ring - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
ring yüzük n.
  • The ring arrived the next day in a nice box.
  • Yüzük ertesi gün şık bir kutu içinde geldi.
  • The ring arrived the next day in a nice box.
  • Yüzük ertesi gün güzel bir kutuda elime ulaştı.
  • We were able to make a detailed analysis through the ring.
  • Yüzük vasıtasıyla, detaylı bir inceleme yapma imkânımız oldu.
Show More (37)
ring çalmak v.
  • The church bell used to ring at three.
  • Kilise çanı saat üçte çalardı.
  • Tom rang the doorbell a couple more times.
  • Tom kapı zilini birkaç kez daha çaldı.
  • If the phone rings again, I will ignore it.
  • Telefon tekrar çalarsa onu umursamayacağım.
Show More (24)
ring çalmak (telefon/zil) v.
  • This report, though, sets alarm bells ringing.
  • Ancak bu rapor alarm zillerini çaldırıyor.
  • The alarm bells are ringing, the Gordian knot has not yet been hacked in two, but Parliament, I hope, is not giving up.
  • Alarm zilleri çalıyor, Gordion düğümü henüz ikiye ayrılmadı ancak Parlamento umarım pes etmiyordur.
  • The church bells are ringing.
  • Kilise çanları çalıyor.
Show More (10)
ring halka n.
  • We must therefore see the Union as a ring of concentric circles which are interconnected.
  • Bu nedenle Birliği birbirine bağlı eşmerkezli dairelerden oluşan bir halka olarak görmeliyiz.
  • Ring vaccination did prove effective as a way of containing the disease.
  • Halka aşılama, hastalığı kontrol altına almanın bir yolu olarak etkili olduğunu kanıtladı.
  • The Baltic Ring must be involved in the programme.
  • Baltık Halkası programa dahil edilmelidir.
Show More (8)
ring ring n.
  • Miss Europe, dressed in a miniskirt, was the ring girl, holding a board bearing the words 'First round'.
  • Mini etek giymiş olan Avrupa Güzeli, elinde 'Birinci Raunt' yazılı bir pano tutan ring kızıydı.
  • Miss Europe, dressed in a miniskirt, was the ring girl, holding a board bearing the words 'First round'.
  • Mini etek giymiş olan Avrupa Güzeli ringin kızıydı ve elinde 'İlk tur' yazılı bir pano tutuyordu.
  • There's a whole world outside the ring.
  • Ringin dışında koca bir dünya var.
Show More (1)
ring zil çalmak v.
  • It rang.
  • Zil çaldı.
  • Pavlov rang a bell just before he fed his dogs.
  • Pavlov köpeklerini beslemeden hemen önce zil çalardı.
Show More (-1)
ring çalınmak (zil/çan) v.
  • Could we request that the bells be rung a little bit earlier?
  • Zillerin biraz daha erken çalınmasını talep edebilir miyiz?
Show More (-2)
ring çınlamak v.
  • My ears are ringing.
  • Kulaklarım çınlıyor.
Show More (-2)
ring zili çalmak v.
  • The ring is ringing.
  • Zil çalıyor.
Show More (-2)
Inglés Turco
ring ring n.
  • Miss Europe, dressed in a miniskirt, was the ring girl, holding a board bearing the words 'First round'.
  • Mini etek giymiş olan Avrupa Güzeli, elinde 'Birinci Raunt' yazılı bir pano tutan ring kızıydı.
  • Miss Europe, dressed in a miniskirt, was the ring girl, holding a board bearing the words 'First round'.
  • Mini etek giymiş olan Avrupa Güzeli ringin kızıydı ve elinde 'İlk tur' yazılı bir pano tutuyordu.
  • There's a whole world outside the ring.
  • Ringin dışında koskoca bir dünya var.
Show More (2)