|
- In the meantime, we will have to work shoulder to shoulder for the common Community cause.
- Bu arada ortak Topluluk davası için omuz omuza çalışmamız gerekecek.
- You have spoken, too, about terrorism, and we stand shoulder to shoulder with you.
- Siz de terörizm hakkında konuştunuz ve biz de sizinle omuz omuza duruyoruz.
- A broad coalition of countries from all around the world stood shoulder to shoulder in repelling this aggression.
- Dünyanın dört bir yanından gelen geniş bir ülke koalisyonu bu saldırganlığı püskürtmek için omuz omuza durdu.
- They are wrestling shoulder to shoulder.
- Onlar omuz omuza güreş tutuyorlar.
- To succeed we must go shoulder to shoulder.
- Başarılı olmak için omuz omuza vermeliyiz.
- They are wrestling shoulder to shoulder.
- Omuz omuza güreşiyorlar.
Show More (3)
|