Tureng - pardon - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	pardon	affetmek	v.
	He asked his girlfriend to pardon him for forgetting her birthday. Kız arkadaşından doğum gününü unuttuğu için kendisini affetmesini istedi. Pardon me, please. Lütfen beni affet. Pardon me for saying so. Öyle söylediğim için beni affet. Please pardon me for coming late. Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet. Tom asked his girlfriend to pardon him for forgetting her birthday. Tom onun doğum gününü unuttuğu için onu affetmesini rica etti. Tom asked his girlfriend to pardon him for forgetting her birthday. Tom, doğum gününü unuttuğu için kız arkadaşından kendisini affetmesini istedi. Pardon me for saying so. Böyle söylediğim için beni affet. Show More (4)
2	pardon	özür	n.
	Pardon my French. Fransızcam için özür dilerim. I beg your pardon. Özür dilerim. Pardon the interruption. Böldüğüm için özür dilerim. Pardon the bother, and many thanks for your kindness. Rahatsız ettiğim için özür dilerim ve nezaketiniz için çok teşekkürler. I must beg your pardon. Ben sizden özür dilemeliyim. I beg your pardon; I didn't quite catch your name. Özür dilerim; adınızı tam olarak duyamadım. Show More (3)
3	pardon	af	n.
	We are not calling for a pardon. Biz af çağrısında bulunmuyoruz. More than this, the end result of instances of torture in Spain has been a pardon for torturers. Bunun da ötesinde, İspanya'daki işkence vakalarının nihai sonucu işkenceciler için bir af olmuştur. He asked for my pardon. Benden af diledi. The president granted a general pardon. Cumhurbaşkanı genel bir af ilan etti. Tom's pardon was granted by the governor. Tom'un affı vali tarafından onaylandı. Show More (2)
4	pardon	pardon	interj.
	Pardon! Pardon! Pardon, I am late to the meeting. Pardon, toplantıya geç kalıyorum. Pardon, I am late to the meeting. Pardon, toplantıya geç kaldım. Pardon, who are you? Pardon, siz kimsiniz? Show More (1)
5	pardon	afedersin?	interj.
	Pardon me, I didn't know you were still there. Afedersiniz, hâlâ orada olduğunuzu bilmiyordum. Pardon me, I didn't know you were still there. Afedersiniz, hala orada olduğunuzu bilmiyordum. Pardon me, is there an ATM in this area? Afedersiniz, bu alanda bir ATM var mı? Pardon me, do you speak English? Afedersiniz, İngilizce konuşur musunuz? Show More (1)
6	pardon	bağışlamak	v.
	Pardon my poor Esperanto. Zayıf Esperanto dilimi bağışlayın. Please pardon me for coming late. Lütfen geç geldiğim için beni bağışlayın. Pardon me for coming late. Geç kaldığım için bağışlayın. Show More (0)

	Inglés	Turco
1	sorry	pardon	expr.
	Sorry, you were saying? Pardon, ne diyordun? Sorry, where can I find a delicatessen? Pardon, nerede şarküteri bulabilirim? Sorry, I hit the send button by accident. Pardon, yanlışlıkla gönder tuşuna bastım. Sorry, could you turn the radio off? Pardon, radyoyu kapatabilir misiniz? Sorry, where can I find a delicatessen? Pardon, şarküteriyi nerede bulabilirim? Sorry, I zoned out. Pardon, dalmışım. Oh, sorry. Ah, pardon. Sorry, I didn't know. Pardon, bilmiyordum. Show More (5)
2	pardon me!	pardon	interj.
	Pardon me, what place is this? Pardon, burası neresi? Pardon me, where is your restroom? Pardon, tuvaletiniz nerede? Pardon me, is there an ATM somewhere around here? Pardon, buralarda bir yerde bir ATM var mı? Pardon me, is there an ATM in this area? Pardon, bu bölgede bir ATM var mı? Pardon me? Pardon? Pardon me, but that is my racket. Pardon ama bu benim raketim. Show More (3)
3	pardon	pardon	interj.
	Pardon! Pardon! Pardon, I am late to the meeting. Pardon, toplantıya geç kalıyorum. Pardon, I am late to the meeting. Pardon, toplantıya geç kaldım. Pardon, who are you? Pardon, siz kimsiniz? Show More (1)
4	oops	pardon	interj.
	Oops, I farted again! Pardon, yine osurdum! Show More (-2)