Tureng - sofa - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	sofa	kanepe	n.
	Bria sat on her sofa, checking her social media account. Bria kanepeye oturmuş sosyal medya hesabını kontrol ediyordu. I sat on the sofa. Kanepeye oturdum. The new sofa goes with the curtains. Yeni kanepe perdelere uyuyor. Somebody has been sleeping on this sofa. Bu kanepede biri uyuyor. He is lying on the sofa. O, kanepede uzanıyor. May I lie on the sofa? Kanepeye uzanabilir miyim? Tom sat on the sofa, reading a magazine. Tom kanepeye oturdu ve bir dergi okudu. Tom came to sit with me on the sofa. Tom gelip benimle kanepeye oturdu. Do you mind if I lay down on the sofa? Kanepeye uzanmamın bir sakıncası var mı? This sofa is not nice. Bu kanepe hiç hoş değil. He learned English perfectly well, lying on the sofa and drinking beer. İngilizceyi mükemmel şekilde, kanepede yatarken ve bira içerken öğrendi. She told me that I could sleep on the sofa. Bana kanepede uyuyabileceğimi söyledi. The sofa takes up too much room. Kanepe çok fazla yer kaplıyor. This sofa can seat three people easily. Bu kanepeye üç kişiyi rahatlıkla sığar. Besides a sofa and a table, there wasn't any furniture in the living room. Oturma odasında bir kanepe ve masadan başka mobilya yoktu. Tom fell asleep on the sofa. Tom kanepede uykuya daldı. She sat next to him on the sofa. Kanepede onun yanına oturdu. He is sprawled out on the sofa. Kanepeye yayılmış durumda. Mary moved closer to Tom on the sofa. Mary kanepede Tom'a yaklaştı. Tom should have helped Mary move the sofa. Tom, Mary'nin kanepeyi taşımasına yardım etmeliydi. Tom spent the night on our sofa. Tom gece bizim evde kanepede yattı. Tom saw something on the floor by the sofa. Tom kanepenin yanında yerde bir şey gördü. I'm sitting on the sofa. Kanepede oturuyorum. Tom is lying on the sofa, reading a book. Tom kanepede uzanmış kitap okuyor. I slept on the sofa. Kanepede uyudum. Tom is sprawled out on the sofa. Tom kanepeye uzandı. Please sit down on the sofa. Lütfen kanepede oturun. Tom fell asleep on the sofa. Tom kanepede uyuyakaldı. The sofa is uncomfortable. Kanepe rahatsız. Tom is sleeping on the sofa. Tom kanepede uyuyor. Bring her in here and lay her on the sofa. Onu buraya getirin ve kanepeye yatırın. Dan was downstairs watching TV on the sofa. Dan alt katta kanepede televizyon izliyordu. I have made myself comfortable on the sofa. Kanepede rahatıma bakıyordum. Tom is sprawled out on the sofa. Tom kanepeye yayılmış. She lay on a sofa with her eyes closed. Gözleri kapalı bir şekilde kanepeye uzandı. Tom asked Mary how much she'd paid for the sofa in her living room. Tom Mary'ye oturma odasındaki kanepe için ne kadar ödediğini sordu. He was sitting on the sofa in our room. O, odamızdaki kanepede oturuyordu. This large sofa would be out of place in a small room. Bu büyük kanepe küçük bir odaya sığmaz. He was sitting on the sofa in our room. Odamızdaki kanepede oturuyordu. Tom picked up the coins that had fallen behind the sofa. Tom kanepenin arkasına düşen bozuk paraları topladı. Tom might sleep on our sofa tonight. Tom bu gece bizim kanepede uyuyabilir. Tom doesn't like his new sofa. Tom yeni kanepesini beğenmedi. I need help moving the sofa. Kanepeyi taşımak için yardıma ihtiyacım var. The cat is under the sofa. Kedi kanepenin altında. He picked up the coins that had fallen behind the sofa. Kanepenin arkasına düşen bozuk paraları topladı. I