|
- The singer performed a beautiful love song during the concert.
- Şarkıcı konser sırasında güzel bir aşk şarkısı seslendirdi.
- In Denmark, we have a lovely song that our family often sings.
- Danimarka'da ailemizin sık sık söylediği güzel bir şarkımız vardır.
- This issue is very important in Czech domestic politics and the eurosceptics are making a real song and dance about it.
- Bu konu Çek iç siyasetinde çok önemlidir ve Avrupa şüphecileri bu konuda gerçek bir şarkı ve dans yapmaktadır.
- As I approached the radio this song started to play.
- Radyoya yaklaştığımda bir şarkı çalmaya başladı.
- Got a special request for this next song.
- Bir sonraki şarkı için özel istek geldi.
- I really liked it and thought it would make a great song and/or album title.
- Bunu gerçekten beğendim ve harika bir şarkı ve/veya albüm adı olacağını düşündüm.
- There's a song I really want to learn how to play.
- Çalmayı gerçekten öğrenmek istediğim bir şarkı var.
- A cold beer, a slow song, a good friend.
- Soğuk bir bira, slow bir şarkı, iyi bir dost.
- Radiohead has released a new video for an old song.
- Radiohead, eski bir şarkısı için bir klip yayınladı.
- That song makes me cry sometimes.
- Bu şarkı bazen beni ağlatır.
- She was asking me a couple days ago why it's a good song.
- Birkaç gün önce bana bunun neden iyi bir şarkı olduğunu soruyordu.
- This song speaks of my current mood.
- Bu şarkı benim o anki ruh halimi anlatıyor.
- Wait, you wrote me a song?
- Bekle, bana bir şarkı mı yazdın?
- Every Christmas is indeed the best song ever played by the whole family.
- Every Christmas gerçekten de tüm aile tarafından çalınan en iyi şarkı.
- Wait, you wrote me a song?
- Dur br dakika, bana bir şarkı mı yazdın?
- Choir of former prisoners will perform a mellow song Evening Bells.
- Eski mahkumlardan oluşan koro, huzur veren bir şarkı olan Evening Bells'i seslendirecek.
- Additionally, any song you buy will automatically appear in your music collection.
- Ayrıca satın aldığınız her şarkı otomatik olarak şarkı koleksiyonunuzda görünecektir.
- Siri can tell you more details about the music that you're listening to or a recently played song.
- Siri, dinlediğiniz müzik veya en son çaldığınız bir şarkı hakkında size daha fazla ayrıntı söyleyebilir.
- I wondered what kind of song it was.
- Ne tür bir şarkı olduğunu merak ettim.
- This song speaks of my current mood.
- Bu şarkı şu anki ruh halimi anlatıyor.
- Especially if you put in a new song for me.
- Özellikle benim için yeni bir şarkı koyarsan.
- So it's always been a special song for me.
- O yüzden bu şarkı benim için her zaman özel olmuştur.
- It's like a band playing their most popular song.
- Bir grubun en popüler şarkılarını çalması gibi.
- The melody and words of the song need to be in your long-term memory.
- Şarkının melodisinin ve sözlerinin uzun süreli hafızanızda yer alması gerekiyor.
- Every Christmas is indeed the best song ever played by the whole family.
- Every Christmas gerçekten de ailece çalınan en iyi şarkıdır.
- Practice this song and memorise the lyrics, then teach them to the students.
- Bu şarkıyı çalışın ve sözlerini ezberleyin, ardından öğrencilere öğretin.
- This music resounds in my ears and has become the song of my life.
- Bu müzik kulaklarımda yankılanıyor ve hayatımın şarkısı haline geldi.
- Good song, first time I've heard it.
- Güzel şarkı, ilk defa duydum.
- I thought there was already a song called Kismet.
- Kısmet adında bir şarkının zaten var olduğunu sanıyordum.
- Especially if you put in a new song for me.
- Özellikle de benim için yeni bir şarkı koyarsan.
- It's a beautiful song written by a guy called Martin Evan, actually, for me.
- Martin Evan adında bir adam tarafından yazılmış güzel bir şarkı aslında, benim için.
- No one could sing a sad song like Jerry.
- Kimse Jerry gibi hüzünlü şarkı yapamıyor.
- The song is good, and I like her, too.
- Şarkı güzel ve ben de onu seviyorum.
- A complete song may last for half an hour.
- Tam bir şarkı yarım saat sürebilir.
- That's why I play a song or two before bed.
- Bu yüzden yatmadan önce bir iki şarkı çalarım.
- Radiohead has released a new video for an old song.
- Radiohead eski bir şarkı için yeni bir video klip yayınladı.
- They play a slow song at the top of every hour for couples skate.
- Çiftler pateni için her saat başında slow bir şarkı çalıyorlar.
- Good song, first time I've heard it.
- Güzel şarkıymış, ilk defa dinledim.
- Chrome Division also recorded a music video for the song "Serial Killer" to publicise the album.
- Chrome Division albümü tanıtmak için "Serial Killer" şarkısına da bir klip çekti.
- That's because it's not a theme song, it's an address.
- Çünkü bu bir jenerik şarkısı değil, bir adres.
- I followed it and the song started to get clearer.
- Onu takip ettim ve şarkı netleşmeye başladı.
- Go play a song on the jukebox.
- Git müzik kutusunda bir şarkı çal.
- The song that you choose for your first dance should be extraordinary.
- İlk dansınız için seçtiğiniz şarkı sıra dışı olmalı.
- This song is a letter to my Dad, really.
- Bu şarkı babama yazdığım bir mektup aslında.
- The song is a ballad with country and rock music influences.
- Şarkı country ve rock müzik etkileri taşıyan bir baladdır.
- We put a new song in just for you.
- Sadece senin için yeni bir şarkı koyduk.
- Cohen had given us the song; but how do we turn it into a political anthem?
- Cohen bize şarkıyı vermişti; ama onu nasıl siyasi marş haline getireceğiz?
- Additionally, any song you buy will automatically appear in your music collection.
- Ayrıca satın aldığınız her şarkı otomatik olarak parça koleksiyonunuzda yer alacak.
- The song certainly backs up that claim.
- Şarkı kesinlikle bu iddiayı destekliyor.
- Later that day, a snippet of the song was released via the Dubsmash application.
- O günün ilerleyen saatlerinde Dubsmash uygulaması üzerinden şarkının bir parçası yayınlandı.
- Tom chose a song from the list and began singing it.
- Tom listeden bir şarkı seçti ve onu söylemeye başladı.
- They want us to go play another song.
- Gidip yeni bir şarkı çalmamızı istiyorlar.
- I've listened to the song hundreds of times, prior to and since that show.
- Yüzlerce kere dinledim bu şarkıyı, o gösterinin öncesinde ve sonrasında.
- Beyonce's song "Irreplaceable" comes to mind.
- Beyonce'nin "Irreplaceable" şarkısı aklıma geliyor.
- Your ideals seem to be coated with an old song and a sweet melody.
- İdealleriniz eski bir şarkı ve tatlı bir melodiyle kaplanmış gibi görünüyor.
- So, pick a song from the album, put your own spin on it.
- Albümden bir şarkı seç ve ona kendi yorumunu kat.
- He's the third witness who could hear this song when the victim was killed.
- Kurban öldürüldüğünde bu şarkıyı duyabilen üçüncü tanık oydu.
- They wrote their first song called Mortician and decided to change the band's name to that.
- Grup "Mortician" adlı ilk şarkısını yazdıktan sonra ismini bu şekilde değiştirme kararı almıştır.
- I just listened to this song and the lyrics are powerful.
- Bu şarkıyı yeni dinledim ve sözleri çok etkileyici.
- A cold beer, a slow song, a good friend.
- Soğuk bir bira, slow bir şarkı, iyi bir arkadaş.
- When the song was over, we sat.
- Şarkı bittiğinde oturduk.
- The melody and words of the song need to be in your long-term memory.
- Şarkının melodisi ve sözleri uzun süreli hafızanızda olmalıdır.
- Cohen had given us the song; but how do we turn it into a political anthem?
- Cohen bize şarkıyı vermişti; ama onu nasıl siyasi bir marşa dönüştürebiliriz?
- He then released the song "Sofa" in October.
- Daha sonra Ekim ayında "Sofa" şarkısını yayınladı.
- But I found another song about a train.
- Ama trenle ilgili başka bir şarkı buldum.
- Your ideals seem to be coated with an old song and a sweet melody.
- İdealleriniz eski bir şarkı ve tatlı bir melodi ile sarılmış gibi duruyor.
- He then released the song "Sofa" in October.
- Ekim ayında "Sofa" adlı şarkısını yayınladı.
- As I approached the radio this song started to play.
- Radyoya yaklaştığımda bu şarkı çalmaya başladı.
- I have a song that I've prepared for the class.
- Ders için hazırladığım bir şarkım var.
- That's why I play a song or two before bed.
- Bu yüzden yatmadan önce bir veya iki şarkı çalıyorum.
- The song certainly backs up that claim.
- Şarkı da kesinlikle bu iddiayı destekliyor.
- But I found another song about a train.
- Ama bir tren hakkında başka bir şarkı buldum.
- I just want you to teach me one really beautiful song.
- Sizden bana çok güzel bir şarkı öğretmenizi istiyorum.
- We put a new song in just for you.
- Sırf sizin için yeni bir şarkı ekledik.
- Honey, that is not a bad song.
- Tatlım, bu kötü bir şarkı değil.
- There were made two different music videos for the song.
- Şarkıya iki farklı klip çekilmiştir.
- Later that day, a snippet of the song was released via the Dubsmash application.
- Aynı günün ilerleyen saatlerinde şarkının bir kısmı Dubsmash uygulaması aracılığıyla yayınlandı.
- It's like a band playing their most popular song.
- En popüler şarkılarını çalan bir grup gibi.
- The song is a ballad with country and rock music influences.
- Şarkı country ve rock müzik etkileri taşıyan bir balad.
- Choir of former prisoners will perform a mellow song Evening Bells.
- Eski tutuklular korosu "Akşam Çanları" adlı hoş bir şarkıyı icra edecek.
- But this is a fairly fast dance song.
- Ama bu oldukça hızlı bir dans şarkısı.
- There were made two different music videos for the song.
- Şarkı için iki farklı klip çekildi.
- There were made two different music videos for the song.
- Şarkıya iki farklı klip çekildi.
- When the song was over, we sat.
- Şarkı bitince oturduk.
- I've listened to the song hundreds of times, prior to and since that show.
- Şarkıyı o gösteriden önce ve sonra yüzlerce kez dinledim.
- I wondered what kind of song it was.
- O nasıl bir şarkıymış diye merak ettim.
- Somewhere over the rainbow is a beautiful song.
- Somewhere Over The Rainbow güzel bir şarkı.
- Good song, first time I've heard it.
- Güzel şarkıymış, ben ilk kez duyuyorum.
- It's like a band playing their most popular song.
- Bir müzik grubunun en ünlü şarkısını çalması gibi.
- This song sounds very different to Western music.
- Bu şarkı Batı müziğinden çok farklı geliyor.
- I've listened to the song hundreds of times, prior to and since that show.
- Şarkıyı o gösteriden önce ve o gösteriden sonra yüzlerce kez dinledim.
- So it's always been a special song for me.
