|
- The Commission's proposal has come at exactly the right time.
- Komisyonun önerisi tam da doğru zamanda geldi.
- This was encouraging and came just at the right time.
- Bu cesaret vericiydi ve tam da doğru zamanda geldi.
- The Commission's proposal has come at exactly the right time.
- Komisyon'un önerisi tam da doğru zamanda geldi.
- The European reaction, which has been somewhat more coherent than usual, has come at the right time.
- Her zamankinden biraz daha tutarlı olan Avrupa tepkisi doğru zamanda gelmiştir.
- In the future, we must also develop indicators so that measures can be targeted at the right time and the right place.
- Gelecekte önlemlerin doğru zamanda ve doğru yerde hedeflenebilmesi için göstergeler de geliştirmeliyiz.
- Irish luck places us in the right place at the right time.
- İrlanda şansı bizi doğru zamanda doğru yere yerleştiriyor.
- This is furthermore the right time to encourage citizens’ participation in the construction of the European Union.
- Ayrıca bu, vatandaşların Avrupa Birliği'nin inşasına katılımını teşvik etmek için doğru zamandır.
- It comes at exactly the right time, between two framework programmes.
- İki çerçeve program arasında tam olarak doğru zamanda geldi.
- Sometime very soon, we will have to address these issues, but today is not the right time.
- Çok yakın bir zamanda bu konuları ele almamız gerekecek, ancak bugün doğru zaman değil.
- The right time for this has to be identified, and this is where the Commission has to watch out.
- Bunun için doğru zamanın belirlenmesi gerekmektedir ve Komisyon'un dikkat etmesi gereken nokta da burasıdır.
- The right time for this has to be identified, and this is where the Commission has to watch out.
- Bunun için doğru zamanın belirlenmesi gerekiyor ve Komisyon'un dikkat etmesi gereken nokta da burası.
- We are holding this debate at exactly the right time.
- Bu tartışmayı tam da doğru zamanda yapıyoruz.
- This must be done at the right time and in the right place.
- Bu doğru zamanda ve doğru yerde yapılmalıdır.
- You were lucky to be at the right place at the right time.
- Doğru zamanda doğru yerde olduğun için şanslısın.
- You have to wait for the right time to pull the switch.
- Düğmeyi çekmek için doğru zamanı beklemelisin.
- You have to wait for the right time to pull the switch.
- Anahtarı çekmek için doğru zamanı beklemek zorundasın.
- She made the right decision at the right time.
- Doğru zamanda doğru kararı verdi.
- You came at the right time.
- Doğru zamanda geldin.
- It's the right time.
- Bu doğru zaman.
- You were lucky to be at the right place at the right time.
- Doğru zamanda doğru yerde olduğun için şanslıydın.
- We're waiting for the right time.
- Biz doğru zaman için bekliyoruz.
- You came at just the right time.
- Tam doğru zamanda geldin.
- Maybe this isn't the right time to be doing this.
- Belki de bunu yapmak için doğru zaman değildir.
- Tom walked in the door at just the right time.
- Tom doğru zamanda kapıdan içeri girdi.
- Tell me the right time, please.
- Bana doğru zamanı söyleyin lütfen.
- I've been waiting for the right time.
- Doğru zamanı bekliyorum.
- You came at the right time.
- Doğru zamanda geldiniz.
- I was in the right place at the right time.
- Doğru zamanda doğru yerdeydim.
- Is this the right time?
- Bu doğru zaman mı?
- He seems to always say the right thing at the right time.
- Her zaman doğru zamanda doğru şeyi söylüyor gibi görünüyor.
- I've been waiting for the right time.
- Doğru zamanı bekliyordum.
- She made the right decision at the right time.
- Doğru kararı doğru zamanda verdi.
- They were in the right place at the right time.
- Onlar doğru zamanda doğru yerdeydiler.
- Tom came along at the right time.
- Tom doğru zamanda geldi.
- Tom was at the right place at the right time.
- Tom doğru zamanda doğru yerdeydi.
- Above all, fame means dying at the right time.
- Her şeyden önce şöhret, doğru zamanda ölmek demektir.
- Is it the right time?
- Doğru zaman mı?
- This isn't the right time to be doing this.
- Bunu yapmak için doğru zaman değil.
- Is it the right time?
- Bu doğru zaman mı?
- It's the right time.
- Doğru zaman.
- He was in the right place at the right time.
- Doğru zamanda doğru yerdeydi.
- She was in the right place at the right time.
- O, doğru zamanda doğru yerdeydi.
- I think that it is the right time to introduce the product.
- Bence ürünü tanıtmak için doğru zaman.
- He put the right words at the right time.
- Doğru zamanda doğru kelimeleri kullandı.
- We're waiting for the right time.
- Doğru zamanı bekliyoruz.
- The train arrived at the right time at the train station.
- Tren, tren istasyonuna doğru zamanda geldi.
- Tom was in the right place at the right time.
- Tom doğru zamanda doğru yerdeydi.
- I feel it's the right time.
- Doğru zaman olduğunu hissediyorum.
- Tom arrived at just the right time.
- Tom tam doğru zamanda vardı.
- Tom seems to always say the right thing at the right time.
- Tom her zaman doğru zamanda doğru şeyi söylüyor gibi görünüyor.
- What's the right time?
- Doğru zaman nedir?
- Above all, fame means dying at the right time.
- Her şeyden önce, şöhret doğru zamanda ölmek demektir.
- I was just in the right place at the right time.
- Doğru zamanda doğru yerdeydim.
- She was in the right place at the right time.
- Doğru zamanda doğru yerdeydi.
- I think that it is the right time to introduce the product.
- Ben ürünü tanıtmak için doğru zaman olduğunu düşünüyorum.
- They were in the right place at the right time.
- Doğru zamanda doğru yerdeydiler.
Show More (53)
|
