self-... - Turco Inglés Diccionario

self-...

Significados de "self-..." con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
General
self preservation n. kendini koruma
My sense of self preservation keeps me from jumping out of perfectly good airplanes.
Kendimi koruma duygum beni mükemmel uçaklardan atlamaktan alıkoyuyor.

More Sentences
self-improvement n. kendini geliştirme
It is both a way of achieving self-improvement and of enhancing one's job prospects.
Bu hem kişinin kendini geliştirmesinin hem de iş olanaklarını arttırmasının bir yoludur.

More Sentences
self-respect n. öz saygı
The poor do not wish to beg for life; they value their self-respect and dignity in the same way as we do.
Yoksullar yaşamak için dilenmek istemezler; onlar da bizim gibi öz saygılarına ve haysiyetlerine değer verirler.

More Sentences
self-defense n. savunma
Tom took a self-defense class.
Tom savunma dersi aldı.

More Sentences
self-government n. özerklik
It is my belief that the European Charter for Local Self-Government has many merits.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nın birçok faydası olduğuna inanıyorum.

More Sentences
self-government n. özyönetim
These peoples can only be protected by a large degree of self-government or by secession.
Bu halklar ancak geniş bir özyönetim ya da ayrılma yoluyla korunabilir.

More Sentences
self-examination n. kendi kendini inceleme
We are not content with self-examination.
Kendi kendimizi incelemekle yetinmiyoruz.

More Sentences
self-interest n. kişisel çıkar
Could other elements be at play, such as self-interest and looking after the group's supporters?
Kişisel çıkar ve grubun destekçilerini kollamak gibi başka unsurlar da söz konusu olabilir mi?

More Sentences
self-preservation n. kendini koruma
First liberalisation, then regulation again, and the heading for this scenario is self-preservation.
Önce serbestleştirme, sonra tekrar düzenleme ve bu senaryonun başlığı kendini koruma.

More Sentences
self-help n. kendi kendine yardım
We realise that aid has to act as an incentive and help bridge the way to self-help.
Yardımın bir teşvik unsuru olması ve kendi kendine yardıma giden yolda köprü vazifesi görmesi gerektiğinin farkındayız.

More Sentences
self-expression n. kendini ifade etme
Art therapy provides a creative outlet for individuals to engage in self-expression.
Sanat terapisi, bireylerin kendilerini ifade etmeleri konusunda yaratıcı bir çıkış noktası oluşturmaktadır.

More Sentences
self-interest n. çıkar
The very narrow-minded French national self-interest makes the implementation of agricultural reforms impossible .
Çok dar görüşlü Fransız ulusal çıkarları, tarım reformlarının uygulanmasını imkansız hale getirmektedir.

More Sentences
self-confidence n. kendine güven
Before the First World War, our continent was characterised by optimism, self-confidence and faith in the future.
Birinci Dünya Savaşı'ndan önce kıtamız iyimserlik, kendine güven ve geleceğe olan inançla karakterize ediliyordu.

More Sentences
self-defense n. meşru müdafaa
The police established that Dan acted within the bounds of self-defense.
Polis, Dan'in meşru müdafaa sınırları içinde hareket ettiğini tespit etti.

More Sentences
self-importance n. kibir
The pompous professor was full of his own self-importance.
Kendini beğenmiş profesör kibirle doluydu.

More Sentences
self-help n. kişisel gelişim
She relied on self-help books to improve her confidence.
Özgüvenini geliştirmek için kişisel gelişim kitaplarına bel bağlıyordu.

More Sentences
self-confidence n. özgüven
There was a sense of great self-confidence and harmony between the institutions.
Kurumlar arasında büyük bir özgüven ve uyum duygusu vardı.

More Sentences
self-service n. self servis
The cafeteria was self-service.
Kafeterya self servis idi.

More Sentences
self-esteem n. özsaygı
Why do so many people suffer from low self-esteem?
Neden bu kadar çok insan düşük özsaygıdan muzdarip?

More Sentences
self-defence n. meşru müdafaa
The destruction of these cultural treasures has nothing to do with security and self-defence.
Bu kültürel hazinelerin yok edilmesinin güvenlik ve meşru müdafaa ile hiçbir ilgisi yoktur.

More Sentences
self-pity n. kendine acıma
Tom didn't have time for self-pity.
Tom'un kendine acımak için zamanı yoktu.