- Bu yüzden benim için her zaman özel bir şarkı oldu.
- Additionally, any song you buy will automatically appear in your music collection.
- Ayrıca satın aldığınız herhangi bir şarkı otomatik olarak şarkı koleksiyonunuzda görünecektir.
- So, pick a song from the album, put your own spin on it.
- O halde albümden bir şarkı seçin ve ona kendi yorumunuzu ekleyin.
- I followed it and the song started to get clearer.
- Onu takip ettim ve şarkı daha net duyulmaya başladı.
- The melody and words of the song need to be in your long-term memory.
- Şarkının melodisi ve sözlerinin uzun süreli hafızanızda olması gerekir.
- She was asking me a couple days ago why it's a good song.
- Birkaç gün önce bana neden iyi bir şarkı olduğunu sordu.
- He's the third witness who could hear this song when the victim was killed.
- Kurban öldürüldüğünde bu şarkıyı duyabilmiş olan üçüncü tanık oydu.
- It's a beautiful song written by a guy called Martin Evan, actually, for me.
- Aslında Martin Evan adında bir adamın benim için yazdığı güzel bir şarkı.
- Radiohead has released a new video for an old song.
- Radiohead eski bir şarkıya çektiği yeni bir klibi yayınladı.
- The song is good, and I like her, too.
- Şarkı güzel, ben de onu seviyorum.
- This song is a letter to my Dad, really.
- Bu şarkı esasen babama bir mektup.
- They wrote their first song called Mortician and decided to change the band's name to that.
- Mortician adlı ilk şarkılarını yazdıktan sonra grubun adını bu şekilde değiştirmeye karar verdiler.
- No one could sing a sad song like Jerry.
- Hüzünlü bir şarkıyı hiç kimse Jerry gibi söyleyemez.
- As I approached the radio this song started to play.
- Radyoya yaklaşırken bu şarkı çalmaya başladı.
- Choose a song and transcribe the words.
- Bir şarkı seçin ve sözlerini yazın.
- There's a song I really want to learn how to play.
- Çalmayı cidden öğrenmek istediğim bir şarkı var.
- I have a song that I've prepared for the class.
- Sınıf için hazırladığım bir şarkım var.
- She had a song called Glamorous Life.
- Glamorous Life adında bir şarkısı vardı.
- I just listened to this song and the lyrics are powerful.
- Az önce bu şarkıyı dinledim ve sözleri çok dokunaklı.
- He then released the song "Sofa" in October.
- Daha sonra Ekim ayında "Sofa" şarkısını çıkardı.
- They want us to go play another song.
- Gidip başka bir şarkı çalmamızı istiyorlar.
- That song makes me cry sometimes.
- Bu şarkı bazen beni ağlatıyor.
- There is a song called "revolt" on the album.
- Albümde "İsyan" adlı bir şarkı yer alıyor.
- They wrote their first song called Mortician and decided to change the band's name to that.
- Mortician adlı ilk şarkılarını yazmışlar ve grubun adını bu şekilde değiştirmeye karar vermişler.
- They play a slow song at the top of every hour for couples skate.
- Çiftler paten gösterisi için her saat başında yavaş bir şarkı çalıyorlar.
- I just want you to teach me one really beautiful song.
- Sadece bana çok güzel bir şarkı öğretmeni istiyorum.
- Go play a song on the jukebox.
- Git de müzik kutusundan bir şarkı çal.
- I thought there was already a song called Kismet.
- Kısmet diye bir şarkının zaten olduğunu sanıyordum.
- He's the third witness who could hear this song when the victim was killed.
- Kurban öldürüldüğünde bu şarkıyı duyabilen üçüncü tanıktı.
- I really liked it and thought it would make a great song and/or album title.
- Bunu gerçekten sevdim ve harika bir şarkı ve/veya albüm adı olacağını düşündüm.
- This music resounds in my ears and has become the song of my life.
- Bu müzik kulaklarımda çınladı ve hayatımın şarkısı oldu.
- This song sounds very different to Western music.
- Bu şarkı kulağa Batı müziğinden çok farklı geliyor.
- Beyonce's song "Irreplaceable" comes to mind.
- Beyonce'nin "Irreplaceable" şarkısı geldi aklıma.
- Especially if you put in a new song for me.
- Özellikle de benim için yeni bir şarkı eklersen.
- This is a great song for kids.
- Bu çocuklar için harika bir şarkı.
- Go play a song on the jukebox.
- Git müzik kutusundan bir şarkı çal.
- It's a beautiful song written by a guy called Martin Evan, actually, for me.
- Bu Martin Evan adlı bir kişi tarafından aslında benim için yazılmış hoş bir şarkı.
- I just want you to teach me one really beautiful song.
- Bana gerçekten güzel bir şarkı öğretmeni istiyorum.
- I followed it and the song started to get clearer.
- Onu takip ettim ve şarkı daha net gelmeye başladı.
- I thought there was already a song called Kismet.
- Ben Kısmet adlı bir şarkının zaten olduğunu düşündüm.
- There is a song called "revolt" on the album.
- Albümde "İsyan" adında bir şarkı var.
- Practice this song and memorise the lyrics, then teach them to the students.
- Şarkıyı çalış, sözleri ezberle, sonra da çocuklara öğret.
- Got a special request for this next song.
- Sıradaki şarkı özel bir istek parçadır.
- Later that day, a snippet of the song was released via the Dubsmash application.
- Bir gün sonra Dubsmash adlı uygulamadan şarkının bir kısmı yayımlandı.
- I wondered what kind of song it was.
- Nasıl bir şarkı olduğunu merak ettim.
- Honey, that is not a bad song.
- Tatlım, bu fena bir şarkı değil.
- She had a song called Glamorous Life.
- Glamorous Life isimli bir şarkısı vardı.
- The song that you choose for your first dance should be extraordinary.
- İlk dansınız için seçeceğiniz şarkı sıra dışı olmalıdır.
- This song reminds me of my junior high school days.
- Bu şarkı bana lise günlerimi hatırlatıyor.
- When I heard that song, it reminded me of my childhood.
- Bu şarkıyı duyduğumda, bana çocukluğumu hatırlattı.
- Much to my surprise, my song appealed to many young people.
- Şarkımın birçok gence hitap etmesi beni çok şaşırttı.
- Everyone listens to the song and gets excited.
- Herkes şarkı dinler ve heyecanlanır.
- Let's sing that song again.
- O şarkıyı tekrar söyleyelim.
- Tom chose a song from the list and began singing it.
- Tom listeden bir şarkı seçti ve söylemeye başladı.
- Tom promised me that tonight he'd sing that new song he wrote.
- Tom yazdığı o yeni şarkıyı bu gece söyleyeceğine bana söz verdi.
- That sentence does not exist in any song.
- Bu cümle hiçbir şarkıda yok.
- Play another song for us.
- Bizim için bir şarkı daha çal.
- A lullaby is a song sung to children before sleep.
- Bir ninni, uykudan önce çocuklara söylenen bir şarkıdır.
- It's a catchy song.
- Akılda kalan bir şarkı.
- Sing the song once more, please.
- Şarkıyı bir kez daha söyle lütfen.
- That song I just sang was written by Tom.
- Az önce söylediğim o şarkı Tom tarafından yazıldı.
- I cry every time I hear this song.
- Bu şarkıyı her duyduğumda ağlıyorum.
- It's just a song.
- O sadece bir şarkı.
- What's your favorite drinking song?
- Favori içme şarkınız nedir?
- Do you know the chords to this song?
- Bu şarkının akorlarını biliyor musun?
- When I hear that song, I think about the place where I grew up.
- Bu şarkıyı dinlediğim zaman büyüdüğüm yeri düşünüyorum.
- What is your favorite classic rock song?
- Favori klasik rock şarkın nedir?
- Do you want me to teach you that song?
- Sana o şarkıyı öğretmemi ister misin?
- I like this part of the song.
- Şarkının bu bölümünü beğeniyorum.
- I always listen to this song.
- Hep bu şarkıyı dinlerim.
- Did you listen to his new song?
- Yeni şarkısını dinledin mi?
- This is a great song.
- Bu harika bir şarkı.
- I have a song I'd like to sing for you.
- Senin için söylemek istediğim bir şarkı var.
- The song is familiar to us.
- Şarkı bize tanıdık geliyor.
- What is your favorite classic rock song?
- En sevdiğin klasik rock şarkısı hangisi?
- Tom picked up the guitar and started to play the song Mary taught him when he was a kid.
- Tom gitarı eline aldı ve Mary'nin ona çocukken öğrettiği şarkıyı çalmaya başladı.
- With both song and dance, the performers put on an excellent show.
- Hem şarkı hem de dansla, sanatçılar mükemmel bir gösteri sundular.
- I would be happy to teach you that song.
- Sana o şarkıyı öğretmekten mutluluk duyarım.
- I heard that song before.
- Ben o şarkıyı daha önce duydum.
- There's an allusion to one of Debussy's works in that song.
- Bu şarkıda Debussy'nin eserlerinden birine bir gönderme var.
- Tom asked Mary if she knew how to play that song on the flute.
- Tom, Mary'ye flütte bu şarkıyı nasıl çalacağını bilip bilmediğini sordu.
- What's your favorite ZZ Top song?
- Favori ZZTop şarkın nedir?
- The song is now very familiar to us.
- Şarkı şimdi bize çok tanıdık geliyor.
- Tom started the show with his mother's favorite song.
- Tom annesinin sevdiği şarkıyla gösteriye başladı.
- I don't know the title of this song … what is it?
- Bu şarkının adını bilmiyorum, nedir?
- What's your favorite oldies song?
- En sevdiğiniz eski şarkı hangisi?
- This is my song!
- Bu benim şarkım!
- I never get tired of this song.
- Bu şarkıdan asla bıkmam.
- I don't think Tom liked the song you wrote about him.
- Tom'un onun hakkında yazdığın şarkıyı sevdiğini sanmıyorum.
- The large audience clapped at the end of the song.
- Büyük dinleyici kitlesi şarkının sonunda alkışladı.
- What's your favorite Bob Dylan song?
- Favori Bob Dylan şarkınız nedir?
- The song of the bird is pleasant.
- Kuşun şarkısı hoş.
- Can you translate this song for me?
- Bu şarkıyı benim için tercüme edebilir misin?
- I hope that you'll enjoy this next song.
- Umarım bir sonraki şarkıdan hoşlanırsınız.
- Finish the song.
- Şarkıyı bitirin.
- I used to be able to play that song.
- Eskiden bu şarkıyı çalabiliyordum.
- Can you teach me how to play that song?
- O şarkıyı çalmayı bana öğretebilir misin?
- Whenever Tom hears that song, it brings back memories of his days in Boston.
- Tom ne zaman bu şarkıyı duysa, Boston'daki günlerini hatırlıyor.
- Tom wanted to write Mary a song for her birthday.
- Tom, Mary'nin doğum günü için bir şarkı yazmak istedi.
- This song is a masterpiece.
- Bu şarkı bir başyapıt.
- What song is she playing?
- Hangi şarkıyı çalıyor?
- What song is this?
- Bu hangi şarkı?
- Do you know that song?
- Bu şarkıyı biliyor musun?
- I hope that you will enjoy this song.
- Umarım bu şarkıyı beğenirsiniz.
