|
- In the end, the adopted resolution contained a more vague passage on this point, but the intent remains.
- Nihayetinde kabul edilen karar bu konuda daha muğlak bir pasaj içermekle birlikte niyet değişmemiştir.
- Therefore we cannot, unfortunately, expect good news from Cancun on this point.
- Bu nedenle ne yazık ki Cancun'dan bu konuda iyi haberler bekleyemeyiz.
- Do you believe therefore that there is unanimity on this point within public opinion?
- Dolayısıyla kamuoyunda bu konuda bir görüş birliği olduğuna inanıyor musunuz?
- That is why we are abstaining on this point.
- Bu nedenle bu konuda çekimser kalıyoruz.
- We all have many friends in Israel who agree on this point.
- İsrail'de bu konuda hemfikir olan pek çok dostumuz var.
- The European Parliament and the Council seriously disagreed on this point.
- Avrupa Parlamentosu ve Konsey bu konuda ciddi görüş ayrılıklarına düşmüştür.
- There is no special rule for Israel on this point.
- Bu konuda İsrail için özel bir kural yoktur.
- I welcome the outcome that was achieved in the Conciliation Committee on this point.
- Uzlaşma Komitesi'nde bu konuda elde edilen sonucu memnuniyetle karşılıyorum.
- We would refer you to the Convention, which once again must rule on this point.
- Sizi bir kez daha bu konuda karar vermesi gereken Konvansiyon'a havale ediyoruz.
- The European Parliament and the Council seriously disagreed on this point.
- Avrupa Parlamentosu ve Konsey bu konuda ciddi görüş ayrılıkları yaşamaktadır.
- The European Union must be totally unambiguous, unequivocal and show no complacency on this point.
- Avrupa Birliği bu konuda tamamen açık ve net olmalı ve hiçbir rehavete kapılmamalıdır.
- We in the PPE-DE Group tabled both Amendment No 142 and Amendment No 144 on this point.
- PPE-DE Grubu bu konuda hem 142 sayılı Değişikliği hem de 144 sayılı Değişikliği sunmuştur.
- I would like a clear answer on this point.
- Bu konuda net bir cevap istiyorum.
- I agree with the rapporteur on this point.
- Bu konuda raportörle aynı fikirdeyim.
- We all have many friends in Israel who agree on this point.
- İsrail'de bu konuda hemfikir olan çok sayıda dostumuz var.
- The rapporteur should therefore be supported in his efforts to bring about an amendment on this point.
- Bu nedenle sözcünün bu konuda bir değişiklik yapılması yönündeki çabaları desteklenmelidir.
- Of course, I would like a little more explanation on this point, if I may.
- Tabii ki izin verirseniz bu konuda biraz daha açıklama yapmak istiyorum.
- The broad guidelines of economic policy for 2001, adopted at Gothenburg last June, are very clear on this point.
- Geçen Haziran ayında Göteborg'da kabul edilen 2001 yılı ekonomi politikasının ana hatları bu konuda çok nettir.
- Why is there no clear European line on this point?
- Neden bu konuda Avrupa'nın net bir tavrı yok?
- There is, in fact, a certain amount of discord among us on this point.
- Aslında bu konuda aramızda belli bir anlaşmazlık var.
- I have to say that I have received no representations from allergy sufferers on this point.
- Bu konuda alerjisi olanlardan hiçbir temsilci almadığımı söylemeliyim.
- I hope the Commission is prepared to respond on this point.
- Komisyon'un bu konuda yanıt vermeye hazır olduğunu umuyorum.
- The Convention has been rather silent on this point.
- Sözleşme bu konuda oldukça sessiz kalmıştır.
- I hope that a statement on this point will be forthcoming at the December summit, if not before.
- Daha önce olmasa da Aralık zirvesinde bu konuda bir açıklama yapılacağını umuyorum.
- We know that only the Americans have been unable to join the consensus on this point.
- Bu konuda sadece Amerikalıların uzlaşmaya varamadığını biliyoruz.
- I think others will agree with me on this point.
- Başkalarının da bu konuda benimle aynı fikirde olacağını düşünüyorum.
- I don't agree with you on this point.
- Bu konuda sana katılmıyorum.
- We can not agree with you on this point.
- Bu konuda size katılamayız.
- I can't agree with you on this point.
- Bu konuda size katılamıyorum.
- I agree with you on this point.
- Bu konuda sana katılıyorum.
- I'm afraid I differ with you on this point.
- Maalesef bu konuda seninle aynı fikirde değilim.
- I agree with you on this point.
- Bu konuda seninle aynı fikirdeyim.
- I agree completely with you on this point.
- Bu konuda sana tamamen katılıyorum.
- I can't agree with you on this point.
- Bu konuda seninle aynı fikirde değilim.
- I can't agree with you on this point.
- Bu konuda sizinle aynı fikirde değilim.
- I agree with you on this point.
- Bu konuda size katılıyorum.
- I can't agree with you on this point.
- Bu konuda size katılmıyorum.
- We agree on this point.
- Biz bu konuda hemfikiriz.
- I cannot agree with you on this point.
- Bu konuda sizinle aynı fikirde değilim.
Show More (36)
|
