan daha yaşlı.
- Tom is likely older than Mary.
- Tom muhtemelen Mary'den daha yaşlı.
- Mr Johnson is older than I thought he was.
- Bay Johnson benim düşündüğümden daha yaşlı.
- I don't know whether he's younger or older than me.
- Onun benden daha genç ya da daha yaşlı olup olmadığını bilmiyorum.
- Tom and Mary are both older than John.
- Tom ve Mary'nin ikisi de John'dan daha yaşlı.
- Tom is so much older than I am.
- Tom benden çok daha yaşlı.
- You're older than I thought you were.
- Sen de düşündüğümden daha yaşlısın.
- I'm older than her.
- Ben ondan daha yaşlıyım.
- Tom and Mary are older than John.
- Tom ve Mary, John'dan daha yaşlılar.
- Tom is quite a bit older than Mary.
- Tom, Mary'den biraz daha yaşlı.
- Tom is older than he looks.
- Tom göründüğünden daha yaşlı.
- I can't believe that Tom is older than Mary.
- Tom'un Mary'den daha yaşlı olduğuna inanamıyorum.
- Tom's mother is older than mine.
- Tom'un annesi benimkinden daha yaşlı.
- Tom's girlfriend is older than he is.
- Tom'un kız arkadaşı ondan daha yaşlı.
- You're a lot older than I am, aren't you?
- Sen benden çok daha yaşlısın, değil mi?
- She looks young, but she's actually older than you are.
- O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
- I'm older than Tom.
- Tom'dan daha yaşlıyım.
- I just realized Tom is older than Mary.
- Ben Tom'un Mary'den daha yaşlı olduğunu fark ettim.
- Tom is only a couple of years older than me.
- Tom benden sadece birkaç yaş daha yaşlı.
- Tom is older than me.
- Tom benden daha yaşlıdır.
- Tom is only three months older than Mary.
- Tom Mary'den sadece üç ay daha yaşlı.
- She's older than Tom.
- O, Tom'dan daha yaşlıdır.
- Tom is a good deal older than Mary.
- Tom Mary'den çok daha yaşlı.
- Tom is much older than he looks.
- Tom göründüğünden çok daha yaşlı.
- Mary's boyfriend is older than she is.
- Mary'nin erkek arkadaşı kendisinden daha yaşlı.
- Her gray hair makes her look older than her age.
- Gri saçları onu yaşından daha yaşlı gösteriyor.
- He isn't any older than I thought.
- Düşündüğümden daha yaşlı değil.
- Tom's older than me.
- Tom benden daha yaşlı.
- She looks young, but she's actually older than you are.
- Genç görünüyor ama aslında senden daha yaşlı.
- Tom is older than that.
- Tom bundan daha yaşlı.
- John is older than Robert.
- John Robert'tan daha yaşlıdır.
- Tom is older than all of us, isn't he?
- Tom hepimizden daha yaşlı, değil mi?
- Mary is older than me.
- Mary benden daha yaşlıdır.
- Tom is quite a bit older than me.
- Tom benden biraz daha yaşlı.
- I'm older than I look.
- Göründüğümden daha yaşlıyımdır.
- You're older than Tom, aren't you?
- Tom'dan daha yaşlısın, değil mi?
- They're both older than you.
- Onların her ikisi de sizden daha yaşlı.
- Tom is older than me.
- Tom benden daha yaşlı.
- Tom is not much older than I am.
- Tom benden çok daha yaşlı değil.
- Today I am older than I once was, and younger than I will someday be.
- Bugün bir zamanlar olduğumdan daha yaşlıyım ve bir gün olacağımdan daha gencim.
- Tom is probably a few years older than Mary.
- Tom Mary'den muhtemelen birkaç yıl daha yaşlı.
- Tom's parents are older than mine.
- Tom'un ebeveynleri benimkilerden daha yaşlı.
- Tom is older than I.
- Tom, benden daha yaşlıdır.
- It's impossible for someone to be older than his mother, unless he has a time machine.
- Eğer bir zaman makinesi yoksa, birinin annesinden daha yaşlı olması imkansızdır.
- I have a lot of patients who are older than me.
- Benden daha yaşlı bir sürü hastam var.
- He isn't any older than I thought.
- Düşündüğümden daha yaşlı değilmiş.
- She is two years older than you.
- O, senden iki yıl daha yaşlıdır.
- I'm older than her.
- Ondan daha yaşlıyım.
- Tom wasn't much older than Mary.
- Tom, Mary'den çok daha yaşlı değildi.
- This tree is older than I am.
- Bu ağaç benden daha yaşlı.
- You're three months older than Tom, aren't you?
- Tom'dan üç ay daha yaşlısın, değil mi?
- Tom is probably a bit older than Mary.
- Tom muhtemelen Mary'den biraz daha yaşlıdır.
- He is much older than Ken.
- Ken'den çok daha yaşlı.
- He is even older than his wife.
- Hatta o, karısından daha yaşlıdır.
- Tom's father is older than Mary's.
- Tom'un babası Mary'ninkinden daha yaşlı.
