|
- This is a stressful situation.
- Bu stresli bir durumdur.
- It's a very stressful job.
- O çok stresli bir iş.
- It was extremely stressful.
- Son derece stresliydi.
- Tom's stressful job is having a detrimental effect on his health.
- Tom'un stresli işi sağlığı üzerinde zararlı bir etki yaratıyor.
- Christmas shopping is stressful.
- Noel alışverişi stresli.
- After a stressful day at work, he went home in a bad mood.
- İşteki stresli bir günün ardından, eve kötü bir ruh hali içinde gitti.
- It's really stressful.
- Bu gerçekten stresli.
- Living in a cluttered home is very stressful.
- Dağınık bir evde yaşamak çok stresli.
- It was stressful.
- Stresliydi.
- Living in a cluttered home is very stressful.
- Darmadağın bir evde yaşamak çok streslidir.
- We've got a very stressful day ahead of us.
- Önümüzde çok stresli bir gün var.
- Tom has a very stressful job.
- Tom'un çok stresli bir işi var.
- Investing can be stressful.
- Yatırım yapmak stresli olabilir.
- We have a stressful day ahead of us.
- Önümüzde stresli bir günümüz var.
- Tom suggested I get a less stressful job.
- Tom daha az stresli bir iş bulmamı önerdi.
- Men and women between the ages of 25 and 54 have the most stressful lives.
- 25-54 yaş arasındaki kadın ve erkekler en stresli hayatlara sahipler.
- It's really stressful.
- Gerçekten çok stresli.
- It was extremely stressful.
- O son derece stresliydi.
- It was very stressful.
- Çok stresliydi.
- I find meetings stressful.
- Toplantıları stresli buluyorum.
- I never realized how stressful this job would be.
- Bu işin ne kadar stresli olacağını hiç fark etmemiştim.
- Traveling on business is stressful.
- İş seyahati stresli.
- It's been a stressful day.
- Stresli bir gündü.
- Traveling on business is stressful.
- İş için seyahat etmek streslidir.
- It's a very stressful job.
- Çok stresli bir iş.
- Men and women between the ages of 25 and 54 have the most stressful lives.
- 25 ve 54 yaşları arasındaki erkekler ve kadınlar en stresli yaşamlara sahiptir.
- Tom suggested I get a less stressful job.
- Tom, daha az stresli bir iş bulmamı önerdi.
- It was a stressful day.
- Stresli bir gündü.
- Confrontations with tradesmen cause stressful situations.
- Esnafla karşı karşıya gelmek stresli durumlara neden olur.
- Confrontations with tradesmen cause stressful situations.
- Esnafla karşılaşmalar stresli durumlara neden oluyor.
- Christmas shopping is stressful.
- Noel alışverişi streslidir.
- It's a very stressful job.
- O çok stresli bir meslek.
- Cities are exciting places, but also stressful.
- Şehirler heyecan verici ama aynı zamanda stresli yerlerdir.
- This is a stressful situation.
- Bu stresli bir durum.
- I know how stressful that kind of situation can be.
- Böyle bir durumun ne kadar stresli olabileceğini biliyorum.
- It was a stressful day.
- Bu stresli bir gündü.
- Most people find public speaking stressful.
- Çoğu insan topluluk önünde konuşmayı stresli bulur.
- I have a very stressful job.
- Çok stresli bir işim var.
- It was so stressful.
- Çok stresliydi.
- Cities are exciting places, but also stressful.
- Şehirler heyecan verici yerlerdir, aynı zamanda stresli.
- I never realized how stressful this job would be.
- Bu işin ne kadar stresli olacağını hiç fark etmedim.
- Divorce is stressful.
- Boşanmak streslidir.
- Dating can be very stressful.
- Randevular çok stresli olabiliyor.
- I've had an extremely stressful day.
- Son derece stresli bir gün geçirdim.
- Divorce is stressful.
- Boşanma streslidir.
- Tom's job is very stressful.
- Tom'un işi çok stresli.
- We have a stressful day ahead of us.
- Önümüzde stresli bir gün var.
Show More (44)
|