More Sentences
self-centeredness n. benmerkezcilik
One of the greatest dangers in your human relations is self-centeredness.
İnsan ilişkilerinizdeki en büyük tehlikelerden biri benmerkezciliktir.

More Sentences
self-publishing n. kişisel yayıncılık
Self-publishing may be an attractive option.
Kişisel yayıncılık çekici bir seçenek olabilir.

More Sentences
self-reliance n. kendine güven
The great thing about trade is that it brings self-reliance; trade brings opportunities for jobs and for investments.
Ticaretin en güzel yanı kendine güven getirmesidir; ticaret iş ve yatırım fırsatları getirir.

More Sentences
self-assessment n. öz değerlendirme
The employee conducted a self-assessment of his performance.
Çalışan, kendi performansına ilişkin bir öz değerlendirme yaptı.

More Sentences
self-control n. kendini kontrol etme
No one said that self-control was easy.
Kendini kontrol etmek kolaydır diyen olmadı.

More Sentences
self-criticism n. özeleştiri
No, I do believe there must be a certain amount of self-criticism.
Hayır, belli bir miktar özeleştiri yapılması gerektiğine inanıyorum.

More Sentences
self-employment n. serbest meslek
Another important point in the outcome is a strong definition of self-employment.
Sonuçtaki bir diğer önemli nokta da serbest meslek kavramının güçlü bir şekilde tanımlanmasıdır.

More Sentences
self-respect n. kendine saygı
Don't you have any self-respect?
Sizin hiç kendinize saygınız yok mu?

