|
- Friends are the stars shining; they appear in the dark.
- Arkadaşlar parlayan yıldızlar gibidir, karanlıkta ortaya çıkarlar.
- Look at this shining star.
- Bu parlayan yıldıza bak.
- She was a shining example to people everywhere.
- O her yerde insanlar için parlayan bir örnekti.
- The child talked with his eyes shining.
- Çocuk, parlayan gözlerle konuştu.
- According to the Bible, the Three Kings were guided to Jesus by a shining star.
- İncil'e göre, Üç Kral parlayan bir yıldız tarafından İsa'ya yönlendirildi.
- That actress is the shining star in the company.
- O aktris, şirketteki parlayan yıldızdır.
- He came into the room with his eyes shining.
- Parlayan gözleriyle odaya girdi.
- We saw the first star shining in the sky.
- Gökyüzünde parlayan ilk yıldızı gördük.
- There was a light shining ahead and I tried to reach to it.
- İleride parlayan bir ışık vardı ve ona ulaşmaya çalıştım.
- That actress is the shining star in the company.
- O aktris, şirketin parlayan yıldızı.
- Friends are the stars shining; they appear in the dark.
- Arkadaşlar parlayan yıldızlardır; karanlıkta ortaya çıkarlar.
- When you see the Sun shining in the sky, it is day, and when you don't it is night.
- Gökyüzünde parlayan Güneş'i gördüğünüzde gündüzdür, görmediğinizde ise gecedir.
- How can it be so cold when the sun is shining?
- Güneş parlarken hava nasıl bu kadar soğuk olabilir?
- That blue-white shining star is Sirius.
- Şu mavi-beyaz parlayan yıldız, Sirius.
- Look at this shining star.
- Şu parlayan yıldıza bakın.
- That blue-white shining star is Sirius.
- O mavi-beyaz parlayan yıldız, Sirius'tur.
Show More (13)
|