Tureng - take a bus - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	take a bus	otobüse binmek	v.
	It's too far to walk to the station, so let's take a bus. İstasyona yürümek için çok uzak, o yüzden otobüse binelim. Let's take a bus. Hadi otobüse binelim. Since Tom can't drive me, I'm going to take a bus to the airport. Tom beni götüremediği için havaalanına giden bir otobüse bineceğim. I have to take a bus to go anywhere. Herhangi bir yere gitmek için bir otobüse binmek zorundayım. Why don't we take a bus? Neden otobüse binmiyoruz? It's too far to walk to the station, so let's take a bus. İstasyon yürümek için çok uzak, bu nedenle bir otobüse binelim. I'd recommend taking a bus. Bir otobüse binmenizi tavsiye ederim. Let's take a bus. Haydi otobüse binelim. He does not like to take a bus, no matter when. O ne zaman olursa olsun, bir otobüse binmekten hoşlanmaz. I had to take a bus from Boston. Boston'dan bir otobüse binmek zorunda kaldım. He does not like to take a bus, no matter when. Ne zaman olursa olsun otobüse binmeyi sevmez. My car broke down, so I had to take a bus. Arabam bozuldu, bu yüzden otobüse binmem gerekti. I'd recommend taking a bus. Otobüse binmenizi tavsiye ederim. I had to take a bus from Boston because all the flights had been canceled. Boston'dan otobüse binmek zorunda kaldım çünkü tüm uçuşlar iptal edilmişti. Take a bus. Otobüse bin. I had to take a bus from Boston because all the flights had been canceled. Tüm uçuşlar iptal edildiği için Boston'dan bir otobüse binmek zorunda kaldım. My car broke down, so I had to take a bus. Arabam bozuldu, bu yüzden bir otobüse binmek zorunda kaldım. Flying is safer than taking a bus. Uçmak otobüse binmekten daha güvenli. Take a bus. Bir otobüse bin. She advised him to walk instead of taking a bus. Ona otobüse binmek yerine yürümesini tavsiye etti. Tom says he'd rather walk than take a bus. Tom otobüse binmektense yürümeyi tercih ettiğini söylüyor. I took a bus so as not to be late for my appointment. Randevuma geç kalmamak için otobüse bindim. I have to take a bus to go anywhere. Bir yere gitmek için otobüse binmek zorundayım. I'd rather walk than take a bus. Otobüse binmektense yürümeyi tercih ederim. I had to take a bus from Boston. Boston'dan otobüse binmek zorunda kaldım. Show More (22)
2	take a bus	otobüsle gitmek	v.
	Even though I could take a bus to school, I usually walk. Okula otobüsle gidebilmeme rağmen genellikle yürürüm. Since Tom can't drive me, I'm going to take a bus to the airport. Tom beni götüremeyeceğine göre, havaalanına otobüsle gideceğim. I usually take a bus to work. Genelde işe otobüsle giderim. I usually take a bus to school. Genellikle okula otobüsle giderim. Even though I could take a bus to school, I usually walk. Okula otobüsle gidebilsem de genelde yürüyorum. Tom takes a bus to work. Tom işe otobüsle gitti. Show More (3)