More Sentences
Common Usage
self sacrifice n. fedakarlık
self-seeker n. çıkarcı
self n. öz
self-esteem n. izzetinefis
self-seeking n. çıkarcılık
self-givenness n. öz verilmişlik
self-givenness n. ayırt edici özellik
self-givenness n. karakteristik
self-seeking adj. çıkarcı
self-contained adj. müstakil
self-sacrificing adj. fedakar
self pron. kendi
General
self respect n. onur
self sacrifice n. özveri
self importance n. kendini yüksek görme
self concern n. kaygı
self expression n. kendini ifade etme
self starter n. sendeleme
self indulgence n. kendine düşkünlük
self betterment n. kendi kendini düzeltme
self improvement n. kendi kendini geliştirme
self inquisition n. kişisel engizasyon
self sufficiency n. olgunluk
self regulation n. kendinden ayarlama
self deceit n. kendi kendini aldatma
self criticism n. özeleştiri
self despair n. düşüncesizlik
self in children n. çocuklarda benlik kavramı
self psychology n. benlik psikolojisi
self abasement n. kendini alçaltma
self condemnation n. kendi kendini kınama
self accusation n. kendi kendini suçlama
self possession n. temkin
mirror self n. ayna benlik
self complementing code n. kendini tümleyen kod
self n. kendilik
self pollination n. kendi kendine döllenme
self appointment n. kendi kendini tayin etme
self reliance n. yiğitlik
self respect n. özsaygı
self evaluation n. öz değerlendirme
self complacency n. kendini beğenme
self defense n. savunma
self adaptive system n. özuyarlanan sistem
self justification n. kendini haklı çıkarma
self determination n. otonomi
self punishment n. kendini cezalandırma
self abasement n. alçalma
self reliance n. kendine güvenme
self devotion n. fedakarlık
self reliance n. özgüven
self esteem n. kendine saygı
self presentation n. öz sunu
self government n. kendi kendini idare etme
self reference n. kendine başvurma
self portrait n. otoportre
self abandonment n. fedakarlık
self n. şahsiyet
self esteem n. kendini beğenme
self denial n. feragat
self torment n. kendine işkence
self direction n. kendi kendini yönetme
self-possession n. vakar
self doubt n. kendinden şüphe etme
self regard n. özsaygı
self indulgence n. vurdumduymazlık
self interest n. bencillik
self n. kişi
self praise n. kendini yüceltme/övme
self n. zat
self n. özbenlik
self n. ben kavramı
self verification n. kendi kendini doğrulayan
self realization n. kendi kendine gerçekleştirme
self assertion n. kendi kendini savunma
self grooming n. kendi kendini temizleme
self n. nefs
self relation n. kendi kendini ifade etme
self deception n. kendi kendini aldatma
self determination n. özerklik
self discipline n. kendini tutma
self destructing program n. kendini yok eden program
self n. şahıs
self assessment n. kendi kendini değerlendirme
self denial n. özveri
self protection n. kendini koruma
self indulgence n. kendi kendini şımartma
self indulgence n. rahatına düşkünlük
self destruction n. kendi kendine zarar verme
self n. şahsi çıkar
self identity n. öz kimlik
self worship n. kendini beğenme
self n. özellik
self reliance n. tamlık
self consciousness n. kendi halini düşünme
self help techniques n. kendi kendine yardım teknikleri
self possession n. soğukkanlılık
self sacrifice n. özveride bulunma
self betterment n. kendi kendini iyileştirme
self hatred n. kendinden nefret etme
self sufficiency n. kimseye muhtaç olmama
transmit self test n. verici öz testi
self esteem n. onur
self despair n. umutsuzluk
self organization n. kendini örgütleme
self defence n. savunma
self testing n. oto test
self made man n. kendi kendini yetiştirmiş adam
self torture n. kendine işkence
split self in literature n. edebiyatta bölünmüş kişilik
self pollination n. kendi kendini tozlama
self preservation n. nefsini koruma
self government n. özerklik
self n. nefis
self abuse n. suistimal
self directed group work n. kendine dönük grup çalışması
self disgust n. kendinden nefret etme
self discipline n. iç/öz disiplin
self mortification n. kendini küçük düşürme
self realization n. kendini gerçekleştirme
self starter n. marş
self management n. özyönetim
self starter n. otomatik starter
self incrimination n. kendi kendini suçlama
self seeker n. egoist
self interest n. kişisel çıkar
self n. karakter
self n. çıkar
self assurance n. kendini güvenceye alma
self control n. kendini kontrol etme
self sacrifice n. fedakarlık etme
self supervision n. kendinin gözetimi
self perception n. kendini algılama
self n. hususiyet
self distrust n. kendine güvenmeyiş
self examining n. kendi vicdanını tetkik
self parking disk drive n. otomatik park özellikli disk sürücü
self n. kişilik
care for the self n. benlik kaygısı
self education n. kendi kendini yetiştirme
self defence n. meşru müdafaa
self discovery n. keşif
self devotion n. özveri
self storage n. kiralık depo
self interest n. kendi çıkarı
self check n. öz sağlama
self healing n. kendi kendini iyileştirme
self abasement n. bayağılaşma
self abasement n. kendini rezil etme
self abasement n. küçülme
self control n. kendine hakim olma
self control n. irade
self knowledge n. kendini tanıma
self consciousness n. özbilinçlilik
self learning n. kendi kendine öğrenme
self learning n. kendiliğinden öğrenme
self esteem n. özsaygı
self determination n. kendi kaderini tayin etme
self identification n. kendini kimliklendirme
self identification n. kendini idrak etme
a self-governing state n. özerk bir devlet
insuranced self-employed institution n. bağ-kur
lack of self-respect n. haysiyetsizlik
self-help n. kendi kendine yetme
self-realization in old age n. yaşlılarda öz gerçekleştirim
self-indictment n. kişinin kendi kendini itham etmesi
self-sacrifice n. esirgemezlik
self-employed women n. serbest çalışan kadınlar
self-defensive deception n. takkiye
self-worth n. kendini beğenme
