|
- The Sunday papers are full of articles swearing allegiance to culture, but nothing ever comes of it.
- Pazar gazeteleri kültüre bağlılık yemini eden makalelerle dolu ama hiçbir şey çıkmıyor.
- His parents go to church every Sunday.
- Anne ve babası her Pazar kiliseye giderler.
- Not every day is Sunday.
- Her gün Pazar değil.
- They go to church every Sunday.
- Her pazar kiliseye gidiyorlar.
- Tom goes to work every day but Sunday.
- Tom pazar hariç her gün işe gidiyor.
- Tom goes to church every Sunday.
- Tom her pazar kiliseye gider.
- I go to sleep at seven in the morning every Sunday.
- Her pazar sabah yedide yatmaya giderim.
- My mother bought me a pretty dress this past Sunday.
- Geçtiğimiz Pazar annem bana güzel bir elbise aldı.
- We work every day but Sunday.
- Pazar hariç her gün çalışıyoruz.
- I buy donuts every Sunday after church.
- Her pazar kiliseden sonra şekerli çörek satın alırım.
- My father plays golf every Sunday.
- Babam her Pazar golf oynar.
- Tomorrow is Sunday, isn't it?
- Yarın pazar, değil mi?
- We're having a sukiyaki party this Sunday.
- Bu pazar sukiyaki partisi veriyoruz.
- If it were Sunday today, we would go fishing.
- Eğer bugün Pazar olsaydı, balığa giderdik.
- I clean up my room every Sunday.
- Her Pazar odamı temizlerim.
- He works every day but Sunday.
- Pazar hariç her gün çalışıyor.
- Yesterday was Sunday.
- Dün pazardı.
- She visited the old man in the hospital every day but Sunday.
- Pazar hariç her gün hastanedeki yaşlı adamı ziyaret ederdi.
- We went to church every Sunday when we were in America.
- Biz Amerika'dayken her pazar kiliseye giderdik.
- We go to school every day except Sunday.
- Pazar hariç her gün okula gidiyoruz.
- There's only one week till Easter Sunday.
- Paskalya Pazarına sadece bir hafta var.
- That day was a Sunday, so there was no school.
- O gün pazardı, bu yüzden okul yoktu.
- We work every day but Sunday.
- Biz Pazar hariç her gün çalışırız.
- Do you go to church every Sunday?
- Her pazar kiliseye gider misiniz?
- I hate Sundays.
- Pazarlardan nefret ederim.
- I slept all day yesterday, since it was Sunday.
- Pazar olduğu için dün bütün gün uyudum.
- My father plays tennis every Sunday.
- Babam her pazar tenis oynar.
- Monday follows Sunday.
- Pazardan sonra pazartesi gelir.
- The day after Sunday is Monday.
- Pazardan sonraki gün pazartesidir.
- My mother bought me a pretty dress this past Sunday.
- Annem geçen Pazar bana güzel bir elbise aldı.
- Every Sunday they go to church.
- Her pazar kiliseye giderler.
- This Sunday is Mother's Day in Spain.
- Bu pazar İspanya'da Anneler Günü.
- Sunday is the day when I am busiest.
- Pazar en meşgul olduğum gündür.
- Tom goes to work every day but Sunday.
- Tom pazar hariç her gün çalışmaya gider.
- It is Sunday tomorrow.
- Yarın pazar.
- She visited the old man in the hospital every day but Sunday.
- Pazar hariç her gün yaşlı adamı hastanede ziyaret etti.
- Let's play this Sunday.
- Bu Pazar oynayalım.
- What a beautiful Sunday to read in the sun.
- Güneşin altında okumak için ne güzel bir Pazar.
- Do you still go to church every Sunday?
- Hala her pazar kiliseye gidiyor musun?
- We went to church every Sunday.
- Biz her pazar kiliseye gittik.
- Not every day is Sunday.
- Her gün Pazar değildir.
- Yesterday was Thursday and the day after tomorrow is Sunday.
- Dün perşembeydi ve yarından sonra pazardır.
- I'll be on duty this Sunday.
- Bu pazar görevde olacağım.
- Today is Saturday and tomorrow is Sunday.
- Bugün cumartesi ve yarın pazar.
- He had to work even on Sunday.
- O, Pazar bile çalışmak zorundaydı.
- She plays tennis every Sunday.
- Her pazar tenis oynuyor.
- Is Sunday the first day of the week?
- Pazar haftanın ilk günü mü?
- They worship every Sunday.
- Her pazar ibadet ediyorlar.
