|
- Organisations like ICAT and NAFO cannot solve the problem on their own.
- ICAT ve NAFO gibi kuruluşlar sorunu tek başlarına çözemezler.
- Constitutional amendments on paper, or new laws on paper, will not be enough on their own.
- Kâğıt üzerindeki anayasa değişiklikleri ya da kâğıt üzerindeki yeni yasalar tek başına yeterli olmayacaktır.
- None of our countries can halt these acts on their own.
- Hiçbir ülke tek başına bu eylemleri durduramaz.
- More subsidies cannot be the solution on their own.
- Daha fazla sübvansiyon tek başına çözüm olamaz.
- Important though troops are, they cannot do it on their own.
- Askerler önemli olsalar da bunu tek başlarına yapamazlar.
- The French farmers are on their own again, apart from some support from Ireland.
- Fransız çiftçiler, İrlanda'dan gelen bazı destekler dışında yine tek başlarına.
- Although these priorities are important, taken on their own, they are relatively unambitious.
- Bu öncelikler önemli olmakla birlikte, tek başlarına ele alındıklarında nispeten iddiasızdırlar.
- The structures with which the Convention provides us will not, on their own, enable us to move mountains.
- Sözleşme'nin bize sağladığı yapılar tek başlarına dağları yerinden oynatmamızı sağlamayacaktır.
Show More (5)
|