- I can't get that song out of my head.
- O şarkıyı kafamdan atamıyorum.
- If I hear one more song about sailors or captains, I'm going to jump off a bridge.
- Denizciler veya kaptanlar hakkında bir şarkı daha duyarsam bir köprüden atlayacağım.
- I've had this song stuck in my head for two days!
- Bu şarkı iki gündür aklımda!
- I want to learn that song.
- O şarkıyı öğrenmek istiyorum.
- A Spanish song was playing in the supermarket where I went to buy fruits and vegetables yesterday.
- Dün meyve ve sebze satın almak için gittiğim süpermarkette bir İspanyolca şarkı çalıyordu.
- Tom's favorite song is Chariots of Fire by Vangelis.
- Tom'un en sevdiği şarkı Vangelis'in Ateş Arabalarıdır.
- I didn't think Tom liked the song you wrote about him.
- Tom'un onun hakkında yazdığın şarkıyı sevdiğini sanmıyorum.
- That song reminds me of a famous movie actor.
- Bu şarkı bana ünlü bir sinema oyuncusunu hatırlatıyor.
- I don't think I know all the lyrics to this song.
- Bu şarkının tüm sözlerini bildiğimi sanmıyorum.
- I hate this song.
- Bu şarkıdan nefret ediyorum.
- Can you play a song for me?
- Benim için bir şarkı çalabilir misin?
- I read the song to my child.
- Çocuğuma şarkı okuyorum.
- Do you like the song Stayin' Alive?
- "Stayin' Alive" şarkısını seviyor musun?
- Have you ever listened to this song?
- Hiç bu şarkıyı dinledin mi?
- I can't play that song without a capo.
- Ben kapo olmadan o şarkıyı çalamam.
- What was the first song you ever wrote?
- Şimdiye kadar yazdığın ilk şarkı neydi?
- Do you love that song?
- O şarkıyı seviyor musun?
- I've been listening to this song on repeat since this morning.
- Bu şarkıyı bu sabahtan beri aralıksız dinliyorum.
- Do you like that song?
- O şarkıyı seviyor musun?
- Do you want to hear my new song?
- Yeni şarkımı dinlemek ister misin?
- I can't get that song out of my mind.
- Bu şarkı aklımdan çıkmıyor.
- A lullaby is a song sung to children before sleep.
- Ninni, çocuklara uyumadan önce söylenen bir şarkıdır.
- Tom loves that song.
- Tom o şarkıyı seviyor.
- I remember singing that song long ago.
- O şarkıyı uzun zaman önce söylediğimi hatırlıyorum.
- When was the last time you listened to this song?
- Bu şarkıyı en son ne zaman dinledin?
- This song always reminds me of my childhood.
- Bu şarkı bana hep çocukluğumu hatırlatır.
- Every time I hear that song, I think of my childhood.
- Bu şarkıyı her duyduğumda çocukluğum aklıma geliyor.
- A Spanish song was playing in the supermarket where I went to buy fruits and vegetables yesterday.
- Dün meyve ve sebze almaya gittiğim süpermarkette İspanyolca bir şarkı çalıyordu.
- Tom didn't know that song.
- Tom o şarkıyı bilmiyordu.
- That song was very popular three years ago.
- O şarkı üç yıl önce çok popülerdi.
- I love that song.
- O şarkıyı severim.
- You don't know this song, so don't try to sing along.
- Bu şarkıyı bilmiyorsun, bu yüzden birlikte söylemeye çalışma.
- This song brings me back to my childhood.
- Bu şarkı beni çocukluğuma götürüyor.
- I only know how to play that one song.
- Sadece bir şarkının nasıl çalındığını biliyorum.
- Whenever I hear that song, I think of a certain girl.
- Ne zaman o şarkıyı duysam belli bir kızı düşünürüm.
- If I hear one more song about sailors or captains, I'm going to jump off a bridge.
- Denizciler ya da kaptanlar hakkında bir şarkı daha duyarsam köprüden atlayacağım.
- This song is both sad and beautiful.
- Bu şarkı hem hüzünlü hem de güzel.
- This song reminds me of someone I used to know.
- Bu şarkı bana eskiden tanıdığım birini hatırlatıyor.
- Every time I hear this song, I think of your smile.
- Bu şarkıyı her duyduğumda, senin gülüşünü düşünürüm.
- I'd like to dedicate this song to Tom.
- Bu şarkıyı Tom'a ithaf etmek istiyorum.
- It's a catchy song.
- Akılda kalıcı bir şarkı.
- That song is very popular with young people.
- O şarkı gençler arasında çok popüler.
- He closed his speech with a beautiful song.
- Konuşmasını güzel bir şarkıyla bitirdi.
- It is such an old song that everybody knows it.
- O kadar eski bir şarkı ki, herkes biliyor.
- It's a great song.
- Bu harika bir şarkı.
- The song of the bird is pleasant.
- Kuşun şarkısı çok hoş.
- This is the most beautiful song I've ever heard in my life.
- Bu hayatımda duyduğum en güzel şarkı.
- Have you listened to the salsa version of that song?
- Bu şarkının salsa versiyonunu dinledin mi?
- What song would you like to be played at your funeral?
- Sen cenazende hangi şarkının çalınmasını isterdin?
- Who made this song popular?
- Bu şarkıyı kim popüler yaptı?
- That song is my favorite.
- Bu şarkı benim favorim.
- I cry whenever I listen to this song.
- Bu şarkıyı ne zaman dinlesem ağlıyorum.
- Would you like to hear the new song I'm working on?
- Üzerinde çalıştığım yeni şarkıyı dinlemek ister misiniz?
- This song is a classic.
- Bu şarkı bir klasik.
- I never hear that song without remembering my high school days.
- O şarkıyı duyunca lise günlerimi hatırlamadan edemiyorum.
- I have heard of this song some time ago.
- Ben bir süre önce bu şarkıyı dinledim.
- Tom wrote the song that Mary sang last night at the pub.
- Tom, Mary'nin dün gece barda söylediği şarkıyı yazdı.
- This is a good song.
- Bu güzel bir şarkı.
- The song is now very familiar to us.
- Şarkı artık bize çok tanıdık geliyor.
- I'd like to dedicate this next song to the bride and groom.
- Bu bir sonraki şarkıyı gelin ve damada ithaf etmek istiyorum.
- This is the third time I've heard this song today.
- Bugün bu şarkıyı üçüncü duyuşum.
- That song reminds me of my home.
- O şarkı bana yuvamı hatırlatıyor.
- I've been listening to this song non-stop since this morning.
- Bu sabahtan beri durmadan bu şarkıyı dinliyorum.
- I would be happy to teach you that song.
- Sana o şarkıyı öğretmekten mutlu olurum.
- I've never heard this song before.
- Bu şarkıyı daha önce hiç duymadım.
- There was a country song playing on the jukebox.
- Müzik kutusunda bir country şarkısı çalıyordu.
- No matter how hard I tried, I couldn't remember that song's title.
- Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, o şarkının adını hatırlayamadım.
- I especially liked the last song you sang.
- Son söylediğin şarkıyı özellikle çok beğendim.
- Tom wanted Mary to play a song for him on the piano.
- Tom, Mary'den piyanoda onun için bir şarkı çalmasını istedi.
- You probably think this song is a little too slow.
- Sen muhtemelen bu şarkının biraz fazla yavaş olduğunu düşünüyorsun.
- I looked up a song I liked from a movie in YouTube and there were countless remixes; I was surprised at how many were hits!
- Bir filmden beğendiğim bir şarkıyı YouTube'da aradım ve sayısız remiks vardı; kaç tanesinin hit olduğuna şaşırdım!
- I can't stand listening that shitty song anymore!
- Artık bu boktan şarkıyı dinlemeye dayanamıyorum!
- I can't sing this song in that key.
- Bu şarkıyı o perdede söyleyemem.
- When I heard that song, it reminded me of when I was a kid.
- Bu şarkıyı duyduğumda, bana çocukluğumu hatırlattı.
- This song is easy to learn.
- Bu şarkıyı öğrenmesi kolaydır.
- I'd like to dedicate this next song to the bride and groom.
- Sıradaki şarkıyı gelin ve damada ithaf etmek istiyorum.
- The song reminds me of my home.
- Bu şarkı bana evimi hatırlatıyor.
- Tom picked up the guitar and started to play the song Mary taught him when he was a kid.
- Tom gitarı aldı ve bir çocukken Mary'nin ona öğrettiği şarkıyı çalmaya başladı.
- Tom wanted to write Mary a song for her birthday.
- Tom, Mary'ye onun doğum günü için bir şarkı yazmak istedi.
- Tom can't even play one song on his ukulele without making mistakes.
- Tom ukulelesi ile hata yapmadan bir şarkı bile çalamıyor.
- Play that song again.
- O şarkıyı tekrar çal.
- Let's never sing that song again.
- O şarkıyı bir daha asla söylemeyelim.
- What song would you like to be played at your funeral?
- Cenazende hangi şarkı çalsın isterdin?
- I can't remember the tune of that song.
- O şarkının melodisini hatırlayamıyorum.
- This is a song I learned when I was a kid.
- Çocukken öğrendiğim bir şarkı.
- The song is well known to everybody.
- Şarkı herkes tarafından iyi bilinmektedir.
- I heard that song before.
- Bu şarkıyı daha önce duymuştum.
- Have you listened to the salsa version of that song?
- O şarkının salsa versiyonunu dinledin mi?
- Have you ever dedicated a song to the orphans?
- Hiç yetimlere bir şarkı ithaf ettiniz mi?
- This song was written by Foster.
- Bu şarkı Foster tarafından yazıldı.
- When I hear that song, I think about my hometown.
- Bu şarkıyı duyduğumda, memleketimi düşünüyorum.
- You don't know this song, so don't try to sing along.
- Bu şarkıyı bilmiyorsun, o yüzden eşlik etmeye çalışma.
- This song is timeless.
- Bu şarkı zamansızdır.
- I'd like to dedicate this song to Mary.
- Ben bu şarkıyı Mary'ye ithaf etmek istiyorum.
- They discuss the title of the song.
- Şarkının adını tartışıyorlar.
- I like this part of the song.
- Şarkının bu kısmını seviyorum.
- I don't think I've ever heard this song before.
- Bu şarkıyı daha önce duyduğumu sanmıyorum.
- You've already sung that song three times tonight.
- Bu şarkıyı bu gece üç kez söyledin zaten.
- What's this song about?
- Bu şarkı ne hakkında?
- I have a song I'd like to sing for you.
- Senin için söylemek istediğim bir şarkım var.
- I know the song.
- Ben şarkıyı biliyorum.
- I'm listening to this song.
- Ben bu şarkıyı dinliyorum.
- I wasn't able to remember the title of that song.
- O şarkının ismini hatırlayamıyordum.
- Can I play you a song?
- Size bir şarkı çalabilir miyim?
- I wasn't able to remember the title of that song.
- O şarkının ismini hatırlayamamıştım.
- I'm working on a new song.
- Yeni bir şarkı üzerinde çalışıyorum.
- What's your favorite oldies song?
- Favori aile şarkın nedir?
- Tom wrote that song three years ago.
- Tom bu şarkıyı üç yıl önce yazdı.
- Have you heard this song before?