- Do you still go to church every Sunday?
- Hâlâ her pazar kiliseye gidiyor musun?
- After Sunday comes Monday.
- Pazar'dan sonra Pazartesi geliyor.
- I don't work on either Saturday or Sunday.
- Cumartesi ya da pazar çalışmıyorum.
- Do you go to church every Sunday?
- Her pazar kiliseye gidiyor musun?
- Sunday is the day when I am least busy.
- Pazar en az meşgul olduğum gündür.
- Tomorrow's Sunday.
- Yarın pazar.
- Tom attends church every Sunday.
- Tom her pazar kiliseye gidiyor.
- She spends time with her grandmother every Sunday.
- O, her Pazar büyük annesi ile zaman geçirir.
- I work every day save Sundays.
- Pazar hariç her gün çalışırım.
- Sunday is not a workday for me.
- Pazar benim için bir iş günü değil.
- After Saturday comes Sunday.
- Cumartesiden sonra pazar gelir.
- Tom sat on a bench in the park reading the Sunday newspaper.
- Tom parkta bir banka oturmuş Pazar gazetesini okuyordu.
- What are your plans for Sunday?
- Pazar için planlarınız neler?
- Would you like to play tennis every Sunday?
- Her pazar tenis oynamak ister misin?
- It being Sunday, the park was crowded.
- Pazar olduğundan park kalabalıktı.
- We went to church every Sunday.
- Her Pazar kiliseye giderdik.
- Saturday comes before Sunday.
- Cumartesi, Pazar'dan önce gelir.
- Sunday is the day when I am busiest.
- Pazar, en yoğun olduğum gündür.
- Yesterday was Sunday, not Saturday.
- Dün Cumartesi değil, Pazardı.
- Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday and Sunday are the seven days of the week.
- Pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar haftanın yedi günüdür.
- I work every day but Sunday.
- Pazar hariç her gün çalışıyorum.
- I wonder if you'd like to go out with me this Sunday.
- Bu pazar benimle çıkmayı isteyip istemediğini merak ediyorum.
- Yesterday was Thursday and the day after tomorrow is Sunday.
- Dün perşembeydi ve yarından sonraki gün pazar.
- If today was Sunday, I would go fishing.
- Bugün Pazar olsaydı, balığa giderdim.
- Today is Saturday and tomorrow will be Sunday.
- Bugün cumartesi ve yarın pazar olacak.
- My sister washes her shoes every Sunday.
- Kız kardeşim her pazar ayakkabılarını yıkar.
- She plays tennis every Sunday.
- O, her Pazar tenis oynar.
- It being Sunday, the park was crowded.
- Pazar olduğu için park kalabalıktı.
- Since Sunday, the shop has been closed.
- Pazardan beri, dükkan kapalı.
- He plays golf every Sunday.
- Her pazar golf oynuyor.
- My grandfather goes to mass every Sunday.
- Büyükbabam her pazar ayine gider.
- I work every day but Sunday.
- Pazar hariç her gün çalışırım.
- Tom goes to church with Mary every Sunday.
- Tom her pazar Mary ile kiliseye gidiyor.
- Sunday is the Lord's Day.
- Pazar, Tanrı'nın günüdür.
- After Sunday comes Monday.
- Pazardan sonra pazartesi gelir.
- I go to church every Sunday.
- Her pazar kiliseye giderim.
- I wonder if you'd like to go out with me this Sunday.
- Acaba bu Pazar benimle dışarı çıkmak ister misin?
- Sunday follows Saturday.
- Pazar, cumartesiyi takip eder.
- It being Sunday today, we have no school.
- Bugün Pazar olduğu için okul yok.
- We suggested to her that we should go on a picnic the following Sunday.
- Ona bir sonraki Pazar pikniğe gitmeyi önerdik.
- His parents go to church every Sunday.
- Ailesi her Pazar kiliseye gider.
- She used to play tennis every Sunday.
- Her pazar tenis oynardı.
- We go to school every day except Sunday.
- Pazar hariç her gün okula gideriz.
- He plays golf every Sunday.
- O, her Pazar golf oynar.
- We went to church every Sunday when we were in America.
- Amerika'dayken her Pazar kiliseye gittik.
- We work every day except Sunday.
- Biz pazar hariç her gün çalışırız.
- I hope that we see each other next Sunday.
- Umarım haftaya pazar görüşürüz.
- I had to work on Sunday.
- Ben Pazar çalışmak zorundaydım.
- Sunday is when I spend my time reading.
