| 1 |
smoky |
dumanlı |
adj. |
|
- Tom warned me it would be smoky here.
- Tom buranın dumanlı olacağı konusunda beni uyardı.
- The atmosphere in the room was hot and smoky.
- Odadaki atmosfer sıcak ve dumanlıydı.
- Let this smoky air out of the room and let some fresh air in.
- Bırak bu dumanlı hava odadan çıksın ve temiz hava girsin.
- Is it safe for children to eat in smoky restaurants?
- Çocukların dumanlı restoranlarda yemek yemesi güvenli midir?
- It's too smoky here for me.
- Burası benim için çok dumanlı.
- It's too smoky in here for me.
- Burası benim için çok dumanlı.
- I don't like smoky bars.
- Dumanlı barlardan hoşlanmıyorum.
- Let this smoky air out of the room and let some fresh air in.
- Bu dumanlı havanın odadan çıkmasına ve biraz temiz havanın içeri girmesine izin ver.
- It's very smoky in here.
- Burası çok dumanlı.
- It's very smoky in here.
- Burada hava çok dumanlı.
- I don't like smoky bars.
- Dumanlı barları sevmiyorum.
Show More (8)
|
| 2 |
smoky |
dumanaltı |
adj. |
|
- The room was smoky due to the fireplace burning too much wood.
- Şömine çok fazla odun yaktığı için oda dumanaltı olmuştu.
Show More (-2)
|
| 3 |
smoky |
isli |
adj. |
|
- The smoky flavour of the barbecue sauce added a delicious depth to the dish.
- Barbekü sosunun isli aroması yemeğe lezzetli bir derinlik katmış.
Show More (-2)
|
| 4 |
smoky |
duman çıkaran |
adj. |
|
- The truck has an old smoky diesel engine.
- Kamyonun eski, duman çıkaran bir dizel motoru var.
Show More (-2)
|