self-admiration n. kendi kendini beğenme
social self-sacrifice n. sosyal fedakarlık
self-absorption n. kendini meşgul etme
self-realizing n. kendini gerçekleştirme
self-care n. kişisel bakım
self-stimulation n. kendi kendini uyaran
self-instruction n. öz eğitim
self-determination n. self determinasyon
self-revelation n. kendini ifşa etme
self-advancement n. kendi kendini geliştirme
self-consciousness n. kendini bilme
self-performance n. öz-performans
self-portrait n. otoportre
self-image n. kişinin kendini tanıması
self-identity n. öz kimlik
self-determination n. selfdeterminasyon
self-gratification n. kendi zevklerinin esiri olma
self-sufficiency n. öz yeterlilik
self-respect n. onur
self-employed person n. serbest meslek sahibi
self-respect n. izzetinefis
self-determination n. kendi kaderini tayin hakkı
self-abasement n. alçalma
self-interest n. bencillik
self-indulgence n. kendi isteklerini frenlememe
self-regard n. özsaygı
self-respect n. özsaygı
self-admiration n. hayranlık duyma
self-control n. kendine hakimiyet
self-importance n. kurum
self-sufficiency n. kimseye muhtaç olmama
self-esteem n. onur
self-determination n. otonomi
self-love n. özsevgi
self-pollination n. kendi kendini tozlama
verbal self-defense n. sözlü savunma
self-possessed n. itidal sahibi
self-satisfaction n. kendi kendini memnun etme
self-conductivity n. öz iletkenlik
self-awareness n. özfarkındalık
self-gratification n. kendi arzularının esiri olma
self-revelation n. kendi hakkında bilgi verme
self-actualisation n. özgerçekleştirim
self-test n. kendi kendini kontrol
self-selection n. kendi kendini seçme
self-destruction n. özyıkım
self-respect n. izzet-i nefis
self-betterment n. kendi kendini iyileştirme
self-command n. kendi kendine telkin
self-determination n. özerklik
self-understanding n. kendini anlama
self-proclaimed expert n. alanında uzman
self-denial n. feragat
self-awakening n. kendi kendine uyanış
self-deprecation n. bireyin kendisiyle dalga geçmesi
self-scrutiny n. özirdeleme
self-will n. inatçılık
self-depreciation n. kendini değersiz hissetme
self-efficacy n. kendi kendine yapabilir
self-perceiving n. öz algılama
self-directed group work n. kendine dönük grup çalışması
self-annealing n. kendi kendine sertlik verme
self-criticism n. otokritik
self-organization n. kendi kendini organize etme
self-governance n. öz yönetim
self-possession n. temkin
self-abuse n. bir kimsenin kendi kabiliyetlerinin kasti olarak yanlış kullanması
self-efficacy n. öz-yeterlik
self-accusation n. kendi kendini suçlama
self-referentiality n. özgöndergelilik
self-abnegation n. özveri
self-pollination n. kendi kendine döllenme
self-attribution n. kendine yükleme
self-realization n. kendini gerçekleştirme
self-seeker n. menfaatçi
self-satisfaction n. kendinden memnun olma
self-governance n. kendi kendini yönetme
self-revelation n. kendini açma
self-decomposition n. kendiliğinden bozunma
self-defence n. savunma
self-reflectivity n. özdüşünümsellik
self-test n. öz sınama
self-deception n. kendini aldatma
self-advertisement n. kendi kendinin reklamını yapma
self-worth n. onur
self-education n. özöğrenim
self-consciousness n. özbilinç
self-defensive deception n. takiye
self-devotion n. fedakarlık
self-worth n. kendine saygı
self-esteem in children n. çocuklarda öz saygı
self-respect n. haysiyet
self-perceiving n. kendi kendine algılama
self-commitment n. kendini adama
self-praise n. övünme
self-authentication n. kendi kendini onaylama
self-reflexivity n. özdüşünümsellik
self-perceiving n. kendi kendine algılayış
self-management n. öz yönetim
self-management-direction n. öz yönetim
self-awakening n. kendiliğinden uyanma
self-sacrifice n. feragat
self-possession n. soğukkanlılık
self-control n. kendine hakim olma
self-rating of n. özbeğeni
self-respect n. benlik saygısı
self-regulation n. kendi kendini düzenleyen
self-betterment n. kendi kendini düzeltme
self-stick interlocking fastener n. iç içe geçmeli yapışkan bant
self-annihilation n. intihar
self-denial n. riyazet
self-development n. kendini geliştirme
self-transcendence n. kendini aşmışlık
self-acceptance in adolescence n. ergenlikte kendini kabul
self-determination n. self-determinasyon
self-perceiving n. öz algı
self-assessment n. kendi kendini denetleme
self-ignition n. otomatik ateşleme
self-affirming n. öz-olumlama
self-effacement n. geri plana çekilme
self-actualization n. öz-gerçekleştirme
self-contradiction n. kendisiyle çelişme
self-control n. kendini ayarlama
self-help n. kendi başına yapabilme
self-rule n. özerklik
self-reliance n. özgüven
self-denial n. kendini tutma
self-perpetuation n. kendi kendini yenileme
self-respect n. benlik
self-consciousness n. kendi halini düşünme
self-destruction n. kendi kendini yok etme
self-indictment n. kabahati kendinde görme
self-hypnosis n. kendi kendini hipnoz etme
self-worship n. kendi kendine tapma
self-approbation n. kendi kendini onaylama
self-fulfillment n. kendini gerçekleştirme
self-organizing systems n. benlik organize sistemleri
self-restraint n. kendini tutma
self-perceiving n. öz algılayış
self-regression model n. içsel kaynaklı azalım modeli
self-abuse n. mastürbasyon
self-absorption n. öz soğurma
self-absorption n. sadece kendisiyle ilgilenme
self-fulfillment n. kendi kendini gerçekleştirme
self-possession n. sakinlik
self-complacency n. halinden memnunluk
self-indulgence n. rahatına düşkünlük
self-leadership n. kendi kendini yönlendirebilme
self-pity n. kendini zavallı hissetme
self-assessment n. kendi kendini değerlendirme
self-will n. ölmez
self-despair n. umutsuzluk
self-rule n. otonomi
self-determination n. kendi geleceğini saptama
self-aggrandizement n. kendi kendine abartma
self-handicapping n. kendini engelleme