- Pazar, zamanımı okuyarak geçirdiğim gündür.
- Tom goes to church with Mary every Sunday.
- Tom her Pazar Mary ile kiliseye gider.
- It has been raining since Sunday.
- Pazardan beri yağmur yağmaktadır.
- What plans do you have for Sunday?
- Pazar için ne planların var?
- He works every day but Sunday.
- O, Pazar hariç her gün çalışır.
- Next year my birthday will fall on Sunday.
- Önümüzdeki sene doğum günüm Pazara denk gelecek.
- Helen visits her uncle every Sunday.
- Helen, her Pazar amcasını ziyaret eder.
- After Saturday comes Sunday.
- Cumartesi'den sonra Pazar gelir.
- What are your plans for Sunday?
- Pazar için planların neler?
- I buy donuts every Sunday after church.
- Her pazar kilise çıkışında donut alıyorum.
- They worship every Sunday.
- Onlar her Pazar ibadet ederler.
- I go to sleep at seven in the morning every Sunday.
- Her pazar sabah yedide uyumaya giderim.
- He put off his departure till Sunday.
- Gidişini Pazara kadar erteledi.
- She spends time with her grandmother every Sunday.
- Her pazar büyükannesiyle vakit geçiriyor.
- Monday follows Sunday.
- Pazartesi, pazarı takip eder.
- Monday comes after Sunday.
- Pazartesi, Pazar'dan sonra gelir.
- He works every day except Sunday.
- Pazar hariç her gün çalışır.
- We have English lesson every Sunday.
- Her pazar İngilizce dersimiz var.
- That day was a Sunday, so there was no school.
- O gün Pazar olduğu için okul yoktu.
- The days of the week are Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday, and Sunday.
- Haftanın günleri pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar'tır.
- Tom works every day except Sunday.
- Tom pazar hariç her gün çalışır.
- I've forgotten whether it was Saturday or Sunday.
- Cumartesi mi Pazar mı olduğunu unuttum.
- They go to church every Sunday.
- Onlar her Pazar kiliseye giderler.
- Other than Sundays, I work every day.
- Pazar dışında her gün çalışırım.
- Since it was Sunday, the store was closed.
- Pazar olduğu için dükkan kapalıydı.
- Every Sunday, a new body was discovered.
- Her pazar yeni bir ceset bulunuyordu.
- I slept all day yesterday, because it was Sunday.
- Dün bütün gün uyudum çünkü Pazardı.
- What a beautiful Sunday to read in the sun.
- Güneşin altında kitap okumak için ne güzel bir pazar.
- I work every day save Sundays.
- Pazar hariç her gün çalışıyorum.
- His birthday falls on Sunday.
- Onun doğum günü pazara rastlıyor.
- Monday follows Sunday.
- Pazartesi Pazar'ı takip eder.
- Tom works every day except Sunday.
- Tom pazar hariç her gün çalışıyor.
- Sunday is the day when people go to church.
- Pazar, insanların kiliseye gittiği gündür.
- Helen visits her uncle every Sunday.
- Helen her Pazar amcasını ziyaret ediyor.
- We work every day except Sunday.
- Pazar hariç her gün çalışıyoruz.
- Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday and Sunday are the days of the week.
- Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar haftanın günleri.
- Does Tom still go to church every Sunday?
- Tom hâlâ her pazar kiliseye gidiyor mu?
- I literally ate a dozen eggs on Easter Sunday.
- Paskalya Pazarında bir düzine yumurta yedim.
- Layla was at my house the previous Sunday.
- Layla önceki pazar benim evimdeydi.
- Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday and Sunday are the days of the week.
- Pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar haftanın günleridir.
- We're having a sukiyaki party this Sunday.
- Bu Pazar bir sukiyaki partisi veriyoruz.
- Tom works every day but Sunday.
- Tom pazar hariç her gün çalışır.
- Tomorrow is Sunday.
- Yarın pazar.
- Sunday comes after Saturday.
- Pazar, cumartesiden sonra gelir.
- She used to play tennis every Sunday.
- Eskiden her pazar tenis oynardı.
- Today is Sunday.
- Bugün pazar.
- Sunday is the first day of the week.
- Pazar haftanın ilk günüdür.
- Does Tom go to church every Sunday?
- Tom her pazar kiliseye gider mi?
- Tom sat on a bench in the park reading the Sunday newspaper.
- Tom pazar gazetesini okuyarak parktaki bir bankta oturuyordu.
- Tom works every day but Sunday.
- Tom pazar hariç her gün çalışıyor.