- Bu şarkıyı daha önce duydun mu?
- How does the song go?
- Şarkı nasıl gidiyor?
- Tom cries every time he hears this song.
- Tom bu şarkıyı her duyduğunda ağlıyor.
- That song is catchy.
- O şarkı akılda kalıcı.
- That song is my favorite.
- O şarkı benim favorimdir.
- That's a good song.
- O iyi bir şarkı.
- Let's sing the song in English.
- Şarkıyı İngilizce söyleyelim.
- When I heard that song, it reminded me of when I was a kid.
- O şarkıyı duyduğumda bana bir çocuk olduğum zamanı hatırlattı.
- I asked them to play me a song.
- Onların bana bir şarkı çalmasını istedim.
- This song is vastly underrated.
- Bu şarkının değeri çok az biliniyor.
- Would you like to hear my new song?
- Yeni şarkımı duymak ister misin?
- This is the first song I ever wrote.
- Bu şimdiye kadar yazdığım ilk şarkı.
- You probably think this song is a little too slow.
- Muhtemelen bu şarkının biraz fazla yavaş olduğunu düşünüyorsunuz.
- What is your ultimate summer song?
- Son yaz şarkın ne?
- What's your favorite sad song?
- En sevdiğin hüzünlü şarkı hangisi?
- I remember the first time I heard this song.
- Bu şarkıyı ilk duyduğum zamanı hatırlıyorum.
- I listen to this song when I'm sad.
- Üzgün olduğumda bu şarkıyı dinlerim.
- I love this song.
- Bu şarkıyı severim.
- Every student knows the school song.
- Her öğrenci okul şarkısını bilir.
- It's a song.
- Bu bir şarkı.
- My favourite song by Lady Gaga is Paparazzi.
- Lady Gaga'nın en sevdiğim şarkısı Paparazzi.
- I dedicate this song to my people.
- Bu şarkıyı halkıma ithaf ediyorum.
- Sami knows that song.
- Sami o şarkıyı bilir.
- Would you like to hear my new song?
- Yeni şarkımı dinlemek ister misin?
- What will a child learn sooner than a song?
- Bir çocuk bir şarkıdan daha çabuk ne öğrenir?
- No one will know this song!
- Bu şarkıyı kimse bilmeyecek!
- Who wrote this song?
- Bu şarkıyı kim yazdı?
- Did you listen to her new song?
- Onun yeni şarkısını dinledin mi?
- This song was popular in the 1970s.
- Bu şarkı 1970 li yıllarda popülerdi.
- What's your favorite Christmas song?
- En sevdiğiniz Noel şarkısı nedir?
- I won't ever sing that song again.
- O şarkıyı bir daha asla söylemeyeceğim.
- Have you listened to this song?
- Bu şarkıyı daha önce duydun mu?
- I didn't know that song.
- O şarkıyı bilmiyordum.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
- Bu şarkı o kadar dokunaklı ki gözlerimi yaşartıyor.
- What do you think of the song I just sang for you?
- Senin için söylediğim şarkı hakkında ne düşünüyorsun?
- We heard this song before.
- Bu şarkıyı daha önce duymuştuk.
- Do you like this song?
- Bu şarkıyı sever misin?
- This is a really catchy song.
- Bu gerçekten çok akılda kalıcı bir şarkı.
- This song is very touching.
- Bu şarkı çok dokunaklı.
- I wrote this song for Tom.
- Bu şarkıyı Tom için yazdım.
- People of all ages like this song.
- Bu şarkıyı her yaştan insan sever.
- We want Tom to play a song or two for us on his banjo.
- Tom'un bançosuyla bizim için bir iki şarkı çalmasını istiyoruz.
- I don't know that song.
- O şarkıyı bilmiyorum.
- Listening to this song fills my heart with nostalgia.
- Bu şarkıyı dinlemek kalbimi nostaljiyle dolduruyor.
- Tom is the one who wrote the song that I just sang.
- Az önce söylediğim şarkıyı yazan kişi Tom'du.
- Tom played the song that Mary requested.
- Tom, Mary'nin istediği şarkıyı çaldı.
- Did you listen to his new song?
- Onun yeni şarkısını dinledin mi?
- When did my sister sing that song?
- Kız kardeşim bu şarkıyı ne zaman söyledi?
- Will you tell me how to sing this song?
- Bana bu şarkıyı nasıl söyleyeceğimi anlatır mısın?
- Tom can't even play one song on his ukulele without making mistakes.
- Tom ukulelesinde hata yapmadan bir şarkı bile çalamıyor.
- I wrote the song for her.
- Şarkıyı onun için yazdım.
- I have never heard her song.
- Ben onun şarkısını hiç dinlemedim.
- No one knew the song that Tom requested.
- Tom'un istediği şarkıyı kimse bilmiyordu.
- I couldn't remember the title of that song.
- O şarkının başlığını hatırlayamadım.
- I don't want to have to listen to Tom sing that song again.
- Tom'un o şarkıyı tekrar söylemesini dinlemek istemiyorum.
- Tom taught me how to play that song.
- Tom bana o şarkının nasıl çalınacağını öğretti.
- I don't get a lot of requests for that song.
- Bu şarkı için çok fazla istek almıyorum.
- This song is familiar to me.
- Bu şarkı bana aşina geliyor.
- My favourite song by Lady Gaga is Paparazzi.
- Lady Gaga'nın en sevdiğim şarkısı Paparazzi'dir.
- I never get tired of this song.
- Bu şarkıdan hiç bıkmadım.
- When I hear this song, I think of Tom.
- Bu şarkıyı duyduğumda, aklıma Tom geliyor.
- This song always reminds me of my school days.
- Bu şarkı bana hep okul günlerimi hatırlatır.
- I've sung that song a few times.
- Bu şarkıyı birkaç kez söyledim.
- Tom played a song on the piano.
- Tom piyanoda bir şarkı çaldı.
- What's your favorite acoustic song?
- En sevdiğiniz akustik şarkı nedir?
- Hearing this song after so long really brings back the old times.
- Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı işitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
- What song best describes your relationship with your significant other?
- Sevgilinizle olan ilişkinizi en iyi anlatan şarkı hangisidir?
- That's the most annoying song I've ever heard.
- Bu şimdiye kadar duyduğum en sinir bozucu şarkı.
- I can't get that song out of my mind.
- O şarkıyı aklımdan çıkaramıyorum.
- Let's listen to that song again.
- Şu şarkıyı tekrar dinleyelim.
- Tom taught Mary a new song today.
- Tom bugün Mary'ye yeni bir şarkı öğretti.
- What's the name of the song that Tom was singing?
- Tom'un söylediği şarkının adı neydi?
- Tom really liked this song.
- Tom bu şarkıyı gerçekten sevdi.
- I like this song.
- Bu şarkıyı seviyorum.
- I'm listening to this song.
- Bu şarkıyı dinliyorum.
- I dedicate this song to you.
- Bu şarkıyı sana ithaf ediyorum.
- That song was fun.
- O şarkı eğlenceliydi.
- What's your favorite drinking song?
- En sevdiğiniz içki şarkısı nedir?
- I want to dedicate this song to him.
- Bu şarkıyı ona ithaf etmek istiyorum.
- Listen to this song, Tom.
- Bu şarkıyı dinle, Tom.
- I've heard this song before.
- Ben bu şarkıyı daha önce duydum.
- This song was popular in the 1970s.
- Bu şarkı 1970'lerde popülerdi.
- When I hear that song I remember my youth.
- Bu şarkıyı duyduğumda gençliğimi hatırlıyorum.
- I can't get that song out of my mind.
- Bu şarkıyı kafamdan atamıyorum.
- Sing us another song!
- Bize bir şarkı daha söyle!
- I heard the song sung in French.
- Şarkının Fransızca söylendiğini duydum.
- The song I want to sing is one that you know.
- Söylemek istediğim şarkı senin bildiğin bir şarkı.
- I no longer remember the song's melody.
- Şarkının melodisini artık hatırlamıyorum.
- That sentence doesn't exist in any song.
- O cümle hiçbir şarkıda yok.
- I didn't know this song.
- Bu şarkıyı bilmiyordum.
- With both song and dance, the performers put on an excellent show.
- Hem şarkı hem de dans ile sanatçılar mükemmel bir gösteriyi sahneye koydular.
- When I hear this song, I think of him.
- Bu şarkıyı duyduğumda, onu düşünüyorum.
- I'm listening to Björk's latest song.
- Björk'ün en son şarkısını dinliyorum.
- Your voice is sweeter to me than even the song of young birds.
- Sesin bana genç kuşların şarkısından bile daha tatlı geliyor.
- Did Tom write that song for you?
- Tom o şarkıyı senin için mi yazdı?
- You'd better not sing that song tonight.
- O şarkıyı bu gece söylemesen iyi olur.
- The person addressed in the song seems to be rather insecure.
- Şarkıda hitap edilen kişi oldukça güvensiz görünüyor.
- Sami knows that song.
- Sami bu şarkıyı biliyor.
- I sure hope Tom likes this song.
- Umarım Tom bu şarkıyı sever.
- I'd like to dedicate this song to Mary.
- Bu şarkıyı Mary'ye ithaf etmek istiyorum.
- What do you think of the song I just sang for you?
- Senin için söylediğim şarkıyla ilgili ne düşünüyorsun?
- Can you remember how to play that song?
- O şarkıyı nasıl çalacağını hatırlayabiliyor musun?
- I know this song.
- Bu şarkıyı biliyorum.
- We know this song.
- Bu şarkıyı biliyoruz.
- I liked that song.
- Şu şarkıyı beğendim.
- Here is a song from the first album.
- İşte ilk albümden bir şarkı.
- Tom closed his speech with a beautiful song.
- Tom konuşmasını güzel bir şarkıyla bitirdi.
- This is the first song I ever wrote.
- Bu hayatımda yazdığım ilk şarkı.
- The soldiers were animated by the song.
- Askerler şarkıyla canlandırıldı.
- This is the most beautiful song I've ever heard in my life.
- Hayatımda duyduğum en güzel şarkı.
- When I hear this song, I think of her.
- Bu şarkıyı duyduğumda, onu düşünürüm.
- This song reminds me of someone I used to know.
- Bu şarkı bana eskiden tanıdığım birisini hatırlatıyor.
- I don't know the title of this song … what is it?
- Bu şarkının adını bilmiyorum... Neydi?
- The song always reminds me of my childhood.
- Bu şarkı bana her zaman çocukluğumu hatırlatır.
- Tom isn't very likely to know that song.
- Tom'un bu şarkıyı bilmesi pek mümkün değil.
- Whenever I hear that song, I think of my childhood.
- O şarkıyı ne zaman duysam çocukluğumu düşünürüm.
- This song never should have been written.
- Bu şarkı asla yazılmamalıydı.
- What was the first song you ever wrote?
- Yazdığın ilk şarkı neydi?
- What's your favorite funny song?
- En sevdiğiniz komik şarkı nedir?
- I hope you don't ever sing that song again.
- Umarım o şarkıyı bir daha söylemezsin.
- Tom asked Mary if she knew how to play that song on the flute.
- Tom Mary'ye o şarkının flütle nasıl çalındığını bilip bilmediğini sordu.
- This song sounds sad.
- Bu şarkı kulağa hüzünlü geliyor.