self-guided learning tools n. kendine kılavuzluk eden öğrenme araçları
self-consciousness n. kendinin farkında olma
self-actualization n. öz yapabilirlik
self-contradiction n. kendisiyle çatışma
self-destruction n. intihar
self-sufficiency n. kendine yetme
self-portrait n. bir ressamın çizdiği kendi portresi
self indulgence n. zevk-ü safa
self-guided improvement n. bireyin kendi kendini geliştirmesi
self-seeking n. çıkar
self-sacrifice n. özveri
self-determination n. hür irade
self-change n. kendini değiştirme
self-denial n. özveri
self-denial n. kendini inkar etme
self-righting n. alabora olması halinde otomatik olarak düzgün duruma gelen küçük bot
self-love n. kendini sevme
self-actualization n. özgerçekleştirim
self-discovery n. kendini bulma
self-possession n. denge
self-service machine n. öz hizmet makinesi
self-assertion n. benlik davası
self-determination n. kendi kaderini tayin hakkı
self-restraint n. kendine hakim olma
self-affection n. öz-etkilenim
self-respect n. şeref
self-pity n. kendi kendine acıma
self-suggestion n. kendi kendini telkin
self-devotion n. özveri
self-destruction n. kendini baltalama
self-appointment n. kendi kendini tayin etme
self-sacrifice n. fedakarlık
self-concept n. kendini algılama
self-possession n. itidal
national self-determination n. ulusal self-determinasyon
self-support n. kendini geçindirme
self-destruction n. kendi kendine zarar verme
self-contentment n. kendi kendinden memnun olma
self-assurance n. kendine güven
self-acceptance n. kendini kabul
self-control n. kendini tutma
self-reproach n. kendini suçlama
self-abnegation n. fedakarlık
self-approbation n. kendi kendini övme
self-restraint n. cebrinefs
self-command n. kendi kendine hakimiyet
self-possession n. kendine hakim olma
social self-altruism n. sosyal fedakarlık
self-reporting n. kendiliğinden bildirme
self-improvement n. kişisel gelişim
self-defeating behavior n. başarısızlığa neden olan davranış
self-censor n. otosansür
self-control n. öz denetim
self-starter n. son derece enerjik kimse
self-acceptance n. kendini kabul etme
self-analysis n. kendi kendini analiz etme
self-government n. muhtariyet
self-reference n. öz-imleme
self-sufficiency n. öz yeterlik
self-interest n. çıkarcılık
self presentation n. öz-sunum
self-accusation n. kendi kendini cezalandırma
self-will n. benlikçilik
self-seekingness n. menfaatperestlik
self-perception n. öz algılama
self-evaluation n. öz değerlendirme
self destruct n. kendi kendini yok etme
self stick interlocking fastener n. iç içe geçmeli yapışkan bant
(a) relationship based on self-interest n. çıkar ilişkisi
self-educated performer n. alaylı oyuncu
self checking n. otomatik kontrollü
self made man n. kendi kendini yetiştirmiş insan
self-questioning n. kendini sorgulama
self mutilation n. kendi kendini sakatlama
self denial n. nefsinden feragat
self denial n. kendinden verme
self denial n. nefsine hakim olma
relational self narrative n. ilişkisel öz-anlatı
self-assertiveness n. iddiacılık
self-recrimination n. özeleştiri
self-recrimination n. otokritik
self-recrimination n. kendini suçlama
self-negation n. kendini inkar
self-negation n. kendi ihtiyaçlarını görmezden gelme
self-perpetuating n. belirsiz bir süre için devam etme özelliğine sahip
sense of self n. benlik algısı
self-validating n. kendi kendine doğrulama
self-awakening n. kişisel aydınlanma
sense of self n. benlik bilinci
self-efficacy n. öz yeterlik
self-conceit n. kendini beğenmişlik
self-significance n. öz önem
self-significance n. öz anlam
self-tanning lotion n. güneşsiz bronzlaştırıcı losyon
self dramatization n. kişinin kendini acındırması
self dramatisation n. kişinin kendini acındırması
self-love n. kendini beğenme
self-abuse n. istimna
self-abuse n. kendini aşağılama
self defense n. meşru müdafaa
self-discipline n. şahsi disiplin
self-improvement n. şahsi tekamül
self-improvement n. kendi kendini geliştirme
self-certification n. kendi kendine belgelendirme
self-certificating n. kendi kendine belgelendirme
self-expression skill n. kendini ifade etme kabiliyeti
ability of self-expression n. kendini ifade etme becerisi
ability of self-expression n. kendini ifade etme kabiliyeti
self-expression skill n. kendini ifade etme becerisi
self-report n. kendi kendine rapor etme
sense of self n. benlik duygusu
academic self-concept n. akademik benlik kavramı
self-fulfillment n. kendini gerçekleme
self-enhancement n. kendini geliştirme
self-enhancement n. kendini yükseltme
self-righteousness n. kendini üstün görme
self-righteousness n. ben bilirimcilik
self-invited guest n. davetsiz misafir
self-invited guest n. davetsiz gelen misafir
self-refuting idea n. kendini çürüten fikir
self-regarding n. kendini önemseme
self-regarding n. özsaygı
self-competence n. öz yetkinlik
self-immolation n. kendini feda etme
self-immolation n. intihar
self-immolation n. canına kıyma
self-stick note n. yapışkanlı not kağıdı
self-stick note pad n. yapışkanlı not kağıdı
self service store n. tezgahtarsız mağaza
self-dependence n. bağımsızlık
self-fulfilling prophecy n. kendi kendini gerçekleştiren kehanet
self-fulfilling prophecy n. kendini doğrulayan kehanet
self-fulfilling prophecy n. olması beklenildiği için bir olayın vuku bulması
self-exposure n. kendini ifşa etme
self-exposure n. kendini açığa çıkarma
self-worth n. kendilik değeri
self image n. benlik saygısı
lower-self and higher-self n. alt benlik ve üst benlik
self-actualization needs n. kendini tamamlama ihtiyaçları
self-actualization needs n. kendini gerçekleştirme ihtiyaçları
self-loathing n. kendinden nefret etme
self-hatred n. kendinden nefret etme
self-fulfillment n. içindeki potansiyelini iyi kullanmaktan doğan memnuniyet
self-fulfillment n. kişisel tatmin
self-satisfaction n. kişisel tatmin

