|
- He elbowed me in the ribs.
- O, kaburgalarıma dirsek vurdu.
- Tom gave Mary a kick in the ribs.
- Tom, Mary'nin kaburgalarına bir tekme attı.
- Tom almost cracked my ribs when he hugged me.
- Tom bana sarıldığında neredeyse kaburgalarımı kırıyordu.
- Tom elbowed me in the ribs.
- Tom beni kaburgalarımdan dirsekledi.
- He tickled her ribs.
- Onun kaburgalarını gıdıkladı.
- Tom elbowed me in the ribs.
- Tom kaburgalarıma dirsek attı.
- He elbowed me in the ribs.
- Kaburgalarıma dirsek attı.
- I broke three ribs.
- Üç kaburgayı kırdım.
- I broke three ribs.
- Üç kaburgam kırıldı.
- Dan fell to the ground and broke three ribs.
- Dan yere düştü ve üç kaburgası kırıldı.
- Do you have any lamb ribs?
- Sizde kuzu kaburga var mı?
- Dan fell to the ground and broke three ribs.
- Dan yere düştü ve üç kaburgasını kırdı.
- He broke two ribs and punctured his lung.
- İki kaburgası kırıldı ve akciğeri delindi.
- Tom fell off the roof and broke three ribs.
- Tom çatıdan düştü ve üç kaburgasını kırdı.
Show More (11)
|