- This song has a nice beat.
- Bu şarkının güzel bir ritmi var.
- An organist accompanied the song of the believers.
- Bir orgcu inananların şarkılarına eşlik etti.
- I've sung this next song many times.
- Bu bir sonraki şarkıyı birçok defa söyledim.
- This song is familiar to me.
- Bu şarkı bana tanıdık.
- Tom wants to see if Mary likes his new song.
- Tom, Mary'nin yeni şarkısını beğenip beğenmediğini görmek istiyor.
- Whenever I hear that song, I think of my younger days.
- Ne zaman bu şarkıyı duysam, gençlik günlerimi düşünürüm.
- I liked that song.
- Bu şarkıyı sevdim.
- I've always found this song to be so haunting.
- Bu şarkıyı her zaman çok unutulmaz bulmuşumdur.
- This song is timeless.
- Zamanın ötesinde bir şarkı bu.
- This is the most beautiful song I've ever heard.
- Bu zamana kadar duyduğum en güzel şarkı.
- What song is she playing?
- O hangi şarkıyı çalıyor?
- Tom used to sing that song with his band.
- Tom o şarkıyı grubu ile söylerdi.
- Listening to this song makes me cry.
- Bu şarkıyı dinlemek beni ağlatıyor.
- I love this song!
- Bu şarkıya bayılıyorum!
- I can't play that song without a capo.
- Bu şarkıyı capo olmadan çalamıyorum.
- The next song I'm going to sing is one I wrote just last night.
- Şimdi söyleyeceğim şarkı daha dün gece yazdığım bir şarkı.
- Mary's song became a hit.
- Mary'nin şarkısı bir hit oldu.
- I don't usually write this kind of song.
- Genelde bu tür şarkılar yazmam.
- This song is a masterpiece.
- Bu şarkı bir şaheser.
- Let's listen to that song again.
- O şarkıyı tekrar dinleyelim.
- This is the most beautiful song I've ever heard.
- Bu şimdiye kadar duyduğum en güzel şarkı.
- Just a moment, I'll change the song first.
- Bir dakika, ben ilk olarak şarkıyı değiştireceğim.
- I didn't think Tom liked the song you wrote about him.
- Tom'un onun hakkında yazdığın şarkıyı sevdiğini düşünmemiştim.
- Did you try playing that song on your guitar?
- Gitarınla o şarkıyı çalmayı denedin mi?
- I don't think Tom liked your song very much.
- Tom'un şarkınızı pek sevdiğini sanmıyorum.
- I'm sick of this song.
- Bu şarkıdan gına geldi.
- What's your favorite acoustic song?
- En sevdiğin akustik şarkı hangisi?
- I don't know this song.
- Bu şarkıyı bilmiyorum.
- They love that song.
- Onlar o şarkıyı seviyorlar.
- I was listening to a really beautiful song yesterday.
- Dün çok güzel bir şarkı dinliyordum.
- Tom tried to play the song Mary requested.
- Tom, Mary'nin istediği şarkıyı çalmaya çalıştı.
- The song was a hit.
- Şarkı hit oldu.
- This song always reminds me of my school days.
- Bu şarkı bana hep okul günlerimi hatırlatıyor.
- I dedicate this song to my umbrella.
- Bu şarkıyı şemsiyeme ithaf ediyorum.
- I'm not going to sing that song anymore.
- O şarkıyı artık söylemeyeceğim.
- Do you know this song?
- Bu şarkıyı biliyor musun?
- Can I pick the next song?
- Sıradaki şarkıyı ben seçebilir miyim?
- What's your favorite classic rock song?
- En sevdiğin klasik rock şarkısı hangisi?
- Who sings that song?
- Bu şarkıyı kim söylüyor?
- No one knew the song that Tom requested.
- Tom'un istediği şarkıyı hiç kimse bilmiyordu.
- I wrote this song just for you guys.
- Bu şarkıyı sadece sizin için yazdım.
- Tom was the one who taught me that song.
- Bana bu şarkıyı öğreten kişi Tom'du.
- It is a song.
- Bu bir şarkı.
- That's a very old song.
- Bu çok eski bir şarkı.
- Who made this song popular?
- Kim bu şarkıyı popüler yaptı?
- I asked Tom to play a song for me.
- Tom'dan benim için bir şarkı çalmasını istedim.
- Tom isn't very likely to know that song.
- Tom büyük olasılıkla o şarkıyı bilmeyecek.
- This song reminds me of my childhood.
- Bu şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- I've heard this song before.
- Bu şarkıyı daha önce duymuştum.
- I don't get a lot of requests for that song.
- O şarkı için çok istek almıyorum.
- What's your favorite Beatles song?
- En sevdiğiniz Beatles şarkısı hangisi?
- This song is timeless.
- Hiç eskimeyen bir şarkı bu.
- Finish the song.
- Şarkıyı bitir.
- Do you want to hear my new song?
- Yeni şarkımı duymak ister misin?
- Would you like to hear the new song I'm working on?
- Üzerinde çalıştığım yeni şarkıyı dinlemek ister misin?
- I dedicate this song to you.
- Bu şarkıyı sana adıyorum.
- This is the third time I've heard this song today.
- Bu şarkıyı bugün üçüncü kez dinliyorum.
- I don't understand this song.
- Bu şarkıyı anlamıyorum.
- I've already sung that song three times tonight.
- Bu şarkıyı bu gece üç kez söyledim zaten.
- Do you love that song?
- Bu şarkıyı seviyor musun?
- It'll be difficult for me to sing this song in that key.
- Bu şarkıyı o perdeden söylemek benim için zor olur.
- Have you ever listened to this song?
- Bu şarkıyı hiç dinlediniz mi?
- What's your favorite ZZ Top song?
- En sevdiğiniz ZZ Top şarkısı nedir?
- Can you translate this song for me?
- Bu şarkıyı benim için çevirebilir misin?
- Who sings this song?
- Bu şarkıyı kim söylüyor?
- Tom asked for a slow song.
- Tom yavaş bir şarkı istedi.
- Just listening to that song makes me think of you.
- Bu şarkıyı dinlemek bile bana seni düşündürüyor.
- Don't sing that song again.
- O şarkıyı bir daha söyleme.
- I sure hope Tom likes this song.
- Tom'un bu şarkıyı beğeneceğini umuyorum.
- I couldn't get that song out of my mind.
- O şarkıyı aklımdan çıkaramadım.
- Tom taught me to play that song.
- Tom o şarkıyı çalmamı öğretti.
- When I hear that song, I think about the place where I grew up.
- Bu şarkıyı duyduğumda, büyüdüğüm yeri düşünüyorum.
- I've sung this next song many times.
- Sıradaki şarkıyı birçok kez söyledim.
- This song seems familiar.
- Bu şarkı tanıdık geliyor.
- I did not listen to the chorus of that song.
- O şarkının nakaratını dinlemedim.
- When was the last time you listened to this song?
- Bu şarkıyı en son ne zaman dinlediniz?
- That song is corny.
- O şarkı çok bayat.
- The girls don't like that song.
- Kızlar o şarkıdan hoşlanmazlar.
- Tom tried to play the song Mary requested.
- Tom Mary'nin istediği şarkıyı çalmaya çalıştı.
- Who taught you that song?
- Bu şarkıyı sana kim öğretti?
- I've been listening to this song non-stop since this morning.
- Bu şarkıyı bu sabahtan beri sürekli dinliyorum.
- I know the song.
- Şarkıyı biliyorum.
- I'm trying to translate a song.
- Ben bir şarkıyı çevirmeye çalışıyorum..
- Tom was whistling a song his mother had taught him.
- Tom annesinin ona öğrettiği bir şarkıyı ıslıkla çalıyordu.
- The song reminds me of my home.
- Şarkı bana evimi hatırlatıyor.
- That song reminds me of my home.
- Bu şarkı bana evimi hatırlatıyor.
- I heard a beautiful song yesterday.
- Dün güzel bir şarkı duydum.
- Have you listened to this song?
- Bu şarkıyı dinlediniz mi?
- I had already heard that song once.
- Bu şarkıyı daha önce duymuştum.
- The large audience applauded when the song finished.
- Şarkı bittiğinde büyük seyirci alkışladı.
- Unfortunately I can't find the lyrics for this song.
- Ne yazık ki bu şarkının güftesini bulamıyorum.
- I could never sing a song like that in public.
- Öyle bir şarkıyı asla halkın içinde söyleyemezdim.
- I can't remember the melody of that song.
- O şarkının melodisini hatırlayamıyorum.
- That's my song!
- Bu benim şarkım!
- I love this song.
- Bu şarkıyı seviyorum.
- Listening to this song fills my heart with nostalgia.
- Bu şarkıyı dinlerken kalbim nostaljiyle dolar.
- Tom taught me to play that song.
- Bu şarkıyı çalmayı bana Tom öğretti.
- I should've never sung that song last night.
- Dün gece o şarkıyı hiç söylememeliydim.
- When I listened to this song, I broke down in tears.
- Bu şarkıyı dinlediğimde, gözümden yaşlar boşaldı.
- I'd like to dedicate this song to Tom.
- Bu şarkıyı Tom'a adamak istiyorum.
- When I hear this song, I think of Tom.
- Bu şarkıyı duyduğumda Tom'u düşünüyorum.
- Just a moment, I'll change the song first.
- Bir dakika, önce şarkıyı değiştireceğim.
- This song is very popular in Japan.
- Bu şarkı Japonya'da çok popüler.
- Tom wrote that song three years ago.
- Tom o şarkıyı üç yıl önce yazdı.
- Who taught you that song?
- Sana o şarkıyı kim öğretti?
- I've never heard this song before.
- Ben daha önce bu şarkıyı hiç duymadım.
- I remember the first time I listened to this song.
- Bu şarkıyı ilk dinlediğim zamanı hatırlıyorum.
- Can you dance to this song?
- Bu şarkıda dans edebilir misin?
- I like the slow rhythm of that song.
- Bu şarkının yavaş ritmini seviyorum.
- This song is degrading to women.
- Bu şarkı kadınları küçük düşürüyor.
- This song is not loved by girls.
- Bu şarkı kızlar tarafından sevilmez.
- I didn't know that song.
- Bu şarkıyı bilmiyordum.
- We have time to sing one more song.
- Bir şarkı daha söyleyecek vaktimiz var.
- I don't think Tom liked your song very much.
- Tom'un senin şarkını çok fazla sevdiğini sanmıyorum.
- I wasn't able to remember the title of that song.
- O şarkının adını hatırlayamadım.
- They wrote that song together.
- O şarkıyı birlikte yazdılar.
- I couldn't remember the title of that song.
- O şarkının adını hatırlayamadım.
- Do you love this song?
- Bu şarkıyı seviyor musun?
- The song of nightingales is very beautiful.
- Bülbüllerin şarkısı çok güzeldir.
- Do you always sing this song in this key?
- Bu şarkıyı hep bu tonda mı söylersin?
- The next song I'm going to sing is one I wrote last summer.
- Söyleyeceğim bir sonraki şarkı, geçen yaz yazdığım bir şarkı.
- I've sung this next song many times.
- Bu sonraki şarkıyı defalarca söyledim.
- You aren't really going to sing that song, are you?