found the suites capacious, the sofas commodious, the sandwiches copious. Süitleri geniş, kanepeleri ferah, sandviçleri bol buldum. She was lounging on the sofa. Kanepede uzanıyordu. Tom and Mary were sitting on the sofa as far away from each other as possible. Tom ve Mary kanepede birbirlerinden olabildiğince uzakta oturuyorlardı. He sprawled out on the sofa next to me. Yanımdaki kanepeye yayıldı. Somebody has been sleeping on this sofa. Birisi bu kanepede uyuyor. You should get that sofa reupholstered. O kanepeyi yeniden döşetmelisin. Don't sit down on the sofa. Kanepeye oturmayın. The boy likes walking around the sofa store. Çocuk kanepe dükkanının etrafında dolaşmayı seviyor. I sat down on the sofa next to Tom. Tom'un yanındaki kanepeye oturdum. Please sit on the sofa and relax. Lütfen kanepeye oturun ve rahatlayın. The boy lay on the sofa. Çocuk kanepeye uzandı. Tom sleeps on a sofa that converts into a bed. Tom yatağa dönüşen bir kanepede uyur. Three children sat on the sofa. Üç çocuk kanepeye oturdu. I found your wallet behind the sofa. Cüzdanını kanepenin arkasında buldum. The fire started on a sofa in Dan's room. Yangın Dan'in odasındaki kanepede başladı. The sofa takes up too much room. Kanepe çok yer kaplıyor. Tom found Mary's purse under the sofa. Tom Mary'nin çantasını kanepenin altında buldu. I found your wallet behind the sofa. Kanepenin arkasında cüzdanını buldum. Look what I found under the sofa. Bak kanepenin altında ne buldum. Tom found his key under the sofa. Tom anahtarını kanepenin altında buldu. Grandfather is napping on the sofa. Büyükbaba kanepede uyukluyor. The sofa is uncomfortable. Kanepe rahat değil. Tom and Mary sat on the sofa together watching TV. Tom ve Mary kanepede birlikte oturup televizyon izlediler. Tom is lying on the sofa watching TV. Tom kanepede uzanmış televizyon izliyor. Sami was asleep on the living room sofa. Sami, oturma odası kanepesinde uyuyordu. This big sofa is really not suitable for a small room. Bu büyük kanepe küçük bir oda için gerçekten uygun değil. That sofa is less expensive than this table. Şu kanepe bu masadan daha ucuz. He picked up the coins that had fallen behind the sofa. Kanepenin arkasına düşen bozuk paraları aldı. It's on the sofa. O, kanepenin üzerinde. Please sit down on the sofa. Lütfen kanepeye oturun. I can sleep on the sofa. Kanepede uyuyabilirim. He is lying on the sofa. Kanepede yatıyor. Dad extended his legs on the sofa. Babam bacaklarını kanepeye uzattı. Tom sat on the sofa, flipping through the pages of a magazine. Tom kanepeye oturmuş, bir derginin sayfalarını çeviriyordu. Tom asked Mary how much she'd paid for the sofa in her living room. Tom, Mary'ye oturma odasındaki kanepeye ne kadar ödediğini sordu. This sofa can seat three people easily. Bu kanepeye rahatlıkla üç kişi oturtulabilir. I don't want to buy this kind of sofa. Bu tür bir kanepe almak istemiyorum. Tom found Mary's purse under the sofa. Tom, Mary'nin çantasını kanepenin altında buldu. I wish Tom would help me move the sofa. Keşke Tom kanepeyi taşımama yardım etse. We would like to buy a sofa. Biz bir kanepe satın almak istiyoruz. Grandad is snoozing on the sofa. Büyükbaba kanepede uyuyor. Tom is lying on the sofa watching TV. Tom TV izleyerek kanepede uzanıyor. She slid a little closer to him on the sofa. O, kanepede ona biraz daha yaklaştı. You should get that sofa reupholstered. O kanepeyi yeniden döşettirmelisin. I'd