|
- I played the violin when I was in high school.
- Lisedeyken keman çalardım.
- I play the violin.
- Keman çalıyorum.
- And another thing, do you play the violin?
- Bir şey daha, keman çalıyor musun?
- Tom started playing the violin when he was thirteen.
- Tom on üç yaşındayken keman çalmaya başladı.
- If I don't have a bow, I can't play the violin.
- Yayım yoksa keman çalamam.
- How did you learn how to play the violin?
- Keman çalmayı nasıl öğrendin?
- Tom played the violin.
- Tom keman çaldı.
- Jane can play the violin, not to mention the guitar.
- Jane keman çalabiliyor, gitardan bahsetmiyorum bile.
- Einstein enjoyed playing the violin.
- Einstein keman çalmayı severdi.
- She plays the violin well.
- O, güzel keman çalar.
- Are you sure that Midori plays the violin well?
- Midori'nin iyi keman çaldığına emin misin?
- Tom also plays the violin.
- Tom da keman çalar.
- Who's the man playing the violin?
- Keman çalan adam kim?
- Tom plays the violin well.
- Tom iyi keman çalıyor.
- We heard the boy playing the violin.
- Çocuğun Keman çaldığını duyduk.
- She played the violin.
- O, keman çaldı.
- Next month it'll be five years since he began playing the violin.
- Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.
- Aunt Mary is playing the violin.
- Mary hala keman çalıyor.
- He preferred playing the violin to singing.
- Keman çalmayı şarkı söylemeye tercih etti.
- I was playing the violin.
- Keman çalıyordum.
- Tom is very good at playing the violin.
- Tom keman çalmada çok iyi.
- Our new neighbor plays the violin.
- Yeni komşumuz keman çalıyor.
- She plays the violin very well.
- O, çok iyi keman çalar.
- Please play the violin.
- Lütfen keman çalın.
- Have you ever heard Tom play the violin?
- Hiç Tom'un keman çaldığını duydun mu?
- She earns her living by playing the violin.
- Hayatını keman çalarak kazanıyor.
- Can you play the violin?
- Keman çalabiliyor musun?
- Please play the violin.
- Keman çalın lütfen.
- In Japan, children begin to play the violin at the age of three.
- Japonya'da çocuklar üç yaşında keman çalmaya başlar.
- Our new neighbour plays the violin.
- Bizim yeni komşumuz keman çalıyor.
- He preferred playing the violin to singing.
- Keman çalmayı şarkı söylemeye tercih ediyordu.
- Did you hear my son play the violin?
- Oğlumun keman çalışını duydun mu?
- He plays the violin very well.
- O, çok iyi şekilde keman çalar.
- How long have you been playing the violin?
- Ne zamandır keman çalıyorsun?
- Mary is still playing the violin.
- Mary hâlâ keman çalıyor.
- Tom is playing the violin.
- Tom keman çalıyor.
- She was heard playing the violin.
- Keman çalarken duyuldu.
- Tom has been playing the violin for more than thirty years.
- Tom otuz yılı aşkın süredir keman çalıyor.
- Playing the violin requires much practice.
- Keman çalmak, çok pratik gerektirir.
- Ken can play the violin, not to mention the guitar.
- Ken keman çalabiliyor, gitardan bahsetmiyorum bile.
- She practices playing the violin every day.
- Her gün keman çalma çalışması yapar.
- He is playing the violin now.
- Şimdi keman çalıyor.
- My daughter plays the violin very well.
- Kızım çok iyi keman çalar.
- She plays the violin very well.
- Çok iyi keman çalıyor.
- She plays the violin well.
- İyi keman çalıyor.
- Is it true that Midori plays the violin very well?
- Midori'nin çok iyi keman çaldığı doğru mu?
- Next month it'll be five years since he began playing the violin.
- Gelecek ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.
- Jane can play the violin, not to mention the guitar.
