| 1 |
picturesque |
resmedilmeye değer |
adj. |
|
- The landscapes of Provence are very picturesque.
- Provence manzaraları resmedilmeye değerdir.
- The path leads past a picturesque settlement.
- Bu yol resmedilmeye değer bir yerleşim yerine çıkıyor.
- The villages in the Alps are very picturesque.
- Alplerdeki köyler resmedilmeye değerdir.
- Naples is a picturesque city.
- Napoli resmedilmeye değer bir şehirdir.
Show More (1)
|
| 2 |
picturesque |
güzel |
adj. |
|
- Roy took pics of the picturesque view of the islands.
- Roy, adaların güzel manzarasının fotoğraflarını çekti.
- The landscapes of Provence are very picturesque.
- Provence'ın manzaraları çok güzeldir.
- The path leads past a picturesque settlement.
- Patika güzel bir yerleşim yerinin yanından geçiyor.
Show More (0)
|
| 3 |
picturesque |
ilginç |
adj. |
|
- His article on the Web gave a picturesque description of his visit to the exotic country.
- İnternetteki makalesinde egzotik ülkeye yaptığı ziyaretin ilginç bir tasvirine yer verdi.
Show More (-2)
|
| 4 |
picturesque |
pitoresk |
adj. |
|
- The villages in the Alps are very picturesque.
- Alplerdeki köyler çok pitoresktir.
Show More (-2)
|
| 5 |
picturesque |
tablo gibi |
adj. |
|
- Naples is a picturesque city.
- Napoli tablo gibi bir şehirdir.
Show More (-2)
|