be very grateful if you could help me move this sofa. Bu kanepeyi taşımama yardım ederseniz çok minnettar olurum. Do you mind if I lay down on the sofa? Kanepeye uzanmamda sakınca var mı? Tom lay on a sofa with his eyes closed. Tom gözleri kapalı bir şekilde kanepede yatıyor. Tom is sound asleep on the sofa. Tom kanepede mışıl mışıl uyuyor. Tom, look what I found under the sofa. Tom, kanepenin altında bulduğum şeye bak. Tom is asleep on the sofa. Tom kanepede uyuyor. Sit on the sofa and feel at ease. Kanepeye otur ve rahatla. Would you be more comfortable on the sofa? Kanepede biraz daha rahat olur musun? Tom stretched out on the sofa and fell asleep. Tom kanepeye uzandı ve uyuyakaldı. Maybe Tom can help you move the sofa. Belki Tom kanepeyi taşımana yardım edebilir. This sofa takes too much room. Bu kanepe çok yer kaplar. I would like to buy a sofa. Bir kanepe satın almak istiyorum. This sofa is not nice. Bu kanepe güzel değil. She slid a little closer to him on the sofa. Kanepede ona biraz daha yaklaştı. Don't sit down on the sofa. Kanepeye oturma. The cushions on the sofa don't match those on the armchairs. Kanepedeki minderler koltuklardakilerle eşleşmiyor. Tom is lying on the sofa, watching TV. Tom kanepede yatıyor, TV izliyor. Tom is lying on the sofa. Tom kanepede yatıyor. Since he was tired, he was sitting on the sofa with his eyes closed. Yorgun olduğu için kanepede gözleri kapalı oturuyordu. Look what I found under the sofa. Bak kanepenin altında ne buldum? You can crash on the sofa if you're tired. Yorulduysan kanepeye uzanabilirsin. Tom found Mary's necklace under the sofa. Tom, Mary'nin kolyesini kanepenin altında buldu. I don't want to buy this kind of sofa. Bu tür bir kanepe satın almak istemiyorum. How much does this sofa cost? Bu kanepe ne kadar? He sat on the sofa with his arms folded. Kollarını bağlamış bir şekilde kanepede oturuyordu. Tom said that I could sleep on the sofa. Tom kanepede uyuyabileceğimi söyledi. When did you buy that sofa? O kanepeyi ne zaman aldın? Tom ordered a new sofa from the catalog. Tom katalogdan yeni bir kanepe sipariş etti. Tom sat on the sofa next to Mary. Tom, Mary'nin yanındaki kanepeye oturdu. The boy likes walking around the sofa store. Çocuk kanepe mağazasını dolaşmayı seviyor. He sprawled out on the sofa next to me. O, kanepede yanıma uzandı. Tom helped Mary move the sofa. Tom, Mary'nin kanepeyi taşımasına yardım etti. The woman who is sitting on the sofa is my grandmother. Kanepede oturan kadın, benim büyükannem. The boy tried moving the heavy sofa. Çocuk, ağır kanepeyi taşımaya çalıştı. To receive guests, you need a large sofa. Misafir ağırlayabilmek için büyük bir kanepeye ihtiyacın var. To receive guests, you need a large sofa. Misafirleri ağırlamak için büyük bir kanepeye ihtiyacınız var. Tom sat on the sofa. Tom kanepeye oturdu. Tom should have helped Mary move the sofa. Tom Mary'nin kanepeyi taşımasına yardım etmeliydi. She lay on a sofa with her eyes closed. Gözleri kapalı şekilde bir kanepeye yattı. The new sofa goes with the curtains. Yeni kanepe perdelerle uyumlu. Tom spent the night on our sofa. Tom geceyi bizim kanepede geçirdi. He learned English perfectly well, lying on the sofa and drinking beer. Kanepede uzanıp bira içerek İngilizceyi çok iyi öğrendi. We would like to buy a sofa. Bir kanepe almak istiyoruz. Tom sat on the sofa next to Mary. Tom kanepede Mary'nin yanında oturdu. Tom