|
- Children like playing outside.
- Çocuklar dışarıda oynamayı sever.
- You can play outside if you want.
- İstersen dışarıda oynayabilirsin.
- The others are playing outside.
- Diğerleri dışarıda oynuyor.
- The children played outside until dark.
- Çocuklar hava kararıncaya kadar dışarıda oynadılar.
- Tom didn't let Mary play outside.
- Tom, Mary'nin dışarıda oynamasına izin vermedi.
- Instead of watching television, the children played outside.
- Çocuklar televizyon izlemek yerine dışarıda oynadılar.
- Children should play outside.
- Çocuklar dışarıda oynamalılar.
- Tom doesn't feel like playing outside today.
- Bugün Tom'un canı dışarıda oynamak istemiyor.
- The children are playing outside.
- Çocuklar dışarıda oynuyorlar.
- You can play outside if you want to.
- Eğer istersen, dışarıda oynayabilirsin.
- Tom wondered why Mary wasn't able to play outside with the other kids.
- Tom Mary'nin neden diğer çocuklarla dışarıda oynayamadığını merak ediyordu.
- Is Tom still playing outside?
- Tom hâlâ dışarıda oynuyor mu?
- I don't let Tom play outside.
- Tom'un dışarıda oynamasına izin vermiyorum.
- What I don't understand is why the children aren't being allowed to play outside on such a nice day.
- Anlamadığım şey, böyle güzel bir günde çocukların dışarıda oynamasına neden izin verilmediği.
- Dad, can I go and play outside?
- Baba, gidip dışarıda oynayabilir miyim?
- Tom is playing outside.
- Tom dışarıda oynuyor.
- You can play outside if you want.
- Eğer istersen dışarıda oynayabilirsin.
- It is too dark to play outside.
- Dışarıda oynamak için çok karanlık.
- Many people think that children don't spend enough time playing outside.
- Birçok insan çocukların dışarıda oynamaya yeterince zaman ayırmadığını düşünür.
- Tom doesn't feel like playing outside today.
- Tom bugün dışarıda oynamak istemiyor.
- Tom told Mary that it was too hot to play outside.
- Tom, Mary'ye havanın dışarıda oynamak için çok sıcak olduğunu söyledi.
- It's a rainy day, so we can't play outside.
- Hava yağmurlu, bu yüzden dışarıda oynayamayız.
- Let's play outside.
- Dışarıda oynayalım.
- Why don't you go play outside?
- Neden gidip dışarıda oynamıyorsunuz?
- Go play outside.
- Git dışarıda oyna.
- Tom didn't let Mary play outside.
- Tom Mary'nin dışarıda oynamasına izin vermedi.
- The children played outside until dark.
- Çocuklar hava kararana kadar dışarıda oynadılar.
- I thought I told you to play outside.
- Sana dışarıda oynamanı söylediğimi sanıyordum.
- It's a rainy day, so we can't play outside.
- Yağmurlu bir gün, bu yüzden dışarıda oynayamayız.
- Play outside instead of watching TV.
- TV izlemek yerine dışarıda oynayın.
- Children like playing outside.
- Çocuklar dışarıda oynamayı severler.
- Children should play outside.
- Çocuklar dışarıda oynamalı.
- The children are playing outside.
- Çocuklar dışarıda oynuyor.
- It's too dark to play outside.
- Dışarıda oynamak için çok karanlık.
- Instead of watching television, the children played outside.
- Televizyon seyretmek yerine, çocuklar dışarıda oynadılar.
- Let's play outside.
- Hadi dışarıda oynayalım.
- Tom is playing outside with his son.
- Tom oğluyla dışarıda oynuyor.
- Tom wondered why Mary wasn't able to play outside with the other kids.
- Tom, Mary'nin neden diğer çocuklarla dışarıda oynayamadığını merak etti.
- You can play outside if you want to.
- İstersen dışarıda oynayabilirsin.
- I thought I told you to play outside.
- Sana dışarıda oynamanı söylediğimi düşündüm.
- Tom's children are playing outside.
- Tom'un çocukları dışarıda oynuyorlar.
- Play outside instead of watching TV.
- Televizyon izlemek yerine dışarıda oyna.
- I shouldn't have played outside in the rain.
- Yağmurda dışarıda oynamamalıydım.
Show More (40)
|