- Jane keman çalabiliyor, gitarı saymıyorum bile.
- By the way, do you play the violin?
- Bu arada keman çalıyor musun?
- Playing the violin requires much practice.
- Keman çalmak, çok pratik ister.
- Have you ever heard Tom play the violin?
- Tom'u hiç keman çalarken dinledin mi?
- How long have you been playing the violin?
- Ne kadar zamandır keman çalıyorsun?
- Tom was good at playing the violin.
- Tom keman çalmada iyiydi.
- She earns her living by playing the violin.
- Keman çalarak hayatını kazanır.
- You're very good at playing the violin.
- Sen keman çalmada çok iyisin.
- The musician began to play the violin on the stage.
- Müzisyen sahnede keman çalmaya başladı.
- Tom is still playing the violin.
- Tom hâlâ keman çalıyor.
- Einstein enjoyed playing the violin.
- Einstein, keman çalmayı severdi.
- Can you play the violin?
- Keman çalabilir misin?
- She played the violin.
- Keman çalardı.
- Mary didn't start playing the violin until she was thirty year old.
- Mary keman çalmaya otuz yaşına kadar başlamadı.
- He preferred playing the violin to singing.
- Keman çalmayı şarkı söylemeye tercih ederdi.
- Tom is playing the violin now.
- Tom şimdi keman çalıyor.
- Mary didn't start playing the violin until she was thirty year old.
- Mary otuz yaşına kadar keman çalmaya başlamadı.
- Did you hear my son play the violin?
- Oğlumu keman çalarken dinledin mi?
- Have you heard my son play the violin?
- Oğlumun keman çalışını dinlediniz mi?
- Have you heard my son play the violin?
- Sen oğlumun keman çaldığını duydun mu?
- Our new neighbor plays the violin.
- Yeni komşumuz keman çalar.
- He is playing the violin now.
- Şu anda keman çalıyor.
- Tom wanted Mary to play the violin.
- Tom Mary'nin keman çalmasını istedi.
- Tom can play the violin much better than Mary can.
- Tom Mary'nin çalabildiğinden çok daha iyi keman çalabilir.
- I play the violin.
- Keman çalarım.
- Tom wanted Mary to play the violin.
- Tom, Mary'nin keman çalmasını istedi.
- Mary is still playing the violin.
- Mary hala keman çalıyor.
- He plays the violin very well.
- Çok iyi keman çalıyor.
- You're very good at playing the violin.
- Keman çalmakta çok iyisin.
- And another thing, do you play the violin?
- Ve bir şey daha, keman çalıyor musun?
- She practices playing the violin every day.
- Her gün keman çalma pratiği yapıyor.
- Our new neighbour plays the violin.
- Yeni komşumuz keman çalıyor.
- Einstein loved playing the violin.
- Einstein keman çalmayı severdi.
- By the way, do you play the violin?
- Bu arada, keman çalar mısın?
- Tom practices playing the violin at least thirty minutes every day.
- Tom her gün en az otuz dakika keman çalmaya çalışır.
- Tom started playing the violin when he was thirteen.
- Tom keman çalmaya on üç yaşında başladı.
- Tom played the violin.
- Tom keman çalardı.
- Are you sure that Tom plays the violin?
- Tom'un keman çaldığından emin misin?
- Tom plays the violin very well.
- Tom çok iyi keman çalar.
- How well do you play the violin?
- Ne kadar iyi keman çalarsın?
- Who is the man playing the violin?
- Keman çalan adam kim?
- Aunt Mary is playing the violin.
- Mary teyze keman çalıyor.
- If I don't have a bow, I can't play the violin.
- Eğer bir yayım yoksa, keman çalamam.
- Einstein liked to play the violin.
- Einstein keman çalmayı severdi.
- Tom is very good at playing the violin.
- Tom çok iyi keman çalıyor.
- Tom plays the violin very well.
- Tom çok iyi keman çalıyor.
Show More (90)
|