1 |
starting |
başlangıç |
n. |
|
- Starting is not such a problem, but secondary funding is a huge problem.
- Başlangıç böyle bir sorun değil, ancak ikincil finansman büyük bir sorun.
- This is, as it were, the starting pistol for the Commission's work.
- Bu, deyim yerindeyse, Komisyon'un çalışmaları için bir başlangıç tabancasıdır.
- It is clear from this starting premise that the same questions preoccupy us.
- Bu başlangıç önermesinden yola çıkarak aynı soruların bizi de meşgul ettiği açıktır.
- We're back to the starting gate.
- Başlangıç kapısına geri döndük.
- The drivers are at the starting line and raring to go!
- Sürücüler başlangıç çizgisindeler ve gitmek için çok istekliler.
- The drivers are at the starting line and raring to go!
- Sürücüler başlangıç çizgisinde ve gitmek için can atıyorlar!
- It was difficult for me to become a starting player.
- Başlangıç oyuncusu olmak benim için zordu.
- We're back to the starting gate.
- Başlangıca geri dönüyoruz.
- That is the regular starting time.
- O normal başlangıç zamanı.
Show More (6)
|
2 |
starting |
başlama |
n. |
|
- The links between starting young and heavy alcohol consumption, drug abuse and crime are an established fact.
- Genç yaşta başlama ile yoğun alkol tüketimi, uyuşturucu kullanımı ve suç arasındaki bağlantılar bilinen bir gerçektir.
- The way the Ministerial Meeting of the Intergovernmental Conference started alarmed us.
- Hükümetlerarası Konferansın Bakanlar Toplantısının başlama şekli bizi endişelendirdi.
- That is the regular starting time.
- Normal başlama saati bu.
Show More (0)
|
3 |
starting |
başlatma |
v. |
|
- A small snowball is capable of starting an avalanche.
- Küçük bir kartopu, bir çığı başlatabilir.
Show More (-2)
|