- O şarkıyı gerçekten söylemeyeceksin, değil mi?
- His favorite song plays on the radio.
- Onun en sevdiği şarkı radyoda çalıyor.
- Tom hasn't listened to the song yet.
- Tom henüz şarkıyı dinlemedi.
- I still remember how to play that song.
- O şarkıyı nasıl çalacağımı hâlâ hatırlıyorum.
- Would you teach me how to play that song?
- Bana bu şarkıyı nasıl çalacağımı öğretir misin?
- I wasn't about to sing that song again.
- O şarkıyı tekrar söylemeyecektim.
- Who wrote that song you just sang?
- Az önce söylediğin şarkıyı kim yazdı?
- Tom loves that song.
- Tom bu şarkıyı seviyor.
- Have you ever heard that song sung in French?
- Bu şarkının Fransızca söylendiğini hiç duydunuz mu?
- Do you know this song?
- Bu şarkıyı biliyor musunuz?
- What key is this song in?
- Bu şarkı hangi tonda?
- I can't remember the tune of that song.
- O şarkının melodisini hatırlamıyorum.
- I can't get this song out of my head.
- Bu şarkıyı kafamdan atamıyorum.
- I want you to listen to this song.
- Bu şarkıyı dinlemeni istiyorum.
- When I hear this song, I think of him.
- Bu şarkıyı duyduğumda, onu düşünürüm.
- Have you ever heard that song sung in French?
- O şarkının hiç Fransızca söylenildiğini duydun mu?
- I wasn't about to sing that song again.
- O şarkıyı tekrar söylemek üzere değildim.
- Whenever I hear that song, I remember my youth.
- Ne zaman bu şarkıyı duysam gençliğimi hatırlarım.
- That song I just sang was written by Tom.
- Az önce söylediğim şarkı Tom tarafından yazıldı.
- I'm starting to write a rap song today.
- Bugün bir rap şarkısı yazmaya başlıyorum.
- I like that song.
- Bu şarkıyı sevdim.
- I like that song.
- O şarkıyı seviyorum.
- The song is at once sad and beautiful.
- Bu şarkı hem üzücü hem de güzel.
- That's a beautiful song.
- Çok güzel bir şarkı.
- Have you ever dedicated a song to the orphans?
- Sen hiç yetimlere bir şarkı ithaf ettin mi?
- That song was written by Tom.
- O şarkı Tom tarafından yazıldı.
- I don't know all the words to that song.
- O şarkının bütün sözlerini bilmiyorum.
- She hummed a song.
- O bir şarkı mırıldandı.
- What's your favorite Bob Dylan song?
- En sevdiğin Bob Dylan şarkısı hangisi?
- Whenever Tom hears that song, it brings back memories of his days in Boston.
- Tom bu şarkıyı ne zaman duysa Boston'daki günleri hatırına gelir.
- I have heard that song sung in French.
- O şarkının Fransızca söylenildiğini duydum.
- That song was fun.
- Bu şarkı eğlenceliydi.
- Why did you pick that song?
- O şarkıyı neden seçtin?
- This song is vastly underrated.
- Bu şarkının değeri bilinmiyor.
- When I hear this song, I think of her.
- Bu şarkıyı duyduğumda, onu düşünüyorum.
- What song would you like to be played at your funeral?
- Cenazenizde hangi şarkının çalınmasını istersiniz?
- Whenever I hear this song, I think of his smile.
- Ne zaman bu şarkıyı duysam, onun gülümsemesini düşünüyorum.
- How about a song?
- Bir şarkıya ne dersin?
- I'd like to start with a song that I wrote.
- Kendi yazdığım bir şarkıyla başlamak istiyorum.
- I like the slow rhythm of that song.
- O şarkının yavaş ritmini severim.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
- Bu şarkı o kadar dokunaklı ki gözlerimi yaşarttı.
- I don't usually write this kind of song.
- Ben genellikle bu tür şarkı yazmam.
- What do you think of this song?
- Bu şarkı hakkında ne düşünüyorsun?
- Could you write down the chord progression for this song?
- Bu şarkının akor ilerleyişini yazabilir misin?
- The next song I'm going to sing was written by Tom Jackson.
- Söyleyeceğim bir sonraki şarkı Tom Jackson tarafından yazıldı.
- When I heard that song, it reminded me of my childhood.
- O şarkıyı duyduğumda, o bana çocukluğumu hatırlattı.
- I want to dedicate this song to him.
- Bu şarkıyı ona adamak istiyorum.
- I think your new song is pretty good.
- Bence yeni şarkın oldukça iyi.
- I've heard that song before.
- O şarkıyı daha önce duydum.
- This song comes down to us from the tenth century.
- Bu şarkı bize onuncu yüzyıldan geliyor.
- Tom wants to see if Mary likes his new song.
- Tom, Mary'nin onun yeni şarkısını beğenip beğenmeyeceğini görmek istiyor.
- Now for my next number, I'd like to play a song for you that I learned from my father.
- Şimdi sıradaki şarkım olarak size babamdan öğrendiğim bir şarkıyı çalmak istiyorum.
- Would you teach me how to play that song?
- O şarkının nasıl çalınacağını bana öğretir misin?
- Whenever I hear that song, I remember my youth.
- Ne zaman bu şarkıyı duysam, gençliğimi hatırlıyorum.
- I cry whenever I listen to this song.
- Bu şarkıyı ne zaman dinlesem ağlarım.
- I asked Tom to play a song for me.
- Tom'un benim için bir şarkı çalmasını istedim.
- I heard a beautiful song yesterday.
- Dün çok güzel bir şarkı duydum.
- He played an old Turkish song on his new oud.
- Yeni uduyla eski bir Türk şarkısı çaldı.
- I know every word of every song that Tom ever wrote.
- Tom'un yazdığı her şarkının her kelimesini biliyorum.
- There's an allusion to one of Debussy's works in that song.
- O şarkıda Debussy'nin eserlerinden biri için bir ima var.
- I cry every time I listen to this song.
- Bu şarkıyı her dinlediğimde ağlıyorum.
- Have you listened to the salsa version of that song?
- O şarkının salsa sürümünü dinledin mi?
- I've forgotten how to play that song.
- O şarkıyı nasıl çalacağımı unuttum.
- I was trying to teach Tom how to play that song yesterday.
- Dün o şarkının nasıl çalınacağını Tom'a öğretmeye çalışıyordum.
- What's your favorite upbeat song?
- En sevdiğiniz neşeli şarkı hangisi?
- Whenever I hear that song, I think of a certain girl.
- Ne zaman bu şarkıyı duysam, aklıma bir kız geliyor.
- This song is not loved by girls.
- Bu şarkı kızlar tarafından sevilmiyor.
- This song never should have been written.
- Bu şarkının asla yazılmaması gerekirdi.
- That song was written by Tom.
- Bu şarkı Tom tarafından yazıldı.
- This song was very popular in the 1950s.
- Bu şarkı 1950'lerde çok popülerdi.
- Is she singing a song or playing the piano?
- Şarkı mı söylüyor yoksa piyano mu çalıyor?
- The girls don't like that song.
- Kızlar bu şarkıyı sevmiyor.
- I don't like this song.
- Bu şarkıdan hoşlanmıyorum.
- You've already sung that song three times tonight.
- O şarkıyı bu akşam zaten üç kez söyledin.
- That song is catchy.
- Bu şarkı akılda kalıcı.
- Every day you should at least listen to a short song, read a good poem, look at a beautiful picture, and, if possible, say several intelligent words.
- Her gün en azından kısa bir şarkı dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir resme bakmalı ve mümkünse birkaç akıllıca söz söylemelisiniz.
- Who wrote that song you just sang?
- Az önce söylediğin şarkıyı kim yazdı.
- Tom picked the song.
- Tom şarkıyı seçti.
- When I hear this song, I think of Tom.
- Bu şarkıyı dinlerken Tom'u düşünüyorum.
- When I listened to this song, I broke down in tears.
- Bu şarkıyı dinlediğimde gözyaşlarına boğuldum.
- There's a song I want to sing for you.
- Senin için söylemek istediğim bir şarkı var.
- I've heard the French version of this song.
- Bu şarkının Fransızca versiyonunu duydum.
- What song best describes your relationship with your significant other?
- Sevgilinle arandaki ilişkiyi en güzel hangi şarkı anlatıyor?
- I don't like this song.
- Bu şarkıyı sevmiyorum.
- They wrote that song together.
- Onlar o şarkıyı birlikte yazdı.
- I absolutely love this song.
- Bu şarkıya bayılıyorum.
- The song always reminds of my childhood.
- Şarkı her zaman çocukluğumu hatırlatır.
- What's your favorite Beatles song?
- Favori Beatles şarkın nedir?
- This song was written by Tom.
- Bu şarkı Tom tarafından yazılmıştı.
- The song always reminds of my childhood.
- Bu şarkı bana hep çocukluğumu hatırlatıyor.
- The song is well known to everybody.
- Şarkı herkes tarafından çok iyi biliniyor.
- They love that song.
- Bu şarkıyı seviyorlar.
- Do you remember this song?
- Bu şarkıyı hatırlıyor musun?
- I'd like to hear that song again.
- O şarkıyı tekrar dinlemek istiyorum.
- I could never sing a song like that in public.
- Öyle bir şarkıyı herkesin önünde asla söyleyemem.
- That's my song!
- O benim şarkım!
- She hummed a song.
- Bir şarkı mırıldandı.
- I'm sick of this song.
- Bu şarkıdan bıktım.
- I always listen to this song.
- Ben her zaman bu şarkıyı dinlerim.
- This song reminds me of the good old days.
- Bu şarkı bana eski güzel günleri hatırlatıyor.
- That song was very popular three years ago.
- Bu şarkı üç yıl önce çok popülerdi.
- I hate that song.
- O şarkıdan nefret ediyorum.
- I can not hear that song without thinking of my high school days.
- O şarkıyı duyunca lise günlerimi hatırlamadan edemiyorum.
- This song seemed appropriate.
- Bu şarkı uygun görünüyordu.
- I wasn't able to remember the title of that song.
- O şarkının ismini hatırlayamadım.
- The radio edit of the song is better than its original.
- Şarkının radyo düzenlemesi orijinalinden daha iyi.
- Do you want to hear the new song I'm working on?
- Üzerinde çalıştığım yeni şarkıyı dinlemek ister misin?
- I tear up whenever I hear that song.
- Ne zaman o şarkıyı duysam gözlerim doluyor.
- The person addressed in the song seems to be rather insecure.
- Şarkıda hitap edilen kişi oldukça güvensiz görünmektedir.
- What's the saddest song in the world?
- Dünyanın en hüzünlü şarkısı nedir?
- Do you like that song?
- Bu şarkıyı seviyor musun?
- Choose a song and transcribe the words.
- Bir şarkı seçin ve sözlerini yazıya dökün.
- I know every word of every song that Tom ever wrote.
- Tom'un şimdiye kadar yazdığı her şarkının her kelimesini biliyorum.
- I've heard the French version of this song.
- Bu şarkının Fransızca versiyonunu duymuştum.
- I don't really want to sing that song.
- O şarkıyı gerçekten söylemek istemiyorum.
- This song always reminds me of my childhood.
- Bu şarkı bana her zaman çocukluğumu hatırlatıyor.
