|
- In the final analysis, we should realise that the aim of the noise charges is to promote quieter aircraft.
- Son tahlilde gürültü ücretlerinin amacının daha sessiz uçakları teşvik etmek olduğunun farkına varmalıyız.
- Who could make the traffic on this street quieter!
- Bu caddedeki trafiği kim daha sessiz hale getirebilir!
- It is, obviously, also the intention to promote the use of quieter aircraft.
- Daha sessiz uçakların kullanımının teşvik edilmesi de tabii ki amaçlanmaktadır.
- It is, obviously, also the intention to promote the use of quieter aircraft.
- Tabii ki daha sessiz uçakların kullanımını teşvik etmek de amaçlanmaktadır.
- Could you please be a little quieter?
- Biraz daha sessiz olur musunuz lütfen?
- A little quieter, please.
- Biraz daha sessiz, lütfen.
- Can you be a little quieter?
- Biraz daha sessiz olabilir misin?
- Hey, can you please be a bit quieter?
- Hey, biraz daha sessiz olur musun?
- The countryside is quieter than the city.
- Kırsal bölge şehirden daha sessizdir.
- Could you be quieter?
- Daha sessiz olabilir misiniz?
- Could you please be quieter?
- Lütfen daha sessiz olabilir misiniz?
- Could you please be a little quieter?
- Lütfen biraz daha sessiz olur musun?
- The people next door asked us to be quieter.
- Yandaki insanlar bizden daha sessiz olmamızı istediler.
- We're going to need to be a little quieter.
- Biraz daha sessiz olmamız gerekecek.
- Could you please be quieter?
- Lütfen daha sessiz olur musunuz?
- Tom needs to be a little quieter.
- Tom'un biraz daha sessiz olması gerekiyor.
- I wish you could be a little quieter.
- Keşke biraz daha sessiz olabilsen.
- Tom needs to be a little quieter.
- Tom biraz daha sessiz olmalı.
- I came over here to tell you guys that you need to be a little quieter.
- Buraya size biraz daha sessiz olmanız gerektiğini söylemeye geldim.
- Tom needs to be quieter.
- Tom'un daha sessiz olması gerek.
- Tom needs to be quieter.
- Tom'un daha sessiz olması gerekiyor.
- Please be a little bit quieter.
- Lütfen biraz daha sessiz olun.
- Please be a little bit quieter.
- Lütfen biraz daha sessiz ol.
- Hey, can you please be a bit quieter?
- Hey, lütfen biraz daha sessiz olabilir misin?
- I prefer a quieter, even boring, location for our next meeting.
- Bir sonraki buluşmamız için daha sessiz, hatta sıkıcı bir yeri tercih ederim.
- Would you please speak a little quieter?
- Lütfen biraz daha sessiz konuşur musun?
- Would you please speak a little quieter?
- Biraz daha sessiz konuşur musun lütfen?
- The countryside is quieter than the city.
- Kırsal kesim şehirden daha sessizdir.
- I wish you would be a bit quieter.
- Keşke biraz daha sessiz olsan.
- The people next door asked us to be quieter.
- Yan kapı komşumuz daha sessiz olmamızı istedi.
- We're quieter than Tom.
- Tom'dan daha sessiziz.
- Christmas Eve is usually quieter than other days.
- Noel arifesi genellikle diğer günlerden daha sessizdir.
- Things are quieter.
- Her şey daha sessiz.
- Scream a bit quieter!
- Biraz daha sessiz çığlık at!
- Would you please speak a little quieter?
- Lütfen biraz daha sessiz konuşur musunuz?
- Could you be quieter?
- Daha sessiz olur musunuz?
- A little quieter, please.
- Biraz daha sessiz lütfen.
- Tom is quieter than Mary.
- Tom, Mary'den daha sessiz.
Show More (36)
|
