removal - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
removal kaldırma n.
  • Secondly, the removal of subsidies prejudicial to the environment.
  • İkinci olarak çevreye zarar veren sübvansiyonların kaldırılması.
  • The proposal now before us aims at the complete removal of sulphur from these fuels by 2009.
  • Şu anda önümüzde bulunan teklif, 2009 yılına kadar bu yakıtlardan sülfürün tamamen kaldırılmasını amaçlamaktadır.
  • That is why it is important to maintain current safeguards, in particular the removal of specified risk material.
  • Bu nedenle, özellikle belirli risk materyallerinin kaldırılması olmak üzere mevcut önlemlerin sürdürülmesi önemlidir.
Show More (9)
removal ortadan kaldırma n.
  • The removal of the Taliban regime has now provided the opportunity for reconstruction.
  • Taliban rejiminin ortadan kaldırılması yeniden yapılanma için bir fırsat yaratmıştır.
  • The most difficult point has concerned the removal of the possibility of capacity increases on safety grounds.
  • En zor nokta, güvenlik gerekçesiyle kapasite artırımı olasılığının ortadan kaldırılmasıyla ilgilidir.
  • What this means is that we must make an attempt at progressive removal of the factors that work against this.
  • Bunun anlamı, buna engel olan faktörlerin aşamalı olarak ortadan kaldırılması için girişimde bulunmamız gerektiğidir.
Show More (0)
removal kaldırılma n.
  • Locals demanded the removal of all security cameras around the neighbourhood.
  • Mahalle sakinleri çevredeki tüm güvenlik kameralarının kaldırılmasını talep etti.
  • The virus is spread across Great Britain and, following the removal of borders, it is also spread across France.
  • Virüs Büyük Britanya'ya ve sınırların kaldırılmasının ardından Fransa'ya da yayılmıştır.
Show More (-1)
removal nakil n.
  • The tax on removal vehicles also hinders people's freedom to move within the Community.
  • Nakliye araçlarına uygulanan vergi de insanların Topluluk içinde hareket etme özgürlüğünü engellemektedir.
  • This paragraph states that it is a punishable offence to receive or demand money for organ removal.
  • Bu paragraf, organ nakli için para almanın ya da talep etmenin cezalandırılabilir bir suç olduğunu belirtmektedir.
Show More (-1)
removal nakliye n.
  • The removal company refuses to pay for the sofa they broke.
  • Nakliye şirketi kırdıkları kanepenin parasını ödemeyi reddediyor.
Show More (-2)
removal çıkarma n.
  • Use a coaster under your mug, so you won't have to deal with stain removal.
  • Kupanızın altına bir bardak altlığı koyun ki leke çıkarmayla uğraşmanız gerekmesin.
Show More (-2)
removal çıkarılma n.
  • Students protested their teacher's removal from staff.
  • Öğrenciler öğretmenlerinin kadrodan çıkarılmasını protesto etti.
Show More (-2)
removal giderme n.
  • This fresh step is certainly also of importance in the removal of inequalities between North and South.
  • Bu yeni adım, Kuzey ve Güney arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.
Show More (-2)
removal sökme n.
  • Chairman Giscard d'Estaing's draft constitution may be likened to a large removal firm.
  • Başkan Giscard d'Estaing'in anayasa taslağı büyük bir söküm firmasına benzetilebilir.
Show More (-2)
removal uzaklaştırma n.
  • The removal of the Taliban from power in Afghanistan is a legitimate objective.
  • Taliban'ın Afganistan'da iktidardan uzaklaştırılması meşru bir hedeftir.
Show More (-2)