|
- Emma bears a strong resemblance to her grandfather.
- Emma büyükbabasıyla büyük benzerlik taşıyor.
- There was a striking resemblance between them.
- Onlar arasında çarpıcı bir benzerlik vardı.
- She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties.
- O, büyük sinema güzelliklerinden biri olan Ingrid Bergman'a şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır,
- The resemblance between these two men is uncanny.
- Bu iki adam arasındaki benzerlik esrarengiz.
- I thought I saw a resemblance.
- Bir benzerlik gördüğümü sandım.
- Do you see a resemblance?
- Bir benzerlik görüyor musun?
- She bears a striking resemblance to Ingrid Bergman, one of the great cinema beauties.
- Büyük sinema güzellerinden Ingrid Bergman'a çarpıcı bir benzerlik taşıyor.
- She bears an uncanny resemblance to Marilyn Monroe.
- Marilyn Monroe'ya esrarengiz bir benzerliği var.
- I don't see any resemblance.
- Hiçbir benzerlik göremiyorum.
- The resemblance between these two men is uncanny.
- Bu iki erkek arasındaki benzerlik esrarengiz.
- There was a striking resemblance between them.
- Aralarında çarpıcı bir benzerlik vardı.
- I don't see any resemblance.
- Hiçbir benzerlik görmüyorum.
- The resemblance is uncanny.
- Bu benzerlik esrarengiz.
Show More (10)
|