- The days of the week are Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday, and Sunday.
- Haftanın günleri Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar.
Show More (144)
|
|
- The timeframe should, in my view, be limited to Sundays.
- Benim görüşüme göre zaman dilimi Pazar günleri ile sınırlı olmalıdır.
- This is in line with the special position of Sundays and can prevent a build-up of recreational and goods traffic.
- Bu, Pazar günlerinin özel konumuyla uyumludur ve eğlence ve mal trafiğinin birikmesini önleyebilir.
- Most countries already vote on the same day, namely Sunday.
- Çoğu ülke zaten aynı gün, yani Pazar günü oy kullanıyor.
- The timeframe should, in my view, be limited to Sundays.
- Bana göre zaman dilimi Pazar günleri ile sınırlı olmalıdır.
- I have been having trouble with Blogger since Sunday.
- Pazar gününden beri Blogger'da sorun yaşıyorum.
- I've been sick since Sunday.
- Pazar gününden beri hastayım.
- Yesterday it was Sunday so I slept all day.
- Dün pazar günüydü, ben de bütün gün uyudum.
- On the following Sunday, I'll have time.
- Önümüzdeki pazar günü vaktim olacak.
- The show's Sunday.
- Gösteri pazar günü.
- Sunday, Tom ate a birthday cake.
- Pazar günü Tom doğum günü pastası yedi.
- It is imperative for you to finish by Sunday.
- Pazar gününe kadar bitirmen zorunlu.
- Have I ever asked you to work on a Sunday?
- Ben hiç bir pazar günü çalışmanı istedim mi?
- He works Sundays.
- Pazar günleri çalışıyor.
- I hate Sundays.
- Pazar günlerinden nefret ediyorum.
- I don't work on either Saturday or Sunday.
- Ne cumartesi ne de pazar günü çalışıyorum.
- Are you willing to work on Saturday and Sunday this week?
- Bu hafta cumartesi ve pazar günleri çalışmaya istekli misin?
- In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.
- Arap ülkeleri ve İsrail hariç çoğu ülkede Cumartesi ve Pazar günleri hafta sonu olarak tanımlanır.
- I slept all day yesterday, since it was Sunday.
- Pazar günü olduğu için dün bütün gün uyudum.
- The party's Sunday.
- Parti pazar günü.
- Yesterday was Sunday, not Saturday.
- Dün Pazar günüydü, Cumartesi değil.
- Tom usually sleeps in on Saturdays and Sundays.
- Tom cumartesi ve pazar günleri genellikle uyur.
- He has been ill ever since Sunday.
- Pazar gününden beri hasta.
- This year, Valentine's Day falls on a Sunday.
- Bu yıl Sevgililer Günü Pazar gününe denk geliyor.
- I slept all day yesterday, because it was Sunday.
- Dün bütün gün uyudum, çünkü Pazar günüydü.
- I've never asked Tom to work on a Sunday.
- Tom'dan hiç pazar günü çalışmasını istemedim.
- It is imperative for you to finish by Sunday.
- Pazar gününe kadar bitirmeniz şart.
- Sunday comes after Saturday.
- Pazar günü Cumartesi'den sonra gelir.
- Sundays I don't go to school.
- Pazar günleri okula gitmem.
- Sunday is when I spend my time reading.
- Pazar günleri zamanımı okuyarak geçiririm.
- Please tell me I won the tickets for Sunday.
- Bana pazar günü için bilet kazandığımı söyle lütfen.
- What plans do you have for Sunday?
- Pazar günü için ne planın var?
- Sunday is the day when people go to church.
- İnsanlar Pazar günü kiliseye gider.
- Please tell me I won the tickets for Sunday.
- Lütfen bana pazar günü için bilet kazandığımı söyle.
- Yesterday was Sunday.
- Dün Pazar günüydü.
- I love lazy Sundays.
- Tembel pazar günlerini severim.
- Easter will always be celebrated on a Sunday.
- Paskalya her zaman bir Pazar günü kutlanacaktır.
- He works Sundays.
- O, pazar günleri çalışır.
- I work every day except for Sundays.
- Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- It was Sunday, and shops were closed.
- Pazar günüydü ve dükkânlar kapalıydı.
- I can't believe that I'm working on a Sunday.
- Pazar günü çalıştığıma inanamıyorum.
- Saturday comes before Sunday.
- Cumartesi, pazar gününden önce gelir.
- The banks are closed Sunday.
- Bankalar pazar günleri kapalıdır.
- Every Sunday, a new body was discovered.
