| 1 |
run short of |
tükenmek |
v. |
|
- I'm afraid I've run short of coffee.
- Maalesef kahveyi tükettim.
- I'm running short of money.
- Param tükeniyor.
- Tom has run short of money.
- Tom'un parası tükendi.
- I am running short of money.
- Param tükeniyor.
- You're running short of time.
- Zamanın tükeniyor.
- We're running short of fuel for the winter.
- Kış için yakıtımız tükeniyor.
- I have run short of money.
- Param tükendi.
Show More (4)
|
| 2 |
run short of |
azalmak |
v. |
|
- Tom is running short of money.
- Tom'un parası azalıyor.
- We were all running short of money then.
- O zamanlar hepimizin parası azalmıştı.
- You're running short of time.
- Zamanın azalıyor.
- We're running short of fuel for the winter.
- Kış için yakıtımız azalıyor.
- Tom is running short of funds.
- Tom'un parası azalıyor.
Show More (2)
|
| 3 |
run short of |
malzemesi tükenmek |
v. |
|
- We ran short of food.
- Gıda malzememiz tükendi.
Show More (-2)
|
