|
- There are also people who want to go faster or slower than the common position, or those who want more grammes, etc.
- Ortak tutumdan daha hızlı ya da daha yavaş gitmek isteyenler ya da daha fazla gram vs. isteyenler de var.
- As the presidency has pointed out, slower growth will affect the nominal value of budgetary positions.
- Cumhurbaşkanlığının da belirttiği gibi daha yavaş büyüme bütçe pozisyonlarının nominal değerini etkileyecektir.
- During deep sleep, the body's cells increase production while proteins break down slower.
- Derin uyku sırasında, proteinler daha yavaş parçalanırken vücut hücreleri üretimi artırır.
- Please drive slower.
- Lütfen daha yavaş sür.
- Tom asked Mary to drive slower.
- Tom, Mary'den daha yavaş sürmesini istedi.
- I want to walk a little slower.
- Biraz daha yavaş yürümek istiyorum.
- Tom drives slower than me.
- Tom benden daha yavaş sürüyor.
- Could you repeat that slower?
- Bunu daha yavaş tekrarlayabilir misin?
- I can work slower if you want me to.
- İstersen daha yavaş çalışabilirim.
- Could you please speak a little slower?
- Lütfen biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?
- When speaking to an international audience, it is perhaps best to speak English a little slower than usual.
- Uluslararası bir dinleyici kitlesiyle konuşurken, İngilizceyi normalden biraz daha yavaş konuşmak belki de en iyisidir.
- You should eat slower.
- Daha yavaş yemelisin.
- Talk slower.
- Daha yavaş konuş.
- Could you please speak a little slower?
- Lütfen biraz daha yavaş konuşur musun?
- Try to go slower.
- Daha yavaş gitmeye çalış.
- You should eat slower.
- Daha yavaş yemen gerekir.
- Let's go a bit slower.
- Biraz daha yavaş gidelim.
- Please go slower.
- Daha yavaş git lütfen.
- You're slower than a villain's horse.
- Kötü adamların atından daha yavaşsın.
- I'm a lot slower now than I used to be.
- Ben şimdi eskisinden çok daha yavaşım.
- I'm a lot slower now than I used to be.
- Eskiden olduğumdan çok daha yavaşım.
- Camels are slightly slower than horses.
- Develer atlardan biraz daha yavaştır.
- On Sunday service can be slower than usual.
- Pazar günleri servis normalden daha yavaş olabilir.
- Can you speak a little slower?
- Biraz daha yavaş konuşur musun?
- If you would drive a little bit slower, it would probably be safer.
- Biraz daha yavaş sürersen muhtemelen daha güvenli olur.
- If you would drive a little bit slower, it would probably be safer.
- Biraz daha yavaş sürerseniz, muhtemelen daha güvenli olur.
- You should probably speak a little bit slower.
- Muhtemelen biraz daha yavaş konuşmalısın.
- Could you talk a little slower?
- Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?
- Please go slower.
- Lütfen daha yavaş git.
- I'd like to go a bit slower.
- Biraz daha yavaş gitmek isterim.
- That bus goes slower than the other one.
- O otobüs diğerinden daha yavaş gidiyor.
- Tom asked me to walk a little slower.
- Tom biraz daha yavaş yürümemi istedi.
- Today has been slower.
- Bugün daha yavaştı.
- If Tom spoke a little slower, people would be able to understand him better.
- Tom biraz daha yavaş konuşsaydı, insanlar onu daha iyi anlayabilirdi.
- Tom asked me to walk a little slower.
- Tom benden biraz daha yavaş yürümemi istedi.
- I'd like to walk a bit slower.
- Biraz daha yavaş yürümek istiyorum.
- I'd like to go a bit slower.
- Biraz daha yavaş gitmek istiyorum.
- Could you repeat that slower?
- Onu daha yavaş tekrarlayabilir misiniz?
- Can you speak a little slower?
- Biraz daha yavaş konuşabilir misin?
- Tom drives slower than me.
- Tom benden daha yavaş araç kullanıyor.
- Please speak a little slower, Tom.
- Lütfen biraz daha yavaş konuş, Tom.
- That bus goes slower than the other one.
- Bu otobüs diğerinden daha yavaş gidiyor.
- Tom asked Mary to drive slower.
- Tom, Mary'den daha yavaş sürmesni istedi.
- If Tom spoke a little slower, people would be able to understand him better.
- Tom biraz daha yavaş konuşursa, insanlar onu daha iyi anlayabilir.
Show More (41)
|