- He can't be older than I am.
- Benden daha yaşlı olamaz.
- Aren't you older than Tom?
- Tom'dan daha yaşlı değil misin?
- Kim is older than I am by four years.
- Kim benden dört yaş daha yaşlı.
- Their parents are older than ours.
- Onların ailesi bizimkinden daha yaşlı.
- Tom is a lot older than Mary.
- Tom Mary'den çok daha yaşlı.
- John's older than I thought.
- John, düşündüğümden daha yaşlı.
- Tom is older than Mary is.
- Tom Mary'den daha yaşlı.
- It's impossible for someone to be older than his mother.
- Birinin annesinden daha yaşlı olması imkansızdır.
- Your mother is a lot older than mine.
- Annen benimkinden çok daha yaşlı.
- I'm much older than you think I am.
- Düşündüğünden çok daha yaşlıyım.
- Tom is older than you.
- Tom senden daha yaşlı.
- I think Tom might be older than me.
- Bence Tom benden daha yaşlı olabilir.
- He is much older than he looks.
- O göründüğünden daha yaşlı.
- He is much older than he looks.
- O, göründüğünden çok daha yaşlıdır.
- Tom is older than Mary.
- Tom, Mary'den daha yaşlı.
- Tom is a lot older than me.
- Tom benden çok daha yaşlıdır.
- They are older than Tom.
- Onlar Tom'dan daha yaşlı.
- You're a lot older than I am.
- Benden çok daha yaşlısın.
- Tom's parents are older than Mary's parents.
- Tom'un ebeveynleri Mary'nin ebeveynlerinden daha yaşlı.
- He looks older than my brother.
- Kardeşimden daha yaşlı görünüyor.
- I'm older than him.
- Ben ondan daha yaşlıyım.
- I'm so much older than you are.
- Senden çok daha yaşlıyım.
- Tom's father is older than Mary's.
- Tom'un babası Mary'nin babasından daha yaşlı.
- I didn't know Tom was older than Mary.
- Tom'un Mary'den daha yaşlı olduğunu bilmiyordum.
- She's a lot older than he is.
- Ondan çok daha yaşlı.
- I'm quite a bit older than you.
- Senden biraz daha yaşlıyım.
- I'm older than I look.
- Göründüğümden daha yaşlıyım.
- They might be older than us.
- Onlar bizden daha yaşlı olabilirler.
- You're older than me.
- Sen benden daha yaşlısın.
- She's older than him.
- Ondan daha yaşlı.
- Tom is older than me, isn't he?
- Tom benden daha yaşlı, değil mi?
- Tom is older than Mary.
- Tom Mary'den daha yaşlı.
- Just because someone is older than you, it doesn't mean that they know more than you.
- Sadece biri senden daha yaşlı olduğu için, bu onların senden daha çok bildiği anlamına gelmez.
- You're older than me.
- Benden daha yaşlısın.
- Tom is older than I thought he was.
- Tom düşündüğümden daha yaşlı.
- Their parents are older than ours.
- Onların ailesi bizimkilerden daha yaşlı.
- His older sister is older than my oldest brother.
- Onun ablası benim ağabeyimden daha yaşlıdır.
- Tom looks older than Mary.
- Tom Mary'den daha yaşlı görünüyor.
- Tom is much older than Mary.
- Tom Mary'den çok daha yaşlı.
- Tom is a little older than the rest of the students in his class.
- Tom sınıfındaki diğer öğrencilerden biraz daha yaşlı.
- I'm not older than Tom.
- Ben Tom'dan daha yaşlı değilim.
- Tom is much older than I am.
- Tom benden çok daha yaşlı.
- He's older than her.
- Ondan daha yaşlı.
- Her parents are older than mine.
- Onun anne ve babası, benimkilerden daha yaşlılar.
- Her parents are older than mine.
- Onun ailesi benimkinden daha yaşlı.
- Tom is a lot older than I am.
- Tom benden çok daha yaşlı.
- I am older than your brother.
- Senin kardeşinden daha yaşlıyım.
- Her parents are older than ours.
- Onun ailesi bizimkilerden daha yaşlı.
- Tom can't be much older than Mary.
- Tom, Mary'den çok daha yaşlı olamaz.
- Tom is older than any other student in his class.
- Tom sınıfındaki diğer tüm öğrencilerden daha yaşlı.
- I'm not older than Tom.
- Tom'dan daha yaşlı değilim.
- Tom looks older than he really is.
- Tom gerçekte olduğundan daha yaşlı görünüyor.
- Tom's parents are older than mine.
- Tom'un annesiyle babası benden daha yaşlı.
- Tom is older than Mary is.
- Tom, Mary'den daha yaşlı.
- Tom is so much older than Mary is.
- Tom, Mary'den çok daha yaşlı.
- You're older than her.
- Sen ondan daha yaşlısın.
- I'm older than your brother.
- Ben senin erkek kardeşinden daha yaşlıyım.
- His parents are older than mine.
- Onun ailesi benimkinden daha yaşlı.
- Tom is much older than I thought.
