|
- It is also a reminder of what the Union needs to do and how it needs to do it.
- Bu aynı zamanda Birliğin ne yapması ve bunu nasıl yapması gerektiğini de hatırlatmaktadır.
- That is a rather useful reminder which we, from the Commission side, welcome and find meaningful.
- Bu, Komisyon açısından memnuniyetle karşıladığımız ve anlamlı bulduğumuz oldukça faydalı bir hatırlatmadır.
- The BSE crisis should be a lesson and a reminder to us.
- BSE krizi bize bir ders ve hatırlatma olmalıdır.
- The Commission wants to thank the European Parliament for this timely reminder of the risks of foot-and-mouth disease.
- Komisyon, şap hastalığının risklerine ilişkin bu zamanında hatırlatma için Avrupa Parlamentosu'na teşekkür eder.
- It is also a reminder of what the Union needs to do and how it needs to do it.
- Bu aynı zamanda Birliğin ne yapması gerektiğini ve bunu nasıl yapması gerektiğini de hatırlatıyor.
- We are of the view that a reminder needs to be given about this.
- Bu konuda bir hatırlatma yapılması gerektiği görüşündeyiz.
- Thank you even for that in terms of that reminder.
- Bu hatırlatma için bile teşekkür ederim.
- It is not a point of order, it is a reminder.
- Bu bir emir değil, bir hatırlatmadır.
- This tip is just a reminder to watch what you eat.
- İşte bu ipucu ne yediğinize dikkat etmeniz için bir hatırlatmadır.
- This tip is just a reminder to watch what you eat.
- Bu ipucu sadece ne yediğinize dikkat etmeniz konusunda bir hatırlatmadır.
- Thanks for the reminder.
- Hatırlatma için teşekkürler.
- Thanks for the reminder.
- Hatırlattığın için teşekkürler.
- A reminder from the library has arrived.
- Kütüphaneden bir hatırlatma geldi.
Show More (10)
|