- That song reminds me of a certain girl.
- O şarkı bana bir kızı hatırlatıyor.
- I remember singing this song with you years ago.
- Bu şarkıyı yıllar önce seninle söylediğimi hatırlıyorum.
- Tom waited for the applause to die down before he announced the next song.
- Tom bir sonraki şarkıyı anons etmeden önce alkışların dinmesini bekledi.
- That song always reminds me of my childhood.
- O şarkı bana hep çocukluğumu hatırlatıyor.
- I get weirdly sleepy when I listen to this song.
- Bu şarkıyı dinlediğimde garip bir şekilde uykum geliyor.
- I like the slow rhythm of this song.
- Ben bu şarkının yavaş ritminden hoşlanıyorum.
- Can you remember how to play that song?
- Bu şarkının nasıl çalındığını hatırlıyor musun?
- This is a really catchy song.
- Bu gerçekten akılda kalıcı bir şarkı.
- Whenever I hear that song, I think of my younger days.
- Ben o şarkıyı ne zaman duysam daha genç günlerimi hatırlarım.
- Have you heard the original version of this song?
- Bu şarkının orijinal versiyonunu dinlediniz mi?
- Tom asked the DJ for a slow song.
- Tom DJ'den yavaş bir şarkı istedi.
- Kyoko went away, humming a song.
- Kyoko bir şarkı mırıldanarak gitti.
- I think your new song is pretty good.
- Ben senin yeni şarkının oldukça iyi olduğunu düşünüyorum.
- I was trying to teach Tom how to play that song yesterday.
- Dün Tom'a bu şarkıyı nasıl çalacağını öğretmeye çalışıyordum.
- This song brings me back to my childhood.
- Bu şarkı beni çocukluğuma geri götürüyor.
- That's a very old song.
- O çok eski bir şarkı.
- Choose a song and transcribe the lyrics.
- Bir şarkı seçin ve sözlerini yazın.
- I liked that song.
- O şarkıyı beğendim.
- What's the saddest song in the world?
- Dünyadaki en hüzünlü şarkı hangisidir?
- Tom wrote the song that Mary sang last night at the pub.
- Mary'nin dün gece meyhanede söylediği şarkıyı Tom yazdı.
- His favorite song plays on the radio.
- Radyoda en sevdiği şarkı çalıyor.
- What key are you going to play that song in?
- Bu şarkıyı hangi tonda çalacaksın?
- How does that song go?
- O şarkı nasıl gidiyor?
- I can't remember the melody of that song.
- Şarkının melodisini hatırlayamıyorum.
- Why is this song so sad?
- Bu şarkı neden bu kadar üzücü?
- Have you heard the original version of this song?
- Bu şarkının orjinal versiyonunu duydun mu?
- Play that song again.
- Şu şarkıyı tekrar çal.
- That song is corny.
- O şarkının modası geçmiş.
- I absolutely love this song.
- Bu şarkıyı kesinlikle seviyorum.
- I have never heard her song.
- Onun şarkısını hiç dinlemedim.
- I don't have a favorite song.
- Sevdiğim bir şarkı yok.
- I think that song sounds better in French.
- Bence bu şarkı Fransızcada daha güzel.
- This song makes me homesick.
- Bu şarkı bana vatan hasreti çektiriyor.
- Are you familiar with the new song yet?
- Yeni şarkıyı biliyor musun?
- Have you finished writing that song you've been working on?
- Üzerinde çalıştığın şarkıyı yazmayı bitirdin mi?
- I was listening to a really beautiful song yesterday.
- Dün gerçekten güzel bir şarkı dinliyordum.
- It is a song.
- O bir şarkı.
- Do you always sing this song in this key?
- Bu şarkıyı hep bu anahtarda mı söylüyorsun?
- I really like this song.
- Bu şarkıyı çok severim.
- As I entered the bar, I heard a sad song playing on the jukebox.
- Bara girdiğimde müzik kutusunda hüzünlü bir şarkı çaldığını duydum.
- I am listening to a song.
- Bir şarkı dinliyorum.
- Tom wrote the song that I just sang.
- Tom az önce söylediğim şarkıyı yazdı.
- The soldiers were animated by the song.
- Askerler şarkıyla hareketlendi.
- Everyone knew the song.
- Herkes şarkıyı biliyordu.
- The radio edit of the song is better than its original.
- Şarkının radyo düzenlemesi orijinalinden daha güzel.
- It's the song I prefer.
- Bu, tercih ettiğim şarkı.
- He began to play an old song.
- O, eski bir şarkı çalmaya başladı.
- When I hear that song, I think about my hometown.
- Bu şarkıyı duyduğumda memleketimi düşünüyorum.
- That sentence doesn't exist in any song.
- Bu cümle hiçbir şarkıda geçmiyor.
- Why is this song so sad?
- Neden bu şarkı bu kadar hüzünlü?
- That song sounds familiar to me.
- O şarkı bana tanıdık geliyor.
- I've just learned a new song in a foreign language.
- Yabancı dilde yeni bir şarkı öğrendim.
- Do you know who sings that song?
- Bu şarkıyı kimin söylediğini biliyor musun?
- Do you know that song?
- O şarkıyı biliyor musun?
- I really like this song.
- Bu şarkıyı gerçekten beğeniyorum.
- This song is known to everyone.
- Bu şarkı herkes tarafından bilinir.
- I've been listening to this song on repeat since this morning.
- Sabahtan beri bu şarkıyı tekrar tekrar dinliyorum.
- Why did you pick that song?
- Neden bu şarkıyı seçtin?
- People of all ages like this song.
- Her yaştan insan bu şarkıyı sever.
- I haven't heard that song since I was in high school.
- Liseden beri o şarkıyı duymadım.
- It's just a song.
- Bu sadece bir şarkı.
- No matter how hard I tried, I couldn't remember that song's title.
- Ne kadar zorladıysam da şarkının ismini hatırlayamadım.
- We heard this song before.
- Bu şarkıyı daha önce duyduk.
- This next song is one that people always ask me to sing.
- Sıradaki şarkı insanların her zaman benden söylememi istedikleri bir şarkı.
- Don't sing that song again.
- O şarkıyı tekrar söyleme.
- What's your favorite classic rock song?
- Favori klasik rock şarkın nedir?
- I wrote this song just for you.
- Bu şarkıyı sadece senin için yazdım.
- Tom wanted Mary to play a song for him on the piano.
- Tom Mary'den piyanoda onun için bir şarkı çalmasını istedi.
- I'd like to hear that song again.
- O şarkıyı tekrar duymak istiyorum.
- I dedicate this song to my people.
- Bu şarkıyı halkıma adıyorum.
- It's the song I prefer.
- Tercih ettiğim şarkı bu.
- Can I play you a song?
- Sana bir şarkı çalabilir miyim?
- Tom was the one who taught me that song.
- Bu şarkıyı bana öğreten Tom'du.
- This song is beautiful and sad.
- Bu şarkı güzel ve hüzünlü.
- This song is easy to learn.
- Bu şarkıyı öğrenmek kolay.
- This is a good song.
- Bu iyi bir şarkı.
- That song reminds me of my childhood.
- O şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.
- She is listening to the new song.
- Yeni şarkıyı dinliyor.
- That's a good song.
- Bu güzel bir şarkı.
- When I hear this song, I think of Tom.
- Bu şarkıyı duyunca aklıma Tom geliyor.
- I hope that you'll enjoy this next song.
- Umarım sıradaki şarkıyı beğenirsiniz.
- Most westerner's cultural horizons end with Led Zepplin's Cashmere song.
- Çoğu batılının kültürel ufku Led Zepplin'in Cashmere şarkısıyla sona erer.
- I like the slow rhythm of this song.
- Bu şarkının yavaş ritmini seviyorum.
- Do you have a favorite song?
- Sevdiğin bir şarkı var mı?
- They discuss the title of the song.
- Şarkının adını görüştüler.
- I'm trying to translate a song.
- Bir şarkıyı çevirmeye çalışıyorum.
- Tom was the one who taught me how to play this song.
- Bana bu şarkıyı nasıl çalacağımı öğreten kişi Tom'du.
- Please sing this song again.
- Lütfen bu şarkıyı tekrar söyleyin.
- I love that song.
- O şarkıyı seviyorum.
- This is my song.
- Bu benim şarkım.
- I remember singing that song long ago.
- O şarkıyı uzun süre önce söylediğimi anımsıyorum.
- I've already sung that song three times tonight.
- Ben o şarkıyı bu gece zaten üç kez söyledim.
- I want to dedicate this song to Mary, the most beautiful woman in the world.
- Bu şarkıyı dünyanın en güzel kadını Mary'ye ithaf etmek istiyorum.
- This song is a love song.
- Bu şarkı bir aşk şarkısı.
- Tom must've been very young when he wrote this song.
- Tom bu şarkıyı yazdığında çok genç olmalı.
- That's a very famous song.
- Bu çok ünlü bir şarkı.
- I only know how to play one song on the guitar.
- Gitarda sadece bir şarkı çalmayı biliyorum.
- I hope you don't ever sing that song again.
- O şarkıyı bir daha söylemeyeceğini umarım.
- When I hear this song, I cry.
- Bu şarkıyı duyduğumda ağlıyorum.
- What will a child learn sooner than a song?
- Bir çocuk şarkıdan daha çabuk ne öğrenir?
- I like the slow rhythm of that song.
- Ben o şarkının yavaş ritminden hoşlanıyorum.
- I do not like this song.
- Ben bu şarkıyı beğenmiyorum.
- This is a song I learned when I was a kid.
- Bu çocukken öğrendiğim bir şarkı.
- I have heard that song sung in French.
- Bu şarkının Fransızca söylendiğini duymuştum.
- It's a catchy song.
- O akılda kalıcı bir şarkı.
- Do you like the song Stayin' Alive?
- Stayin' Alive şarkısını sever misiniz?
- Yesterday I heard a beautiful song.
- Dün çok güzel bir şarkı duydum.
- Tom is working on a new song.
- Tom yeni bir şarkı üzerinde çalışıyor.
- I'll definitely sing that song sometime tonight.
- Bu şarkıyı bu gece bir ara kesinlikle söylerim.
- Mary's song became a hit.
- Mary'nin şarkısı hit oldu.
- This song is degrading to women.
- Bu şarkı kadınlar için aşağılayıcı.
- I'm the one who taught Tom that song.
- Tom'a o şarkıyı öğreten bendim.
- Let's sing that song again.
- Şu şarkıyı tekrar söyleyelim.
- That song is very popular with young people.
- Bu şarkı gençler arasında çok popüler.
- They love this song.
- Bu şarkıyı seviyorlar.
- I'm so sick of this song.
- Bu şarkıdan çok bıktım.
- This song brings back memories.
- Bu şarkı anıları geri getiriyor.
- Hearing this song after so long really brings back the old times.
- Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı duymak gerçekten eski zamanları hatırlatıyor.
- I don't know who sings this song.
- Bu şarkıyı kimin söylediğini bilmiyorum.
- That's a beautiful song.
- O güzel bir şarkı.
- It's been a long time since I've heard that song.
- Bu şarkıyı duymayalı uzun zaman oldu.
- He began to play an old song.
- Eski bir şarkı çalmaya başladı.
- I like the melody of this song.
