1 |
self-defence |
kendini savunma |
n. |
|
- Based on Christian beliefs, we denounce this ultimate means of self-defence.
- Hıristiyan inançlarına dayanarak, bu nihai kendini savunma aracını kınıyoruz.
- Dan shot Matt in self-defence.
- Dan kendini savunmak için Matt'i vurdu.
- The man pleaded self-defence.
- Adam kendini savundu.
- Mary took a self-defence class.
- Mary kendini savunma dersi aldı.
- Tom killed John in self-defence.
- Tom, John'u kendini savunmak için öldürdü.
- The police realized that Dan acted in self-defence.
- Polis, Dan'in kendini savunmak için hareket ettiğini fark etti.
- Dan claimed that he acted in self-defence.
- Dan kendini savunmak için hareket ettiğini iddia etti.
Show More (4)
|
2 |
self-defence |
meşru müdafaa |
n. |
|
- We must continue to enforce a no-fly zone, including giving the pilots the right to self-defence.
- Pilotlara meşru müdafaa hakkı verilmesi de dahil olmak üzere uçuşa yasak bölgeyi uygulamaya devam etmeliyiz.
- The destruction of these cultural treasures has nothing to do with security and self-defence.
- Bu kültürel hazinelerin yok edilmesinin güvenlik ve meşru müdafaa ile hiçbir ilgisi yoktur.
- Tom killed John in self-defence.
- Tom John'u meşru müdafaa için öldürdü.
- Dan shot Matt in self-defence.
- Dan meşru müdafada Mat'e ateş etti.
Show More (1)
|
3 |
self-defence |
nefsi müdafaa |
n. |
|
- The use of stun guns is for self-defence and riot control is not in question.
- Şok tabancalarının nefsi müdafa ve isyan kontrolü amacıyla kullanılması söz konusu değildir.
- Dan claimed that he acted in self-defence.
- Dan nefsi müdafaa yaptığını iddia etti.
- The police realized that Dan acted in self-defence.
- Polis Dan'in nefsi müdafaa yaptığını fark etti.
Show More (0)
|