1 |
qualification |
yeterlilik |
n. |
|
- In many countries, long qualification periods are applied.
- Birçok ülkede uzun yeterlilik süreleri uygulanmaktadır.
- Many problems remain in the field of the recognition of qualifications.
- Yeterliliklerin tanınması alanında pek çok sorun devam etmektedir.
- I have been telling the authorities for years about the lack of recognition of qualifications.
- Yetkililere yıllardır yeterliliklerin tanınmadığını söylüyorum.
- We must train all other safety-related personnel to the appropriate standard of qualification.
- Güvenlikle ilgili diğer tüm personeli uygun yeterlilik standardına göre eğitmeliyiz.
- These exceptions relate to professions which must be exercised by persons with a genuine professional qualification.
- Bu istisnalar, gerçek bir mesleki yeterliliğe sahip kişiler tarafından icra edilmesi gereken mesleklerle ilgilidir.
- We wanted to consolidate this qualification, this Master’s degree.
- Bu yeterliliği, bu yüksek lisans derecesini pekiştirmek istedik.
- The problems associated with the comparability of qualifications greatly hamper labour mobility.
- Yeterliliklerin karşılaştırılabilirliği ile ilgili sorunlar işgücü hareketliliğini büyük ölçüde engellemektedir.
Show More (4)
|
2 |
qualification |
nitelik |
n. |
|
- What are your qualification?
- Niteliklerin nedir?
- What are your qualification?
- Niteliğin nedir?
Show More (-1)
|
3 |
qualification |
nitelendirme |
n. |
|
- I say that without any qualification.
- Bunu herhangi bir nitelendirme yapmadan söylüyorum.
Show More (-2)
|
4 |
qualification |
vasıf |
n. |
|
- The Rugmark Foundation is helping children whose parents work in carpet factories to obtain educational qualifications.
- Rugmark Vakfı, ebeveynleri halı fabrikalarında çalışan çocukların eğitim vasıfları kazanmalarına yardımcı oluyor.
Show More (-2)
|
5 |
qualification |
niteleme |
n. |
|
- I would like to mention that two qualifications need to be made.
- İki nitelemenin yapılması gerektiğini belirtmek isterim.
Show More (-2)
|