- Bu şarkının melodisini seviyorum.
- Tom played an old Irish song on his new French horn.
- Tom yeni Fransız kornosuyla eski bir İrlanda şarkısı çaldı.
- I can't sing this song in that key.
- Bu şarkıyı bu tonda söyleyemem.
- Tom loved the song even though the lyrics were in a language he didn't understand.
- Tom sözleri anlamadığı bir dilde olsa bile şarkıyı sevdi.
- I don't know all the words to that song.
- O şarkının tüm sözlerini bilmiyorum.
- Yesterday I listened to a very beautiful song.
- Dün çok güzel bir şarkı dinledim.
- Tom's new song is amazing.
- Tom'un yeni şarkısı harika.
- Tom complained that he couldn't get that song out of his head.
- Tom o şarkıyı aklından çıkaramadığından şikayet etti.
- Everyone listens to the song and gets excited.
- Herkes şarkıyı dinliyor ve heyecanlanıyor.
- I can't remember the melody to that song.
- O şarkının melodisini hatırlayamıyorum.
- I've heard that song before.
- Bu şarkıyı daha önce duymuştum.
- The song appealed to young people.
- Şarkı, gençlere hitap ediyor.
- I do not like this song.
- Bu şarkıyı sevmiyorum.
- Do you have a favorite song?
- Favori bir şarkın var mı?
- Have you heard this song before?
- Bu şarkıyı daha önce duydunuz mu?
- There's a secret song hidden on this album.
- Bu albümde saklı gizemli şarkı var.
- I dedicate this song to Tom.
- Bu şarkıyı Tom'a ithaf ediyorum.
- This song reminds me of someone.
- Bu şarkı bana birisini hatırlatıyor.
- I read the song to my child.
- Şarkıyı çocuğuma okudum.
- I think everyone will enjoy this next song.
- Sanırım sıradaki bu şarkı herkesin hoşuna gidecek.
- This next song was written by our lead guitarist.
- Sıradaki şarkı baş gitaristimiz tarafından yazıldı.
- I heard a really beautiful song yesterday.
- Dün gerçekten çok güzel bir şarkı dinledim.
- I heard a really beautiful song yesterday.
- Dün çok güzel bir şarkı duydum.
- The song was a big hit.
- Şarkı büyük bir hit olmuştu.
- I don't understand this song.
- Ben bu şarkıyı anlamıyorum.
- The song always reminds me of my childhood.
- Bu şarkı bana hep çocukluğumu hatırlatıyor.
- That song reminds me of a famous movie actor.
- O şarkı bana ünlü bir sinema oyuncusunu hatırlatır.
- This is a song I learned when I was a child.
- Bu çocukken öğrendiğim bir şarkı.
- Tom taught me how to play that song.
- Bu şarkıyı nasıl çalacağımı bana Tom öğretti.
- Every time I hear this song, I think of your smile.
- Bu şarkıyı her duyduğumda, senin gülümsemeni düşünüyorum.
- Tom's favorite song is Chariots of Fire by Vangelis.
- Tom'un en sevdiği şarkı Vangelis'in Chariots of Fire'ıdır.
- I still remember how to play that song.
- O şarkıyı nasıl çalacağımı hâlâ hatırlarım.
- I feel like dancing whenever I hear this song.
- Bu şarkıyı ne zaman duysam kendimi dans ediyor gibi hissediyorum.
- This song is vastly underrated.
- Bu hak ettiği değeri hiç görmemiş bir şarkı.
- I think I've heard this song before.
- Sanırım bu şarkıyı daha önce duymuştum.
- They were all charmed by her song.
- Hepsi onun şarkısından etkilendi.
- The song was a hit.
- Şarkı bir hitti.
- The song is at once sad and beautiful.
- Şarkı hem hüzünlü hem de güzel.
- I used to be able to play that song.
- Ben o şarkıyı çalabilirdim.
- The next song I'm going to sing is one I wrote last summer.
- Bir sonraki söyleyeceğim şarkı geçen yaz yazdığım bir şarkı.
- I'm sick of this song.
- Bu şarkıdan usandım.
- What song do you want to listen to?
- Hangi şarkıyı dinlemek istiyorsun?
- The next song I'm going to sing was written by Tom Jackson.
- Söyleyeceğim bir sonraki şarkı Tom Jackson tarafından yazılmış.
- Tom started the show with his mother's favorite song.
- Tom gösteriye annesinin en sevdiği şarkıyla başladı.
- I think that song sounds better in French.
- O şarkının Fransızcada daha iyi ses verdiğini düşünüyorum.
- You know this song, don't you?
- Bu şarkıyı biliyorsun, değil mi?
- I wish I'd never sung that song.
- Keşke o şarkıyı hiç söylemeseydim.
- This song sounds somewhat familiar.
- Bu şarkı biraz tanıdık geliyor.
- I never wanted to sing that song.
- O şarkıyı asla söylemek istemedim.
- This song was written by Tom.
- Bu şarkı Tom tarafından yazıldı.
- I'll definitely sing that song sometime tonight.
- O şarkıyı bu gece bir ara kesinlikle söyleyeceğim.
- I think everyone will enjoy this next song.
- Sanırım bu bir sonraki şarkıdan herkes keyif alacaktır.
- I'm listening to Björk's latest song.
- Björk'ün son şarkısını dinliyorum.
- This new song is a big hit.
- Bu yeni şarkı büyük bir hit.
- Do you like this song?
- Bu şarkıyı seviyor musun?
- Tom can remember the chords to the song, but can't remember all the lyrics.
- Tom şarkının akorlarını hatırlayabiliyor ama tüm sözleri hatırlayamıyor.
- This is an old Scottish song.
- Bu eski bir İskoç şarkısı.
- Who loves not women, wine and song remains a fool his whole life long.
- Kadınları, şarabı ve şarkıları sevmeyen, hayatı boyunca bir aptal olarak kalır.
- I haven't heard that song in a long time.
- O şarkıyı uzun zamandır duymamıştım.
- The song reminds me of my youth.
- Bu şarkı bana gençliğimi hatırlatıyor.
- I think I've heard this song before.
- Sanırım bu şarkıyı daha önce duydum.
- When I hear that song, I remember my younger days.
- Bu şarkıyı duyduğumda, gençlik günlerimi hatırlıyorum.
- What's your favorite 90's song?
- En sevdiğin 90'lar şarkısı hangisi?
- This song is beautiful and sad.
- Bu şarkı hem güzel hem de hüzünlü.
- This song reminds me of my hometown.
- Bu şarkı bana memleketimi hatırlatıyor.
- Whenever I hear that song, I think of my childhood.
- Ne zaman bu şarkıyı duysam, çocukluğumu düşünürüm.
- This song is familiar to us.
- Bu şarkı bize aşina geliyor.
- I can't get this song out of my head.
- Bu şarkıyı aklımdan çıkaramıyorum.
- What's your favorite Christmas song?
- Favori Noel şarkın nedir?
- I can't get that song out of my head.
- Bu şarkıyı aklımdan çıkaramıyorum.
- Can you teach me how to play that song?
- Bana bu şarkıyı nasıl çalacağımı öğretebilir misin?
- An organist accompanied the song of the believers.
- Bir orgcu müminlerin bir şarkısına eşlik etti.
- Tom loved the song even though the lyrics were in a language he didn't understand.
- Sözleri anlamadığı bir dilde olmasına rağmen Tom şarkıyı çok sevdi.
- This song reminds me of someone.
- Bu şarkı bana birini hatırlatıyor.
- This song is a crowd-pleaser.
- Bu şarkı kalabalıkların hoşuna gidiyor.
- I really like Tom's voice in this song.
- Bu şarkıda Tom'un sesini gerçekten seviyorum.
- Tom asked for a slow song.
- Tom bir yavaş şarkı istedi.
- I asked them to play me a song.
- Bana bir şarkı çalmalarını istedim.
- What song do you want to listen to?
- Hangi şarkıyı dinlemek istersin?
- This song is familiar to us.
- Bu şarkı bize tanıdık.
- I love this song!
- Bu şarkıyı seviyorum!
- This song is a crowd-pleaser.
- Bu herkesin sevdiği bir şarkı.
- I feel like dancing whenever I hear this song.
- Bu şarkıyı ne zaman duysam dans edesim geliyor.
- I liked the third song you sang last night.
- Dün gece söylediğin üçüncü şarkıyı beğendim.
- I have heard of this song some time ago.
- Bu şarkıyı bir süre önce duymuştum.
- Who sings that song?
- O şarkıyı kim söylüyor?
- This song makes me happy.
- Bu şarkı beni mutlu ediyor.
- I liked that song.
- O şarkıyı severdim.
- It'll be difficult for me to sing this song in that key.
- Bu şarkıyı bu tonda söylemek benim için zor olacak.
- When I hear that song, I remember my younger days.
- O şarkıyı duyduğumda, gençlik günlerimi hatırlarım.
- They love this song.
- Onlar bu şarkıyı seviyorlar.
- Tom closed his speech with a beautiful song.
- Tom, konuşmasını güzel bir şarkıyla kapadı.
- Tom can remember the chords to the song, but can't remember all the lyrics.
- Tom şarkı akortlarını hatırlayabiliyor, fakat bütün sözleri hatırlayamıyor.
- There's a secret song hidden on this album.
- Bu albümde saklanmış gizli bir şarkı var.
- Tom wrote the song that I just sang.
- Az önce söylediğim şarkıyı Tom yazdı.
- This song is for you.
- Bu şarkı senin için.
- I hate that damn song.
- O lanet şarkıdan nefret ediyorum.
- Tom is the one who wrote the song that I just sang.
- Tom az önce söylediğim şarkıyı yazan kişidir.
- Everyone knew the song.
- Herkes şarkıyı biliyor.
- I'm not going to sing that stupid song with you.
- O aptalca şarkıyı seninle söylemeyeceğim.
- I have an idea for a song.
- Şarkı için bir fikrim var.
- Every time I hear that song, I think of my high school days.
- Bu şarkıyı her duyduğumda lise günlerim aklıma geliyor.
- This song brings back memories.
- Bu şarkı anılarımı canlandırıyor.
- They're playing our song.
- Şarkımızı çalıyorlar.
- Tom was the one who taught me how to play this song.
- Bu şarkıyı çalmayı bana öğreten Tom'du.
- I want to learn that song.
- Bu şarkıyı öğrenmek istiyorum.
- I hope that you will enjoy this song.
- Bu şarkıyı seveceğini umuyorum.
- I've sung that song a few times.
- Ben o şarkıyı birkaç kez söyledim.
- I've always found this song to be so haunting.
- Ben bu şarkıyı çok akılda kalıcı olarak buldum.
- I'm so sick of this song.
- Bu şarkıdan bıktım usandım artık.
- Yesterday I listened to a very beautiful song.
- Dün ben çok güzel bir şarkı dinledim.
- What is your ultimate summer song?
- En sevdiğin yaz şarkısı nedir?
- Tom wants this song to be played at his funeral.
- Tom cenazesinde bu şarkının çalınmasını istiyor.
- You can cage the singer but not the song.
- Şarkıcıyı kafesleyebilirsiniz ama şarkıyı değil.
- Yesterday I heard a beautiful song.
- Dün güzel bir şarkı dinledim.
Show More (897)
|