rate - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
rate oran n.
  • They are lobbying for lower tax rates.
  • Daha düşük vergi oranlarına yönelik lobi faaliyeti yapıyorlar.
  • Internal pay rates, some have told us, are confidential.
  • Bazılarının bize söylediğine göre iç ödeme oranları gizlidir.
  • We want to maintain the reduced rates of VAT on hairdressers, bicycle repairmen and cobblers.
  • Kuaförlere, bisiklet tamircilerine ve ayakkabıcılara uygulanan indirimli KDV oranlarını muhafaza etmek istiyoruz.
Show More (116)
rate hız n.
  • The rate of implementation of the European Development Funds is just as sluggish.
  • Avrupa Kalkınma Fonlarının uygulanma hızı da bir o kadar yavaş.
  • Everyone knows that they change at an incredible rate, and when I say an incredible rate, I mean an incredible rate.
  • Herkes inanılmaz bir hızda değiştiklerini bilir ve inanılmaz bir hız derken, inanılmaz bir hızı kastediyorum.
  • Colleagues have indicated the rate at which WEEE is growing.
  • Meslektaşlarımız AEEE'nin büyüme hızını belirttiler.
Show More (24)
rate ücret n.
  • In real terms, the rate per tonne of catch goes up from EUR 20 to EUR 25.
  • Reel olarak ton başına avlanma ücreti 20 Avro'dan 25 Avro'ya çıkmaktadır.
  • This is known as the FRIACO principle, which means Flat Rate Internet Access Call Origination.
  • Bu, FRIACO prensibi olarak bilinir ve Sabit Ücretli İnternet Erişimi Çağrı Başlangıcı anlamına gelir.
  • What's the airmail rate?
  • Hava posta ücreti nedir?
Show More (3)
rate kur n.
  • Today's rate is 140 yen to the dollar.
  • Bugünkü kur 140 yen/dolar.
  • What is the rate per day?
  • Günlük kur nedir?
  • What's the yen-dollar rate today?
  • Bugünkü yen dolar kuru nedir?
Show More (2)
rate fiyat n.
  • Our rates are now lower!
  • Fiyatlarımız artık daha düşük!
  • The rates cover all the meals at the hotel.
  • Fiyatlara oteldeki tüm yemekler dahildir.
  • The hotel was expensive, but the daily rate included breakfast.
  • Otel pahalıydı ama günlük fiyata kahvaltı dahildi.
Show More (2)
rate derecelendirmek v.
  • On a scale of 0 to 10, where 10 is the worst, can you rate your pain?
  • 0 ile 10 arasında bir ölçekte, 10 en kötüsü olmak üzere, ağrınızı derecelendirebilir misiniz?
  • On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages.
  • 1'den 10'a kadar bir ölçekte, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğinizi derecelendirin.
  • On a scale of 0 to 10, where 10 is the worst, can you rate your pain?
  • 10'un en kötü olduğu 0 ile 10 arasında bir ölçekte ağrınızı derecelendirebilir misiniz?
Show More (0)
rate değerlendirmek v.
  • How would you rate that?
  • Bunu nasıl değerlendirirsiniz?
  • How would you rate that?
  • Bunu nasıl değerlendirirdin?
Show More (-1)
rate puanlamak v.
  • The critics rated the new TV show very highly.
  • Eleştirmenler yeni TV şovunu çok yüksek puanladılar.
Show More (-2)
rate atış hızı n.
  • Do not lower your heart rate when jogging.
  • Jogging yaparken kalp atış hızınızı düşürmeyiniz.
Show More (-2)
rate sürat n.
  • Arctic sea ice is melting at an alarming rate.
  • Kuzey Kutbu'ndaki deniz buzları endişe verici bir süratle eriyor.
Show More (-2)
rate takdir etmek v.
  • I have always rated him.
  • Onu her zaman takdir etmişimdir.
Show More (-2)
rate değer görmek v.
  • The small fire didn’t rate a mention in the newspaper.
  • Ufak çaplı yangın, gazetelerde sözü edilmeye değer görülmemişti.
Show More (-2)
rate değer n.
  • The Financial Regulation cannot rate higher than a basic act or than this budgetary authority.
  • Mali Tüzük, temel bir yasadan ya da bu bütçe yetkisinden daha yüksek bir değere sahip olamaz.
Show More (-2)