|
- Ordinary people, Jews, Muslims and Christians, are fed up with their politicians.
- Sıradan insanlar, Yahudiler, Müslümanlar ve Hıristiyanlar, politikacılarından bıkmış durumda.
- The people who continue to suffer are the ordinary people and civilians of India, Pakistan and Kashmir.
- Acı çekmeye devam eden insanlar Hindistan, Pakistan ve Keşmir'in sıradan insanları ve sivilleridir.
- Ordinary people too must in fact be able to understand them and how they work.
- Sıradan insanlar da aslında bunları ve nasıl işlediklerini anlayabilmelidir.
- Ordinary people, Jews, Muslims and Christians, are fed up with their politicians.
- Sıradan insanlar, Yahudiler, Müslümanlar ve Hristiyanlar, politikacılarından bıkmış durumdalar.
- Stealing sensitive information on ordinary people is also obviously a crime, when you think about it.
- Düşündüğünüzde sıradan insanlara ait hassas bilgilerin çalınmasının da bir suç olduğu açıktır.
- This is true not only for ordinary people but also for extraordinary ones.
- Bu sadece sıradan insanlar için değil, olağanüstü insanlar için de geçerlidir.
- But I also condemn the state terrorism inflicted on the ordinary people of Palestine by Israel.
- Ancak İsrail'in Filistin'in sıradan insanlarına uyguladığı devlet terörünü de kınıyorum.
- This is not in the interest of the ordinary people of Europe.
- Bu, Avrupa'nın sıradan insanlarının çıkarına değildir.
- It is about writing in clear, jargon-free language that ordinary people can understand.
- Sıradan insanların anlayabileceği açık, jargonsuz bir dille yazmakla ilgilidir.
- It is about writing in clear, jargon-free language that ordinary people can understand.
- Mesele, sıradan insanların anlayabileceği açık, jargonsuz bir dille yazmaktır.
- Stealing sensitive information on ordinary people is also obviously a crime, when you think about it.
- Düşündüğünüzde, sıradan insanlara ait hassas bilgilerin çalınmasının da bir suç olduğu açıktır.
- Whoever wins this battle between the institutions will make no difference to ordinary people.
- Kurumlar arasındaki bu savaşı kim kazanırsa kazansın, sıradan insanlar için hiçbir fark yaratmayacaktır.
- That is because, in this matter too, he is completely indifferent to the conditions of ordinary people in Iraq.
- Çünkü bu konuda da Irak'taki sıradan insanların koşullarına karşı tamamen kayıtsızdır.
- We must understand that they are ordinary people from ordinary backgrounds who come together in the works councils.
- Onların çalışma konseylerinde bir araya gelen sıradan geçmişlere sahip sıradan insanlar olduğunu anlamalıyız.
- Sami knew that Muslims were ordinary people.
- Sami Müslümanların sıradan insanlar olduğunu biliyordu.
- I have no interest in ordinary people.
- Sıradan insanlarla ilgilenmiyorum.
- Ordinary people possess enormous power.
- Sıradan insanlar muazzam bir güce sahip.
- I have no interest in ordinary people.
- Benim sıradan insanlara hiç ilgim yok.
- As it is, ordinary people cannot afford to purchase such luxuries.
- Zaten sıradan insanların bu tür lüksleri satın almaya gücü yetmez.
- Ordinary people possess enormous power.
- Sıradan insanlar muazzam bir güce sahiptir.
- They as well as you are ordinary people.
- Onlar da sizin gibi sıradan insanlar.
Show More (18)
|