stretched out on the sofa and fell asleep. Tom, kanepede uzandı ve uykuya daldı. Can you help me move the sofa? Kanepeyi taşımama yardım eder misin? How much does this sofa cost? Bu kanepenin fiyatı ne kadar? Tom sleeps on a sofa that converts into a bed. Tom yatağa dönüşebilen bir kanepede uyuyor. She was lounging on the sofa. O, kanepede yayılıp oturuyordu. The cushions on the sofa don't match those on the armchairs. Kanepenin üzerindeki minderler koltukların üzerindekilerle uyuşmuyor. Tom is lying on the sofa, reading a book. Tom kanepede uzanıyor, kitap okuyor. Tom slept on the sofa last night. Tom dün gece kanepede uyudu. I woke up on the sofa. Kanepede uyandım. I need to buy a good scratching post before my cat destroys my sofa. Kedim kanepemi mahvetmeden iyi bir tırmalama tahtası almalıyım. Let's move the sofa. Kanepeyi çekelim. Tom helped Mary move the sofa to other side of the room. Tom Mary'nin kanepeyi odanın diğer tarafına taşımasına yardım etti. Sami was asleep on the living room sofa. Sami oturma odasındaki kanepede uyuyordu. This sofa takes too much room. Bu kanepe çok fazla yer kaplıyor. Take a little nap on the sofa. Kanepede biraz kestir. I would like to buy a sofa. Bir kanepe almak istiyorum. Tom sat on the sofa, reading a magazine. Tom kanepede oturdu, bir dergi okuyordu. I need help moving the sofa. Kanepeyi taşırken yardıma ihtiyacım var. Tom and Mary sat side by side on the sofa. Tom ve Mary kanepede yan yana oturdular. He told me that I could sleep on the sofa. Bana kanepede uyuyabileceğimi söyledi. Tom doesn't like his new sofa. Tom yeni kanepesini beğenmiyor. She sat on the sofa, reading a magazine. Kanepede oturmuş dergi okuyordu. Tom lay on a sofa with his eyes closed. Tom kanepede gözleri kapalı yatıyordu. The sofa is wide enough for four people to sit on. Kanepe dört kişinin oturabileceği kadar geniş. That sofa takes up too much room. Bu kanepe çok fazla yer kaplıyor. Since he was tired, he was sitting on the sofa with his eyes closed. O yorgun olduğu için kanepede gözleri kapalı oturuyordu. Will you help me move the sofa? Kanepeyi taşımama yardım eder misin? Tom and Mary were sitting on the sofa very close to each other. Tom ve Mary kanepede birbirlerine çok yakın oturuyorlardı. Would you be more comfortable on the sofa? Kanepede daha rahat eder miydin? That sofa takes up too much room. O kanepe çok fazla yer kaplıyor. I'd be very grateful if you could help me move this sofa. Şu kanepeyi taşımama yardım edersen çok makbule geçer. Tom is taking a nap on the sofa. Tom kanepede şekerleme yapıyor. He sat on the sofa with his arms folded. Kolları bağlı şekilde kanepede oturdu. I helped Tom decide where to put the sofa. Tom'un kanepeyi nereye koyacağına karar vermesine yardım ettim. Tom slept on the sofa. Tom kanepede uyudu. Tom is lying on the sofa, watching TV. Tom kanepeye uzanmış, televizyon izliyor. When I opened the door, I found her naked, stretched on the sofa. Kapıyı açtığımda onu çıplak bir şekilde kanepeye uzanmış buldum. Grandad is snoozing on the sofa. Dede kanepede uyukluyor. The dog is peeing on the sofa. Köpek kanepeye işiyor. Tom sat down on the sofa. Tom kanepeye oturdu. He said that I could sleep on the sofa. Kanepede uyuyabileceğimi söyledi. Tom helped Mary move the sofa to other side of the room. Tom, Mary'nin kanepeyi odanın diğer tarafına taşımasına yardım etti. You can crash on the sofa if you're