- Her pazar günü, yeni bir ceset bulundu.
- Sunday is not a workday for me.
- Pazar günleri benim için iş günü değildir.
- I should be enjoying Sunday with my family.
- Pazar günü ailemle eğleniyor olmalıydım.
- I'd like to extend my stay through Sunday.
- Kaldığım süreyi Pazar gününe kadar uzatmak istiyorum.
- Saturdays and Sundays are rest days.
- Cumartesi ve Pazar günleri dinlenme günüdür.
- I work every day save Sundays.
- Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- Tom usually sleeps in on Saturdays and Sundays.
- Tom genellikle Cumartesi ve Pazar günleri uyur.
- Sunday, Tom ate a birthday cake.
- Pazar günü Tom bir doğum günü pastası yedi.
- Since Sunday, the shop has been closed.
- Pazar gününden beri dükkan kapalı.
- The party's Sunday.
- Parti, pazar günü.
- I haven't had any chocolate cake in a month of Sundays.
- Bir aydır pazar günleri çikolatalı kek yemedim.
- He has been ill ever since Sunday.
- O, Pazar gününden beri hastadır.
- Sunday is the day when I am least busy.
- Pazar günleri en az meşgul olduğum gündür.
- What are you doing Sunday?
- Pazar günü ne yapıyorsun?
- I'd like to extend my stay through Sunday.
- Kalışımı Pazar gününe kadar uzatmak istiyorum.
- I've never asked Tom to work on a Sunday.
- Ben asla bir pazar günü Tom'un çalışmasını istemedim.
- My sister washes her shoes every Sunday.
- Kız kardeşim her pazar günü ayakkabılarını yıkar.
- This year, Valentine's Day falls on a Sunday.
- Bu yıl Sevgililer Günü bir pazar gününe denk geliyor.
- The museum is closed Sundays.
- Müze pazar günleri kapalıdır.
- I love lazy Sundays.
- Tembel pazar günlerini seviyorum.
- Sunday is the day when I am busiest.
- Pazar günü en meşgul olduğum gündür.
- Are you willing to work on Saturday and Sunday this week?
- Bu hafta Cumartesi ve Pazar günleri çalışmak istiyor musun?
- Saturdays and Sundays are rest days.
- Cumartesi ve pazar günleri dinlenme günleridir.
- It was Sunday yesterday.
- Dün Pazar günüydü.
- Sunday's match will be crucial.
- Pazar günkü maç çok önemli olacak.
- Sundays I don't go to school.
- Pazar günleri okula gitmiyorum.
- It has been raining since Sunday.
- Pazar gününden beri yağmur yağıyor.
- It was Sunday, and shops were closed.
- Pazar günüydü ve dükkanlar kapalıydı.
- The museum is closed Sundays.
- Müze pazar günleri kapalı.
- I work every day save Sundays.
- Pazar günleri hariç her gün çalışıyorum.
- Layla was at my house the previous Sunday.
- Leyla önceki pazar günü evimdeydi.
- On the following Sunday, I'll have time.
- Bir sonraki Pazar günü, zamanım olacak.
- Tom put off his departure till Sunday.
- Tom yola çıkmayı Pazar gününe erteledi.
- What are your plans for Sunday?
- Pazar günü için planınız nedir?
- He put off his departure till Sunday.
- Yola çıkışını Pazar gününe erteledi.
- Sunday is the day when I am busiest.
- Pazar günü en yoğun olduğum gündür.
- My birthday falls on a Sunday this year.
- Doğum günüm bu yıl Pazar gününe denk geliyor.
- The banks are closed Sunday.
- Bankalar pazar günleri kapalı.
- I'm not home Sundays.
- Pazar günleri evde değilim.
- Have I ever asked you to work on a Sunday?
- Senden hiç pazar günü çalışmanı istedim mi?
- Other than Sundays, I work every day.
- Pazar günleri dışında her gün çalışıyorum.
- See you Sunday at three.
- Pazar günü saat üçte görüşürüz.
- What are your plans for Sunday?
- Pazar günü için planlarınız neler?
- The day after Sunday is Monday.
- Pazar gününden sonraki gün Pazartesi.
- He would often go fishing on a fine Sunday.
- Güzel bir Pazar günü sık sık balık tutmaya giderdi.
- The next holiday falls on a Sunday.
- Bir sonraki tatil Pazar gününe denk geliyor.
- Tom postponed his departure till Sunday.
- Tom ayrılışını Pazar gününe erteledi.
Show More (86)
|