| 1 |
rid |
kurtarmak |
v. |
|
- I was not breaking the peace, but trying to keep the peace by helping to rid the world of nuclear weapons.
- Ben barışı bozmuyordum aksine dünyayı nükleer silahlardan kurtarmaya yardım ederek barışı korumaya çalışıyordum.
- Let us rid Europe of it, with the full might and power of the law.
- Hukukun tüm gücü ve kudretiyle Avrupa'yı bundan kurtaralım.
- Furthermore, I support US aims to rid the world of the danger posed by Saddam Hussein.
- Ayrıca, ABD'nin dünyayı Saddam Hüseyin'in yarattığı tehlikeden kurtarma hedefini destekliyorum.
- This is the price that has to be paid to rid the world of hunger.
- Bu, dünyayı açlıktan kurtarmak için ödenmesi gereken bedeldir.
- This is the price that has to be paid to rid the world of hunger.
- Dünyayı açlıktan kurtarmak için ödenmesi gereken bedel budur.
- We have a unique opportunity to rid the world of the evil of terrorism and underpin democracy.
- Dünyayı terörizm belasından kurtarmak ve demokrasiyi desteklemek için eşsiz bir fırsata sahibiz.
- This is our one opportunity to rid the park of this villain.
- Bu, parkı bu hainden kurtarmak için elimizdeki tek şans.
- This is our one opportunity to rid the park of this villain.
- Bu, parkı bu kötü adamdan kurtarmak için tek fırsatımız.
- This is our one opportunity to rid the park of this villain.
- Parkı bu kötü adamdan kurtarmak için tek fırsatımız bu.
- I must rid my kitchen of cockroaches.
- Mutfağımı hamamböceklerinden kurtarmalıyım.
- Please rid me of this pain.
- Lütfen beni bu acıdan kurtar.
- Please rid me of this pain.
- Lütfen beni bu ağrıdan kurtar.
- Please rid me of this pain.
- Lütfen beni bu ağrıdan kurtarın.
- I'm trying to rid myself of this bad habit.
- Kendimi bu kötü alışkanlıktan kurtarmaya çalışıyorum.
Show More (11)
|
| 2 |
rid |
(bir işten) kurtulmak |
v. |
|
- Demi got rid of her worries.
- Demi kaygılarından kurtuldu.
- Here, the need to rid the skies of the small-state mentality means that there is still a need for improvement.
- Burada, küçük devlet zihniyetinden kurtulma ihtiyacı, hala iyileştirmeye ihtiyaç duyulduğu anlamına gelmektedir.
- Rid yourselves of Communism,' we said, 'and we will help you' .
- Komünizmden kurtulun' dedik, 'biz de size yardım edelim'.
- Everyone can see that it is to enable the Afghan people to rid themselves of a regime that has proved its barbarity.
- Herkes bunun Afgan halkının barbarlığını kanıtlamış bir rejimden kurtulmasını sağlamak olduğunu görebilir.
Show More (1)
|
| 3 |
rid |
kurtulmuş |
adj. |
|
- He got rid of his old clothes.
- Eski kıyafetlerinden kurtulmuş durumdaydı.
Show More (-2)
|