Significados de "self-..." con otros términos en diccionario inglés turco: 24 resultado(s)

Turco Inglés
Technical
self-servis self-service n.
In the past, it has looked a little too much like a self-service shop.
Geçmişte biraz fazla self-servis mağazası gibi görünüyordu.

More Sentences
General
ulusal self-determinasyon national self-determination n.
otellerde müşterilerin kullanımına tahsis edilmiş self-servis bar mini-bar n.
self-determinasyon self-determination n.
self servis self-service n.
self determinasyon self-determination n.
self-servis çamaşırhane self-service laundry n.
self servis açık büfe self-service buffet n.
self servis büfe self-service buffet n.
self servisli mekan anlamı veren son ek -teria suf.
Irregular Verb
self-fed - self-fed self-feed v.
self-sowed - self-sown/self-sowed self-sow v.
Trade/Economic
self servis perakendeci self service retailer n.
Politics
self determinasyon self determination n.
Technical
self endüktansı saptamak için kullanılan alternatif akım cihazı maxwell bridge n.
self servis ile yapılan satış automatic selling n.
self endüksiyonu olmayan direnç noninductive resistance n.
Computer
self servis parola sıfırlama self service password reset (sspr) n.
Textile
büzgülü self-bound dikiş gathered self-bound seam n.
self-bound dikiş self-bound seam n.
Furniture
self servis perakende dükkanlarında malları sergilendiği sabit eşya gondola n.
Automotive
self diagnostik sistemi self-diagnostic system n.
self diagnostik sistemi self diagnostic system n.
Gastronomy
self servis self service n.