- Tom düşündüğümden çok daha yaşlı.
- Her grey hair makes her look older than she is.
- Gri saçları onu olduğundan daha yaşlı gösteriyor.
- Tom is older than he says he is.
- Tom söylediğinden daha yaşlı.
- John is older than Robert.
- John, Robert'tan daha yaşlı.
- You're a lot older than Tom is, aren't you?
- Tom'dan çok daha yaşlısın, değil mi?
- She looks young, but as a matter of fact she is older than you are.
- O genç görünüyor ama aslına bakarsanız o sizden daha yaşlı.
- Tom looks a lot older than he really is.
- Tom gerçekten olduğundan çok daha yaşlı görünüyor.
- I'm much older than you are.
- Senden çok daha yaşlıyım.
- You're older than him.
- Sen ondan daha yaşlısın.
- They're older than him.
- Ondan daha yaşlılar.
- I thought you were older than me.
- Benden daha yaşlı olduğunu düşünüyordum.
- Tom is a lot older than Mary.
- Tom, Mary'den çok daha yaşlı.
- I'm not older than him.
- Ondan daha yaşlı değilim.
- He can't be older than I am.
- O, benden daha yaşlı olamaz.
- Tom can't be older than me.
- Tom benden daha yaşlı olamaz.
- This car is older than I am.
- Bu araba benden daha yaşlı.
- Tom is a bit older than Mary.
- Tom, Mary'den biraz daha yaşlı.
- Tom is older than the rest of us.
- Tom diğer hepimizden daha yaşlı.
- Tom is lot older than Mary.
- Tom, Mary'den çok daha yaşlıdır.
- Tom is a lot older than me.
- Tom benden çok daha yaşlı.
- My car is older than me.
- Arabam benden daha yaşlı.
- Tom is a lot older than us.
- Tom bizden çok daha yaşlı.
- They're all older than you.
- Onların hepsi senden daha yaşlı.
- Tom looks a lot older than he really is.
- Tom gerçekte olduğundan çok daha yaşlı görünüyor.
- I'm not older than him.
- Ben ondan daha yaşlı değilim.
- Tom is older than Mary.
- Tom Mary'den daha yaşlıdır.
- Tom can't be older than Mary.
- Tom, Mary'den daha yaşlı olamaz.
- You're a lot older than Tom is, aren't you?
- Sen Tom'dan çok daha yaşlısın, değil mi?
- Tom is older than I thought.
- Tom düşündüğümden daha yaşlı.
- This tree is older than that car.
- Bu ağaç o arabadan daha yaşlı.
- Tom is probably a bit older than Mary.
- Tom muhtemelen Mary'den az daha yaşlıdır.
- Tom looks older than he is.
- Tom olduğundan daha yaşlı görünüyor.
- Sami is much older than Layla.
- Sami, Leyla'dan daha yaşlıdır.
- Tom can't be much older than Mary.
- Tom Mary'den çok daha yaşlı olamaz.
- I am older than any other student in my class is.
- Sınıfımdaki diğer tüm öğrencilerden daha yaşlıyım.
- My car is older than this tree.
- Arabam bu ağaçtan daha yaşlı.
- Tom doesn't know whether Mary is younger or older than he is.
- Tom, Mary'nin kendisinden daha genç mi yoksa daha yaşlı mı olduğunu bilmiyor.
- I think the world is much older than the Bible tells us, but honestly, when I look around — it looks much younger!
- Bence dünya İncil'in bize söylediğinden çok daha yaşlı, ama dürüst olmak gerekirse, etrafıma baktığımda çok daha genç görünüyor!
- Tom looks a lot older than Mary.
- Tom, Mary'den çok daha yaşlı görünüyor.
- He married a girl older than he.
- Ondan daha yaşlı bir kızla evlendi.
- She looks young, but actually she's older than you are.
- Genç görünüyor, ama aslında senden daha yaşlı.
- Tom is a lot older than Mary is.
- Tom Mary'den çok daha yaşlı.
- Tom's father is older than mine.
- Tom'un babası benimkinden daha yaşlı.
- I have a lot of patients who are older than me.
- Benden daha yaşlı olan bir sürü hastam var.
- I'm older than you may think.
- Senin düşündüğünden daha yaşlıyım.
- Tom is so much older than Mary is.
- Tom Mary'den çok daha yaşlı.
- So many people are much older than you.
- Pek çok insan senden çok daha yaşlı.
- Tom is older than that.
- Tom ondan daha yaşlı.
- I can't believe that she is older than my mother.
- Onun annemden daha yaşlı olduğuna inanamıyorum.
- Tom is older than you think he is.
- Tom sandığınızdan daha yaşlı.
- Tom is a lot older than Mary is.
- Tom, Mary'den çok daha yaşlı.
- Tom is older than I am.
- Tom benden daha yaşlı.
- I can't believe that she is older than my mother.
- Annemden daha yaşlı olduğuna inanamıyorum.
- Tom can't be much older than I am.
- Tom benden çok daha yaşlı olamaz.
Show More (268)
|