| 1 |
parking |
park etme |
n. |
|
- Parking prohibited!
- Park etmek yasaktır!
- Parking prohibited!
- Park etmek yasak!
- It cost me thirty dollars for parking.
- Park etmek bana 30 dolara mal oldu.
- Parking is prohibited.
- Park etmek yasaktır.
- Parking is prohibited here.
- Buraya park etmek yasak.
- Parking is a nightmare.
- Park etmek tam bir kabus.
- Parking was a nightmare.
- Park etmek bir kâbustu.
- Parking is something we're very bad at.
- Park etme konusunda çok kötüyüzdür.
- Parking in this plaza after ten o’clock is prohibited.
- Bu meydanda saat ondan sonra park etmek yasaktır.
- Parking and admission are free.
- Park etmek ve giriş ücretsizdir.
- That car's so big that parking it is difficult.
- Şu araba o kadar büyük ki park etmek zor oluyor.
- That car's so big that parking it is difficult.
- O araba o kadar büyük ki onu park etmek zor.
- Parking was a nightmare.
- Park etmek kabus gibiydi.
- I had trouble parking.
- Park etmekte zorlandım.
- Parking fines are very costly.
- Park etme cezaları çok yüksek.
- Parking isn't allowed here.
- Buraya park etmek yasak.
Show More (13)
|
| 2 |
parking |
otopark |
n. |
|
- I found a spot in the parking lot.
- Otopark alanında bir yer buldum.
- Tom is a parking garage attendant.
- Tom bir otopark görevlisidir.
- Tickets are $30, parking is free and children under ten receive free admission.
- Biletler 30 dolar, otopark ücretsiz ve 10 yaş altı çocuklar ücretsiz.
- Tom owned a parking garage.
- Tom'un bir otoparkı vardı.
- How much did Tom have to pay for parking?
- Tom otopark için ne kadar para ödemeli?
- How often do you have to pay for parking?
- Otopark için ne sıklıkta ödeme yapmak zorundasın?
- Tom is a parking garage attendant.
- Tom bir otopark görevlisi.
- She was held hostage in a parking garage.
- Bir otoparkta rehin tutulmuş.
- Parking was full.
- Otopark doluydu.
- Can you validate this parking ticket?
- Bu otopark biletini doğrulayabilir misin?
Show More (7)
|
| 3 |
parking |
park |
n. |
|
- Do you have your parking permit?
- Park iznin var mı?
- He was fined for illegal parking.
- Yasa dışı parktan dolayı ceza yedi.
- All the parking spots are taken.
- Park yapılabilecek bütün yerler dolmuş.
Show More (0)
|
| 4 |
parking |
park yapma |
n. |
|
- Parking is a nightmare.
- Park yapmak bir kâbustur.
- Parking in this plaza after ten o’clock is prohibited.
- Saat ondan sonra bu plazada park yapmak yasaktır.
Show More (-1)
|
| 5 |
parking |
araba park etme |
n. |
|
- Parking is still hard for me.
- Arabayı park etmek, benim için hâlâ zor.
Show More (-2)
|
| 6 |
parking |
parketme |
n. |
|
- They allow parking here.
- Burada parketmeye izin veriyorlar.
Show More (-2)
|
