| 1 |
recorder |
kayıt cihazı |
n. |
|
- We accept the proposal of the orange box of recorders, which will be strengthened with the LRTMS.
- LRTMS ile güçlendirilecek olan kayıt cihazlarının turuncu kutu önerisini kabul ediyoruz.
- It is possible to simultaneously use the recorder for recording and as a Flash drive.
- Kayıt cihazını aynı anda hem kayıt için hem de Flash sürücü olarak kullanmak mümkündür.
- The tape recorder was lying on the table.
- Kayıt cihazı masanın üzerinde duruyordu.
- I paid 40,000 yen for this tape recorder.
- Bu kayıt cihazı için 40,000 yen ödedim.
- There was a tape recorder on the table.
- Masanın üzerinde bir kayıt cihazı vardı.
- The tape recorder was on the table.
- Kayıt cihazı masanın üzerindeydi.
- This tape recorder is not new.
- Bu kayıt cihazı yeni değil.
- Is this your tape recorder?
- Bu senin kayıt cihazın mı?
Show More (5)
|
| 2 |
recorder |
teyp |
n. |
|
- I want to have this cassette recorder fixed.
- Bu teybi tamir ettirmek istiyorum.
- Bob and Mary play the recorder.
- Bob ve Mary teyp çalıyor.
- Tom says he plays the recorder.
- Tom teyp çaldığını söylüyor.
Show More (0)
|
| 3 |
recorder |
ses kayıt cihazı |
n. |
|
- The airliner didn't have a cockpit voice recorder.
- Uçağın kokpit ses kayıt cihazı yoktu.
- The airliner didn't have a cockpit voice recorder.
- Uçakta kokpit ses kayıt cihazı yoktu.
Show More (-1)
|
| 4 |
recorder |
kaydedici |
n. |
|
- History Recorder with output to a USB flash drive allows the user to save the last 127 procedures performed.
- USB flash sürücüye çıkışlı Geçmiş Kaydedici, kullanıcının gerçekleştirilen son 127 prosedürü kaydetmesini sağlar.
Show More (-2)
|
