| 1 |
robe |
bornoz |
n. |
|
- He was walking around his room in his robe.
- Bornozuyla odanın içinde dolanıyordu.
- Give me my robe.
- Bornozumu ver.
- Mary slipped off her robe and got into the shower.
- Mary bornozunu çıkarıp duşa girdi.
- Mary walked through the living room in her pink robe.
- Mary pembe bornozuyla oturma odasında yürüyordu.
- Tom put on his robe.
- Tom bornozunu giydi.
- Put on a robe.
- Bir bornoz giy.
- Is that my robe?
- Bu benim bornozum mu?
Show More (4)
|
| 2 |
robe |
cübbe |
n. |
|
- The emperor's robe was covered with gold.
- İmparatorun cübbesi altınla kaplıydı.
- Harry put on his robe and wizard hat.
- Harry cübbesini ve büyücü şapkasını giydi.
- The pope appeared in his red robe.
- Papa kırmızı cübbesiyle göründü.
Show More (0)
|
| 3 |
robe |
elbise |
n. |
|
- Mary walked through the living room in her pink robe.
- Mary pembe elbisesiyle oturma odasını gezdi.
- Harry put on his robe and wizard hat.
- Harry elbisesini ve sihirbaz şapkasını giydi.
- The pope appeared in his red robe.
- Papa kırmızı elbisesi ile göründü.
Show More (0)
|
| 4 |
robe |
cüppe |
n. |
|
- Tom put on his robe.
- Tom cüppesini giydi.
Show More (-2)
|
| 5 |
robe |
kaftan |
n. |
|
- He wore a robe over his pajamas.
- O, pijamasının üstüne kaftan giydi.
Show More (-2)
|