tired. Eğer yorgunsan kanepeye uzanabilirsin. I went into the room, where I found the children sitting on the sofa. Odaya girdim ve çocukları kanepede otururken buldum. The cat ruined my sofa. Kedi kanepemi mahvetti. Tom and Mary were sitting on the sofa, watching TV. Tom ve Mary kanepede oturmuş televizyon izliyorlardı. How much is this sofa? Bu kanepe ne kadar? Tom is dozing on the sofa. Tom kanepede uyukluyor. Tom was sleeping on the sofa when I walked into the room. Odaya girdiğimde Tom kanepede uyuyordu. I woke up on the sofa. Ben kanepede uyandım. It's on the sofa. Kanepenin üstünde. Tom picked up the coins that had fallen behind the sofa. Tom kanepenin arkasına düşmüş olan bozuk paraları topladı. Tom was sleeping on the sofa. Tom kanepede uyuyordu. Tom is taking a nap on the sofa. Tom kanepede kestiriyor. Take a little nap on the sofa. Kanepede azıcık kestir. Tom sat on the sofa. Tom kanepede oturdu. She put the blanket over the child sleeping on the sofa. O, kanepede uyuyan çocuğun üzerine battaniye örttü. Tom, look what I found under the sofa. Tom, bak kanepenin altında ne buldum. A cat is lying on the sofa. Bir kedi kanepede yatıyor. I have made myself comfortable on the sofa. Ben kanepede rahatıma baktım. I wish Tom would help me move the sofa. Keşke Tom kanepeyi taşımama yardım etseydi. I helped Tom decide where to put the sofa. Tom'a kanepeyi nereye koyacağına karar vermesine yardım ettim. Tom hid behind the sofa. Tom kanepenin arkasına saklandı. She put the blanket over the child sleeping on the sofa. Kanepede uyuyan çocuğun üzerine battaniyeyi örttü. Tom and Mary were sitting on the sofa as far away from each other as possible. Tom ve Mary kanepede mümkün olduğu kadar birbirlerinden uzak oturuyorlardı. Show More (195)
2	sofa	koltuk	n.
	Tom is sound asleep on the sofa. Tom koltukta mışıl mışıl uyuyor. Three children sat on the sofa. Üç çocuk koltuğa oturdu. Grandfather is napping on the sofa. Dede koltukta uyukluyor. Mary is napping on the sofa. Mary koltukta uyukluyor. The cat is sleeping on the sofa. Bir kedi koltukta uyuyor. Tom and Mary sat side by side on the sofa. Tom ve Mary koltukta yan yana oturdular. Besides a sofa and a table, there wasn't any furniture in the living room. Bir koltuk ve masa dışında, oturma odasında hiç mobilya yoktu. Tom and Mary were sitting on the sofa very close to each other. Tom ve Mary koltukta birbirine çok yakın oturuyordu. Show More (5)
3	sofa	divan	n.
	Tom is sleeping on the sofa. Tom divanın üstünde uyuyor. I sat on the sofa. Ben divanın üstüne oturdum. The woman who is sitting on the sofa is my grandmother. Divan üzerinde oturan kadın, benim büyükannem. The sofa is wide enough for four people to sit on. Divan, dört kişinin oturmasına yetecek genişlikte. Bring her in here and lay her on the sofa. Onu buraya getirin ve divana yatırın. The fire started on a sofa in Dan's room. Yangın, Dan'in odasındaki bir divanda başladı. Show More (3)
4	sofa	kanape	n.
	Tom and Mary sat on the sofa together watching TV. Tom ve Mary TV izlerken birlikte kanapede oturdu. Maybe Tom can help you move the sofa. Belki Tom kanapeyi taşımana yardım edebilir. Tom helped Mary move the sofa. Tom Mary'nin kanapeyi taşımasına yardım etti. I found the suites capacious, the sofas commodious, the sandwiches copious. Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum. A cat is lying on the sofa. Kanapede bir kedi yatıyor. Show More (2)